Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/547 E. 2020/663 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/547
KARAR NO:2020/663

DAVA:Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/10/2020
KARAR TARİHİ:10/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların hesabının bulunduğu … A.Ş.’den herhangi bir talepleri olmamasına karşın davalı bankanın davacılar adına … çıkarttığını, kartın davalı … tarafından davacı şirketin resepsiyon bölümünde sekreter olan…’na teslim edildiğini, davacı şirkette genel işlerin takibini yapan davalı … …’in davacı şirket ortağı ve yetkilisi … ile eşinin bilgisi ve rızası olmadan bankamatik çıkartılmasını sağladığını ve şifre oluşturduğunu, davalı bankadan hukuka aykırı bir şekilde kartı ele geçiren davalı … …’in davacının bilgisi, talimatı ve onayı olmaksızın kartı gizlice kendi uhdesinde tutmak suretiyle ve sahte talimatlarla para çektiği ve bu paraları uhdesinde tuttuğunu, davacıların hesabından muhtelif zamanlarda çekilen meblağın yaklaşık 2.650.000,00 TL olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile ıslah hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL maddi, 350.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı …vekili 20/10/2020 tarihli dilekçesi ile cevap süresinin uzatılmasını talep etmiş, Mahkememiz 26/10/2020 tarihli ara karar ile davalı vekilinin cevap verme süresinin yasal sürenin bitiminden itibaren iki hafta uzatılmasına karar verilmiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının iddia edilen haksız fiilin gerçekleştiği tarihlerde davalı şirketin sigortalı çalışanı olup görevli mahkemenin iş mahkemeleri olduğunu, davacının bankacılık sözleşmesine aykırılık nedeniyle bankaya açtığı dava ile hizmet akdine aykırılık nedeniyle davalıya karşı açtığı davanın birlikte görülemeyeceğini, davalıya karşı açılan davanın tefriki ile görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, dava şartı olan zorunlu arabuluculuk başvurusunun yapılmadığını, davanın esasına geçilmeden dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesini, davacı iddialarının doğruluğu kabul edildiği taktirde davacıların uğramış olduğu zararı bilmemelerine imkan bulunmadığını, bu nedenle mahkemece davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı kanaatine varılırsa davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, eğer kısmi dava olarak açıldığına kanaat getirilirse davanın en azından ATM üzerinden çekilen toplam tutar üzerinden açılmış sayılmasına ve eksik yatırılan harcın tamamlanması için davacılara kesin süre verilmesine karar verilmesini, … ve ATM aracılığı ile yapılan para çekme işlemlerinin davacıların talimatı ile davalı tarafından yapılıp yine davacıların şahsi ve ticari işlemlerine ilişkin rutin ödemelerin yerine getirildiğini, … hesabına yatan paraların POS üzerinden gelen paralar olup basiretli bir tacirin POS üzerinden çekilen paraların yatırıldığı bir hesaptan 4 yıl boyunca haberdar olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, … Teftiş Kurulunun 03/04/2020 tarihli raporu ile de davacıların iddialarının gerçek dışı olduğu kanaatine varıldığını, davacının sahibi olduğu şirket faaliyetleri sonucu elde ettiği gelirin büyük bir kısmını kayıt dışı tuttuğunu, çoğunluğu yabancı olan müşterilerden genellikle peşin para alındığını, davacının müşterilerden alınan peşin ücretler için fatura tanzim etmediğini, bu durumun davalı ile yine aynı dönemlerde işten çıkartılan çalışan Duygu Körlü tarafından bilindiğini, davalının ve bu çalışanın şirketten ayrıldıktan sonra tazminat vs.talepleri olduğunu, davacıların bu taleplerden kurtulmak ve vakıf oldukları mali sırlar nedeniyle olası adli ve mali suç ve cezaları baştan bertaraf etme düşüncesi ile davalı aleyhinde suç duyurusunda bulunduklarını ve davayı açtıklarını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ….A.Ş.vekili 05/11/2020 tarihli dilekçesi ile cevap süresinin uzatılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Mahkememizin 16/10/2020 tarihli tensip zaptı ile davacı vekiline 6325 Sayılı Kanunun 18/A-(2) maddesi uyarınca arabuluculuğa başvurup arabuluculuk faaliyeti neticesinde anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış suretini mahkememize sunması için 1 haftalık kesin süre verilmiş, verilen kesin süre içinde istenilen bilgi ve belgelerin sunulmaması halinde aynı yasa hükmü gereğince davanın usulden reddolunacağı ihtar edilmiş, davacı tarafça verilen kesin süre içinde arabuluculuk tutanağı sunulmamıştır.
Davacı vekili 02/11/2020 tarihinde UYAP üzerinden gönderdiği dilekçesi ile taraflar arasında ticari uyuşmazlığa istinaden imzalanmış bir sözleşme olmadığını, davacılar tarafından davalı banka nezdinde açılan hesaba ilişkin herhangi bir talepte bulunulmamasına ve herhangi bir ticari anlaşma olmamasına rağmen, davacının imzasının 3.kişiler tarafından taklit edilerek anlaşmaya gidildiğini ve davacının mağdur edildiğini, dolayısı ile davacının uğramış olduğu zararın herhangi bir ticari anlaşma ve ilişkiye dayanmaması nedeniyle, taraflarınca 7155 Sayılı Kanunun TTK.na 5/A maddesi uyarınca arabuluculuğa başvurma zorunluluğunun bulunmadığını beyan etmiş, bilahare aynı tarihte UYAP üzerinden gönderdiği dilekçesi ile taraflarınca arabuluculuğa başvurunun yapılmış olduğunu, işbu başvuru süreci hakkında tebligatların yapıldığını beyanla arabuluculuk son tutanağının teslimi hakkında ek süre talep etmiştir.
7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesi ile eklenen 6102 Sayılı Kanun’un 5/A maddesi uyarınca “bu Kanunun (TTK) 4. Maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı” olarak düzenlendiği, söz konusu düzenlemenin dava şartı olması nedeniyle uygulamasının zorunlu olduğu, aynı yasanın 23. Maddesi ile 6325 sayılı kanuna eklenen 18/A maddesi uyarınca dava şartı olan arabuluculukta davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin tutanağın aslını yada arabulucu tarafından onaylanmış örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olup, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya son tutanağın bir haftalık kesin süre içerisinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddine karar verileceği ihtarını içeren davetiye gönderileceğinin düzenlendiği, söz konusu kanunun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe girdiği, davanın 07/10/2020 tarihinde açıldığı ve arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının dosya kapsamından anlaşıldığı, aynı yasanın 18/A-2 fıkrası son cümlesi uyarınca, arabulucuya başvurulmadan dava açılmadığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceğinin düzenlendiği görülmekle, dava konusunun haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın tanzimi için açılan maddi ve manevi tazminat davası olduğu anlaşılmış olup, davadan önce zorunlu arabuluculuğa gidilmemiş olması/arabuluculuğa başvurmanın giderilebilir dava şartı olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının davadan önce zorunlu arabulucuğa gidilmemiş olması nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli 54,40 TL harcın peşin alınan 6.147,90 TL harçtan mahsubu ile 6.093,50 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde sahibi davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan (1/2 oranında) 1.700,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil eden davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi.10/11/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza