Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/517 E. 2022/521 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/517 Esas
KARAR NO :2022/521

DAVA:Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ:25/09/2020
KARAR TARİHİ:29/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacılar vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacıların davalı şirkette toplam 943.824 lota sahip olduklarını, davalı şirketin çıkarılmış sermayesinin 10.000.000,00TL olduğunu, davacıların toplam %9,438 oranında hisseyi temsil ettiklerinden, dava şartını gerçekleştirdiğini, davalı şirketin imtiyazlı (A) grubu paylarının 15/04/2013 tarihinde … … AŞ tarafından satın alındığını, bahse konu satın almadan sonra şirketin ünvanının … Gyarimenkul AŞ olarak değiştirildiğini, davalı şirketin hakim ortağının imtiyazlı payların tamamına sahip olan … … AŞ olduğunu, hakim ortak … … AŞ’nin çıkarılmış 200.000.000TL sermayesinin tamamının …’na ait olduğunu, … … AŞ’nin tek kişilik anonim ortaklık şeklinde olduğunu, hakim şirketin sahibi olan …’nun vefat ettiği tarihe kadar davalı … Gayrimenkül’ün yönetim kurulu üyeliği görevinde de bulunduğunu, dolayısıyla davalı şirketin … … AŞ’nin tam hakimiyeti altında olduğunu, davalı şirketin, ilişkili tarafları olan … … AŞ ile …’ndan ticari ilişkiden kaynaklanmayan uzun süredir tahsil edilemeyen ve tahsil edilebilme kabiliyeti kalmamış alacakları bulunduğunu, … Yapı AŞ ile …’nun hakimiyetleri altındaki davalı …’ü ekonomik açıdan kayba uğrattıklarını, hakimiyetlerini kötüye kullandıklarını, bağlı şirket … …’ün iştirakini satmak zorunda bırakılması, yapılandırmada faiz türü ve oranının belirtilmemesi, alacak tutarının ödenmemesi, hakim şirket ve ortak tarafından borca karşı teminat gösterilmemesinin TTK 202/(1-a) maddesi kapsamında hakimiyetin kötüye kullanıldığını ortaya koyduğunu, … …’ün iştiraki olan … Yapı AŞ’ndeki paylarının satışı nedeniyle uğradığı kaybın, hakim şirket … … AŞ tarafından TTK 202/1-b mad uyarınca denkleştirilmediğini, … …’den hakim şirket … … AŞ’ne örtülü kazanç aktarımı yapılmasının, davalı şirketin kötü yönetildiğini, azınlığının mali haklarının ihlal edildiğini açıkça ortaya koyduğunu, davalı şirketin uzun zamandan beri … elde edemediğinden, şirket ortağı olan davacıların … payı alamadığını, davacıların vazgeçilmez ve müktesep hakkı olan … payı alma haklarının, şirket tarafınıdan kötü niyetli olarak ihlal edildiğini, davalı şirketin hakim ortakları olan … … AŞ ile …’ndan ticari olmayan alacaklarının tahsil edilmemesi, alacaklar karşılığında teminat istenilmemesi, denkleştirme talebinde bulunulmaması, dolayısıyla da ilişkili taraflara örtülü kazanç aktarımında bulunulması, şirketin faaliyetsiz kalması ve …’un uyarılarının yerine getirilmemesi nedeniyle şirketin kottan çıkarılmasından TK 367 ve 369.mad hükümleri gereği tüm yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu bulunduğunu, davalı şirket yönetim kurulu üyelerinin tedbirli bir yönetici gibi davranmadığını, özen ve denetim sorumluluklarını yerine getirmediğini, şirketin borsada işlem görmediğinden, zararlarını gidermelerinin de mümkün olmadığını, bu noktada davalı şirket ortaklığının, davacılar açısından katlanılmaz bir hal aldığını, dolayısıyla şirketin feshi davası açılmasının kaçınılmaz hale geldiğini beyanla, davalı şirketin maddi ve gayri maddi tüm mal varlıkları üzerinde teminat aranmaksızın ihtiyati tedbir konulmasına, ihtiyati tedbir için öncelikle teminat aranmamasına, aksi halde davacıların sahip oldukları davalı şirket hisselerinin teminat olarak kabul edilmesine, … … AŞ’nin TTK 531.mad gereği haklı nedenlerle feshine veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüm olarak davacıların şirketten çıkarılmasına, bu çerçevede şirketçe paylarının iktisaf edilmesine, şirketten çıkma bedellerinin “gerçek değer” e göre belirlenmesine, çıkma bedeline belirlenme tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın işbu davayı ikame etmesinde hukuki yarar bulunmadığından davanın usulden reddi gerektiğini, haklı nedenle fesih davasının görülebilmesi için davacıların haklı neden olarak ileri sürdükleri hususların meydana geldiği tarihte, davanın açıldığı tarihte ve davanın kesinleşmesine kadar pay sahipliği sıfatında bulunmaları gerekirken işbu davanın davacılarının bu dava şartını yerine getirmediklerini, sermayenin yirmide birini temsil eden payların sahiplerinin, davacılar tarafından öne sürülen sözde haklı sebeplerin ortaya çıktığı anda da bu orana sahip olmak zorunda olduklarını, bu çerçevede haklı sebep olarak görülen vakıanın meydana geldiği anda henüz pay sahibi sıfatını taşımayan bir kimsenin çoğunluğundan tahakkümüne uğradığından, korunmaya muhtaç olduğundan, objektif olarak şirketin devamının kendinden beklenilmesinin mümkün olmadığından bahisle bu davayı açmasının da mümkün olmadığını, davalı şirketin halka açık ve payları … Pay Piyasasında işlem görmekte olan bir şirket olduğunu, bu kapsamda SPK’na tabi olduğunu ve Kanun uyarınca kaydi sistem içinde olduğunu, davacıların iddia ettikleri şirketin faaliyetsiz kalmasının hangi tarih olduğuna ilişkin dava dilekçesinde bir beyan bulunmadığını, davalı şirketin 15/04/2013 tarihinde … … AŞ tarafından satın alındığı tarihten bu yana Yakın İzleme Pazarında olmasının faaliyetsiz kalma sebebi olarak varsayılırsa, davacıların çoğunun pay satın aldığı dönemde dahi Yakın İzleme Pazarında olan şirket için Yakın İzleme pazarında olan şirket için faaliyetsiz kalma sebebi olarak iddia edilemeyeceği gibi mağduriyet sebebi de olmayacağını, davacıların iddia etmiş oldukları mağduriyet sebebinin aslında pay satın aldıkları dönemde de mevcut olduğunu, davacıların iddia edilen haklı sebeplerin meydana geldiği tarihlerde yeterli paya sahip olmadıklarını ve iddia ettikleri zarar tutarının gerçeği yansıtmadığını, davacıların 29/03/2019 tarihli genel kurul toplantısından sonra dahi borsa’dan pay almaya devam ettiklerini, davalının, azınlık haklarını kullanılırken en ufak bir engelleme girişimde dahi bulunmadığını, azınlığın TTK 411’e göre yönetim kurulundan, yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek, genel kurulu toplantıya çağırmasını isteme hakkı olduğunu, davacıların bu haklarını dahi kullanmadan işbu haksız davayı ikame ederek kötü niyetli davranış sergilediklerini, davalı şirketin yasal olarak faaliyetsiz kalmadığını, çoğunluğun gücünün kötüye kullanılması durumunun mevcut olmadığını, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte, kötü yönetim olduğu azınlık pay sahiplerinde düşünülse dahi, her pay sahibinin yönetim kurulu üyeleri aleyhinde sorumluluk davası açma hakkı olduğu göz önüne alındığında davacıların fesih isteminin davanın son çare olması ilkesiyle bağdaşmadığını, fesih için ileri sürülen ikinci gerekçenin şirketin nesnel olarak çekilmez hale gelmesi durumun söz konusu olmadığını, haklı ki bu hususun haklı bir gerekçe olamayacağını, dava açan hisse senedi yatırımcılarının yatırımlarının karşılığında yüksek getiri sağlamak amacıyla fesih davası yoluna gittiklerini, bir anonim şirket hakkında fesih kararı verilmesinin son çare olduğunu, davacıların ileri sürdüğü gerekçelerin haklı gerekçeler olmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MÜDAHALE: Asli Müdahil talebinde bulunan …, …, …, … vekili vermiş olduğu 11/11/2020 tarihli müdahale talep dilekçeleri ile, asli müdahale talep edenlerin davalı şirkette hisseye sahip olup, bu hisseleri şirket kotta işlem görürken aldıklarını, hakim şirket … … AŞ’nin yapılandırmalara rağmen davalı şirkete ödeme yapmadığını, hakim ortak olarak yükümlülüklerini yerine getirmediğini, aynı şekilde hakim ortak olan …’nun da hakimiyeti altındaki … …’e olan 4.652.000TLlik ticari nitelikte olmayan borcunu ödemedikleri gibi … … AŞ’deki tüm paylarının satışı için 03/04/2020 tarihinde … ve … ile hisse devir görüşmelerine başladıklarını, hakim şirket ve hakim ortağın, ticari nitelikte olmayan borçlarını ödemeden, bağlı şirketteki hisselerini satmaya kalkıştıklarını, … …’den hakim şirket … … AŞ’ne örtülü kazanç aktarımı yapılmasının, davalı şirketin kötü yönetildiğini, azınlığının mali haklarının ihlal edildiğini açık bir şekilde ortaya koyduğunu, davalı şirketin iştiraki … Yapı AŞ’ndeki paylarını satması ve faaliyetsiz kalması nedeniyle ortaklığın kazanç elde edemez hale geldiğini, davalı şirketin kazancı dolayısıyla da … elde edemez hale gelmesinin, ortaklıktan umulan faydayı ortadan kaldırdığını, şirketin kazancı dolayısıyla da … elde edememe durumunun süreklilik arz ettiğini, davalı şirketin … tarafından iki kez uyarılması ve akabinde de borsa kotundan çıkarılmasından dolayı şirket ortaklığının müdahale talep edenler için çekilmez hale geldiğini beyanla, … … AŞ’nin haklı nedenle feshine veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir bir diğer çözüm olarak davacıların şirketten çıkarılmalarına, bu çerçevede şirketçe paylarının iktisap edilmesine, şirketten çıkma bedellerinin gerçek değere göre belirlenmesine, çıkma bedeline belirlenme tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına, davalı şirketin maddi ve gayrimaddi tüm mal varlıkları üzerine tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
Asli Müdahale talebinde bulunan …, …, …, … vekili tarafından verilen 15/12/2020 tarihli müdahale talep dilekçesi ile, asli müdahale talep edenlerin davalı şirkette hisseye sahip olup, bu hisseleri şirket kotta işlem görürken aldıklarını, hakim şirket … … AŞ’nin yapılandırmalara rağmen davalı şirkete ödeme yapmadığını, hakim ortak olarak yükümlülüklerini yerine getirmediğini, aynı şekilde hakim ortak …’nun da hakimiyeti altındaki … …’e olan 4.652.000TLlik ticari nitelikte olmayan borcunu ödemediğini, davalı …’ün, hakim şirket … … AŞ ile hakim ortak …’nun yönlendirmesi ile iştiraki olan … Yapı AŞ’deki paylarını satmak zorunda bırakıldığını, davalının, … … AŞ’den ve …’ndan alacağını tahsil edemediğini, bu arada hakim şirket ve hakim ortağın mal varlıkları üzerine haiz konulduğunu, … …’ün iştiraki olan … Yapı AŞ’ndeki paylarının satışı nedeniyle uğradığı kaybın, hakim şirket … … AŞ tarafından denkleştirilmediğini, hakim şirket … Yapı ile hakim ortak …’nun hakimiyetlerini kötüye kullandıklarını, SPK tarafından ilgililer hakkında örtülü kazanç aktarımı konusunda soruşturma bulunduğunu beyanla, davalı şirketin haklı nedenle feshine, veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir bir diğer çözüm olarak davacıların şirketten çıkarılmalarına, bu çerçevede şirketçe paylarının iktisap edilmesine, şirketten çıkma bedellerinin gerçek değere göre belirlenmesine, çıkma bedeline belirlenme tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına, davalı şirketin maddi ve gayrimaddi tüm mal varlıkları üzerine tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, portföy dökümleri, faaliyet raporu, ticaret sicil gazeteleri, KAP bildirimleri, … uyarıları, finansal tablolar ve bağımsız denetçi raporları, ticaret sicil kayıtları, SPK Başkanlığı Denetleme Dairesinin yazıları, hesap özetleri, bakiye raporları, portföy bilgileri, müşteri varlık raporları celp olunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişiler Bağımsız Denetçi Mali Müşavir Prof Dr …, Mali Müşavir …, Hukuk Fakültesi Öğr Üyesi Dr … tarafından tanzim olunan 27/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı şirketin 2015 ve 2016 yılında ilişkili taraflara ticari olmayan borçları olduğunu, davalı şirketin … Yapı AŞ’deki %6lık paylarının 22.310.000TLna satışı sebebi ile yapılan devir sözleşmesine göre 9.500.000TL tutarındaki kısmının peşin, geri kalan 12.810.000TL tutarındaki kısmını ise hisse devrini müteakip altı aylık dönemler halinde 3 eşit taksitte ödeneceğini, 31/12/25018 tarihli ödemenin 4.652.000TL olarak … tarafından ödendiği, geri kalan borç tutarının 9.299.709TL olduğunu, bu borç rakamının da yine faizli olarak 15/05/2020 tarihli KAP açıklaması ile faizli bakiye dahil toplam 10.657.146,94TL olarak ödeneceğinin belirtildiğini, bu arada … tarafından ödemesi yapılan 4.652.000TLnin şirketten ödünç olarak yapılmış olduğunu ve bu bedelin faizli toplam bakiye olarak 5.019.627,61TL olarak ödeneceğinin 24/06/2020 tarihli KAP açıklaması ile kamuoyuna duyurulduğunu, ancak bu borçlara ilişkin olarak 31/12/2018 yılında gerçekleştirilen 4.652.000TL haricinde … … AŞ’den ve …’ndan başkaca bir bakiye ödemesinin yapılmamış olduğunu, 6102 sayılı TTKnun 531.mad göre bir azınlık hakkı olarak düzenlenmiş olan şirketin feshi için haklı sebeplerin oluştuğunu hakim şirket … … AŞ ile hakim ortak …’nun hakimiyetlerini kötüye kullanmış olduklarını ve … … AŞ’yi ekonomik açıdan kayba uğratmış olduklarını, şirketin KAP’ta yayımlanan son üç yıllık bilançosunda, ilişkili taraflardan olan ticari olmayan alacaklarının toplam aktiflere oranının %50’yi aştığının tespit edilmesi sebebiyle 06/07/2020 tarihi itibari ile borsa kotundan çıkarılmış olduğunu, şirket için bu son derece olumsuz ve itibar kaybedici işlemden önce pay sahipleri açısından başkaca fesih sebebi teşkil edecek olay ve unsurların mevcut olsa da bu tarihin pay sahipler için haklı sebeple fesih davası açılabilecek bir tarih olduğunu, buna göre bu hisselerin borsa kotundan çıkarılma tarihinden itibaren borsada işlem göremeyeceğini, başka bir deyişle şirket borsa kotundan çıkarıldığı andan itibaren ancak küçük yatırımcılar ve tasarruf sahipleri tarafından alım satımı yapılamayacağı hususu göz önünde bulundurulduğunda, davacıların … paylarının 06/07/2020 tarihinde yatırım portföylerinde mevcut olduğunu, bu durumda isim ve pay adetlerine yer verilen davacı pay sahiplerinin sahip oldukları hisseleri şirket kotta işlem görürken ve şirketin kottan çıkarılma tarihi olan 06/07/2020 tarihiden önce aldıklarını, ayrıca yatırım hesap föylerinden dava tarihi olan 25/09/2020 tarihi ile sonrasına ilişkin resmi belgelerin temin edilmiş olduğunu, davacıların pay sahipliğinin halka açık kısım içerisinde mevcut olduğunu ve 10.000.000TL toplam sermaye içerisinde toplam %12,31 oran ile yer aldıklarını, davacıların haklı sebebin oluşma tarihi olan 06/07/2020 tarihi ile dava tarihi olan 25/09/2020 tarihinde ve de sonrası olan Aralık 2020 ile Ocak 2021 tarihlerinde bakiyelerinin hala mevcut olduğunu, böylece pay toplamlarının TTKnun 531.mad hükümlerine uygun olarak dava açılabilir miktarlar olduğunu, ancak borsa kotundan çıkarılma kararı dışındaki diğer haklı sebep halleri bakımından davacı pay sahiplerinden hangilerinin bu haklı sebebin oluşma tarihi itibari ile pay sahibi olup olmadığının dosya kapsamından tespit edilemediğini, TTK 531.madde hükümleri gereği azlığın anılan talebine istinaden şirketin elindeki mal varlığı ile şirket esas sözleşmesindeki amacı gerçekleştirebilmesi ve davacı pay sahiplerine gerçek pay değerini ödeyecek güçte olabilmesine ilişkin somut delillerin sunulması halinde davacı pay sahipleri dışında kalan diğer menfaat sahiplerinin haklarının da dikkate alınarak şirketin feshi yerine, talepte bulunan davacı pay sahiplerine paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin (defter değeri) 1.3140TL/adet hisse tespit edilmiş olup, davacıların şirketten çıkma paylarının tek tek hesaplandığını, kabul edilebilir diğer alternatifler olarak, azınlık temsilcilerinin şirket yönetim kurulunda yer almalarına, bazı kararların davacıların onayı ile geçerlilik kazanmasına, bazı genel kurul ve yönetim kurulu kararlarında azınlık temsilcilerine veto hakkının tanınmasına veya sermayenin azaltılmasına karar verilebileceğini, şirketin mal varlığının ve likitidesinin payların gerçek değerini ödemeye yetecek potansiyelde olmadığını belirtmişlerdir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyan ve itirazlar doğrultusunda tanzim olunan 21/03/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda; 2015 yılında şirketin …’na olan borçlarına yönelik faiz hesaplanmasına ilişkin bağımsız denetim raporlarında bu yönde açıklayıcı bilgiler yer almamakla birlikte, yönetimce bu yönde verilen bir karar olup olmadığı, piyasa koşullarına uygun faiz oranının uygulanıp uygulanmamasına ilişkin bir protokol imzalanıp imzalanmadığı hususlarına yer verilmediği görüldüğünden, bu kararın Yönetim kurulu yetkisinde olduğunu ve bu yönde karar alınmamış olabileceğinin de dikkate alınması gerektiğini, … … AŞ’nin sahip olduğu 60 adet payın değerinin 0711/2017 tarihli… değerleme raporunda 20.529.120TL olarak belirlendiğini, ancak buna rağmen yönetim kurulunca … … AŞ tarafından %6lık … Yapı AŞ paylarının satın alınmasında beher payın fiyatı için 371.833,33TLnin dikkate alınması ve toplam 60 adet pay için 22.310.000TL bedel ödenmesi hususlarında yönetim kurulu kararı alındığını, … AŞ paylarının … Yapı’ya satışında toplam tutarın 9.500.000TLsinin peşin ödenmiş olduğunu, satış bedelinden geriye kalan 12.810.000TL tutarındaki bakiye ödemesinin ise … … AŞ tarafından 3 eşit taksit ve 4.270.000TL olarak 22 Haziran 2018, 22 Aralık 2018 ve 22 Haziran 2018’da gerçekleştirilmesinin yönetim kurulunca karar verilerek yapıldığını, aylık taksitlendirmede faiz işletilmeden geriye kalan ana bakiyenin (12.810.000TL) 3 takside bölünmüş olduğunu, ancak ödenmesi gereken vadelerde ödemelerin yapılmaması üzerine yönetim kurulunca faiz unsurunun dikkate alınarak piyasa koşullarındaki faiz oranı olarak belirlendiğini ve bu faiz oranının ödenmememe risk primini de kapsayacak şekilde belirlendiğini, şirketin … paylarının satışının gerçekleştirildiği 2017 yılında faaliyetlere başlayabilme gücünü göstermiş olmakla birlikte 2018-2019 ve en son açıklamış olduğu UFRS gelir tablosuna göre 2017 yılında elde ettiği karı koruyamadığı ve zarara geçtiğini, nitekim bu durumun 2019 yılı bağımsız denetim raporunda şirketin sürekliliğini devam ettirme kabiliyetine ilişkin ciddi şüphenin varlığı olarak belirlenmiş olduğunu, 2020 yılı ilk 3 aylıkta ise hiçbir faaliyette bulunmamış olduğunu belirtmişlerdir.
Dava, davalı şirketin fesih ve tasfiyesi ile bunun kabul görmemesi halinde davacıların ve asli müdahillerin davalı şirketten çıkmasına izin verilmesi ve çıkma payı ödenmesine yöneliktir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının savunması, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacıların davalı şirkette toplam 943.824 lota sahip oldukları, davalı şirketin çıkarılmış sermayesinin 10.000.000,00TL olduğu, davacıların toplam %9,438 oranında hisseyi temsil ettikleri, asli müdahiller …’ün 4.500lot, …’nın 10.001 lot, …’in 20.000Lot, …’in 25.850 lot, …’in 200.000lot, …’nun 10.000 lot, …’ın 10.000 Lot ve …’ün 7.017 lot hisseye sahip oldukları, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı şirketin kötü yönetildiği ve azınlığın mali haklarının ihlal edildiği belirtilerek, şirketin fesih ve tasfiyesi, bunun kabul görmemesi alinde davacıların ve asli müdahillerin davalı şirketten çıkmasına izin verilmesi ve çıkma payı ödenmesi noktasında topladığı tespit edilmiştir.
6102 sayılı TTKnun 531.maddesinde ” (1) Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir” denilmektedir.
Davalı Şirketin Yapısının İncelenmesinde:
… … AŞ grubunun bir parçası olan davalı … AŞnin menkul kıymet portföyü yönetmek amacıyla … Ortaklığı AŞ ünvanı ile kurulduğunu, daha sonra şirketin faaliyet konusunun değiştirilerek ünvanının … … İşletmeciliği San ve Tic AŞ olarak değiştiği, şirketin yönetim kurulu üyesi sayısının çoğunluğunun seçiminde aday gösterme imtiyazına sahip 20.000 adet A grubu payı, 15/04/2013 tarihinde imzalanan hisse devir sözleşmesi ile … … AŞ tarafından satın alındığı ve şirketin faaliyet alanının inşaat sektörü olarak belirlendiğini ve buna bağlı davalı şirketin ünvanın … … AŞ olarak tescil edildiği, … … AŞ’nin, … … AŞnin grup şirketleri arasında yer alarak faaliyetlerini sürdürdüğünü, … … AŞnin davalı şirketin hakim ortağı olarak imtiyazlı payların tamamına sahip olduğu, hakim ortak … … AŞ’nin çıkarılmış/ödenmiş olan 200.000TL sermayesinin tamamının …’na ait olarak tek kişilik anonim ortaklık statüsünde olduğu, hakim şirketin sahibi olan …’nun 04/07/2020 tarihine kadar davalı … AŞ’nin ayrıca yönetim kurulu üyeli görevini de yürüttüğü, davalı şirketin ödenmiş sermayesinin 10.000.000TL olup, halka açık bir şirket olarak en son KAP’ta yayınlamış olduğu 31/03/2020 tarihli finansal tablolarına göre toplam sermaye içerisinde 3.609.438 adet payın, küçük tasarruf sahiplerine/yatırımcılara ait olduğu, Payları Yakın İzleme Pazarında işlem gören ve daha önce 11/05/2020 tarihinde Kotasyon Yönergesinin 23/1-ğ maddesi kapsamında uyarılan … … AŞ (şirket) ile ilgili olarak, Borsa tarafından 03/07/2020 tarihli açıklama ile şirketin faaliyet durumu nedeniyle 31/12/2019 tarihli finansal raporlarına ilişkin bağımsız denetçi görüşü de dikkate alınarak, Kotasyon Yönergesinin 23/1-c mad kapsamında şirketin ilişkili taraflardan ticari olmayan alacakları nedeniyle, ödeme planları kapsamında alacağın tahsil edilemediği, son açıklanan ödeme planında bir teminat alınmadığı ve borçlunun finansal durumu da dikkate alınarak Kotasyon Yönergesinin 23/1-ğ mad kapsamında, şirket paylarının 06/07/2020 tarihinden itibaren Borsa kotundan çıkarılmasına karar verilmiş olduğu, payları borsada işlem gören şirketin pay sahiplerine karşı bir takım sorumlulukları bulunmakta olup, bunların başında bağımsız denetimden geçmiş 6 aylık ve yıllık finansal raporların zamanında KAP’a gönderilmesi, yatırımcı kararlarını etkileyecek gelişmeleri (yeni yatırım, işbirlikleri, satın almalar, hisse satışı, sermaye artışı, üst düzey yönetici değişiklikleri, sermaye yapısında değişim v.) …ta ilan etmesi, şirketin sermayesinin eksilmemesi, ticari olmayan alacaklarının belli bir seviyesinin üstüne çıkmaması ve kotta kalma ücretlerini ödemesi gerektiği, şirketin …’ta yayımlanan son üç aylık bilançosunda, ilişkili taraflardan olan ticari olmayan alacaklarının toplam aktiflere oranının %50’yi aştığının tespit edilmesi sebebiyle şirket borsa kotasyonundan çıkarılmış olduğu, davacıların yatırım hesaplarındaki … paylarının 06/07/2020 tarihinde yatırım portföylerinde mevcut olduğu, davacıların hepsinin sahip oldukları hisseleri şirket kotta işlem görürken ve şirketin kottan çıkarılma tarihi olan 06/07/2020 tarihinden önce aldıkları tespit edilmiştir.
Yine dosyada toplanan delillerin tetkikinde, Borsa Kararı gereği 06/07/2020 tarihinde borsa kotundan çıkarılan şirkete ilişkin davacıların pay sahipliğinin halka açık kısım içinde mevcut olduğu ve 10.000.000TL toplam sermaye içinde toplam %12,31 oran ile yer aldıkları, davacıların 06/07/2020 tarihi ile dava tarihi olan 25/09/2020 tarihinde ve de sonrası olan Aralık 2020 ve Ocak 2021 tarihleri itibariyle bakiyelerinin hala mevcut olduğu, böylece pay toplamlarının TTKnın gerek halka kapalı şirketler için olan (sermayenin %10u) gerek halka açık şirketler için olan (sermayenin %5i) oranları karşılığı ve mevzuat hükümlerine uygun olarak dava açılabilir miktarlar olduğu tespit edilmiştir.
Haklı Sebeple Fesih, bir azınlık hakkı olarak düzenlenmiş olup, 6102 sayılı TTKnun 531.maddesine göre, haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka ortaklıklarda en az yirmide birini temsil eden pay sahipleri tarafından kullanılabilmesine olanak tanınmıştır. Halka açık şirketlerde sermayenin yirmide birini (%5ini) temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilme hakkı bulunmaktadır. Haklı sebepler küçük tasarruf sahiplerinin çoğunluk pay sahiplerinin alacağı kararlar karşısında korunması şeklindeki ana sonuç farklı şekillerde tanımlanabilmektedir. Anonim şirkette haklı sebep kavramını ” pay sahibinin hak veya menfaatlerini sürekli olarak, ağır ve ciddi şekilde ihlal eden ve dürüstlük kuralı gereğince davacı pay sahibi yönünden ortaklığa devamı çekilmez kılan karar, işlem ve davranışlar” şeklinde tanımlanmaktadır. Yine azlığın hakkaniyete uygun ve objektif olarak ortaklığın devam etmesinden umduğu faydaları ortadan kaldıran ve ortaklığın devamını çekilmez hale getiren olgular haklı sebep olarak ifade edilebilir. Bir anonim şirkette çoğunluğun gücünü kötüye kullanması, ortaklık amacının tehlikeye düşmesi, önemli şekilde güçleşmesi veya imkansız hale gelmesi ile şirketin devamının nesnel olarak çekilmez hale gelmesi kıstaslarından birinin somut olayda gerçekleşmesi ile anonim şirketin haklı sebeple feshinin mümkün olabilecektir.
Gerek TTK ve gerekse SPK hükümleri ile azınlık pay sahiplerine, mevzuat gereği tanına hakları öğretide başlıca aşağıdaki hususların gerçekleşmesi halinde kullanılmasına olanak vermektedir. Bu hususlar:
-Genel kurulun bir çok kez kanuna aykırı şekilde toplantıya çağrılmaması,
-Azlık hakları ve bireysel hakların sürekli ihlali,
-Bilgi alma ve inceleme haklarının engellenmesi,
-Şirketin devamlı zarar etmesi,
-Dağıtılan … payının düzenli bir şekilde azalması veya … dağıtımı yapılamaması,
-Şirketin sermayesinin kaybı,
-Ortaklığın faaliyetlerini devam ettiremeyecek seviyede finansman sıkıntısına düşmüş olması,
-KAP’ta yayımlanan son yıllık bilançosunda, toplam özsermaye/sermaye oranı dikkate alındığında, öz sermayesi negatif olan ortaklıklardan, varsa sermaye arttırımı/azaltımı ile ilgili sürecin saklı kalması kaydıyla, toplam öz sermaye/sermaye oranı üzerinden yapılacak hesaplamalara ilave olarak, ihraççılar tarafından talebe bağlı olarak aktiflerin rayiç değerlere yeniden değerlenmesinin yapılması durumunda da toplam özsermaye/sermaye oranının yukarıda belirtilen eşiğin altında kalmaya devam etmesi,
-KAP’ta yayımlanan son üç yıllık bağımsız denetim raporlarının olumsuz görüş içermesi veya bağımsız denetçinin söz konusu raporda görüş bildirmekten kaçınması,
-KAP’ta yayımlanan son üç yıllık bilançosunda, ilişkili taraflardan olan ticari olmayan alacaklarının toplam aktiflere oranının %50’yi aştığının tespit edilmesi hususları haklı sebeplere örnek teşkil etmektedir.
Haklı sebepler 3 başlık altında incelenebilmektedir. Bunlar : çoğunluğun gücünün kötüye kullanılması, kişisel sebepler, ortaklığa ilişkin sebeplerdir. Ortaklığa ilişkin sebepler; pay sahiplerinin mal varlıksal haklarının, yönetime katılma ve azınlık haklarının ihlali çoğunluk gücünün kötüye kullanılmasına ilişkin sebeplerdir. Kişisel uyuşmazlıklar; pay sahibinin iflası, ölümü, kısıtlanması, pay sahibinin ortaklığa ilişkin yükümlülüklerinin ihlali, sadakat borcunun ihlali, pay sahipleri sözleşmelerinin ihlali gibi nedenlerdir. Ortaklığa ilişkin sebepler ise, kötü yönetim, genel kurul ve yönetim kurulunun karar alma işlevini yitirmesi, ortaklık amacının elde edilmesinin önemli ölçüde güçleşmesi, sermayenin karşılıksız kalması, birleşme, bölünme ve tür değiştirme, işletme konusunun değiştirilmesidir.
Davalı şirketin 2015 yılından bu güne kadar küçük tasarruf sahiplerinin bilgi alma haklarını sağlamaya yönelik Kamuyu Aydınlatma Platformu (KAP)’ta yapmış olduğu açıklamalar incelenmiş; 03/07/2020 tarihli … AŞ tarafından yapılan duyuru ile payları Yakın İzleme Pazarında işlem gören ve daha önce 11/05/2020 tarihinde Kotasyon Yönergesinin 23/1-ğ maddesi kapsamında uyarılan … … AŞ ile ilgili olarak, şirketin faaliyet durumu nedeniyle, 31/12/2019 tarihli finansal raporlarına ilişkin bağımsız denetçi görüşü de dikkate alınarak, Kotasyon Yönergesinin 23/1-c maddesi kapsamında, şirketin ilişkili taraflardan ticari olmayan alacakları nedeniyle, daha önce söz konusu alacak oluştuğunda açıklanan ödeme planları kapsamında alacağın tahsil edilemediği, son açıklanan ödeme planında bir teminat alınmadığı ve borçlunun finansal durumu da dikkate alınarak, Kotasyon Yönergesinin 23/1-ğ maddesi kapsamında, şirketin paylarının 06/07/2020 tarihinden itibaren Borsa kotundan çıkarılmasına karar verilmiş olduğu görülmüştür.
Tüm bu yasal düzenlemeler dikkate alınarak davalı şirket açısından haklı sebeple fesih sayılabilecek husus ve olaylara ilişkin yapılan incelemeler ve Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tanzim olunan ve mahkememizce de kabul gören bilirkişi raporuna göre;
-İlişkili Taraflardan Ticari Olmayan Alacaklar: Davalı şirketin ticari ilişkiden kaynaklanmayan, uzun süredir tahsil edilemeyen ve tahsil edilebilme kabiliyeti kalmamış alacaklarının bulunması, bu alacakların tahsili herhangi bir çabanın gösterilmemiş olması, bu alacakların karşılığında herhangi bir teminat alınmamış olması, şirketçe bu alacaklarla ilgili olarak yatırımcılara doğru ve güvenilir bilgi verilmemiş olması, çoğunluk gücünün kötüye kullanıldığının göstergeleridir.
-… … AŞ Finansal Tablolarına İlişkin Bağımsız Denetçi Görüşleri:davalı şirketin KAP’ta yayınladığı bağımsız denetimden geçmiş son finansal raporlarının 2020 yılının ilk çeyreği olan 01/01/2020-31/03/2020 dönemine ilişkin olduğu, bu finansal raporlar haricinde başkaca kamuya duyurulmuş finansal raporlarının bulunmadığı, 2019 yılı finansal raporları için şartlı görüş verilmiş olduğu, bağımsız denetçi tarafından görüş olarak belirtilen hususlar neticesinde davalı şirketin kamuoyuna yeterli ve şeffaf bilgiyi vermemesi ve kamuyu açıklama yükümlülüklerini yerine getirilmemiş, şirketin kurumsal yönetim ilkeleri olan şeffaflığa, hesap verilebilirliğe ve sorumluluğa uygun olmayan şekilde kötü yönetildiği tespit edilmiştir. Özellikle paylarının borsada devir olanacağı bulunmadığı, hisseleri borsada işlem görmeyen ortaklıklarda, kötü yönetim, aşırı karlılık kaybı gibi olguların, kapalı anonim ortaklıklarda olduğu gibi, haklı sebep teşkil edebilecektir.
-… … AŞ’ye Yönelik Resmi Kurum Uyarıları: Tüm uyarılar şirketin kamuoyuna yeterli ve şeffaf bilgiyivermediği ve pay sahiplerine karşı sorumluluklarını yerine getirmediği, bu sebeple şirketin borsa kotundan çıkarılmasına sebebiyet verecek şekilde kötü yönetildiğini göstermektedir.
-Örtülü Kazanç Aktarımına Yönelik Tespitler : Davalı şirket tarafından hakim şirket … … AŞ’ye yapılan iştirak satışı ile şirketin bilanço aktifinde kayda değer gözüken tek varlığından beklenen getiri ve kazancın engellenmiş olduğu ve şirketin mal varlığının azaltıldığı, ayrıca iştirak satışından gelecek bedelin tahsil edilememesi, tahsil edilmesine yönelik gayret gösterilmemesi, alacakların devamlı ötelenmesi, alacaklara ilişkin karşılık olabilecek bir teminat alınmaması ve tüm bunların sonucunda şirketi hasılat kaybına neden olunması ve faaliyetsiz kalmasının önünün açılması ticari hayatın dürüstlük ilkelerine aykırı hareket edildiğini göstermekte olup, alacaklılara gelen icra nedeniyle alacakların tahsil kabiliyetinin kalmaması, şirketin … elde etme kabiliyetinin yok edilmesi, şirketin faaliyetlerinin sürdürülebilir olmasının engellenmesi nedeniyle … … AŞ tarafından hakim şirket … … AŞ’ne örtülü bir kazanç aktarımı yapılmış olduğu ve azınlık pay sahiplerinin haklarının ihlal edildiğini göstermektedir.
-Davalı Şirketin … Dağıtımı Yapılmamasına İlişkin Açıklamaları: Bilanço dönemlerindeki zararlar neticesi ve … dağıtımı yapılmamış oluşu, ayrıca pay başına düşen kazancın da negatif oluşu, davalı şirketin uzun zamandan beri … elde edemediği, bu nedenle davacı pay sahiplerinin en önemli ve vazgeçilmez haklarından biri olan … payı alma hakkını kullanamadıkları, bu hakkın davalı şirket tarafından ihlal edildiğini göstermektedir
-Şirketin Kaynak Bulmaya Yönelik Girişimlerinin Karşılıksız Kalması: Davalı şirkete kaynak bulmaya yönelik girişimlerin karşılıksız kaldığı, davalı şirketin 2015 yılından bu yana kaynak arayışında olduğu, sermaye arttırımı yapmak istediği, ancak sermaye arttırımını gerçekleştiremediği, 2015 yılından bu yana faaliyet zararı elde ettiği, ancak bu zararı realize edecek bir parasal kaynak oluşturamadığı tespit edilmiştir.
-Yeni Ortak Bulmaya -Payları Devretmeye Yönelik Girişimler: 03/04/2020 tarihli KAP bildirimi ile davalı şirketin bir grup hissesinin satışı için … ile görüşmelere başlanmış olduğu, 13/04/2020 tarihli KAP bildirimi ile ise görüşmelerin sonlanmış olduğu tespit edilmiştir.
-Şirketin Faaliyetlerinin Sürekliliğini Kaybetmesi ve Borsa Kotundan Çıkarılması: Hakim ortak …’nun 2020 yılında vefatı ile hakim şirket ve hakim ortağın … … AŞ olan borçlarının ödenme kabiliyetinin kalmamış olduğu, dolayısıyla … … AŞ’nin ve pay sahiplerinin haklarının kayba uğratılmış olduğu, davalı şirketin iştirak olan ve bilançosunun neredeyse tüm aktifini oluşturan duran varlığı … Yapı AŞ’deki payları satması, faaliyetsiz kalmasına neden olmakla, bu satış sebebi ile alacaklarını da tahsil edememesi nedeniyle ortaklığın kazanç elde edemez hale geldiği, bu haliyle azınlık pay sahiplerinin haklarının ihlaline neden olan haklı bir fesih sebebinin doğduğu, tüm bu olumsuz gelişmeler ile şirketin borsaya karşı yükümlülüklerini yerine getirmemiş olması, davalı şirketin Kotasyon Yönergesinin 23/1-ğ maddesi kapsamında 06/07/2020 tarihiden itibaren Borsa kotundan çıkmasına neden olduğu tespit edilmiştir.
Açıklanan yasal mevzuat ve tüm bu tespitler sonucu, 6102 sayılı TTKnun 531.maddesine göre bir azınlık hakkı olarak düzenlenmiş olan şirketin feshi için haklı sebeplerin oluştuğu, hakim şirket … … AŞ ile hakim ortak …’nun hakimiyetlerini kötüye kullanmış oldukları ve … … AŞ’yi ekonomik açıdan kayba uğratmış oldukları, TTK’nun 638/2.maddesinde “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir” hükmü düzenlenmiş olup, davalı tarafa ortaklıktan çıkma bedellerini ödeyip ödemeyeceği hususunda beyanda bulunmak üzere iki haftalık süre verildiği, ancak davalı tarafça herhangi bir beyanda bulunulmadığı, bu bağlamda davalı … AŞ’nin TTKnun 531.maddesi gereği haklı nedenle fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak …’in atanmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davacıların ve asli müdahillerin davalarının ayrı ayrı KABULÜ ile, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı …’nin TTK 531. Maddesi haklı nedenle fesih ve tasfiyesine,
2-Tasfiye Memuru olarak …’in atanmasına,
3-Tasfiye Memuruna aylık 7.000,00 TL ücret takdirine,
4-İlk 6 aylık ücreti olan 42.000,00 TL’nin davacılarca dosyaya depo edilmesine,
5-Tasfiye Memurunun görevinin kararın kesinleşmesinden itibaren başlamasına,
6-Davacılar vekil ile temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 54,40TLnin mahsubu ile bakiye 26,30TLnin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
8-Davacılar tarafından yapılan 6.072,50TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, yine davacılar tarafından dava açılırken yatırılan 54,40TL harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
9-Asli müdahil vekil ile temsil edildiğinden, Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak asli müdahillere verilmesine,
10-Asli müdahiller tarafından yatırılan 217,60TL peşin harcın davalıdan alınarak asli müdahillere verilmesine,
11-Asli Müdahiller tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
12-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
13-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/06/2022

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI