Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/332 E. 2023/153 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/332 Esas
KARAR NO:2023/153

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:10/07/2020
KARAR TARİHİ:09/03/2023
G
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16/02/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davalı … sevk ve idaresinde bulunan ve araç maliki … olan … seferini yapan … plakalı özel halk otobüsünde müvekkilinin araçtan ineceği sırada aracın hareket etmesi nedeniyle müvekkilin yaralandığını, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/… Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda, sürücünün asli kusurlu, müvekkilinin ise kusursuz olduğunun tespit edildiğini, ayrıca …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı kararı ile de “suçun işleniş biçimi, kullanılan araç, işlendiği zaman ve yer, konusunun önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı, sanığın tam kusurlu oluşu, mağdurun kusursuz oluşu göz önüne alınarak ve takdiren aşağı hadden uzaklaşılarak hüküm kurularak ile cezalandırılmasına” denilmek suretiyle karar verildiğini, müvekkilinin işbu meydana gelen kaza neticesinde ağır bir şekilde yaralandığını, kazanın meydana gelmesinden hemen sonra uzun bir tedavi sürecine girmek zorunda kaldığını, bir çok kez ameliyat olan müvekkilinin eski sağlığına kavuşmasının mümkün olmadığını, maddi ve manevi anlamda oldukça etkilendiğini, derin bir psikolojik çöküntüye uğradığını beyanla fazlaya dair talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla, 6100 sayılı Yasa’nın 107. maddesi uyarınca şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın, işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden, sigortacı yönünden sigorta limitini aşmamak üzere temerrüt tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalılardan tahsilini, ayrıca 30.000,00-TL manevi tazminatın, olay tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte işleten ve sürücüden tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı kazaya karışan aracın müvekkili şirkete, 23.01.2019 – 23.01.2020 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı Karayolu Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesi ile sigortalı olduğunu, işbu poliçeden dolayı sorumluluklarının, sigortalının kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda şahıs başına azami 360.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, usule ilişkin olarak, müvekkili şirkete hiçbir başvuruda bulunmadan direk dava yoluna başvurulması sebebi ile kanunda açıkça belirtilen dava şartının yerine getirilmediğini, bu sebeple davanın dava şartı eksikliği sebebi ile usulden reddinin gerektiğini, esasa ilişkin olarak, müvekkili şirketin sorumluluğundan bahsedebilmek için, öncelikle sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ispat edilmesi gerektiğini, davacının maluliyetin tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu’na veya Özürlülük Ölçütü Yönetmeliğine göre rapor vermeye yetkili bir hastaneye tevdi edilmesi gerektiğini, davacının maddi tazminat isteminin içinde geçici iş göremezlik tazminatı, geçici bakıcı gideri ve tedavi gideri yönünden bir talebi varsa, meydana gelen kaza nedeniyle geçici iş göremezlik tazminatından, geçici bakıcı gideri ve tedavi giderinden müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, bu hususta sorumluluğun Sosyal Güvenlik Kurumu’na ait olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemesi kaydıyla, müvekkili şirketin davacıya tazminat ödemesi gerektiği kanaatine varılması halinde, tazminat miktarının, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nca benimsenen TRH-2010 kadın/erkek tablosu ve %1,8 teknik faiz kullanılarak hesaplanması gerektiğini, dava tarihinden öncesi için faiz sorumluluklarının bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemesi kaydıyla, davacının talep etmesi gereken faizin yasal faiz olduğunu beyanla, müvekkili sigorta şirketi aleyhine ikame edilen davanın reddini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Usulüne uygun tebliğe rağmen davalılar … ve … tarafından dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/… Soruşturma sayılı dosyası, trafik tescil kayıtları, nüfus kayıtları, hastane ve tedavi evrakları, adli tıp raporu, hasar dosyası, poliçe ve dosyadaki gerçek kişi şahısların sosyal ve ekonomik durum araştırma tutanakları mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Dosya İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilerek kusur bakımından oransal tespitin yapılması bakımından rapor düzenlenmesi talep edilmiş, düzenlenen 10/08/2021 tarih ve 40968900-101.01.02-2021/80510 karar sayılı rapor ile; davalı sürücü … sevk ve idaresinde bulunan özel halk otobüsü ile meskun mahalde gündüz vakti yolcu indirmek için durak olarak belirlenen yol bölümlerini kullanması, yolcuların araçtan indikleri sırada güvenli bir şekilde araçtan ayrılmasını beklemesi ve hareketine tüm yolcular indikten sonra uygun bir anda kontrollü bir şekilde başlaması gerekirken bu hususlara riayet etmeden yolcu indirmek için durakladığı esnada yolcu olarak bulunan …’un araçtan inmesini beklemeden idaresindeki otobüsün hareket etmesi nedeniyle yolcunun dengesini kaybederek araç dışına düşmesi sonucu gerçekleşen kazada %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davacı …’un yolcu olarak bulunduğu özel halk otobüsünden kaza mahalli yol kenarında inmek istediği sırada otobüsün hareket etmesi ile dengesini kaybederek otobüsten düşmesi ile neticelenen olayda atfı kabil kusuru bulunmadığı, kusursuz olduğu belirtilmiştir.
(3)Dosya İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu’na gönderilerek, davacının yaralandığı 16/02/2018 tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre maluliyet oranının belirlenmesi, ayrıca davacının bakıma muhtaç olup olmadığı, bakıcı gözetime ihtiyaç duyuyor ise bu sürecin ne kadar olduğu, geçici mi sürekli mi bakım ihtiyacının olduğu, iyileşme süresinden sonra da bakıcıya muhtaçlığının bulunup bulunmadığı, ömür boyu bakıcı ihtiyacı olup olmadığı hususlarının araştırılarak rapor düzenlenmesi talep edilmiş, düzenlenen 08/10/2021 tarih ve 16259 karar sayılı rapor ile; … kızı, 1939 doğumlu …’un 16.02.2018 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kullanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: Gr1 VII (2Aa……………………30)A%34 2/3=%22.6 x 0.8= %18.13 (Baskın olmayan taraf) E cetveline göre: %24.0 (yüzdeyirmidörtnoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği, kişinin başka birisinin geçici ya da sürekli olarak bir başkasının bakımına muhtaç durumda olmadığı belirtilmiştir.
(4)Dosya İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu’na gönderilerek, haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan 16/02/2019 tarihinde “Özürlülük Ölçütü, Sınıflaması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre maluliyet oranının tespit edilmesi ve bu yönetmelik hükümlerine göre ve davacının itirazlarının değerlendirilerek rapor düzenlenmesi talep edilmiş, düzenlenen 03/06/2022 tarih ve 8420 karar sayılı rapor ile; … kızı, 1939 doğumlu …’un 16.02.2019 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliği, Kas İskelet Sistemi Şekil 2.10 %KF: %4, %KE:%1, Şekil 2.11: %KABD:%4, Şekil 2.12 %KIR: %3, %KDR:%1, Tablo 2.3:%8 olduğuna göre; kişinin tüm vücut engellilik oranının %8 (yüzdesekiz) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği, kişinin başka birisinin geçici ya da sürekli olarak bir başkasının bakımına muhtaç durumda olmadığı belirtilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49/1.maddesi uyarınca; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Davacı vekili 04/10/2022 havale tarihli dilekçesi ile; … Sigorta Anonim şirketi ile maddi tazminat taleplerinde sulh olunduğunu, bu nedenle maddi tazminat talebinden feragat ettiklerini bildirmiştir.
Davacı vekili 09/03/2023 tarihli duruşmaya katılarak; maddi tazminat talepleri yönünden sigorta şirketi ile sulh olunduğunu, bu sebeple maddi tazminat talepleri bakımından tüm davalılardan yönünden feragat ettiklerini, manevi tazminat alacağı yönünden davalılar … ve … yönünden davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı … vekili 09/06/2022 havale tarihli dilekçesi ile; davacı tarafın, davadan maddi tazminat yönünden feragat etmesi halinde yargılama giderlerinin davacı üzerine kalması kaydı ile maddi tazminat yönünden taraflarına hükmedilecek olan vekalet ücretinden feragat ettiklerini bildirmiştir.
Yapılan yargılama, tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve tüm bilgiler ışığında; davacı tarafından haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi zararların tazmini için açılan davada, davacı vekili tarafından tüm davalılar yönünden maddi tazminat talebi yönünden feragat edildiğinden; feragat, HMK 307. ve 311. maddesi hükümleri gereği davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi hali olup mahkemenin muvafakatine bağlı olmayan, davayı sona erdiren ve kesin hükmün sonuçlarını doğuran tek taraflı bir taraf işlemi olduğu, feragat bildiriminin HMK’nun 309. maddesi hükmüne uygun olarak yapıldığı anlaşıldığından davacının, davalılara yönelik açılan maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacının, davalılara yönelik açılan manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede; 6098 Sayılı TBK 56. maddesinde manevi tazminat düzenlenmiştir: ”Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”
Bu madde kapsamında manevi tazminat olarak verilecek paranın miktarının belirlenmesinde hakkaniyet gözetilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nisfetle hüküm vereceği Medeni Kanun’un 4. maddesinde belirtilmiştir. Manevi tazminat olarak ödettirilecek miktar cezalandırma amacına kaçmamalıdır. Çünkü zararın karşılanması amacı kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük değil, zarara uğrayanda bir huzur duygusunu doğurmaktır. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hâkim bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.
Somut olayda; davacıların TBK’nın haksız fiil hükümlerine, davalılar … ve …’dan manevi tazminat talep ettiği anlaşılmaktadır. KTK 85/son maddesinde, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu durumda manevi tazminat talebini yönelttikleri davalı araç sürücüsü ve davalı araç malikinin sorumluluğu mevcuttur. Mahkememizce Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 10/08/2021 tarihli rapora göre olayın davalı sürücü … sevk ve idaresinde bulunan özel halk otobüsü ile meskun mahalde gündüz vakti yolcu indirmek için durak olarak belirlenen yol bölümlerini kullanması, yolcuların araçtan indikleri sırada güvenli bir şekilde araçtan ayrılmasını beklemesi ve hareketine tüm yolcular indikten sonra uygun bir anda kontrollü bir şekilde başlaması gerekirken bu hususlara riayet etmeden yolcu indirmek için durakladığı esnada yolcu olarak bulunan …’un araçtan inmesini beklemeden idaresindeki otobüsün hareket etmesi nedeniyle yolcunun dengesini kaybederek araç dışına düşmesi sonucu vuku bulduğu, gerçekleşen kazada davalı sürücü …’nun %100 oranında kusurlu olduğu, davacı …’un yolcu olarak bulunduğu özel halk otobüsünden kaza mahalli yol kenarında inmek istediği sırada otobüsün hareket etmesi ile dengesini kaybederek otobüsten düşmesi ile neticelenen olayda kusurunun bulunmadığı yönünde tespit yapılmıştır.
Belirtilen bu nedenlerle davacının manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirme kapsamında; haksız fiile konu eylemin ağırlığı ve davalı sürücünün %100 oranında kusurlu oluşu, araç malikinin de aracın sürücüsünün kusuru oranında sorumlu oluşu, celbolunan sosyal ve mali durum araştırma raporları, haksız fiilin gerçekleştiği 16.02.2019 tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflaması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri doğrultusunda düzenlenen 03.06.2022 karar tarihli ATK’dan alınan rapora göre davacının maluliyet oranının %8 olması, davacı tarafın kaza sonrası yaşadığı süreç, hak ve nesafet kuralları, manevi tazminatın, talep edeni zenginleştirme karşı tarafı da cezalandırma aracı olarak kullanılamayacağı gibi hususlar dikkate alınarak, davacının davalılardan … ve …’ya yönelik açılan manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; 20.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davacının maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine,
(2)Davacının manevi tazminat davasının Kısmen Kabul Kısmen Reddi ile; 20.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
(3)Maddi tazminat davası yönünden; davalı … Sigorta Anonim Şirketi duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek adı geçen davalı sigorta şirketine verilmesine,
(4)Manevi tazminat davası yönünden; davacı duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen miktar itibariyle, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine,
(5)Manevi tazminat davası yönünden; davalı … duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen miktar itibariyle, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek adı geçen davalıya verilmesine,
(6)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 1.366,20-TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 529,41-TL’nin mahsubu ile bakiye 836,79-TL’nin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
(7)Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 529,41-TL peşin harcın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
(8)Davacı tarafından yapılan; 54,40-TL başvuru harcı, 1.855,00-TL ATK ücreti, 365,85-TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 2.275,25-TL yargılama masrafından davanın kabulü reddi (0,66) oranında yapılan hesaplama neticesinde 1.501,66-TL yargılama masrafının davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
(9)Davalılar tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
(10)6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13)- (14) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacının davadan feragat etmesi nedeniyle davacıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
(11)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/03/2023

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.