Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/473 E. 2021/108 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/473 Esas
KARAR NO:2021/108

DAVA: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/09/2020
KARAR TARİHİ:11/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan istirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından 04/03/2020 vade – 02/03/2020 tanzim tarihli 750.000-TL bedelli bono uyarınca senet borçluları… ve … Tic Paz. Dış. Tic. San. Ltd. Şti. aleyhine …. İcra Müd.’nün … E. Sayılı dosyasından 38.000-TL asıl alacağa ilişkin takip başlatıldığını, takibin kesinleşmesine müteakip haciz talebinde bulunulduğunu ve … İcra Müd.’nün … Tal. sayılı dosyasından haciz işlemi için 17/06/2020 tarihinde alacaklının gösterdiği adrese gidildiğini, gidilen adreste bulunan iş yerinin dosya borçlusu …. Ltd. Şti.’ye ait değil … … … Şti’ne ait olduğunu, mahaldeki çalışanlar tarafından da ifade edildiğini, yine haciz işlemi esnasında ilgili dosya borçlusu …. Ltd. Şti.’nin çevre yolunda … adlı iş yerinde faaliyetlerine ilişkin şifaen bilgi edildiğini ancak bu durumun fiilen de hukuken de mümkün olamayacağını, şifahen edinilen bilgi ve alacaklının talebiyle … …. Ltd. Şti.’ye ait adrese de haciz memurlarıyla gidildiğini ancak şirket yetkililerinden … tarafından icra takibine konu bono ile borçla ve borçlu şirketle bir alakalarının olmadığının beyan edildiğini, …. İcra Müd.’nün … E. Sayılı icra dosyasının … İcra Müd.’nün … Tal. sayılı dosyalarının celp edilmesini, şirket yetkilisi … tarafından istihkak iddiasında bulunulmuşsa da alacaklının talebiyle “… …” haczedildiğini ve yediemin olarak yine şirket yetkilisi …’a bırakıldığını, istihkak iddiasına yönelik olarak …. İcra Hukuk Mah.’nin 02/07/2020 tarihli … E. – … K. Sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılamada kararın tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde istihkak iddiası nedeniyle dava açmaya hak tanınmışsa da; kararda 3. Kişi olarak istihkak iddiası sahibi olan … …. Ltd. Şti gösterildiğini, müvekkil şirketin adının geçmediğini, müvekkili şirkete tebliğ edilen kararda tarafların yanlış yazılması nedeniyle 22/07/2020 tarihinde tashih şerhi düzenlendiğini ve şerhin müvekkil şirkete tebliğ dahi edilmediğini, tashih şerhinin taraflar dahi çağrılmadan usulsüz olarak yapıldığını, …. İcra Hukuk Mah. dosyasında müvekkili şirketin ilgili kararda ünvanının yer almaması üzerine 7 günlük süre içerisinde istihkak iddiasına yönelik bir dava açılamadığını, tashih şerhinden dahi haberi olmayan müvekkili şirket yetkililerinin haciz tehdidi altında borçlu olmadıkları halde dosya borcu olan 48.000-TL’yi ödemek mecburiyetinde kaldıklarını, cebr-i icra tehdidi altında ödenen 48.000-TL’nin ödendiği 05/08/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdatını, yargılama giderleri ve yasal vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının açtığı davanın İİK 72. Maddesi kapsamında istirdat davası olduğu ancak bu davayı ancak borçlu kişinin açabileceği, üçüncü kişinin istirdat davası değil dosya borçlusuna karşı sebepsiz zenginleşme davası açması gerektiğini, zira davacı üçüncü kişinin icra dosya borcunu ödemesi nedeniyle dosya borçlularının borçtan kurtulduklarını ve sebepsiz şekilde zenginleştiklerini, müvekkili alacaklının gerçek bir borca dayanan alacağını tahsil ettiğini ve bu tahsilatı İİK. ve TTK’nın kendisine tanıdığı talep ve müracaat haklarına dayanarak sağladığını, icra dosyasına konu borcun gerçek bir borç olduğunu ve yapılan tüm işlemlerin kanunun (İİK’nın) tanıdığı ve Mahkeme kararına ( ….İcra Hukuk Mahkemesi …E- …K. sayılı dosyasında verilen takibin devamı yönündeki ilamı) dayanılarak yapıldığını, davacının icra dosyasında borçlu sıfatı bulunmadığından İİK. md. 72 gereğince icra dosya borcuna istinaden yapılan ödemelere ancak dosya borçlusu tarafından istirdat davası açılabileceğinden bu eksiklik nedeniyle aktif husumet yokluğu sebebiyle davanın usulden reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; …. İcra Hukuk Mah.’nin … Esas sayılı dosyası (fiziki olarak), …. İcra Hukuk Mah.’nin … E. Sayılı dosyası (uyap üzerinden), … İcra Müd.’nün … Talimat sayılı dosyası (uyap üzerinden) Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; davacının borçlu olmadığı bir parayı cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı iddiası ile açılan istirdat istemine ilişkindir.
Mahkememizce icra takibi yapılan dosya incelendiğinde; alacaklının …A.Ş, borçluların dava dışı …. Ltd. Şti ve… olduğu, …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında yazılan talimat üzerine, … İcra Müdürlüğü’nün … Tal sayılı talimat üzerinden ” … mah. … Sitesi … Blok No:… karşısı …/…’ adresinde 17/06/2020 tarihinde yapılan haciz sırasında, davacı … …. Tic. Ltd. Şti. (dosyamız davacısı olan) lehine 3. Kişinin istihkak iddiasında bulunduğu, ancak hacizli malın istihkak iddia edilen şirketin adresi olmadığı, iddia eden üçüncü kişinin şirket yetkilisi olmadığından bu iddia hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın İcra Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir. Yine aynı İcra dairesi tarafından, 3. Kişi … … … Tic. Ltd. Şti. Yönünden de aynı şekilde istihkak iddiasının icra mahkemesince değerlendirilmesine karar verilmiştir. …. İcra Hukuk Mahkemesinde ayrı esaslar alarak kayıt yapılmıştır. …. İcra Hukuk Mahkemesi … Esas … K. Sayılı ilamı ile davacı 3. Kişi olarak … …. Ltd. Şti’yi kararda göstererek “üçüncü şahsın istihkak iddiasına yönelik olarak kararın tebliğinden itibaren 7 günlük yasal sürede dava açmakta muhtariyetine, takibin devamına” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır. Aynı şekilde …. İcra Hukuk Mahkemesi … Esas … K. Sayılı ilamında da dosyamız davacısının davacı olarak gösterileceğine sehven … …. Ltd. Şti davacı olarak gösterilerek aynı kararın tesis edildiği anlaşılmıştır. İcra Hukuk Mahkemesi tarafından bu husus fark edilerek 22/07/2020 tarihinde tashih şerhi düzenlenmiş ”… …. Ltd. Şti”’nin “… …. Tic. Ltd. Şti. ” olarak düzeltilmesine karar verilmiş, kararların üçüncü kişi olan dosyamız davacısına tebliğ edildiğine dair bir belgenin dosyada mevcut olmadığı görülmüştür. …. İcra Dairesi’nin … E. Sayılı icra dosyasında üçüncü kişi olan dosyamız davacısı tarafından dosya borcu için ihtirazi kayıtla 48.000,00 TL olarak ödediği anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamında yapılan bu incelemeler uyarınca, eldeki davada davacı borçlu olmadığı halde cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı parayı ödediğinden icra takibi yapan alacaklıya karşı istirdat davası açmıştır. İİK 72/7. Maddesi uyarınca: ” Borçlu, icra takibi sürecinde, borçlu olmadığı parayı cebri icra tehdidi altında ödemişse, ödemiş olduğu paranın kendisine geri verilmesi için alacaklıya karşı açacağı davaya istirdat davası denir.” İstirdat davasında davacı şahıs, icra takibinin borçlusu, davalı ise icra takibinin alacaklısıdır. Somut olayda dosyamız davacısının icra dosyasına parayı ödediği makbuzla sabittir ancak yapılan icra takibi uyarınca borçlu sıfatı bulunmamaktadır. Bu sebeple üçüncü kişi konumunda bulunan dosyamız davacısı tarafından dava dışı borçluların borcuna ilişkin olarak icra dosyasına ödemede bulunulmuş olduğu anlaşılmaktadır. Kural olarak yapılan bu ödemenin İİK gereğince borca mahsuben yapılmış sayılacağı, yapılan ödemede davacı üçüncü kişinin ödediği bedelin sebepsiz zenginleşme kurallarına göre dosya borçlusundan geri isteme hakkı bulunacağı, ancak davalı olan alacaklının sebepsiz zenginleşen konumunda olmadığı anlaşılmaktadır. İcra dosyasında borçlu sıfatı olmayan … …. Şti üçüncü kişi olarak ödediği bu parayı İİK 72. Maddesi hükümleri uyarınca icra dosyası alacaklısına karşı istirdat davası açamayacağı şüphesizdir. İstirdat davaları niteliği itibariyle sebepsiz zenginleşme davaları olduğu için sebepsiz zenginleşen aleyhine bu davalar açılabilecek ve yine İİK 72. maddesi uyarınca istirdat davasını da ancak takip borçlusunun alacaklıya karşı açabilecektir. Üçüncü kişinin ise alacaklıya karşı istirdat davası değil, sebepsiz zenginleşmeye dayalı davayı icra dosyasında borçlu konumunda olan kişiye karşı açabileceği kanaatine varılmıştır. Öte yandan her ne kadar davacı cebri icra tehdidi altında takip dosyası borcu ödenmek zorunda kalınarak istihkak davasına konu olabilecek haczin ortadan kalktığı, İcra Hukuk Mahkemesi tarafından davacı tarafın yanlış kaydıyla kendilerine tebligat yapılmadığı istihkak iddiasında bulunma olanaklarının kalmadığı ve sürenin de bu sebeple kaçırıldığından eldeki bu davayı açtığını ileri sürmüş ise de; yerleşmiş Yargıtay ve Bam kararları gereği, üçüncü kişi tarafından haciz baskısı altında dosya borcunun ihtirazi kayıtla ödenmesi halinde kararının üçüncü kişiye (dosyamız davacısı) tebliğ edilmemiş olması nedeniyle (Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2016/21138 Esas, 2017/11527 Karar sayılı ve benzer pek çok kararında belirttiği üzere) İİK’nın 97. Maddesinde öngörülen 7 günlük sürenin işlemeye başlamayacağı ve hacizli mal satılarak bedeli alacaklıya ödeninceye kadar istihkak davasının açılabileceği sonucuna varılmıştır. Yerleşik Yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere, icra hukuk mahkemelerince verilen istihkak davalarına ilişkin kararların kesin hüküm oluşturacağı, İİK’nın 97. maddesindeki düzenlemeye göre 7 gün içinde icra mahkemesinde istihkak davası açılmadığı takdirde üçüncü şahsın alacaklıya karşı iddiasından vazgeçmiş sayılacağı, olayda üçüncü şahsın istihkak iddiasından vazgeçmiş sayılıp sayılmayacağı bakımından icra hukuk mahkemesi kararının davacıya tebliğ edildiğine dair bir kaydın dosyada mevcut olmadığı, yapılan usulüne uygun bir tebligatın bulunup bulunmadığı ve 7 günlük dava açma süresi verilen icra hukuk mahkemesi kararında usulüne uygun ihtaratta bulunulup bulunulmadığının, ancak görevli icra hukuk mahkemesine açılacak istihkak davasında değerlendirilebileceği, İİK’nın 96 ve devamı maddelerinin istihkak davalarına ilişkin görevli mahkemeyi emredici bir şekilde belirlediğinden bahsi geçen hususlarda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin olmadığı, İcra Hukuk Mahkemeleri olduğu, bu sebeple istihkak iddiasının süresinde olup olmadığı, yerinde olup olmadığı gibi dava dilekçesinde bahsi geçen diğer istihkaka ilişkin hususlarda mahkememiz tarafından bir değerlendirme yaparak bu konularda bir karar verilemeyeceği anlaşılmıştır.
Belirtilen bu sebeplerle, davacının İİK 72/7. Maddesi uyarınca açılmış olan istirdat davasında icra dosyasında borçlu olmadığı, davanın alacaklı …A.Ş’ye yöneltildiği, istirdat davasını borçlunun açabileceği, davanın hukuki nitelendirmesi hakime ait olsa dahi açılan davanın sebepsiz zenginleşme davası olarak değerlendirilmesi halinde dahi, sebepsiz zenginleşme davalarında sebepsiz zenginleşen aleyhine davanın açılabileceği, halbuki eldeki davada davalının icra dosyasının alacaklısı olduğu yani sebepsiz zenginleşen konumunda olmadığı, davanın borçlulara karşı yöneltilmediği anlaşıldığından sebepsiz zenginleşme davası olarak da nitelendirilemediği, İcra dosyasında borçlu sıfatı olmayan … …. Şti üçüncü kişi olarak ödediği parayı İİK 72. Maddesi hükümleri uyarınca icra dosyası alacaklısına karşı istirdat davası açamayacağından davada aktif husumeti bulunmadığı anlaşıldığından başkaca araştırılacak husus bulunmadığından davanın aktif husumet nedeniyle reddine karar verilerek davalı lehine AAÜT 7/2 Maddesi uyarınca (”Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur. ”) vekalet ücreti takdirine karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın aktif husumet nedeniyle REDDİNE,
(2)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 819,72-TL harçtan mahsubu ile bakiye 760,42-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
(3)Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
(4)Davalı duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden AAÜT 7/2. Maddesi uyarınca 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
(5)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/02/2021

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.