Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/583 E. 2021/380 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/583 Esas
KARAR NO:2021/380

DAVA:Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ:21/10/2020
KARAR TARİHİ:29/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigortanın … numaralı poliçeyle sigortalısı bulunan dava dışı …’e ait daireye davalının sorumluluğunda bulunan ana su borusunun patlaması sonucu sızan suların verdiği hasar nedeniyle müvekkilinin sigortalısına ekspertiz raporu doğrultusunda 5.190,00-TL ödediğini, söz konusu ödeme sonrası davalıya 11/09/2019 tarihinde rücu mektubu göndererek TTK 1472. maddesi kapsamında hasarın meydana gelmesinde sorumluluğu bulunması nedeniyle davalıdan ilgili tazminatı ödemesinin talep edildiği ancak davalı tarafından herhangi bir ödeme gerçekleştirilmediğini, …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını ancak davalının icra takibine itiraz etmesi nedeniyle durdurulduğunu, bu nedenle huzurdaki davayı açma zorunluluğunun doğduğunu, açıklanan ve Mahkemece re’sen gözetilecek nedenlerle borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile takip dosyasında belirtilen ticari temerrüt faizi ile müvekkilinin sigortalısına ödeme yaptığı tarihten itibaren ödemeye ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tazminat talebine dayanak gösterdiği olguların hizmet kusuru niteliğinde olduğundan davanın ancak 2577 sayılı kanunun 2. ve 13. Maddeleri gereği görevli idare mahkemesinde görülebileceğini, davanın görevli mahkemede ikame olunmaması ve re’sen gözetilecek nedenlerle davanın usulden reddini, ayrıca binanın bodrum zeminden gelen sulara karşı yeterli izolasyon olmaması, binanın harici su baskınlarına karşı tedbirsiz olması ve inşaat tekniğine aykırı yapılmış olması nedeniyle meydana gelene hasardan idarenin kusurunun bulunmadığını, kusur ile sorumlulukta uygun illiyet bağı olmadığından davanın reddini, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın haksız fiile sebebiyet veren davalıdan rücuen tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosyamıza celb edilen …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının tetkikinde, davacı tarafından, davalı aleyhine toplam 5.270,41 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin takibin durduğu, davacının itirazın iptali davası açtığı anlaşılmıştır.
Davaya konu olayda davacı sigorta şirketi, dava dışı sigortalı ile arasındaki sigorta sözleşmesinden kaynaklı yaptığı hasar ödemesini, sigortalısının halefi olarak ödediği bedelin tazmini için …’ye icra takibi yapmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 16/1. maddesinde kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları hükme bağlanmıştır. Bu durumda davalı … Genel Müdürlüğü ile davacının sigortalısı arasında haksız fiilden kaynaklanan davaya bakma görevinin idari yargıda değil adli yargıda çözümlenmesi gerektiğinden işbu davada adli yargının görevli olduğu göz önünde bulundurulmuştur.
Somut olayda davacı, sigortalısı dava dışı … halefi olarak davayı açmış olup, dava dilekçesinde belirtmiş olduğu gibi sigortalısına …Sigorta Poliçesi isimli konut sigortasıyla evini sigorta ettirmiştir. … Genel Müdürlüğü ile davacının sigortalısı arasındaki haksız fiilden kaynaklanan davada uyuşmazlığın tacirler arasındaki haksız fiilden kaynaklanmadığı, konut sigortası ile ikamet ettiği evini sigorta ettiren dava dışı …’ün konutunda meydana gelen hasarı sigorta poliçesi kapsamında tazmin eden davacı sigorta şirketinin sigortalısının haklarına halef olarak icra takibi başlatması ve itirazın iptali davası açması sebebiyle dava dışı sigortalının şahıs olarak konutunu sigorta ettirmesi ve bu konutun zarara uğraması nedeniyle sigortalı şahıs ile … arasında ticari bir ilişkinin veya her iki tarafı da tacir olanlar arasında oluşan bir haksız fiilin mevcut olmadığı anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK.4.maddesi kapsamında her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmadığı gibi bu maddede sayılan diğer hallerden de olmadığı, dolayısıyla 22/03/1944 tarih, … E., …K sayılı, 03/07/1944 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında ve Yargıtay’ın emsal kararlarında da ( bkz. Y. 17. H.D 15/12/2015 tarih E. 2015/… K. 2015/…) belirtildiği gibi, sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmadığı, bu nedenle halefiyet davasının ticari bir dava sayılamayacağı, bu davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibi olduğu anlaşılmıştır. Davacı şirketin halefi olduğu dava dışı … ile zarara sebebiyet veren … arasında bir sigorta sözleşmesi bulunmamaktadır. Davacı sigorta şirketi olup, buna göre uyuşmazlığın konutta oluşan hasarın …’ye ait ana su borusunun patlaması sebebiyle sızan sularla ilgili haksız fiilden kaynaklandığından ticari bir dava olmadığı, genel yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin bu davaya bakmakta görevli olduğu, görev hususunun kamu düzeninden ve dava şartı olduğundan taraflarca ileri sürülmese bile mahkemece resen takdir edileceğinden uyuşmazlığı çözmekte genel yetkili mahkeme olan İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine yönelik aşağıdaki şekilde karar tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Görev hususunun 6100 Sayılı HMK 114/1-c hükmü kapsamında “dava şartı” niteliğinde olması nedeniyle HMK 115/2, fıkrası uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
(2)6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 20. Maddesi uyarınca bu görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin kararı veren mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edildiğinde dava dosyasının görevli … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
(3)Dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
(4)HMK m. 331/2 hükmü gözetilerek; dosyanın görevli … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi halinde, yargılama harç ve giderleri hususunda görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesince karar verilmesine; aksi durumda talep üzerine dosyanın ele alınarak yargılama giderleri hususunda bir karar verilmesine,
(5)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/04/2021

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.