Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/579 E. 2021/115 K. 15.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/579
KARAR NO:2021/115

DAVA:Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ:20/10/2020
KARAR TARİHİ:15/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının sigortalısı bulunan …’e ait daireye davalıya ait ana su tesisatındaki kaçak sonucu sızan suların sebebiyet verdiği hasar sonucunda 03/07/2018 tarihli ekspertiz raporu doğrultusunda 08/07/2019 tarihinde 1.810 TL ödediğini, davalıya 09/07/2019 tarihinde rücu mektubu gönderilerek ilgili tazminatı ödemesinin talep edildiğini, ancak davalı tarafça herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalının 2560 Sayılı … Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun hükümleri gereğince düzenlenen görev ve denetim yükümlülüklerine aykırı hareket etmiş olduğundan işbu davaya konu zararın meydana gelmesinden doğrudan sorumlu olduğunu, hasar ihbarı sonucu hazırlanan eksper raporunda sigortalı konutta hasara neden olan olayın …’nin bina su bağlantısındaki kapamayı gereği gibi yapmaması olduğunun tespit edildiğini, sigortalının defalarca …’ye bildirimde bulunarak yaşadığı hasar ve sorunları iletmiş olmasına karşın … tarafından gerekli önlemlerin kanuna aykırı şekilde alınmadığını, ayrıca eksperler tarafından oluşan hasarın nedeni dahili su olarak belirlenmiş olup hasarın vade içerisinde meydana geldiğinin kanaat edildiğini, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, bu nedenlerle itirazın iptaline, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle davacının sigortalısına ödeme yaptığı tarihten itibaren ödemesine ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davada yargı yolunun idare mahkemeleri olduğunu, davanın … İdare Mahkemelerinde açılması gerektiğini, ayrıca dava konusu yer konut olup dava dışı sigortalı tacir olmadığından görevli mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, dava dilekçesinde davacının hasar yeri, hasar adresi ve hasar tarihini bildirmemekle HMK.27.maddesindeki hukuki dinlenilme haklarının ihlalini amaçladıklarını ve usul hukukuna aykırı bir yöntem uyguladıklarını, usul hukukuna aykırı dava dilekçesinin düzeltilmesine, vakıanın somutlaştırılmasına ve usul hukuku ilke ve nedenlerine göre davacının dilekçesinin reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davalı idareye icra takibinde ve dolayısı ile işbu davada husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, icra takibinde hukuka aykırı bir takip söz konusu olup davacının işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, icra takibine konu edilmeyecek bir iddia ileri sürdüğünü ve kanuna karşı hile niteliğinde bir icra takibi açıldığını, davacı tarafından dilekçesinde bahsedilen ekspertiz raporunun taraflarına tebliğ edilmediğini, bu nedenle hasar tarihi dahi idare açısından ihtilaflı olup davacının iddiasını ispat etmesi gerektiğini, dava haksız fiile dayalı olup haksız fiil zamanaşımı süresinin TBK.da 2 yıl olarak belirlendiğini, zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazlarının bulunduğunu, davacı tarafından hukuki gerekçe olarak dayanılan poliçe ve ekspertiz raporu tek taraflı düzenlenmiş olan davalı idarenin tarafı olmadığı sözleşme ve rapor olup bu belgelerin tek başına delil niteliğine haiz olmadığını, hasar miktarı, hasarın oluşumu ve sebepleri ile hasara neden olan sorumluların tespiti bakımından keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, hasardan gerekli yalıtım izolasyon önlemi almayan bina sahipleri sorumlu olup …’ye yüklenebilir bir kusur bulunmadığını, zararı meydana getiren sebeplerin ve kusuru durumunun tespiti ile iskan izni, binaya ait yapı ruhsatı ve projelerin getirtilmesi, binanın projesine uygun yapılıp yapılmadığının, imar mevzuatına ve … mevzuatına uygun olup olmadığının ve iskan durumunun araştırılması gerektiğini, idareden yapı inşaatı sırasında herhangi bir onay alınıp alınmadığı ve binanın kaçak yapı kapsamında ele alınması gerekip gerekmediğinin araştırılmasını, yine aynı amaçla projede bodrum kat bulunup bulunmadığı, sığınak, depo benzeri kayıtların olup olmadığı hususlarının da araştırılması gerektiğini, sigortacı şirketin sigorta primleri, zarar hesabına katması, ücret ve sigorta primlerini icra takibine konu etmesinin mümkün olmadığını, davaya konu alacak iddiasındaki faiz başlangıcının ödeme tarihinden itibaren istenmesinin hukuka aykırı olduğunu, zira davalı idarenin açılan işbu dava ile birlikte mütemerrit hale geldiğini, bu nedenle faiz isteminde dava tarihinin esas alınması gerektiğini, ayrıca talep edilen alacak miktarının da fahiş olduğunu, idarenin temerrüde düşürülmeden hasar tarihinden itibaren faiz talep edilmesinin hukuk dışı olduğunu, bu nedenlerle öncelikle yargı yolu ve görev itirazlarının kabulü ile görevsizlik kararı verilmesini, idari yargı yolunun görevli olduğunun tespitine, bu mümkün olmadığı taktirde dava dosyasının İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, davanın öncelikle usule aykırılık itirazları nedeniyle reddine, davacının davasının esastan ve tümüyle reddine, davacının faiz isteminin tümüyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davacı ile davalı arasında düzenlenen poliçe çerçevesinde davacının davalının kusurundan kaynaklandığı iddia edilen hasar nedeni ile ödemiş olduğu tazminatın davalıdan rücuen tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasıdır.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası getirtilmiştir.
Davaya konu olayda davacı sigorta şirketi, dava dışı sigortalı ile arasındaki sigorta sözleşmesinden kaynaklı yaptığı hasar ödemesini, sigortalısının halefi olarak ödediği bedelin tazmini için …’ye icra takibi yapmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 16/1. maddesinde kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları hükme bağlanmıştır. Bu durumda davalı … Genel Müdürlüğü ile davacının sigortalısı arasında haksız fiilden kaynaklanan davaya bakma görevinin idari yargıda değil adli yargıda çözümlenmesi gerektiğinden işbu davada adli yargının görevli olduğu göz önünde bulundurulmuştur.
Somut olayda davacı, sigortalısı dava dışı …’in halefi olarak davayı açmış olup, sigortalısına … Sigorta Poliçesi isimli konut sigortasıyla taşınmazını sigorta etmiştir. … Genel Müdürlüğü ile davacının sigortalısı arasındaki haksız fiilden kaynaklanan davada uyuşmazlığın tacirler arasındaki haksız fiilden kaynaklanmadığı, konut sigortası ile taşınmazını sigorta ettiren dava dışı …’in taşınmazında meydana gelen hasarı sigorta poliçesi kapsamında tazmin eden davacı sigorta şirketinin sigortalısının haklarına halef olarak icra takibi başlatması ve itirazın iptali davası açması sebebiyle, dava dışı sigortalının şahıs olarak taşınmazını sigorta ettirmesi ve bu konutun zarara uğraması nedeniyle sigortalı şahıs ile … arasında ticari bir ilişkinin veya her iki tarafı da tacir olanlar arasında oluşan bir haksız fiilin mevcut olmadığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK.4.maddesi kapsamında her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmadığı gibi bu maddede sayılan diğer hallerden de olmadığı, dolayısıyla 22/03/1944 tarih, 37 E., 9.K sayılı, 03/07/1944 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında ve Yargıtay’ın emsal kararlarında da (bkz. Y. 17. H.D 15/12/2015 tarih E. 2015/16051 K. 2015/14148) belirtildiği gibi, sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmadığı, bu nedenle halefiyet davasının ticari bir dava sayılamayacağı, bu davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibi olduğu anlaşılmıştır. Davacı şirketin halefi olduğu dava dışı … ile zarara sebebiyet veren … arasında bir sigorta sözleşmesi bulunmamaktadır. Davacı sigorta şirketi olup, buna göre uyuşmazlığın taşınmazda oluşan hasarın …’ye ait tesisat borularıyla ilgili haksız fiilden kaynaklandığından ticari bir dava olmadığı, genel yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin bu davaya bakmakta görevli olduğu, görev hususunun kamu düzeninden ve dava şartı olduğundan taraflarca ileri sürülmese bile mahkemece resen takdir edileceğinden uyuşmazlığı çözmekte genel yetkili mahkeme olan İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine yönelik aşağıdaki şekilde karar tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, 6100 Sayılı HMK.’nın 2. maddesi uyarınca ilgili ihtilaflara bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olduğu, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla, işbu davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle 6100 sayılı HMK’nun 114/c maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE
2-HMK 20. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesine müteakip taraflarca 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmesi halinde dosyanın görevli … NÖB. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, taraflarca 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmediği takdirde RESEN davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına ,
3-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik ve yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
4-Yargılama, harç ve masrafların ve diğer hususların görevli mahkemece dikkate alınmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır