Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/412 E. 2022/430 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/412 Esas
KARAR NO :2022/430

DAVA:Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ:13/08/2020
KARAR TARİHİ:01/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacıların, davalı şirket sermayesinin%48,6’sını temsil etmekte olup, davacı sıfatına haiz olduklarını, TTK 531.mad göre huzurdaki davada haklı sebeplerin mevcut olup, davalı şirketin feshi gerektiğini, davalı şirketin aile şirketi olup, yıllardan beri gayri faal ve sürekli zarar ettiğini, şirketin herhangi bir faaliyeti olmadığını ve bu nedenle gelir de etmediğini, 2013 yılından beri genel kurul toplantısı dahi yapılmadığını, en son 09/07/2020 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısı yapılarak usulen yönetim kurulu üyeleri seçildiğini, hiçbir mal varlığı veya faaliyeti olmayan bu şirketin feshine karar verilmesini, davalı şirketin ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile şirketin tasfiyesi davası açtıklarını, davacılar ile şirket ortaklarından … … arasında husumet bulunmakta olup, şirket hissedarları arasında ortak birliktelik olmadığını, bu nedenle de şirketin ana sözleşmesinde yer alan amaçları gerçekleştirmesinin de imkansız olduğunu, … …’in … … Şirketine ilişkin Küçükköy Vergi Dairesi incelemesi sırasında, kayıtdışı satışlar yaparak 2003-2005 yılları arasında 5.227.976TL tahsil ettiği ve zimmetine geçirdiğini, bu hususun ayrıca hizmet nedeniyle güven kötüye kullanma suçu teşkil ettiğini, şirkete ilişkin vergi incelemesi sırasında, … …’in şirkette kayıt dışı satışlar yaptığı ve bu satışlardan elde edilen meblağları kendi yedinde tuttuğunun anlaşıldığını, … …’in şirkette kayıt dışı satışlar yaptığı ve bu satışlardan elde ettiği çekleri yne paravan hesaplara sahte imzalarla keşide ederek sahte imzalarla tahsil ettiği hususunun kendi ikrarı ile de sabit olduğunu, vergi dairesi tarafından yapılan inceleme sonucu düzenlenen 23/02/2007 tarihli tutanakta bu hususun kabul edildiğini beyanla, gayri faal durumdaki mal varlığı olmayan şirket hissedarları arasında ortak birlikteliğin mevcut olmadığı, husumetin olduğu ve haklı sebeplerin varlığından dolayı davalı şirketin feshine ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak İhsan Tamer’in atanmasına, davacıların toplamda şirket hissesinin %48,6’sına (şirkette toplam 50.000 hisse bulunmakta olup, davacılardan … 16.575, … 7.725 olmak üzere hisseleri toplamı 24.300) sahip olup, davacıların hisselerinin karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerinin davacılara ödenip şirketten çıkarılmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davalı … … San.ve Tic. A.Ş.’nin gelir gider dengesi, davacılar tarafından bozulduğunu, davacılardan …’in, 01.01.2009 tarihinden itibaren, davalı şirketin alacağı olan kira paralarını toplamadığını (ya da toplamış ancak bilançolara yansıtılmamış), bilinçli bir şekilde şirket adına ticari işler yapmadığını ve tek bir fatura dahi kesmediğini, ortada genel kurul ve yönetim kurulu kararı olmaksızın şirket merkezini kapatarak, şirketi adeta merkezsiz bıraktığını, davacı ayrıca, 2013 yılından, mahkeme kararı ile genel kurul toplantısı yapılan 2020 yılına kadar genel kurulu toplantıya çağırmadığını, davalı şirketi organsız ve temsilcisiz bıraktığını, davacı ayrıca, sanki tek sahibiymiş gibi davalı şirketi, kendi iradesi ile hiç bir ortağa danışmaksızın, faaliyetsiz ve geliri olmayan bir işletmeye dönüştürdüğünü ve davalı şirketin, zaman içerisinde öz sermayesinin erimesine neden olduğunu, davacı ayrıca, şirket envanterinde kayıtlı olan ve halen de kayıtlı olması gereken demirbaşları, hiç bir fatura, belge vs. düzenlemeksizin başka işletmelere sattığını, satamadıklarını da yok pahasına hurdacılara satarak elde ettiği paraları da kendi zimmetine geçirdiğini, davacı …’in, yapmış olduğu bu işlerin öğrenilmesinin önüne geçebilmek için de, satılan demirbaşların kayıtlarının tutulduğu defterleri şirketin muhasebecisinden aldığını ve yok ettiğini, davalı şirketin genel kurul toplantısının yapılmaması nedeniyle davacı …’e (eski yönetim kurulu başkanı), … … tarafından defalarca talepte bulunulduğunu, ancak haklı bu talepler hiç bir zaman yerine getirilmediğini, davacının tek taraflı ve hukuka aykırı bu fiilleri karşısında davalı şirketin şimdiki yönetim kurulu başkanı … …’in, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde… Esas sayılı dosyası ile olağan üstü genel kurul istemli dava açtığını ve yapılan yargılama sonucunda davacının kabulüne karar verilerek, …’nin genel kurulunu olağanüstü toplantıya çağırmak üzere şirket ortağı olan davacı … …’e yetki ve izin verildiğini, davacılardan …’in, çok uzun bir süre, davalı şirketin içini boşaltırken, tahsil edilmesi gereken kiraları tahsil etmez iken, o dönemde hiç aklına tasfiye davası açılması gelmediğini, ne zaman ki mahkemeye müracaat ile genel kurul toplantısı yapılarak yönetim kurulu değiştikten sonra, bu kez, davalı şirketin kar etmediğini, tasfiye şartlarının oluştuğunu öne sürmekte olduğunu, davacıların, … ve Ticaret A.Ş.’nin yönetim ve imza yetkisini ele geçirdikten kısa bir süre sonra, o şirketi de mahva sürüklediğini ve şu an maksatlı bir şekilde onun da tasfiyesini talep ettiklerini beyanla, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, 09/07/2020 tarihli olağanüstü genel kurul toplantı tutanağ, hazirun cetveli, Yargıtay ilamı, muhasebe fişleri, ihtarname, ticaret sicil kayıtları, vergi beyannameleri, vergi dairesi yazıları, 2017,2018 ve 2019 yılı beyannameleri, kira sözleşmesi, sağlık kurulu raporu, … 1.İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/545 esas sayılı dosyası sureti, … 6.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının sureti, ….Asliye Ticaret Mahkemesinin… esas sayılı dosyası sureti, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Genel Soruşturma Borusunun … CBS sor nolu dosyası sureti, … 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası sureti, ….Asliye Ticaret Mahkemesinin… esas sayılı dosyası sureti, ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası sureti, … 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/431 esas sayılı dosyası ve …esas sayılı dosyası sureti, tahakkuk fişleri, vergi tahsil alındıları, makbuzlar, hammadde mevcudu listesi, mamul mevcudu listesi, ticari defter ve kayıtlar celp olunmuştur.
….Asliye Ticaret Mahkemesinin… esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı … … tarafından davalı … … San ve Tic AŞ aleyhine genel kurulu olağanüstü toplantıya çağırmak üzere yetki ve izin verilmesi talebine ilişkin olup, yapılan yargılama sonunda 2020/19 karar sayılı 09/01/2020 tarihli kararı ile, davanın kabulü ile, … … San ve Tic AŞ’nin genel kurulunu toplantıya çağırmak üzere şirket ortağı olan davacı … …’e yetki ve izin verilmesine karar verildiği görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi Borsa, Menkul Değerler, Finans Uzmanı … …, Em.Muhasebe Müdürü … … ve Nitelikli Hesaplama Uzmanı İlhan Yiğit tarafından tanzim olunan 17/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda; incelenen kayıtlara göre şirketin esas sözleşmesine göre sermayeyi temsil eden paylarda herhangi bir imtiyaz bulunmadığını, her payın oy ve değer haklarının eşit olduğunu, 09/07/2020 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısına ait hazirun cetveline göre, ortaklık yapısının değişmiş olduğunu ve ortaklardan Ekrem …, Hüsnü … ve İhsan Tamer’in ortaklıktan çıkmış olduğunu, ancak hazirun cetvelindeki son ortaklık yapısına ilişkin pay devirlerine TTSG kayıtlarında rastlanmadığını, davalı şirketin son 5 yıla ait bilanço ve gelir tablosu kalemlerinin nerede ise birebir aynı olduğunu, yani şirketin mali verilere yansımış olan kayda değer bir ticari faaliyeti bulunmadığını, 2016 ve 2020 yılları arasında şirketin hiç satış hasılatı elde etmediğini, şirketin öz varlıklarının duran varlıklardan ibaret olduğunu, davalı şirketin ticari ve üretim faaliyetinin en az 5 yıldır sıfır olan, çalışan personeli olmayan, gayrimenkulu bulunmayan, genel kurullarını ancak 7 yıl sonra yapmış olan, alacaklı yada borçlusu olmayan, ortakları aynı aile mensubu ve aralarında çekişme olan kişilerden oluşan bir şirket olduğunu, bu şirketin devamının ortaklara, yönetimine ve ekonomiye herhangi bir katkısı bulunmadığını, şirketin feshi halinde mağdur olacak yada zarara uğrayacak herhangi kişi, çalışan veya kurumun da bulunmadığını, ayrıca aile bireyleri arasında süregelen davaların , ceza şikayetlerinin bulunduğunu, bu hususların davalı şirketin TTK 531 uyarınca feshinin gerektirip gerektirmediğinin mahkemenin takdirinde olduğunu, mahkemenin, TTK 531 mad devamında bahsedilen fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına karar verecek olması halinde, şirketin sermayesini teşkil eden 50.000 adet payın her birinin değerinin 6,397TL olduğu dikkate alınabileceğini, bu durumda ise davacı …’in paylarının toplam değerinin 49.416,83TL, diğer davacı …’in ise 106.030,28TL olarak hesaplanabileceğini, mahkemece TTK 531 mad devamında tarif edilen duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözümün tercih edilecek olması halinde, davalı şirketin davacıların paylarını yapılan hesaplamış oldukları fiyat ile geri alım yapmak suretiyle ortaklıktan ayrılmalarının sağlanması seçeneğini de değerlendirilebileceği sonucuna varıldığını belirtmişlerdir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup rapora karşı beyanlar dosyaya ibraz edilmiştir.
Dava; davacı ile diğer davalı şirket ortakları orasında oluşan ailevi uyuşmazlık ve şirketin uzun yıllardır gayrifaal olduğu iddiasıyla şirketin fesih ve tasfiyesi ayrıca fesih ve tasfiyenin uygun görülmemesi halinde davacıların davalı şirketten çıkmasına ve çıkma payı ödenmesine yönelik davadır.
Yapılan yargılama, davacıların iddiaları, davalının savunması, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı … … San ve tic AŞ’nin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 155169-0 sicil numarasında kayıtlı olup, yönetim kurulu üyelerinin … …, … …, … … olduğu, şirketin yetkililerinin münferiden … … ve … …, genel müdür … olduğu, davacıların, davalı şirket sermayesinin%48,6’sını temsil etmekte olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacılar ile davalı şirketin diğer ortakları arasında oluşan ailevi uyuşmazlık ve şirketin uzun yıllardır gayrifaal olduğu belirtilerek, şirketin fesih ve tasfiyesine, fesih ve tasfiyenin uygun görülmemesi halinde davacıların davalı şirketten çıkmasına ve çıkma payı ödenmesi noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
6102 sayılı TTKnun 531.maddesinde “Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.” denilmektedir. Görüldüğü üzere, fesih yerine diğer bir çözüm olarak sadece davacı pay sahiplerinin paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip şirketten çıkarılması örneği verilmiştir. Kanun, iki temel kıstasa yer vermiştir. Bunlar duruma uygun düşme ve kabul edilebilir olmadır. Duruma uygun düşme ve kabul edilebilir olma kıstasları sağlandıktan sonra mahkeme, fesih yerine başka türlü de karar verebilecektir. Duruma uygun düştüğü ve kabul edilebilir olduğu durumlarda fesih yerine diğer çözümlere başvurulmasının gayesi, ortaklığın devamını sağlamak, böylelikle ticaret hukukundaki “kurulu tezgahı bozmama ilkesini” gözetmektir. Kurulu tezgahı bozmama ilkesi, şirketin oraklara olan ilişkilerden daha geniş mana ifade ettiğine, diğer ilişkilerin de varlığına dayanır. Böylelikle bu ağdaki bir ilişkide yaşanan huzursuzluğun, diğer tüm ilişkileri sonlandırmaması, onların varlığını devam ettirmesi, çalışanların kredi verenlerin tedarik ağının, akit tarafların ortaklıkla olan ilişkilerin sürdürülmesi amaçlanır. Duruma uygun düşme, davacı ile davalı arasındaki ihtilafı çözmek bakımından yapılan bir değerlendirmedir. Bu bakış açısı, haklı sebeplerin varlığını ileri süren davacı ile davalı şirket arasındaki ilişkileri göz önünde bulundurur ve ihtilafı gidermeye çalışır. Burada öncelikli olarak davacının ileri sürdüğü haklı sebepleri, daha doğru deyişle anlaşmazlıkları ortadan kaldırmaya yönelik bir çaba vardır. Bir nevi, davacı pay sahibi ile ortaklık arasındaki ilişkiye odaklanılır. Bu odaklanmada, bu uyuşmazlığı ortadan kaldırmaya yönelik çare, duruma uygun düşen alternatif çözümdür. Kabul edilebilir olma ise, ilk etapta duruma uygun düşen çözümün, anonim şirketle ilgili diğer ilgililer bakımından değerlendirilmesini ifade eder. Yani davacı ile davalı arasındaki değerlendirmede bulunan çözümün, ortaklıkla ilişkisi olan diğer pay sahipleri, kredi verenler, çalışanlar, alacaklılar, sözleşen tarafları bakımından da uygun olup olmadığı ele alınır. Bu sayılanlar bakımından da davacı ile davalı arasındaki ihtilafı gidermeye yönelik mahkemenin bulduğu çözümün, kabul edilebilir olup olmayacağı gözetilir.
Davalı şirketin ticari ve üretim faaliyeti en az 5 yıldır sıfır olan, alacaklı yada borçlusu olmayan, ortakları aynı aile mensubu ve aralarında çekişme olan kişilerden oluşan bir şirket olduğu, aile bireyleri arasında süregelen davaların bulunduğu, davacıların işbu davadaki taleplerinin davalı şirketin fesih ve tasfiyesi ayrıca fesih ve tasfiyenin uygun görülmemesi halinde davacıların davalı şirketten çıkmasına ve çıkma payı ödenmesine yönelik olup, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tanzim olunan bilirkişi raporuna göre, 30/06/2020 tarihli bilanço değerleri dikkate alınarak yapılan tespitlerde, şirket ortaklarının sahip olduğu her bir payın “Pay Başına Defter Değeri” 319.849,67TL özkaynak toplamının, 50.000 adet paya bölünmesi suretiyle 1 pay için hesaplanan defter değerinin 6,397 olduğu, bu hesaplama ile şirket ortaklarının ve dolayısıyla davacıların sahip oldukları payların değerlerinin tespit edildiği, buna göre davacı …’in sermayedeki payının %15,45, payların itibari değerinin 7.725, 1 pay için hesaplanan defter değerinin 6,397 ve ortağın paylarının toplam tutarının 49.416,83TL olduğu, davacı …’in ise sermayedeki payının %33,15, payların itibari değerinin 16.575, 1 pay için hesaplanan defter değerinin 6,397 ve ortağın paylarının toplam tutarının 106.030,28TL olduğu, bu bağlamda TTKnun 531.mad devamında bahsedilen fesih yerine davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına karar vermek gerektiği kanaatine varılmakla, davacıların fesih ve tasfiye istemlerinin reddine, ancak şirketin fesih ve tasfiye şartları oluştuğundan TTK 531. Maddesi kapsamında davacılar … ve …’in şirketten çıkarılmalarına, çıkma payı olarak davaca …’e 16575 hisse karşılığı 106.030,28 TL’nin karar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine, çıkma payı karşılığı …’e 7725 adet hisse karşılığında 49.416,83 TL’nin karar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine, hisselerin bu suretle davalı şirket tarafından geri alım yapılmak suretiyle davacıların ortaklıktan çıkartılmalarına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;

1-Davacıların fesih ve tasfiye istemlerinin REDDİNE ancak şirketin fesih ve tasfiye şartları oluştuğundan TTK 531. Maddesi kapsamında davacılar … ve …’in şirketten çıkarılmalarına,
2-Çıkma payı olarak davaca …’e 16575 hisse karşılığı 106.030,28 TL’nin karar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Çıkma payı karşılığı …’e 7725 adet hisse karşılığında 49.416,83 TL’nin karar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Hisselerin bu suretle davalı şirket tarafından geri alım yapılmak suretiyle davacıların ortaklıktan çıkartılmalarına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 54,40TLnin mahsubu ile bakiye 26,30TLnin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
7-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti ve posta masrafı olmak üzere toplam 6.042,10TLnin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, Ayrıca davacılar tarafından dava açılırken yatırılan 54,40TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 01/06/2022

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI