Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/319 E. 2021/396 K. 24.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/319
KARAR NO : 2021/396

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/01/2020
KARAR TARİHİ : 24/05/2021

İstanbul 9.Tüketici Mahkemesinin 2020/16 esas, 2020/160 karar sayılı, 26/02/2020 tarihli görevsizlik kararı üzerine Mahkememize gönderilen ve Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 18/04/2012 tarihli Perakende Satış Sözleşmesi akdedildiğini, davacının ödenmemiş elektrik borçlarının bir kısmını ödemek için Eylül 2019’da davalı kuruma gittiğinde kendisine elektriği sözleşmesiz olarak kullandığı ve sözleşmenin Temmuz 2019 ayı itibarı ile feshedilmiş olduğunun söylendiğini, davacının yeni sözleşme yapmak istediğini beyan etmesi üzerine geçmiş elektrik borçlarının tamamı ödenmediği taktirde sözleşme imzalanmayacağının söylendiğini, davacının geçmiş borçlarının bir kısmını peşin ödeyerek bir kısmını da taksitlendirip yapılandırarak 30/09/2019 tarihinde yeni sözleşme imzaladığını, davalı kurum tarafından 03/10/2019 tarihinde 49.098,63 TL bedelli son ödeme tarihi 14/10/2019 olan bir fatura düzenlendiğini, fatura içeriğine bakıldığında davacıya aktif enerji ceza bedeli olarak 20.226,10 TL ve bu bedel üzerinden KDV tahakkuk ettirildiğinin görüldüğünü, davacının 14/10/2019 tarihinde dilekçe ile davalı kuruma faturaya olan kısmi itirazlarını sunduğunu, davalı tarafça 16/10/2019 tarihli cevabi yazı ile söz konusu faturalandırma işleminin sözleşmesiz olarak yapılan kullanıma ilişkin olduğu belirtilerek talebine kabul edilmediğinin bildirildiğini, davalı tarafça Temmuz 2019 ayında yapılan sözleşmenin tek taraflı feshi işleminin usulüne uygun olmadığını, sözleşmeye aykırı olarak davacıya herhangi bir yazılı bildirimde bulunulmaksızın sözleşmenin feshedildiğini, ayrıca Temmuz 2019 ile davacının yeni sözleşme tesis ettiği 30/09/2019 tarihleri arasında davacının elektrik sayacının mühürlenmediğini, elektriğinin kesilmediğini, kullandığı tüm elektriğin sayaçtan geçtiğini, kaçak elektrik kullanımı olmadığını, bu nedenlerle öncelikle davacının 03/10/2019 tarihli 49.098,63 TL bedelli faturada kısmi olarak itirazda bulunduğu 24.866,80 TL aktif enerji ceza bedeli ve KDV tutarının ödenmemesi durumunda davalı tarafça elektrik kesinti yapılmaması yönünde ihtiyati tedbir verilmesini, 24.866,80 TL aktif enerji ceza bedeli ve KDV tutarı sebebiyle davacının borçlu olmadığının tespitini, davacı tarafından işbu faturaya istinaden toplamda 25.810 TL ödeme yapıldığından ve yapılan ödemeler faturanın itiraza uğramayan kısmını açmış olduğundan 24.866,80 TL aktif enerji ceza bedeli ve KDV tutarına mahsup edilen ve işbu dava tarihinden sonra ödenmek durumunda kalınacak kısmının ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İstanbul …Tüketici Mahkemesi tarafından 21/01/2020 tarihli tensip tutanağı ile davacı vekilinin tedbir talebinin kabulü ile, davalı kurum tarafından dava sonuçlanıncaya kadar elektrik kesintisinin yapılmaması yönünde tedbir kararı verilmiş, davalı kurumun ihtiyati tedbir kararına itirazı üzerine Mahkemenin 26/02/2020 tarihli celse ara kararı ile tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle elektrik tüketimi yapılan dava konusu adres ticarethane olduğundan davada her iki tarafta tacir olup görevli mahkemenin İstanbul Çağlayan Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacının işbu davayı açmasında HMK.nun 114.maddesinin h bendi bağlamında hukuki yararı bulunmadığını, davalı şirket tarafından ilgili mevzuat gereğince davacı tarafın kaçak elektrik kullandığının tespit edildiğini ve davacı hakkında mevzuata uygun şekilde gerekli işlemler yapılarak kullanılan kaçak elektriğin bedelinin mevzuat gereği hesaplanarak tahakkuk ettirildiğini, davacı tarafın kayıtsız sayaç ile kaçak elektrik kullandığını, davacının iddiasını kanıtlar bir delil sunamadığını, bu nedenlerle öncelikle davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine, aksi kanaatte ise davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava davalı tarafça düzenlenen 03/10/2019 tarihli fatura içeriğinde yer alan aktif enerji ceza bedeli ve KDV tutarına ilişkin borçlu olmadığının tespiti talebidir.
Davalı kurumdan abone detay kaydı, abone sözleşme suretleri ile ekleri, tüketimleri gösterir Kwh endeks kaydı ve tahsilat listesi CD olarak gönderilmiştir.
Dosya elektrik mühendisi bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 08/04/2021 tarihli raporda; 49.098,63 TL. tutarındaki kaçak tahakkukunun, davacı şirketin 10.05.2019 -24.09.2019 tarihleri arasındaki 182127 kwh – 151432 kwh = 30695 kwh. miktarlı mahaldeki bilfiil tüketimi olduğu, yani faturaya esas alınan 30695 kwh tüketimin mevzuata -tekniğine uygun olduğu, davacı şirket adına 2018/08 dönem sonrasında normal fatura tahakkuku çıkartılmadığının tespit edildiği, davacı şirketin 30.09.2019 tarihinde abonelik sözleşmesi imzaladığı, Yani 2018/08 – 30.09.2019 tarihler arasında davacı şirketçe sözleşmesiz elektrik kullanıldığı, bu nedenle dava konusu 10.05.2019 – 24.09.2019 tarihler arasında davacı şirketçe sözleşmesiz elektrik kullanıldığının sabit olduğu, zaten dava konusu olmayan davacı şirket adına tanzim edilmiş 27.12.2018 – 20.03.2019 tarihli kaçak elektrik tespit tutanaklarının bu tespiti destekler nitelikte olduğu, dava konusu fatura incelendiğinde, 20.226,00 TL. Aktif enerji ceza bedelinin faturaya dahil edildiği anlaşılmakla 24.09.2019 tutanak tarihi itibariyle yürürlükte bulunan “ELEKTRİK PİYASASI TÜKETİCİ HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİ Kaçak elektrik enerjisi tüketimi halleri MADDE 42 – (1) Gerçek veya tüzel kişinin kullanım yerine ilişkin olarak; a) Perakende Satış sözleşmesi veya İkili anlaşma olmaksızın dağıtım sistemine müdahale ederek elektrik enerjisi tüketmesi … kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilir.” hükmü gereği davacı şirketin 24.09.2019 tarihli tutanak ile tespit edilen tüketiminin kaçak elektrik tüketimi olarak kabul edilebileceği, “Kaçak elektrik enerji tüketiminin faturalandırılması MADDE 46(3) Tüketicinin aynı veya başka bir kullanım yerinde mükerrer kaçak elektrik enerjisi tükettiğinin tespiti edilmesi durumunda, kaçak elektrik enerji tüketiminin tespit edildiği tarihte yürürlükte olan ve birinci fıkrada kapsamı belirtilen tarifenin 2 katı göz önüne alınarak hesaplama yapılır.” hükmü gereği TARİFENİN 2 KATINA TEKABÜL EDEN faturadaki aktif enerji (14460,11 TL) + dağıtım bedeli (5765,99 TL.) = 20.226,10 TL. + KDV = 23.866,80 TL. kadar borçlu olmadığını talep edemeyeceği, davalı kurum uygulamasının mevzuata uygun olduğu, taraflarca imza edilen 20.03.2015 tarihli Sözleşme madde 10 içeriğinde; “Davalı şirketin bu sözleşmede belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmeyen müşterinin sözleşmesini 10 gün önceden yazılı bildirimde bulunmak suretiyle sona erdirebilir” hükmü yer aldığı, dosya kapsamında bu kapsamda davalı şirket yazısı görülemediği, ancak dava konusu 24.09.2019 tarihli tutanak öncesinde davacı şirket adına tanzim edilmiş dava konusu olmayan 27.12.2018 – 20.03.2019 tarihli kaçak elektrik tespit tutanakları da bulunduğu, davacı şirket adına 2018/08 döneminden sonra normal fatura tahakkuku çıkartılmadığı hususu da dikkate alındığında davacı şirketin 2018 /08 (Ağustos) döneminden dava konusu 24.09.2019 tutanak tarihine kadar sözleşmenin fesh edildiğinin farkına varıp varamayacağı hususunun Mahkemenin takdirierinde olduğu belirtilmiştir.
Yapılan yargılama, tarafların iddia ve savunmaları, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tanzim olunan ve mahkememizce de kabul edilen teknik bilirkişi raporuna göre, davacı tarafından ticari faaliyet yürütülen işletmede 2018/08 – 30/09/2019 tarihleri arasında sözleşmesiz elektrik kullanıldığı, dava konusu 03/10/2019 tarihinde tahakkuk ettirilen 49.096,63 TL tutarındaki faturanın 24/09/2019 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağına istinaden düzenlenmiş olduğu, faturaya esas alınan tüketimin mevzuata-tekniğe uygun olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda davacı şirket tarafından tüketilen elektriğin Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği Kaçak elektrik enerjisi tüketimi halleri madde 42-(1) uyarınca kaçak elektrik tüketimi olarak değerlendirmesi gerektiği, her ne kadar davacı tarafça sözleşmenin usulsüz bir şekilde herhangi bir yazılı bildirim yapılmaksızın fesih edildiği, sözleşmenin feshinden 14/10/2019 tarihinde haberdar oldukları iddia edilmiş ise de, dava konusu 24/09/2019 tarihli tutanak öncesinde dava şirket tarafından dava konusu olmayan 27/12/2018-20/03/2019 tarihli kaçak elektrik tespit tutanakları da bulunduğu, davacı şirket adına 2018/08 döneminden sonra normal fatura tahakkuku çıkartılmadığı, davalı kurumca davacının ödenmeyen fatura borçları nedeniyle 17/10/2018 tarihinde enerjisinin kesildiği ve sayacın mühürlendiği, davacı şirketin ise mühürlenen sayacı kullanıma açarak kaçak elektrik tükettiği, 27/12/2018 tarihli kaçak/usulsüz elektrik kullanım tespit tutanağı ile borcundan dolayı elektriği kesilmiş olan sayacı kullanıma açıp enerji kullandığının tespit edildiğinin tutanak altına alındığı, söz konusu tutanakta davacı kaşesinin de yer aldığı anlaşılmakla davacı tarafın beyanlarına itibar edilmemiştir. Açıklanan nedenlerle ispat edilemeyen davanın reddine, İİK 72/4 mad.uyarınca ihtiyati tedbir kararının kaldırılmış olması nedeniyle kötü niyet tazminatı verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Sübut bulmadığından REDDİNE,
2-İİK 72/4 mad uyarınca İhtiyati Tedbir kararının kaldırılmış olması nedeniyle kötüniyet tazminatı verilmesine yer olmadığına,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 424,66 TL harçtan mahsubu ile bakiye 365,36 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça sarf edilen ve dosyaya yansıyan 22 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.24/05/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır