Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/478 E. 2021/953 K. 06.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/478
KARAR NO:2021/953

DAVA:Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ:09/09/2020
KARAR TARİHİ:06/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalılardan … arasında elektrik enerjisi kullanımı için abonelik sözleşmesi olduğunu, davacı e-fatura mükellefi olup Ağustos 2019 itibariyle elektrik faturalarının e-fatura şeklinde gönderildiğini, davacıya davalılardan … tarafından 10/04/2020 tarihli 30.887,20 TL bedelli faturanın e-fatura olarak gönderildiğini, bu fatura bedelini gecikme bedeli ile birlikte 34.180 TL olarak ödediğini, daha sonra 20/07/2020 tarihli 40.514,88 TL bedelli faturanın e-fatura olarak gönderildiğini, davacının 2.kez yüksek bedelli fatura gelince yanlışlık olduğunu düşünerek kuruma başvuruda bulunduğunu, bu iki faturanın kaçak elektrik kullanım faturası olduğu, elektriğin Şubat ayından beri sistem üzerinden kesik göründüğü, elektrik kullanmaya devam edilmesi üzerine kaçak işlemi uygulanarak fatura gönderildiği, faturanın ödenmemesi halinde elektrik sayacağının söküleceğinin söylendiğini, davalılardan … tarafından düzenlenen 23.01.2020 fatura tarihli 03.02.2020 son ödeme tarihli 8.058,00 TL. bedelli, 31.01.2020 fatura tarihli 12.02.2020 son ödeme tarihli 3.110,70 TL. bedelli, 25.02.2020 fatura tarihli 06.3.2020 son ödeme tarihli 3.050,10 TL. bedelli faturaları ödememesi nedeniyle elektriğin kesildiği bilgisi ve borç dökümü verildiğini, davacının 27/07/2020 tarihinde kaçak elektrik faturalarına yazılı olarak itiraz ettiğini, itiraz süreci devam ederken kurum çalışanlarının baskısı ve işyerini çalıştırabilmek amacıyla 40.514,88 TL fatura bedelini de gecikme bedeliyle birlikte 42.422 TL olarak yasal haklarını saklı tutarak ödediğini, … tarafından düzenlenen 3 adet faturanın davacıya ne e-fatura ne de basılı fatura olarak gönderilmediğini, davacının bu nedenle faturalardan haberdar olmadığını ve ödeyemediğini, kaçak elektrik kullanımı gibi bir amacının olmadığını, faturaların gönderilmemesi nedeniyle kaçak işlemine maruz bırakıldığını ve davalılar tarafından zarara uğratıldığını, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği uyarınca davacıya son ödeme tarihinin dolmasından itibaren 5 gün içinde ödeme yapmasını gerektirir 2.bildirim yapılmadığını, bu bildirimde ödeme yapılmazsa elektriğinin kesileceğinin bildirilmediğini, kesme bildirimi düzenlenerek davacıya ait elektriğin kesilmediğini, davacıya elektriğin kesildiğine ilişkin bilgi de verilmediğini, somut olayda davacının elektriğinin fiilen hiç kesilmediğini, faturaların ödenmemesinin ve buna bağlı olarak usulsüz kaçak işlemine sebebiyet verilmesinin davacı kusurundan kaynaklanmadığı açık olup yapılan tüm işlemlerin hukuka aykırı olduğunu, davacının borçlu olmadığı halde usulsüz kaçak işlemi neticesinde ödemek zorunda bırakıldığı toplam bedel 76.602 TL olup faturalar incelendiğinde 25/02/2020 ile 10/07/2020 tarihleri arasındaki elektrik kullanımı için kaçak faturası olduğunun görüleceğini, ancak bu dönemde davacıya fiili kesme işlemi uygulanmadığından davacının bu dönemde elektrik kullandığını ve normal bedel üzerinden borçlandığını, ancak davacının kullandığı enerji bedeli ve borçlu olmadığı bedelin kendilerince hesaplanamadığını, bu nedenle davayı HMK.109 maddesi uyarınca kısmi dava olarak açtıklarını, bu nedenlerle dava sonuçlanıp kesinleşinceye dek davalılardan … tarafından davacıya gönderilmeyen faturaların tahsilinin durdurulması için öncelikle teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davacının kaçak elektrik kullanımı nedeniyle HMK.md.109 uyarınca şimdilik 100 TL borçlu olmadığının tespitine, davacının normal tüketim bedelinin hesaplanarak fazla ödenen bedelden mahsubuyla kalan bedelin davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememiz 24/09/2020 tarihli ara kararı ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin HMK. 390-(3) ve HMK. 391-(3) maddelerindeki şartlar oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin Hukuk Muhakemeleri Kanununa aykırı olduğunu, sonuç kısmında hangi davalı yönünden hangi istemde bulunduğunu belirtmediğini, uyuşmazlık miktarı belirli olup hukuki yarar yokluğundan kısmi dava olarak açılan işbu davanın reddini talep ettiklerini, dağıtımdan ayrı bir tüzel kişiliğe sahip davalı şirketin işbu uyuşmazlığın tarafı olmadığı açık olup davanın pasif husumet yokluğundan reddini talep ettiklerini, dağıtım şirketlerinin elektrik dağıtım şebekesinin bakım, onarım, işletmesinden sorumlu iken perakende şirketlerin EPDK.nın belirlemiş olduğu ulusal elektrik tarifesi üzerinden brüt kar marjı ile elektrik satma, abonelik başlama ya da kapatma işlemlerinden sorumlu olduğunu, buradan hareketle işbu uyuşmazlık iki ayrı davanın konusunu barındırdığından HMK uyarınca davaların ayrılmasını, davacının davalı şirket yönünden dayanaksız şekilde istediği tedbir talebi dışında bir talebi de olmadığından davalı şirket yönünden tefrik edilen davanın reddi gerektiğini, e-fatura mükellefi olduğunu beyan eden davacının basiretli bir tacir olarak faturalardan haberdar olmadığı iddiasının kabul edilebilir bir iddia olmadığını, kaldı ki davalı şirketin tüm faturalarını davacı dahil tüm abonelerine gönderdiğini, kanun ve yönetmeliğe uygun şekilde işlemlerini sürdürdüğünü, aksini iddia eden davacının iddiasını ispatla mükellef olduğunu, bu nedenlerle davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin HMK.119.madde hükmünde belirtilen şartları taşımadığından reddi gerektiğini, davalı şirkete husumet yöneltilmesi mümkün olmayıp davalı şirket yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddi gerektiğini, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin “zamanında ödenmeyen borçlar” başlıklı 35’inci maddesinde göre ilgili süreler içerisinde ödenmeyen elektrik kullanımına ilişkin fatura borçları hakkında hizmet noktasındaki elektriğin kesileceği belirtilmekte olup ödememe hususunun perakende satış şirketi tarafından bildirilmesi üzerine elektrik dağıtım şirketince elektriğin kesilmesi işlemi gerçekleştirildiğini, davacıya ait … numaralı tüketim noktasına ait kullanım borcunun görevli tedarikçi şirkete zamanında ödenmemesi üzerine 06/02/2020 tarihinde enerjinin kesileceği hususunda bildirim yapılarak 25/02/2020 tarihinde enerjinin kesildiğini, davacı dava dilekçesinde elektriğinin fiili olarak kesilmediğini iddia etmekte ise de dilekçeleri ekinde sunulan kesmeye ait fotoğraf incelendiğinde elektriğin fiili olarak kesildiği açıkça anlaşıldığını, davacının elektriğinin kesilmesi işlemi sonrasında mevzuatta belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmeksizin enerjiyi kendisi açarak kullandığının tespit edilmesi üzerine Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 42/1-ç hükmü gereğince 09.04.2020 tarihli H/… seri numaralı ve 10.07.2020 tarihli H/… seri numaralı kaçak elektrik kullanımı tespit tutanağı tanzim edilmiş olup sayaç tüketim bilgilerine göre 30.887,20 TL ve 40.514,88 TL kaçak tüketim faturaları tahakkuk ettirildiğini, yapılan kontrollerde kaçak kullanımına ilişkin tespit ve tahakkukların mevzuat hükümleri uygun olduğu ve hata bulunmadığının tespit edildiğini, davalı şirket tarafından yapılan tespit ve hesaplamaların Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 42 ve devamı maddelerine uygun olarak tahakkuk yaptırıldığından yapılan hesaplamanın mevzuata uygun olduğunu, davalı şirket görevlilerince yapılan incelemeler sonucunda hazırlanan tutanakların yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olup kaçak elektrik kullanmadığını iddia eden davalının bu hususu ispatlaması gerektiğini, bu nedenlerle öncelikle usuli itirazları dikkate alınarak davanın usulden reddine, nihayetinde haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava menfi tespit davasıdır.
Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı Uygulama ve Veri Yönetimi Daire Başkanlığının cevabi yazısı ile, davacının 27/02/2020 tarihinde e-fatura kayıtlı kullanıcılar listesine dahil olduğu ve e-fatura uygulamasını kullanmaya başladığı belirtilmiştir.
Dosya elektrik mühendisi bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 09/04/2021 tarihli raporda; davacı tarafın etektriğin kesilmesine sebep olan taraflarına tebliğ edilmediğini belirttiği 8.058,00 TL, 3.110,70 TL ve 3.050,10 TL tutarlı faturaların e-fatura olarak düzenlenmediğinin dosya kapsamına sunulan fatura örnekleri ile tespit edildiği, sunulan fotoğraf doğrultusunda davacı şirket elektriğinin 25.02.2020 tarihinde fiziken kesilmiş olduğu, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği, Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Tüketimi , Kaçak elektrik enerjisi tüketimi halleri , madde 42- (1) “Gerçek veya tüzel kişinin kullanım yerine ilişkin olarak; ç) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, mücbir sebep halleri dışında açması, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilir” hükmü doğrultusunda davacı şirketin 25.02.2020 (kesme) tarihi sonrasındaki (09.04.2020 ve 10.07.2020 tarihli dava konusu tutanak dönemleri) tüketimlerinin kaçak elektrik tüketimi olarak kabul edilebileceği, (3. Hukuk Dairesi 2015/11944 E. , 2015/20510 K.) Yukarıda ayrı başlık açılarak yapılan değerlendirmeler doğrultusunda, dava konusu 09.04.2020 ve 10.07.2020 tarihli tutanaklar için düzenlenen kaçak tahakkuklarına davalı kurumca 2 kat ceza bedeli yansıtılmış olduğu, mevzuat madde-46 gereği davacı şirketin 09.04.2020 tarihli ilk tutanak için 1,5 kat sayılı ceza bedelinden, 10.07.2020 tarihli ikinci tutanak için ise 2 kat sayılı ceza bedelinden sorumlu tutulması gerektiği, şayet faturalara ceza bedeli yansıtılmaz ise davacı şirketin 09.04.2020 tarihli tutanak bakımından sorumlu olacağı bedel 15.443,60 TL, 10.07.2020 tarihli tutanak bakımından sorumlu olacağı bedel 20.257,43 TL olarak hesap edildiği, davacı şirketçe kesilen elektriğin açılarak kullanıma devam edilmesi kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilebileceğinden, davacı şirketin 1,5 ceza kat sayılı ilk tutanak (09.04.2020) için 23.215,10 TL. bedelden sorumlu tutulabileceği bu kapsamda davacı şirketin 30.887,20 TL.- 23.215,10 TL. = 7.672,10 TL. Menfi tespit talebinin olabileceği, 2 ceza kat sayılı ikinci tutanak (10.07.2020) için düzenlenen 40.514 88 TL fatura tutarının mevzuata uygun olduğu, davalıların sorumlulukları bakımından davalı …’ın sorumluluğu olacağı belirtilmiştir.
Davacı vekili 28/09/2021 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi raporunda tespit edilen bedel olan 7.672,10 TL üzerinden 7.572,10 TL artırdıklarını ve harcını tamamladıklarını beyan etmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; teknik bilirkişi tarafından yapılan incelemeler neticesinde, davacı adına 09/04/2020 H/… seri nolu ve 10/07/2020 tarih H/… seri nolu kaçak elektrik tespit tutanakları tanzim edildiği, her iki tutanakta da borcundan dolayı kesilen elektriğin sayacını kullanıma açıp enerji kullandığının tespit edildiğinin şerh edildiği, davacı kurumca sunulan fotoğraf incelendiğinde fotoğraftaki uygulama doğrultusunda davacı şirketin elektriğinin fiziken kesilmiş olduğunun tespit edildiği, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği, Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Tüketimi , Kaçak elektrik enerjisi tüketimi halleri , madde 42- (1) “Gerçek veya tüzel kişinin kullanım yerine ilişkin olarak; ç) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, mücbir sebep halleri dışında açması, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilir” hükmü doğrultusunda davacı şirketin 25.02.2020 (kesme) tarihi sonrasındaki (09.04.2020 ve 10.07.2020 tarihli dava konusu tutanak dönemleri) tüketimlerinin kaçak elektrik tüketimi olarak kabul edilebileceği, (3. Hukuk Dairesi 2015/11944 E. , 2015/20510 K.) Yine ilgili yönetmeliğin kaçak elektrik tüketiminin faturalandırılması madde 46-(2) “Kaçak elektrik enerjisi tükettiği tespit edilen tüketicinin, 44 üncü madde çerçevesinde hesaplanan tüketimi, dahil olduğu tüketici grubuna kaçak elektrik enerjisi tükettiği dönemde uygulanmakta olan ve birinci fıkrada kapsamı belirtilen tarifenin 1,5 katı ile çarpılarak, kaçak enerji tüketim bedeli hesaplanır ve bu bedel fatura edilir. (3) Tüketicinin aynı veya başka bir kullanım yerinde mükerrer kaçak elektrik enerjisi tükettiğinin tespiti edilmesi durumunda, kaçak elektrik enerjisi tüketiminin tespit edildiği tarihte yürürlükte olan ve birinci fıkrada kapsamı belirtilen tarifenin 2 katı gözönüne alınarak hesaplama yapılır.” dendiği, teknik bilirkişi tarafından 40.514,88 TL bedelli faturanın 10/07/2020 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağına binaen düzenlendiği, tutanak ile tespit edilen 21448 kwh tüketim doğrultusuna 2 kat ceza bedeli uygulanarak hesaplanan 40.514,88 TL tahakkukun mevzuata uygun olarak hesap edildiği, öte yandan ilk kaçak kullanım tespitinde tarifenin 1,5 katı ile çarpılarak kaçak enerji tüketim bedelinin hesaplanması gerektiği, ancak davalı kurumca 2 kat uygulama yapıldığı, davacı şirketin 09/04/2020 tarihli tutanak için 1,5 kat sayılı ceza bedelinden sorumlu tutulması gerektiği belirtilmiş ise de, davalı … vekili tarafından dosyaya sunulan 11/04/2019 tarih H/… seri numaralı kaçak/usulsüz elektrik kullanımı tespit tutanağı incelendiğinde 09/04/2020 tarihli tutanağın da mükerrer kaçak kullanıma ilişkin olduğu ve davacı kurumun bu tutanak için de 2 kat ceza bedelinden sorumlu olduğu ve bilirkişi raporunda 2 kat ceza bedeli uygulanarak yapılan hesaplamada da 30.887,21-TL fatura bedeli hesap edilmiş olduğu anlaşılmakla düzenlenen faturaların mevzuata uygun olduğu belirlenmiştir. Her ne kadar davacı tarafça elektrik panosunun davalı çalışanları haricinde müdahale imkanın bulunmadığı, bu hususun … Sitesine müzekkere yazılarak tespit edilmesi gerektiği iddia edilmiş ise de, davalı … tarafından davacı adına 09/04/2020 H/… seri nolu ve 10/07/2020 tarih H/… seri nolu kaçak elektrik tespit tutanakları tanzim edildiği, tutanaklarda kullanıcı adı-ünvanının … Yayın Yapım…Ltd.Şti.olduğu, elektriğin davacı firma tarafından kullanıldığının sabit olduğu, yine 11.04.2019 tarihli H … seri no’lu kaçak elektrik kullanım tespit tutanağında da kullanıcı adı-ünvanının … Yayın Yapım…Ltd.Şti.olduğu, tutanakta abone/kullanıcı sıfatıyla şirket adına …’ın imzasının bulunduğu, 25.02.2020 tarihinde elektriğin kesildiğine dair tutanak tutularak resminin çekildiği, söz konusu tutanaklara esas Luna marka elektrik sayacağının çıkış kablolarının boşta olduğu, boşta bırakılan kabloların sayaca tekrar bağlanmaması için sayaç klemens kapağına kesme mührü takıldığı, davacı şirketin elektriğinin fiziken kesildiğinin tespit edildiği anlaşılmakla bu yönden davacı iddiasına itibar edilmemiş olup, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının peşin+ıslahla yatırılan 183,72 TL harçtan mahsubu ile bakiye 124,42 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
7-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13)- (14) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/12/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza