Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/504 E. 2020/831 K. 23.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2020/504 Esas
KARAR NO:2020/831

DAVA:Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılma, Şirketin Feshi
DAVA TARİHİ:21/09/2020
KARAR TARİHİ:23/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılma, Şirket feshi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davalı tarafın babası olan … ile şirket ortağı …’in dava konusu … Şti’nin %50’şer hissesine sahip olduklarını, davalı tarafın dava konusu şirket hissesini öz babasından 28/0/2020 tarihinde devir aldığını, dava konusu şirketin sahipleri olan … ve ortağının ikisinin de şirket adına tüm kurum ve kuruluşlarda iş ve işlem yapmak üzere yetkili bulunduğunu, devir olayının ardından şirket yönetiminde söz sahibi olan davalı kişinin, şirket ve davacı aleyhine faaliyette bulunmaya yeltendiğini ve adeta ne koparsak mantığı ile hareket etmeye başladığını, bu eylemlerini yaparken öz amcası ile beraber hareket ettiğini, davacı şirket ortağı olan …’in davalının öz amcasından ve ailesinden ölüm tehditleri aldığını, bu şahıslar hakkında savcılığa şikayette bulunduklarını, daha sonra şirket ortağı olan davalı kişinin, şirket adına kayıtlı aracının, öz amcasına bila bedel, muvazaalı bir şekilde, şirket ortağı olan …’in haberi dahi olmadan devir ettiğini, araç satışlarının kesinlikle muvazaalı olup iptali gerektiğini, araç satışının iptaline ilişkin dava açtıklarını ve o dada aracın 3.kişilere devrinin engellenmesine ilişkin tedbir kararı aldıklarını, ancak davalı ve amcası olan kişinin aracı bir diğer kişiye satarak satış işlemlerini meşrulaştırmaya çalıştıklarını, davalı tarafın zarar verme kastından ötürü şirketin aktif faaliyetlerinin mecburen durduğunu, şirketin şuan zarar ettiğini ve çalışamaz halde olduğunu, daalının yönetim ve temsil yetkilerinin sınırlandırılması gerektiğini beyanla, davalının ortaklıktan çıkartılmasını, mahkeme aksi kanaatte ise şirket ortaklarının birbirine güvenlerinin kalmadığından şirketin feshine karar verilmesini, tedbiren davalının yönetim ve temsil yetkilerinin sınırlandırılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davalının, babasının davacı şirketin sahip olduğu %50 hisseyi 28/08/2020 tarihinde noterde yapılan satış sözleşmesi ile devraldığını, bu devir sonrasında şirket hissedarı olarak pay defterine kayıt yaptırmak, şirket işleri ile ilgili bilgi almak, şirket işleyişine katılmak, banka hesapları ve ticari kayıtlarla ilgili bilgi almak için şirket merkezine gittiğini, ancak dava dışı …’in davalıyı şirket merkezine almadığını, davalının devraldığı hissenin pay defterine kaydına yanaşmadığını, hem fiili olarak hem de hukuki olarak engellemelerde bulunmaya başlandığını, davalının şirkette ortak sıfatı olmadığı gibi herhangi bir müdürlük vs sıfatı da olmadığını, dolayısıyla kısıtlanması veya sınırlandırılması gereken herhangi bir yetkisi de olmadığını, müdür ve ortak sıfatına haiz olmayan bir kişinin hangi yetkisinin sınırlandırılmasının talep edildiğinin anlaşılamadığını, bu yönü ile daanın konusuz olduğunu, şirketin feshini talep yetkisinin sadece şirket ortağına ait bir yetki olduğunu, bu nedenle şirketin kendini fesih talep etmesinin de hukuken mümkün olmadığını, davacının aktif husumet ehliyeti de olmadığını, dava dilekçesinde yazan olayların gerçeği yansıtmadığı gibi dava dışı ortak …’in şirketi ve dolayısıyla hissedar …’yi zarara uğrattığını beyanla, haksız davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, ihtarname, araç satış sözleşmesi, fotoğraflar, şüpheli ifade tutanağı, ticaret sicil gazetesi, araç trafik kayıtları, ticaret sicil kayıtları, limited şirket pay devri sözleşmesi celp olunmuştur.
Dava, davalının ortaklıktan çıkartılması, olmadığı takdirde şirketin fesih ve tasfiyesi ve davalının yönetim ve temsil yetkisinin kısıtlanmasına ilişkin dava olduğunun tespitine ilişkindir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, ticaret sicil kayıtları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirketin incelenen ticaret sicil kayıtlarına göre, … Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı davacı şirketin ana sözleşmesinin 16/06/2005 tarihinde tescil edildiği, şirketin ortak ve yetkililerinin … ve … olduğu, davacı şirket tarafından davalının ortaklıktan çıkarılması talep edilmiş ise de, davacı şirketin incelenen sicil kayıtlarına göre davalının davacı şirketin ortağı olarak bulunmadığı, ayrıca davacı şirket tarafından haklı sebeple ortaklıktan çıkarılma davası açılabilmesi için TTK 641/3 ve TTK 621.mad gereği genel kurulda bu hususta nitelikli karar alınması gerektiği, davacı tarafça da bu yönde bir kararın bulunmadığı, ayrıca hisse durumu itibariyle dikkate alındığında söz konusu kararın verilmesinin de mümkün olmadığı, ayrıca şirketin fesih ve tasfiyesi yönünden açılan davada ise limited şirketinin kendisinin feshini istemesinin ancak TTK 376. Maddesinde sayılı sermayenin 2/3’ünün yitirilmesi şartının bulunduğu, davacı tarafça bu şekilde bir iddianın da ileri sürülmediği, bunun dışında şirketin fesih ve tasfiye istemlerinin ortaklara tanınmış bir hak olduğu ve şirket genel kurulunda karar alınması gerektiği, haklı nedenle fesih davasını ise ancak şirket ortaklarının açabileceği, şirketin bizzat kendisinin haklı nedenle fesih davası açamayacağı anlaşıldığından, bu kapsamda şirketin fesih ve tasfiyesi davasının reddine, davalının yönetim ve temsil yetkisi yönünden açılan davanın da şirket kayıtlarına göre davalının şirket yöneticisi ve temsil yetkisinin bulunmadığı anlaşıldığından bu davanın da bu nedenle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Her ne kadar davacı şirket tarafından davalının ortaklıktan çıkartılması talep edilmiş ise de sicil kayıtlarına göre davalının hali hazırda ortak olarak bulunmadığı, ayrıca davacı şirket tarafından haklı sebeple ortaklıktan çıkartılma davası açılabilmesi için TTK 641/3 ve TTK 621. Maddeleri gereği genel kurulda bu hususta nitelikli karar alınması gerektiği, davacı tarafça da bu yönde bir kararın bulunmadığı, ayrıca hisse durumu itibariyle dikkate alındığında söz konusu kararın verilmesinin de mümkün olmadığı, ayrıca şirketin fesih ve tasfiyesi yönünden açılan davada ise limited şirketinin kendisinin feshini istemesinin ancak TTK 376. Maddesinde sayılı sermayenin 2/3’ünün yitirilmesi şartının bulunduğu, davacı tarafça bu şekilde bir iddianın da ileri sürülmediği, bunun dışında şirketin fesih ve tasfiye istemlerinin ortaklara tanınmış bir hak olduğu, bu kapsamda şirketin fesih ve tasfiyesi davasının da reddine, davalının yönetim ve temsil yetkisi yönünden açılan davanın da şirket kayıtlarına göre davalının şirket yöneticisi ve temsil yetkisinin bulunmadığı anlaşıldığından bu davanın da bu nedenle reddine,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 54,40TL karar harcının peşin olarak alındığından ayrıca alınmasına yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince; 4.080,00TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/12/2020

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı