Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/564 E. 2021/149 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/564 Esas
KARAR NO:2021/149

DAVA:Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ:14/10/2020
KARAR TARİHİ:23/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacıya … poliçe numarası ile sigortalısı bulunan…’a ait daireye, davalı …’ye ait ana pis su giderinin tıkanması sonucu geri tepen suların sebebiyet verdiği hasar sonucunda davacının sigortalısına 25/09/2018 tarihli ekspertiz raporu doğrultusunda 03/10/2018 tarihinde 19.688,49TL ödendiğini, söz konusu ödemeyi takiben davalıya 04/10/2018 tarihinde rücu mektubu gönderilerek TTK 1472.mad kapsamında sigortalının haklarına halef olunduğunu, bu nedenle hasarın meydana gelmesinde sorumluluğu bulunan davalıdan ilgili tazminatın ödenmesinin talep edildiğini, ancak davalının kusuru ile neden olduğu hasar neticesinde sigortalıya yapılan ödeme ile ilgili bir sorumluluğu bulunmadığı beyan edilerek işbu dava tarihine kadar herhangi bir ödeme gerçekleştirilmediğini, dava konusu hasarın …’ye ana pis su giderinin tıkanması sonucu yağmur sularının geri tepmesi nedeniyle meydana geldiğini, davalının denetim yükümlülüğünün de bulunduğunu, denetim yükümlülüğünün yerine getirilmemesinin de davalının sorumluluğuna yol açacağının özellikle düzenlendiğini, dava konusu zararın oluşumunda davalının sorumluluğunun ortada olduğunu beyanla, borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptali ile, takibin takip dosyasında belirtilen faiziyle davacının sigortalısına ödeme yaptığı tarihten itibaren ödemeye ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, öncelikle davanın görevsiz mahkemede açıldığını, işb davada davacının dava dışı sigortalısının tacir olmadığı kabul edildiğinde görevli mahkemelerin … Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca davacının zarar iddiasını ve sigortalısına yatığı ödemeyi ispat etmesi gerektiğini, davacının binada bulunan pis su giderinin arızalanması soncunda geri tepen suların sirayet etmesi sonucu hasarın meydana geldiğini iddia etmekte ise de, söz konusu arızadan dolayı bu hasarın meydana gelmesinin mümkün olmamakla birlikte, binanın mülk sahiplerinin yönetmelik gereği geri tepen sular için çekvalf vb.ekipman ile önlen alması gerektiğini, yasal düzenlemelere göre, atıksu kanalı ile parsel bacası arasındaki bağlantının mevzuata uygun olarak yapılmasının diğer taraftan da atık su kanalı ile parsel bacası arasındaki kanaldaki tıkanıklıkları mülk sahiplerinin açtırmak zorunda olduğunu, somut olayda bina bağlantı kanalındaki tıkanıklıklarının bina/mülk sahiplerince giderilmediğini, bağlantı kanalının temizlenmemiş olması ve hatalı kullanım nedeniyle zararın meydana gelmiş olduğunun anlaşıldığını, bahse konu olayın, yağmur suyundan veya temiz su hattından kaynaklanmış olup olmadığının araştırılması gerektiğini, keza yağmur suyu hatlarının yapım ve işletilmesinin ana arter ve yollarda büyükşehir belediyesinin, tali yol ve sokaklarda ilçe belediyesinin sorumluluğunda olduğunu, mar mevzuatına uygun olmayan ve davalı idarece herhangi bir uygunluk görüşü bulunmayan yapıda meydana gelen hasardan davalı idarenin sorumlu olmadığını, davacının taleplerinin haksız olduğunu beyanla, yargı yolu görev ve iş bölümü itirazının kabulü ile görevsizlik kararı verilmesini, dosyanın görevli … Asliye Hukuk Mahkemesi veya işbölümü itirazı uyarınca … Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, davanın tümüyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, ticaret sicil gazetesi, sarı panjur sigorta poliçesi, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası celp olunmuştur.
Dava, davacı ile sigortalısı arasında düzenlenen poliçe çerçevesinde davalının kusurundan kaynaklandığı iddia edilen hasar nedeni ile davacının sigortalısına ödemiş olduğu tazminatın davalıdan rücuen tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasıdır.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 38,00TL geçiş ücreti, 152TL ceza tutarı olmak üzere toplam 190,00TL alacak üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin takibin durduğu, davacının itirazın iptali davası açtığı anlaşılmıştır.
Davaya konu olayda davacı sigorta şirketi, dava dışı sigortalı ile arasındaki sigorta sözleşmesinden kaynaklı yaptığı hasar ödemesini, sigortalısının halefi olarak ödediği bedelin tazmini için …’ye icra takibi yapmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 16/1. maddesinde kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları hükme bağlanmıştır. Bu durumda davalı … Genel Müdürlüğü ile davacının sigortalısı arasında haksız fiilden kaynaklanan davaya bakma görevinin idari yargıda değil adli yargıda çözümlenmesi gerektiğinden işbu davada adli yargının görevli olduğu göz önünde bulundurulmuştur.
Somut olayda davacı, sigortalısı dava dışı…’ın halefi olarak davayı açmış olup, sigortalısına Sarı Panjur Sigorta Poliçesi isimli konut sigortasıyla taşınmazını sigorta etmiştir. … Genel Müdürlüğü ile davacının sigortalısı arasındaki haksız fiilden kaynaklanan davada uyuşmazlığın tacirler arasındaki haksız fiilden kaynaklanmadığı, konut sigortası ile taşınmazını sigorta ettiren dava dışı…’ın taşınmazında meydana gelen hasarı sigorta poliçesi kapsamında tazmin eden davacı sigorta şirketinin sigortalısının haklarına halef olarak icra takibi başlatması ve itirazın iptali davası açması sebebiyle, dava dışı sigortalının şahıs olarak taşınmazını sigorta ettirmesi ve bu konutun zarara uğraması nedeniyle sigortalı şahıs ile … arasında ticari bir ilişkinin veya her iki tarafı da tacir olanlar arasında oluşan bir haksız fiilin mevcut olmadığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK.4.maddesi kapsamında her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmadığı gibi bu maddede sayılan diğer hallerden de olmadığı, dolayısıyla 22/03/1944 tarih, 37 E., 9.K sayılı, 03/07/1944 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında ve Yargıtay’ın emsal kararlarında da (bkz. Y. 17. H.D 15/12/2015 tarih E. 2015/16051 K. 2015/14148) belirtildiği gibi, sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmadığı, bu nedenle halefiyet davasının ticari bir dava sayılamayacağı, bu davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibi olduğu anlaşılmıştır. Davacı şirketin halefi olduğu dava dışı… ile zarara sebebiyet veren … arasında bir sigorta sözleşmesi bulunmamaktadır. Davacı sigorta şirketi olup, buna göre uyuşmazlığın taşınmazda oluşan hasarın …’ye ait tesisat borularıyla ilgili haksız fiilden kaynaklandığından ticari bir dava olmadığı, genel yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin bu davaya bakmakta görevli olduğu, görev hususunun kamu düzeninden ve dava şartı olduğundan taraflarca ileri sürülmese bile mahkemece resen takdir edileceğinden uyuşmazlığı çözmekte genel yetkili mahkeme olan … Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine yönelik aşağıdaki şekilde karar tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davanın görev yönünden reddi ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, talep halinde dosyanın görevli mahkeme olan İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ ne gönderilmesine,
2-6100 sayılı HMK’nun 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaat edildiğinde dava dosyasının görevli İstanbul Nöb. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, karar kesinleştiği tarihten itibaren bu süre içerisinde talep edilmediği takdirde mahkememize davanın açılmamış sayılacağın karar verileceğinin ihtarına,
3-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede nazara alınmasına,
4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/02/2021

Katip …
E-İMZALI

Hakim …
E-İMZALI