Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/505 E. 2021/52 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/505 Esas
KARAR NO:2021/52

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:22/06/2020
KARAR TARİHİ:26/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili …. Asliye Hukuk Mahkemesi’ ne sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; 31/10/2019 kaza tarihinde davalı …’e ait ve kendisinin kullandığı … şirketinde sigortalı bulunan … plakalı araç ile …’a ait, …’ın sevk ve idaresinde olan ve … şirkette sigortalı bulunan … plakalı aracın birbiri ile çarpışmalarından sonra savrularak kendi şeridinde seyreden müvekkil firmanın sahibi bulunduğu, …’ın yönetimindeki … plakalı servis taşımacılığı yapan araca arkadan ve yandan çarpması sonucunda ve savrularak bariyerlere de vurmak suretiyle hasara uğradığını, kazanın tamamen davalılara ait araçların kusurundan kaynaklandığını, müvekkil firmaya ait aracın herhangi bir kusuru bulunmadığını, kaza tarihinde olay yerine gelen polis ekiplerince düzenlenen trafik kaza tespit tutanağında da açıkça belirtildiğini, araçtaki hasar ve bu hasarın giderilmesi için gerekli toplam masrafın 16.890,00 TL olduğu, müvekkil firma kazadan sonra zararının tazminine yönelik durumu davalı muhataplara bildirdiğini, fakat olumlu bir geri dönüş alamadığını, müvekkil firma servis taşımacılığı işini yürüttüğünü, kendisi tacir olduğunu, kazaya uğrayan aracını fiili olarak kullandığını, söz konusu kaza, aracın ekonomik değerinde önemli bir kayba yol açtığı gibi müvekkilinin işlerinin de belirli bir süre aksamamasına neden olduğunu, aracın tamiri süresince de müvekkilinin araçtan yararlanamayacak bu da müvekkilinin fiili zararlar yanında belirli bir kardan yoksun kalmasına da yol açacağını, aracın ekonomik değerinde önemli bir kaybın oluştuğunu, tazminat ödenmesi gerektiğini, 20.000,00 TL’nin kaza tarihi olan 31/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
…. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin … esas … karar sayılı görevsizlik kararı üzerine dosya Mahkememizin 2020/505 esasına kayıt olunmuştur.
CEVAP: Davalı … A.Ş. Tarafından sunulan cevap dilekçesinde; görülmekte olan dava bakımından davacı yanın dava ikame edilmeden evvel zorunlu arabuluculuk uygulamasına başvurmadığını, ticari uyuşmazlıklarda zorunlu arabuluculuk dava şartı olarak düzenlendiğini, davacının bu dava şartını yerine getirmeksizin dava açmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı vekilinin onarım süresince araç kullanılamaması dolayısı doğan kazanç kaybı zararına ilişkin tazmitanat taleplerini müvekkili sigorta şirketine de yöneltilmesinde yasal isabet bulunmadığını, poliçeden anlaşılacağı üzere davaya konu kazanç kaybından doğan tazminat taleplerinın dolaylı ve yansıma zarar olduğunu, trafik poliçesinin teminatı kapsamına dahil olmadığını, müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davaya konu kaza sonrasında kaza tekpit tutanağından da görüleceği üzere tarafların çelişkili beyanları dolayısı ile kusur ağılımının yapılamıdığını, ddosyada kusur durumunun tespitini sağlayacak başka bir evrak ibraz edilmediğini, davacı vekilinin kaza tarihinden itibaren reeskont faizi talebinde yasal isabet bulunamdığını, açıklanan nedenler ile öncelikle arabulucuk dava şartı gerçekleşmediğinden davanın usulden reddini, aksi halde davanın reddine yahut dosyanın ATK Trafik İhtisas Daire Başkanlığı’ na sevki ile kusur oranlarının tespitinin istenmesini ve hasar ile değer kaybı bedeli yönünden belirttikleri şekilde hesaplama yapılarak hüküm tesis edilmesini, kazanç kaybı talebinin müvekkili şirketi yönünden reddini, kaza tarihinden itibaren reeskont faiz talebinin müvekkili şirket yönünden reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar …. Ltd. Şti. Ve … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasının dava şartı olduğunu, arabulucuya başvurulmamış olduğundan dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, meydana gelen kazada müvekkili şirketine ait aracı kullanan müvekkili …’ ın kusurunun bulunmadığını, kaza sonucu meydana gelen zarar ile müvekkillerinin arasında illiyet bulunmadığını, meydana gelen kazada müvekkiline ait aracın karışmamış, ne hatalı şerit değiştiren diğer davalı ne de bariyerlere çarpan davacının aracına temas etmediğini, davalı …’ in aynı anda birden fazla şeridi kontrolsüz olarak değiştirmek istemesi sebebi ile kaza meydana geldiğini, davacının aracında meydana gelen hasarla ilgili olarak sunulan belgeleri ve beyanları kabul etmediklerini, açıklanan nedenler ile davanın öncelikle dava şartı yokluğu sebebi ile reddini, yargılamanın icra halinde haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama gideri ve üvreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … A.Ş. Vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davanın müvekkili şirkete başvuru yapılmamış olması nedeni ile reddinin gerektiğini, şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı araçla davacının maliki olduğu … plaka sayılı araç arasında 31/10/2019 tarihinde meydana gelen kaza nedeni ile … plakalı araca verilen maddi hasar, değer kaybı ve kazanç kaybı talep edildiğini, … plakalı aracın müvekkili şirketinde 11/07/2019 – 11/07/2020 vadeli tarfik poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçede verilen maddi tazminatın 39.000 TL olduğunu, kazanç kabının teminat harici olduğunu, poliçede teminat limitinin gösterilmesi bu rakamın mutlak ve otomatikman ödeneceği anlamına gelmediğini, poliçenin araç mahrumiyeti bedeline kapsadığı kabul edilecek olsa dahi yargıtayın yerleşmiş uygulaması gereğince, araç mahrumiyeti zararının tazmin edilebilmesi için başvurucu tarafça sunulması gereken belgelerin sunulmamış olması sebebi ile de başvurucu tarafın araç mahrumiyeti bedelinin ödenmesine ilişkin talebinin reddini talep ettikleri, müvekkili şirketinin temerrüde düşmediği gibi dava açılmasına da sebebiyet vermediğini, zarar görenin faiz hakkının temerrüt tarihinden itibaren doğacağını, davacının davadan önce taraflarına başvuruda bulunmamış olduğunu, ödemeyi gerektin belgeleri tam ve eksiksiz bir şekilde müvekkiline iletmediğini, bu nedenle müvekkili şirketin temerrüdünden bahsedilemeyeceğini, müvekkili şirketinin ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz ile sorumlu tutulabileceğini, açıklanan nedenler ile davanın reddini, aksinin kabulü halinde ise sorumluluğunun poliçe teminatı ile sınırlandırılmasını, faiz isteğinin reddini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen hasar ve değer kaybından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesi ile eklenen 6102 Sayılı Kanun’un 5/A maddesi uyarınca “Bu Kanunun (TTK) 4. Maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı” olarak düzenlendiği, söz konusu düzenlemenin dava şartı olması nedeniyle uygulamasının zorunlu olduğu, aynı yasanın 23. Maddesi ile 6325 sayılı kanuna eklenen 18/A maddesi uyarınca dava şartı olan arabuluculukta davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin tutanağın aslını yada arabulucu tarafından onaylanmış örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olup, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya son tutanağın bir haftalık kesin süre içerisinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddine karar verileceği ihtarını içeren davetiye gönderileceğinin düzenlendiği, söz konusu kanunun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe girdiği, davanın ise 22/06/2020 tarihinde açıldığı ve arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı, aynı yasanın 18/A-2 fıkrası son cümlesi uyarınca, arabulucuya başvurulmadan dava açılmadığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceğinin düzenlendiği görülmekle, davacı tarafından davalılar aleyhine açılan tazminat davasında davadan önce zorunlu arabuluculuğa gidilmemiş olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış, aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeni ile REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30TL karar harcının peşin olarak alınan 341,55TLden mahsubu ile fazla alınan 282,25TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince; 4.080,00TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalılar …, …. Ltd. Şti.’ ne, … AŞ’ ne, … AŞ’ ne verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair davacı vekilinin ve davalı …’ in yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/01/2021

Katip …

Hakim …