Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/37 E. 2021/364 K. 26.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/37
KARAR NO : 2021/364

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/03/2015
KARAR TARİHİ : 26/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin … markası ile 2007 yılından beri ödemeli yayıncılık pazarında önde gelen uydu yayını işletmecisi olduğunu, bu kapsamda bir çok farklı alanda yayını yüksek ses ve görüntü kalitesiyle belirli ücret karşılığında abonelerine sunduğunu, diğer davacı …A.Ş.’nin de …işleticisi olarak 2012-2015 … Şampiyonlar Ligi … Süper Kupa ve …Avrupa Ligi Türkiye yayın haklarına sahip olduğunu, davalı firmanın …com isimli internet sitesinin işletisi olup internet sitesinde davacı şirket hakkında haksız rekabet teşkil eden eylemlerde bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin tüm haklar saklı kalmak kaydıyla 6102 sayılı TTK’nun 54 ve devamı maddeleri gereğince davacının zararının tespit edilerek karşılanması ve şimdilik 50.000-TL’sinin ödenmesini, gideri davalıdan karşılanmak üzere hükmün kesinleşmesinden itibaren tirajı en yüksek üç gazetesinde ilan edilmesine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafça dosyaya ek olarak sunulan haberin incelendiğinde…kanalında yayınlanacak olan maçın şifresinin nasıl kırılacağı veya nasıl şifresiz olarak izlenebileceği hususunun kesinlikle belirtilmediğini, davaya konu edilen maçın uydu üzerinden yayın yapan hangi kanallarda şifresiz olarak izlenebileceğinin kamuoyu ile paylaşıldığını, kamu yararı güdülerek yapılan haberin haksız rekabet hükümleri içerisinde değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, haberi sırf görecinin gereği olarak kamuoyuna aktardığı için sorumlu tutulmaya çalışılması anayasaya TTK hükümlerine ve mantığa aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle davacı tarafın tazminat talebinin haksız olduğunu, ayrıca talep edilen tazminatın maddi mi yoksa manevi tazminat mı olduğunun belirtilmediğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacı tarafın maç yayın lisansına dayalı olarak elde ettiği tv’de gösterim hakkının ihlali sebebiyle haksız rekabetin tespiti ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizin … Esas,…Karar sayılı, 15/11/2016 tarihli kararı ile davalının eyleminin sadece ……maçının uydudan şifresiz yayınlandığına ilişkin haberi internet sayfasından duyurduğu, esasen davacının zararını oluşturan eylemde bulunanın bunu haber olarak duyuran davalı değil şifresiz bir şekilde yayın yapan kanallar yahut ücret karşılığı sunduğu hizmetteki sistemsel sıkıntılar olduğu, zarardan dolayı davalının doğrudan sorumluluğunun olduğunun ve eyleminin haksız rekabet olarak kabulünün mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14.Hukuk Dairesinin 2018/315 esas, 2018/705 karar sayılı 05/07/2018 tarihli kararı ile, davalının eyleminin yasal sınırlar içinde bilgilendirme amaçlı olduğu, yasada tanımlanan haksız rekabet kapsamında olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2018/4378 Esas, 2019/5762 Karar sayılı, 24/09/2019 tarihli ilamı ile ” Somut olayda, internet üzerinden spor haberleri veren spor gazetesi faaliyeti içeren davalı şirketin kendisine ait internet sitesinde 22.10.2010 tarihinde yayınlanan haberde, davacıların üzerinde yayın tekeli bulunan futbol karşılaşmalarının internet üzerinden nasıl izlenebileceğini anlatan bir link verdiği, söz konusu linke tıklandığında ise maçların başka ülkelerdeki hangi uydu üzerinden yayın yapan tv kanallarında ve hangi frekanslarda şifresiz olarak izlenebileceğine ilişkin bilgiler sunduğu, bu sayede kendi izlenirlik ve takip edilirlik oranını arttırmayı amaçladığı anlaşılmaktadır. Oysa söz konusu maçların yayın tekeli davacılarda olduğuna, davacının ise çeşitli teknik ve hukuki vasıtalarla, bağlantılı hakka tecavüz niteliğindeki maç yayınlarına Türkiye’den erişiminin önlenmesini talep etme hak ve yetkisi bulunmaktadır. Davalı şirketin, maçların şifresiz izlenebileceğine ilişkin duyurusu, doğrudan davacı şirketlerin bağlantılı hakkını ihlal mahiyetinde olmasa bile, İlk Derece Mahkemesince, yukarıda anlatılan ilkeler doğrultusunda davalı eyleminin 6102 sayılı TTK’nın 54.maddesi uyarınca, rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranış, 55/1-a-8 ve 55/1-b.maddeleri uyarınca da, davacıların potansiyel müşterilerinin karar verme özgürlüğünü engelleme ve var olan müşterileri de sözleşmeyi sona erdirme gibi haksız rekabet niteliğinde bir eylem niteliğinde olup olmadığı değerlendirilmeksizin hatalı gerekçeyle davanın reddine, Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ..” denilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay Bozma Kararına uyulmasına karar verilmiş yapılan yargılama ile dosya Bilgisayar Mühendisi, işletme uzmanı Mali Müşavir ve Haksız Rekabet Uzmanı bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş düzenlenen 23/12/2020 tarihli raporda; davalı internet sitesinin eyleminin haber niteliğini aştığı ve FSEK md. 37 istisnaları kapsamından çıktığı ve eser sahibinin (veya hak sahibi) haklarına zarar verdiği, bu şekilde haksız rekabet hükümlerine aykırılık bulunduğunun kabul edilebileceği görüşlerine ulaşılmış olup, nihai takdirin Mahkememizde olduğu, davacı zararına karşılık şimdilik 50.000,00 TL istemişse de, öncelikle davacı’nın bu talebine ilişkin somut delilleri sunması ve Hakim’in Borçlar Kanunu’nun 51. maddesine göre takdiri söz konusu olduğundan heyetlerince bu konuda değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı belirtilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, Yargıtay bozma ilamı, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; 6102 TTK’nun 54. Maddesi uyarınca iktisadi rekabetin her türlü kötüyü kullanımı haksız rekabettir. 6102 sayılı TTK’nun 54 ve devamı. Maddeleri ile ” haksız rekabet düzenlenmiş, buna göre haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerin amacı bütün katılanların menfaatine dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasının amaçlandığı, rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır,” hükmüne yer verilmiştir. Aynı yasanın 55. Maddesi uyarınca da dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ve ticari uygulamalar belirtilmiştir. Yine dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ve ticari uygulamalar nedeniyle hukuki sorumluluk basın yayın iletişim ve bilişim kuruluşlarının sorumluluğu ve mahkemece davayı kazanan tarafın istemi ile gideri haksız çıkan tarafından alınmak üzere hükmün kesinleşmesinden sonra ilan edilmesine de karar verilebileceği ilanın şekli ve kapsamının mahkemece belirleneceği hükme bağlanmıştır.
Buna göre davalının internet sitesinde gerçekleştirmiş olduğu eylemlerin TTK 55/1.a.8 (Müşterinin karar verme özgürlüğünü özellikle saldırgan satış yöntemleri ile sınırlamak), ve 55/1-b.(Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltme) maddeleri uyarınca davacıların potansiyel müşterilerinin karar verme özgürlüğünü engelleme, var olan müşterileri de sözleşmeyi sona erdirme gibi haksız rekabet niteliğinde olduğu, davalı eyleminin haber niteliğini aştığı, 5 ayrı kanal ve uydu teknik ayar bilgilerini verdiği, bu eylemi ile reklam ve sosyal medya geliri elde etme imkanı sağladığı tespit edilmekle davalının eyleminin haksız rekabet teşkil ettiğinin kabulü gerekmiştir.
Davacı taraf ayrıca maddi tazminat isteminde bulunmuş olup, davaya konu maçtan önce satış adedinin 2.635 olduğu, davaya konu maç tarihi olan 22 Ekim 2014 tarihinde yapılan satış adedinin ise 2.177 olduğunu dolayısıyla davaya konu haber nedeniyle abonelik satışında 458 adet düşüş olduğunu, abonelik ücretinin ortalama 25 TL olduğu ve abonelik taahhüdünün 24 ay olduğu göz önünde bulundurularak 274.800,-TL zarara uğradıklarını beyan etmiştir.
Bilindiği üzere, hukukumuzda yer alan sorumluluk kaynaklarından bir tanesi de haksız fiil sorumluluğu olup haksız fiil sorumluğu, hukuka aykırı fiil, kusur, zarar ve illiyet bağı olmak üzere dört unsurdan oluşmaktadır. Bu unsurlardan birinin eksik olması halinde haksız fiil sorumluluğundan söz edilemez. Hukuka aykırı fiil, bir hukuk kuralına aykırılığı ifade etmektedir. İlliyet bağı ise zararın, hukuka aykırı fiilden kaynaklanması anlamındadır. Ancak hukuka aykırı fiilden kaynaklanan tüm zararlardan failin sorumlu tutulması da bazen adil olmayan sonuçlara yol açabilmektedir. Bu itibarla, hukuka aykırı fiille zarar arasında uygun illiyet bağı aranmalıdır. Hayat tecrübelerine göre, bir fiilin, olayların normal akışında meydana getirebileceği zararlarla olan mantıki illiyet bağına uygun illiyet bağı denilmektedir. Mantıki illiyet zinciri içinde bir sebebin zararı meydana getirmeye uygun bir sebep olup olmadığı araştırılacaktır. Öte yandan, haksız rekabet eylemlerinin varlığı halinde meydana gelen zararlar çoğunlukla ekonomik geleceğin sarılsılması nedeniyle uğranılan zararlar olduğundan işin niteliği gereği zararın hemen eylemin akabinde gerçekleşmesi gerekmez. Haksız rekabetin varlığı kabul edildiği takdirde hakimin uygun bir tazminata karar verebileceğine ilişkin TBK 51.maddesinde yar alan düzenleme gereği uygun bir maddi tazminata karar verilmesi gerekmektedir.
Şu halde zararın tespiti açısından uygun illiyet bağının bulunup bulunmadığı her bir vakıa bakımından/her bir abone satışı yönünden araştırılmak zorunda olup, her ne kadar davacı taraf davaya konu maçtan önce satış adedinin 2.635 olduğu, sonrasında satış adedinin 2.177 olduğunu dolayısıyla davaya konu haber nedeniyle 274.800,-TL zarara uğradıklarını iddia etmiş ise de, abonelik iptallerinin münhasıran haksız fiilden kaynaklandığına dair dosyada somut delil bulunmadığı, abonelik iptallerinin başka sebeplerden de kaynaklanmış olabileceği dolayasıyla bu hususun net olarak tespitinin de mümkün olmadığı, bilirkişi raporlarında da zarar miktarının tespit edilemediği, ancak zarar tam olarak tespit edilememiş olmakla birlikte davalının haksız rekabet fiili neticesinde bir zararın oluştuğunun da muhakkak olduğu, bu itibarla davacı lehine TBK 51.maddesi uyarınca makul bir maddi tazminata karar verilmesi gerektiği anlaşılmış olup, TBK 51.maddesinde yer alan düzenleme uyarınca takdiren 20.000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin tazminat taleplerinin reddine (kısa kararda bu hususun sehven yazılmadığı anlaşılmakla, fazlaya ilişkin talebin reddedildiği nazara alınarak hüküm tesis edilmiştir), karar özetinin 6102 sayılı TTK’nun 59 maddesi uyarınca masrafı haksız çıkan taraftan alınmak üzere karar kesinleştiğinde ilamın Türkiye genelinde tirajı en yüksek 2 büyük gazetede bir kez ilanına dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, davacı tarafın maç yayın lisansına dayalı olarak elde ettiği TV’de gösterim hakkının, maçların şifresiz izlenebileceğine ilişkin duyurusu şeklinde davalının gerçekleştirmiş olduğu eylemlerin TTK 55/1.a.8, 55/1-b maddesi hükmü uyarınca haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine,
2-20.000,00-TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacılara ödenmesine,
3-Haksız rekabete ilişkin karar özetininin TTK 59 uyarınca karar kesinleştiğinde tüm Türkiye de yayınlanan trajı en yüksek 2 büyük gazetede masrafı davalıya ait olmak üzere 1 defaya mahsus ilanına,
4-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 1.366,20 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 853,88 TL harcın mahsubu ile 512,32 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden red edilen dava değeri itibariyle AAÜT 13/3 maddesi uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan; 889,78 TL harç, 2.100,00 TL bilirkişi ücreti, 389,50 TL müzekkere, posta, tebligat masraflarından oluşan toplam 3.379,28 TL yargılama masrafının kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.351,71 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Yargıtay TEMYİZ yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır