Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/582 E. 2022/161 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/582 Esas
KARAR NO :2022/161

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:21/10/2020
KARAR TARİHİ:17/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında akdedilen 13 Temmuz 2016 tarihli Satım Sözleşmesi uyarınca aradaki ticari ilişkinin devam ettiğini, davacının işbu ticari ilişki devam ederken unvanını Limited Şirket vasfından çıkararak … İç ve Dış Tic. A.Ş. olarak değiştirdiğini, ancak bu değişiklikten sonra davalı şirketin, davacının Limited Şirket unvanı altındayken borçlandığı bedelleri ödemediğini, davalının, davacıya 30 Eylül 2019 tarihli cari hesap tablosunda yer alan 506.601,05-TL tutarındaki borcunun olduğunu, borçlu şirkete … 18. Noterliği’nin 4 Mart 2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiğini, ihtarname tarihinde davalı şirketin borcunun toplam 717.684,45-TL’ye ulaşmasına rağmen müvekkili tarafından yalnızca Limited Şirket dönemine ilişkin alacakların talep edildiğini, davalı şirket tarafından keşide edilen … 17. Noterliği’nin 10 Mart 2020 tarihli ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesiyle davalının davacıya borcunun olmadığının bildirildiğini, bu nedenle davacı tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasından ilamsız takip başlatıldığını, takip tarihinde borçlu şirketin borcu 715.525,37-TL’ye ulaştığını ancak buna rağmen davacının iyi niyetli bir şekilde yalnızca Limited Şirket dönemine ilişkin alacakları için takip başlattığını, bu nedenle takip çıkışının, 30.09.2020 tarihli cari hesap alacağı 506.601,05-TL üzerinden başlatıldığını, davalı şirketin takibe haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu,davacının tüzel kişiliğinde bir değişiklik olmaksızın yalnızca tür değişikliği yapılmış olmasına rağmen, davalı tarafından borcu bulunmadığı yönündeki savunmanın kabulünün mümkün olmadığını, davalının itiraz etmesine rağmen takip tarihinden sonra davacıya toplam değeri 253.341,26-TL olan ödemeler yaptığını ancak davacıya olan bakiye borcunu ödemediğini, cari hesap tablosu uyarınca davalı şirketin borcunun 550.946,35-TL’ye ulaşmış olmasına rağmen, işbu itirazın iptali davasının, icra takip çıkışı olan 506.601,05-TL’den, 253.341,26-TL’lik ödemenin mahsubuyla 253.259,79-TL üzerinden ikame edildiğini beyanla …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasına yapılan kötü niyetli, haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin 253.341,26-TL üzerinden devamını, takibin tamamına itiraz edildiğinden ve icra takibi ile işbu davanın açılmasına davalının sebebiyet vermesi nedeniyle icra dosyasındaki vekalet ücreti ve takip giderlerinin takip çıkışı olan 506.601,05-TL üzerinden hesaplanmasını, davalı şirketin itirazında haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle takip çıkışının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin usulüne göre hazırlanmadığını ve davacının iddia ettiği hususları ispat etme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davacının cari hesabına dayanak gösterdiği faturaları ibraz etmediğini, faturaların sözleşmeye uygun olarak tanzim edildiğini ispat edemediğini, davalı şirketin hesaplarında yapılan yapılan incelemede davacı ile süregelen ticari ilişki kapsamında herhangi bir muaccel alacağa rastlanmadığını, davalı şirketin davacı tarafça usulüne uygun olarak tanzim ve teslim edilen tüm faturaları kayıt altına aldığını ve tahsili gereken tüm alacak kalemlerinin hesaptan düşülmesi neticesinde ortaya çıkan bakiyeyi davacıya ödediğini, gerek borcun gerekse temerrüdün bulunmaması nedeniyle işbu davanın reddinin gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 7. maddesinde, davalı şirketin kayıtlarının kesin delil olacağının kararlaştırıldığını, bu sebeple huzurdaki incelemenin salt davalı şirketin kayıtları üzerinden yapılması gerektiğini, davadaki alacak likit ve muayyen olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığını beyanla davanın usulden reddini, esastan inceleme yapıldığında kat edilip edilmediği belli olmayan cari hesap ilişkisine dayanılarak açılmış olan hukuki dayanaktan yoksun işbu davanın reddini, cari hesap ilişkisindeki tutarsızlığa kendi kusur ve eylemi ile yol açmış olan davacının haksız davasının isteminin reddini, davacı şirketin asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası, fatura ve irsaliyeler, cari hesap ekstreleri, sözleşmeler, ticaret sicil kayıtları, ihtarnameler, vergi dairesi kayıtları ve banka kayıtları Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, bilirkişi …ye tevdii edilen dosyada tanzim olunan 13/10/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; her iki şirketin 6102 sayılı TTK. m. 64/3, VUK. m. 182 uyarınca tutulması zorunlu olan ticari defterleri ile ilgili olarak 2019 ve 2020 yıllarına ait envanter defterinin açılış tasdikinin zamanında yapıldığı, 2019 ve 2020 yılına ait e-defter beratlarının alındığı, bu itibarla HMK 222 maddesi ve 6102 sayılı TTK 64/3 maddeleri gereğince mevcut haliyle tarafların ticari defterlerinin kendi lehine delil niteliğinin bulunduğu kanaatine varıldığı, 13/07/2016 tarihinde Satım Sözleşmesi akdedildiği, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2016 yılında başladığı, muavin kayıtlarına dayalı cari hesap ekstrelerinde, 30/09/2019 tarihinde taraflar arasında mal alım ve satımının durduğu, 31/12/2019 tarihine kadar fatura düzenlenmediği, bu tarihten 28/01/2020 tarihine kadar davalının düzenlediği 7 adet iade faturasının bulunduğu, 2017 ve 2018 yıllarında cari hesap tutarlarında mutabakat olduğu, 2019 yılında üçer aylık dönemlerde borç / alacak karşılaştırılmasında, küçük tutarlarda farklılıklar tespit edildiği, bu farklılığın davalı … A.Ş.’nin ay sonunda kendisine gönderilen bir kısım faturaları hesaplara geç intikal ettirmesinden kaynaklı olduğu, 30/09/2019 ihtarname tarihli alacak / borç tutarında 5.905,09-TL fark bulunmasına karşılık davalı firmanın 30/09/2019 tarihli 6 adet faturayı Ekim ayının il günlerinde kayıt altına aldığı, bu tarih itibari ile davacı alacağı olarak ihtarnameye konu edilen 506.601,05-TL tutarda mutabakat olduğu, davacının sunduğu cari hesap hareketlerinin 21/09/2020 tarihinde son bulduğu, 18/03/2020 takip tarihinde davalı kayıtlarında davacı alacağının daha fazla göründüğü, ihtarnameye konu alacak tutarında her iki firmanın kayıtlarında mutabakat bulunduğundan dosyada mevcut olmasına karşılık BA / BS formlarının irdelenmesine gerek kalmadığı, takibe esas alınan tarih olan 30/09/2019 tarihinde tarafların cari hesaplarının karşılıklı olarak aynı bakiyeyi verdiği, takip tarihinden sonra davalı tarafın davacıya muhtelif tarihlerde toplam 253.341,26 TL ödediği, takip tutarı 506.601,05-TL olduğundan tahsilat sonrası kalan bakiyenin (506.601,05-TL – 253.341,30-TL) 253.259,75-TL olduğu, davacının 04/03/2020 tarihinde gönderdiği ihtarnamede 30/09/2019 tarihli cari hesap alacağının 506.601,05-TL olduğunun belirtildiği, davalının cevabi ihtarnamesinde bu tutar kadar borcun bulunmadığının belirtilmesine karşılık davalı cari hesabında bu tutarın teyit edildiği, davacının 18/03/2020 tarihinde aynı tutar üzerinden takip başlattığı, takip tarihinde davalı kayıtlarının borcu teyit ettiği, davacının takip tarihinden sonra ödemeler yaptığının anlaşıldığı, bu ödemeler toplamının 253.341,26-TL olduğu, davacının bu ödemeleri takip tutarından tenzil etmek sureti ile işbu davayı 253.259,79-TL üzerinden ikame ettiği, sonuç olarak; davacının davalıdan 30/09/2019 tarihinde alacağının 506.601,05-TL olduğu ve bu tutarın davalı kayıtlarında da teyit edildiği, hatta davalının cari hesabındaki kayıtlardaki alacak tutarının davacının kayıtlarından fazla olduğunu, 04/03/2020 ihtarname tarihinde taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi kaynaklı davacı kayıtlarında alacağın daha da yükselerek 717.684,45-TL’ye ulaştığı, davalı kayıtlarında 629.740,08-TL’ye yükseldiği aradaki fark olan 87.944,37-TL’nin davalının bir kısım eski tarihli faturaları 05/03/2020 ve 06/03/2020 tarihinde kayıtlara alması kaynaklı olduğu, yani ihtarnamede davalının borcunun devam ettiği, davacının 18/03/2020 tarihinde 30/09/2019 tarihli bakiye olan 506.601,05-TL üzerinden takip başlattığı, bu tarihten sonra yapılan 253.341,26-TL’lik ödemeyi, 07/10/2020 tarihli ihtarnamede belirttiği üzere takip borcuna mahsup ettiği, bu durumda davacının takibe konu alacağının dava tarihi olan 21/10/2021 tarihi itibarı ile 253.259,75-TL olarak görüldüğü, davalının 06/10/2021 tarihi itibarı ile tarafların imzasını içermeyen bir teyit mektubu düzenlediği ve cari hesap borcunun 766.032,00-TL olduğu bu tutarın 425.304,52-TL’lik kısmının sat / öde sistemi ile alınan mallardan oluştuğunun belirtildiği, bu çerçevede; davacının, davalıdan 30/09/2019 tarihli cari hesaba ve takibe konu edilen alacağının dava tarihi itibarı ile 253.259,75-TL olduğu, takip tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar takibe konu alacak tutarına reeskont faizi talep edilebileceği, bu tarihten sonra yapılan ticaret kaynaklı alacağın davacı tarafından takibe konu edilmediğinden bu hususta inceleme yapılmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali davasıdır.
…. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 506.601,05-TL muhtelif faturalardan kaynaklanan cari hesap alacağı (fatura, ihtarname, sözleşme ve cari hesap ekstresi) üzerinden takip başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, alacaklının itirazın iptali davası açtığı anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama, davacının iddiaları, davalının savunmaları, icra takip dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; açılan dava taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle düzenlenen fatura ve cari hesap bakiyesi alacağının tahsiline ilişkindir. Tarafların tacir olduğu davacı tarafından delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 maddeleri uyarınca ticari defter ve belgeler nezdinde mali yönden bilirkişi incelemesi yapılması yoluna gidilmiştir. Yapılan bilirkişi incelemesinde tarafların usulüne uygun olarak tutulan HMK 222. Maddesi uyarınca delil vasfına haiz ticari kayıtların sunulduğu anlaşılmıştır. Davacı ve davalı tarafından sunulan ticari defter ve kayıtların incelenmesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporundaki tespitlerden; tarafların 2017 ve 2018 yıllarındaki cari hesap tutarlarında mutabakat olduğu, 30/09/2019 tarihine kadar mal alım satışının devam ettiği, 31/12/2019 tarihinden sonra ise fatura düzenlenmediği, yalnızca bu tarihten 28/01/2020 tarihine kadar davalının 7 adet iade faturası düzenlediği, davacı tarafından … 17. Noterliği’nin 10/03/2020 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesinde talep edilen 506.601,05 TL tutarlı alacak bakımından davalının cari hesaplarında aynı miktarda davacıya borcunun olduğu gözüktüğü, davalının takip tarihinden sonra bir kısım ödemeler yaptığı, sonuç itibariyle gerek davacının gerek davalının cari hesapları gerekse ihtarnamedeki tutarın davacının takip tarihindeki alacağını teyit ettiği ve tarafların ticari defter ve kayıtlarının birbiriyle örtüştüğü tespit edilmiştir.
Davacı ve davalı şirketin cari hesap bakiyelerinde mutabakat bulunduğu anlaşılmakla davalı taraf her ne kadar icra dosyasına yapmış olduğu itirazında ve mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde borcun olmadığını belirtse de davalının cari hesaplarından davacının takip tarihi itibariyle 506.601,05 TL alacağı teyit edilmiştir. TK 21/2. Maddesi uyarınca davacı tarafça tanzim edilen faturalara 8 gün içinde itiraz edildiğine ilişkin dosyada davalı tarafından sunulmuş herhangi bir belgenin bulunmadığı, davacı HMK 222. Maddesi uyarınca usulüne uygun tutulmuş lehine delil teşkil eden ticari defterlerinde ve davalının defter ve kayıtlarıyla borç alacak bakiyesinde mutabık olunduğu, taraf defter ile kayıtlarını birbirini doğruladığı, davacının alacak miktarının her iki tarafın kayıtlarında kayıtlı olduğu, hatta davalının kayıtlarında davacının daha fazla alacağının bulunduğu tespit edildiği, sonuç itibariyle davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 506.601,05 TL alacağının bulunduğu ve bunun tahsili bakımından icra takibi yapabileceği anlaşılmıştır. Davalı taraf aleyhine başlatılan icra takibinden sonra ancak dava tarihi olan 21/10/2020 tarihinden önce olmak üzere; davalının davacıya 11/05/2020 tarihinde 38.863,19 TL, 11/05/2020 tarihinde 36.513,04 TL, 11/05/2020 tarihinde 28.169,55 TL, 20/05/2020 tarihinde 14.028,29 TL, 10/06/2020 tarihinde 21.999,02 TL, 22/06/2020 tarihinde 11.805,97 TL, 10/07/2020 tarihinde 32.879,85 TL, 20/07/2020 tarihinde 10.184,27 TL, 10/08/2020 tarihinde 8.960,39 TL, 20/08/2020 tarihinde 7.753,00 TL, 10/09/2020 tarihinde 22.917,29 TL, 21/09/2020 tarihinde 19.267,40 TL olmak üzere toplam 253.341,26 TL ödeme yaptığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça açılan itirazın iptali davasında davadan önce ödenen bedeller mahsup edilerek 253.259,79 TL üzerinden dava değeri belirtilerek harç yatırıldığı tespit edilmekle; icra takip tutarı 506.601,05-TL olduğundan tahsilat sonrası kalan bakiyenin (506.601,05-TL – 253.341,30-TL) 253.259,75-TL olduğu nazara alındığında, davacının yapılan ödemeler mahsup edildiğinde talep edilen tutar kadar alacağının olduğu sonucuna varılmıştır. Bu sebeplerle davacının davalıdan bakiye 253.259,75-TL tutarında alacağı olduğu ve bunu davalıdan tahsilini talep edebileceği anlaşıldığından davanın kabulü ile davalının …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen iptali ile yapılan ödemeler düşülerek takibin 253.259,79-TL asıl alacak üzerinden devamına karar verilmiştir. Ayrıca davacı vekili dava dilekçesinde takibin tamamına itiraz edildiğinden davalı şirketin itirazında haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle takip çıkışının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiş olup; alacağın likit ve belirlenebilir olduğu anlaşılmakla ancak İİK 67/2. Maddesinde açıkça: ”davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. ” hükmü bulunduğu dikkate alınarak İİK 67/2 maddesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatiyle kabul edilen alacağın %20′ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın KABULÜ İLE, davalının …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazların kısmen iptali ile, icra takibinin 253.259,79-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacak tutarına takip tarihinden alacak tahsil edilinceye kadar reeskont avans faizi uygulanmasına,
(2)İİK 67/2. maddesi uyarınca hükmolunan alacağın %20’si oranında (50.651,95-TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
(3)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 17.300,17-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.792,04-TL’nin harçtan mahsubu ile bakiye 15.508,13-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
(4)Davacı tarafından yapılan; 54,40-TL başvuru harcı, 1.792,04-TL peşin harç, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti, 71,00-TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 3.117,44-TL yargılama masrafının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
(5)Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
(6)Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 26.178,19-TL ücret-i vekaletin davalıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
(7)6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13)- (14) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
(8)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/03/2022

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.