Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/317 E. 2022/804 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/317 Esas
KARAR NO :2022/804

DAVA:Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ:07/07/2020
KARAR TARİHİ:07/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacı … ve merkezi Lihtenştayn’da olan yabancı ortaklı davacı şirketin davalı … Enerji San ve Tic AŞ’nin pay sahipleri olduğunu, davalı şirket tarafından 27/05/2019 tarihinde 2017-2018 yıllarına ait olağan genel kurul toplantısının şirket merkezinde yapıldığını ve ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini, davalı şirket yetkililerinin 2017 ve 2018 yıllarına ilişkin gerçekleşen 27/05/2019 tarihli genel kurul toplantısı için davacı şirket yetkililerini yanıltarak, …Kurulu için imzalı genel kurul katılım listesinin imzalandıktan sonra kargo yoluyla davalı şirket danışmanı tarafından belirtilen adrese gönderilmesini talep ettiklerini, bu şekilde yönetim kurulu başkanı …’ın kendisini ibra ettirdiğini ve davacıya sadece yetkisinin uzatılması olarak belirtilen toplantı gündeminde bunun dışında birçok karar alındığını, ayrıca söz konusu toplantıda davacılardan davalı şirkette pay sahibi olan Ramil Mavlyuotov’un imzasının hazirun cetvelinde taklit edildiğini, bahsi geçen olağan genel kurul toplantısına ilişkin olarak ticaret sicil gazetesinde herhangi bir gündem ve davet ilanı yapılmadığı gibi, davacılardan …’a herhangi bir toplantı çağrısı yapılmadığını, davacının toplantıdan haberi dahi olmadığını, davalı şirket yetkilileri tarafından haberi dahi olmayan davacının toplantıya katılmış gibi gösterilerek gerçeğe aykırı bir şekilde toplantıya katılımın tam olduğu belirtilerek söz konusu toplantıya ait hazır bulunanlar listesine davacı yerin sahte imza atıldığını, söz konusu imzanın davacının eli ürünü olmayıp, bilgisi ve onayı dışında davalı şirket yetkilisi ve hakim hissedarı …’ın eşi …’ın tertipleri ile üçüncü şahıslara attırıldığını, öte yandan davacı şirketin merkezinin Liechtenstein olup, davalı şirket danışmanının davacı şirket yetkilisine e-posta vasıtasıyla söz konusu genel kurul toplantısının gündemi hakkında bilgi verildiğini ve söz konusu şirkette imza yetkisinin süresinin dolduğu bu nedenle karar alınması gerektiği, gündemin sadece bundan ibaret olduğunun belirtildiğini, 27/05/2019 tarihli genel kurul toplantısında bahsi geçen imza yetkisinin verilmesinin dışında bir çok gündem maddesinin görüşüldüğünü, 2017-2018 yılları faaliyet raporları, bilanço-gelir gider tablolarının müzakere edildiğini, yönetim kurulu seçimi yapıldığını, ancak usule ve gerçeğe aykırı bir şekilde yapılan söz konusu toplantı ve bu toplantıda alınmış olan kararların hükümsüz olup, yoklukla malul olduğunu beyanla, 27/05/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararların, kurucu unsurları olmaksızın alınmış olması, TTK amir hükümlerin aykırı olması ve bu nedenle yok hükmünde olması sebebiyle işbu kararların yoklukla malul olduğunun tespitine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde TTKT 447 hükmü gereği batıl olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin 27/05/2019 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısının kanunda sayılan tüm usul ve şartlara uygun bir şekilde yapıldığını, davacı şirketin, davalı nezdinde 160.000TL sermaye payı karşılığında 160.000adet paya sahip olup, %8 oranında paya tekabül eden pay sahibi olduğunu, davacının ise davalı nezdinde 100.000TL sermaye payı karşılığında 100.000adet paya sahip olup, %5 oranında paya tekabül eden pay sahibi olduğunu, davacıların hiçbirinin davalı şirkette azınlık pay statüsünde bulunmadığını, davanın konusunu oluşturan davalı şirketin 27/05/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısının tüm pay sahiplerinin katılımı ile ilan yapılmasına gerek duyulmadan çağrısız olarak yapıldığını, davacıların toplantının şeklide ilişkin davalıya yapılan herhangi bir itirazı olmadığı gibi sözlü olarak dahi itirazda bulunmadığını, davalı tarafından davacılara genel kurul toplantısının çağrısız şekilde yapılacağı ve toplantıda görüşülecek hususların dürüstlük kuralı çerçevesinde bildirildiğini, ancak davacıların toplantının gündeminin yanıltıldığını, davacının toplantıda bulunmadığını iddia ettiğini, davacının imzasının davalı tarafından taklit edildiği iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, davacının imzasının davalı tarafından taklit edildiğini asla kabul etmemekle birlikte, bu konuda imzanın sahteliğinin ispat yükünün davacıda olduğunu, dava konusu oluşturan genel kurul toplantısına ise davacı şirkettin bizzat katılım sağladığını, dava dilekçesinin 25 numaralı maddesinde de davacı şirketin genel kurul toplantısında bizzat bulunduğunun ikrar edildiğini, TTK madde 447 hükmüne göre butlan hallerinin sınırlı sayı niteliği taşıdığını, huzurdaki davanın ikame edilebilmesi için genel kurul kararlarında işbu maddede sayılan kararların verilmesinin gerektiğini, ancak dava konusu genel kurul toplantısındaki kararların hukuka uygun olduğunu, dolayısıyla davacıların butlan ve yokluk davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davanın konusunu oluşturan genel kurul toplantısının üzerinden 1 yıldan fazla süre geçtiğini, davacıların uzun süre sessiz kaldıktan sonra makul süre içinde işbu davayı açmayarak haklarını kötüye kullandığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, bir an için davacının toplantıda bulunmadığı iddia iddialarının kabul edilse dahi, genel kurulda alınan yönetim kurulunun ibrası kararına davacının bir etkisi olmayacağını, zira işbu kararın biri davacı şirket olmak üzere diğer iki ortağın olumlu oylarıyla kanunda belirtilen karar nisabına uygun bir şekilde alındığını, davalı şirketin muhtemel zararlarına karşılık davacıların teminat göstermesi gerektiğini beyanla, davacıların taleplerinin ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, ticaret sicil gazetesi, hazirun cetveli, olağan genel kurul toplantı tutanağı, hazır bulunanlar listesi, e posta yazışmaları, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Sahtecilik ve Dolandırıcılık Bürosu’nun … CBS sor nolu dosyasının UYAP sureti, ticaret sicil kayıtları, pay defteri, ilanlar celp olunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi Finans Uzmanı …, Nitelikli Hesaplama Uzmanı Dr … tarafından tanzim olunan 20/10/2022 tarihli bilirkişi raporunda; davalı şirketin sunmuş olduğu yasal ticari defterlerin delil vasfına haiz olduğunu, davalı şirketin pay defterinin incelenmesinde ise kayıtların ticaret sicil kayıtları ile uyumlu olmadığının görüldüğünü, yine davalı şirketin resmi defter kayıtlarının ticaret sicil kayıtları ve pay defteri kayıtları ile uyumlu olmadığını, olağan genel kurul toplantısı ve alınan kararlar incelendiğinde, toplantıya tam katılım olduğundan TTK 416.mad göre ilansız yapıldığını, hiçbir pay sahibi veya temsilcinin itiraz etmediğini, 22/05/2019 hazirun cetveli tetkikinden anlaşılacağı üzere toplantıya bütün pay sahiplerinin asaleten katıldığını, hazirun cetvelinden de anlaşılacağı gibi şirket sermayesinin 2.000.000TL olduğu ve 2.000.000 hisseye ayrıldığını, şirket sermayesini temsil eden hisselerin 1.740.000 adedine …’ın, 100.000 adedine …’un, 160.000 adedine … Holding Ltd’nin sahip olduğunu, şirketin 27/05/2019 tarihinde yapılan 2017-2018 yılı olağan genel kurul toplantısı için çağrı yapmadığını, TTK 416’ya göre çağrıya ilişkin usule uyulmaksızın genel kurul toplantısı yapıldığını, toplantı nisabının varolduğu ve kararlar alındığını, davalı şirketin merkez adresinde 2017/2018 yıllarına ait olağan genel kurul toplantısı için toplantı tutanağı incelendiğinde, pay sahipleri yada temsilcileri tarafından muhalif olduğu belirtilen herhangi bir ibare ve muhalefet şerhinin görülmediğini, 22/05/2019 tarihli hazirun cetvelinin asaleten tüm pay sahipleri tarafından imzalandığını, 27/05/2019 tarihli toplantı tutanağı divan başkanı, katip ve oy toplama memuru tarafından imzalandığını, 12/06/2019 tarihinde 18/06/2019 tarih 9850 sayılı ticaret sicil gazetesinde yayınlandığını, toplantı tutanağı ve hazirun cetvelindeki tarihlerin farklı olduğunu, iki ayrı tarihte toplanıldığını ve imza altına alındığını, 27/05/2019 tarihinde hazirun cetveli imzalatılmadığını, 27/05/2019 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısı için hazirun cetveli imzalanmadığı görülmüş olup, toplantıya katılan pay sahipleri belirlenemediğinden TTK 447mad göre butlanı gerektirir sebep olduğunu belirtmişlerdir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup rapora karşı beyanlar dosyaya ibraz edilmiş, bilirkişi raporuna itirazlar sunulmuş ise de, mahkememizin 07/12/2022 tarihli celse ara kararı ile, her ne kadar bilirkişi raporunda bir takım maddi hatalar mevcut ise de söz konusu hatalara yönelik mahkememizce doğrudan doğruya karar verilebileceği anlaşıldığından yeni bir rapor aldırılması taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Dava, 27/05/2019 tarihli genel kurulda alınan kararların yoklukla malul olduğu yahut batıl olduğunun tespiti talebine ilişkindir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı … ve merkezi Lihtenştayn’da olan yabancı ortaklı davacı şirketin, davalı … Enerji San ve Tic AŞ’nin pay sahipleri olduğu, davalı şirket tarafından 27/05/2019 tarihinde 2017-2018 yıllarına ait olağan genel kurul toplantısının şirket merkezinde yapıldığı ve ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalı şirketin 27/05/2019 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında usule ve gerçeğe aykırı şekilde toplantı yapılmak suretiyle karar alındığı belirtilerek, alınan kararların yoklukla malul olduğu yahut batıl olduğu noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Davalı şirketin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün …-0 sicil numarasında kayıtlı olup, öncesinde … Dan AŞ ünvanıyla kurulduğu, 05/03/2013 tarihnide tescil edilen ana sözleşme değişikliği ile ünvanın … Enerji San ve Tic AŞ olarak değiştirildiği, şirketin yönetim kurulu başkanının ve yetkilisinin … olduğu görülmüştür.
6102 sayılı TTKnun 414.maddesinde “(1) Genel kurul toplantıya, esas sözleşmede gösterilen şekilde, şirketin internet sitesinde ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan ilanla çağrılır. Bu çağrı, ilan ve toplantı günleri hariç olmak üzere, toplantı tarihinden en az iki hafta önce yapılır. Pay defterinde yazılı pay sahipleriyle önceden şirkete pay senedi veya pay sahipliğini ispatlayıcı belge vererek adreslerini bildiren pay sahiplerine, toplantı günü ile gündem ve ilanın çıktığı veya çıkacağı gazeteler, iadeli taahhütlü mektupla bildirilir” denilmektedir.
Yine Aynı yasanın TTK 416.maddesinde “(1) Bütün payların sahipleri veya temsilcileri, aralarından biri itirazda bulunmadığı takdirde, genel kurula katılmaya ve genel kurul toplantılarının yapılmasına ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla, çağrıya ilişkin usule uyulmaksızın, genel kurul olarak toplanabilir ve bu toplantı nisabı varolduğu sürece karar alabilirler. (2) Çağrısız toplanan genel kurulda, gündeme oybirliği ile madde eklenebilir; aksine esas sözleşme hükmü geçersizdir” denilmektedir.
TTKnun Butlan başlıklı 447.Maddesine göre; ” (1) Genel kurulun, özellikle; a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan kararları batıldır. ” denilmektedir.
Kavram olarak yokluk, bir hukuki işlemin doğabilmesi için öngörülen ve kurucu nitelikte olan emredici hükümlere aykırılık halidir. Bu aykırılık, işlemin unsurlarında eksikliğe yol açar ve işlemi “yokluk” ile sakat hale getirir. Yok sayılan işlem, şeklen dahi meydana gelmemiştir. Yokluk, bunu ileri sürme konusunda menfaati bulunan herkes tarafından her zaman ileri sürülebilir ve tespit ettirilebilir.
Şirketler hukukundaki emredici hükümlere göre, genel kurul kararlarının oluşabilmesi için iki kurucu unsur gereklidir. Birincisi genel kurul toplantısı yapılması, ikincisi toplantıda karar alınmasıdır. Bunlardan birisindeki eksiklik halinde, işlem (karar) hiç doğmamış sayılır. Yani baştan itibaren yoktur.
Genel Kurul TTK’nun 407 ve maddelerinde düzenlenmiştir. Yasal düzenlemelere göre, iki türlü Genel Kurul usulü vardır. Bunlardan ilki, TTK.’nun 417.maddesinde düzenlenen çağrılı genel kurul, ikincisi ise TTK.’nun 416.maddesinde düzenlenen çağrısız genel kuruldur. Her iki genel kurul şeklinde de ortak özellik, bir genel kurulun yapılmasıdır. Çağrılı genel kurulda çağrı usulleri düzenlenmiş ve çağrılı usüllere uyulmama halinde hangi hallerde yokluk, hangi hallerde butlan ve hangi hallerde iptal edilebilir olduğu da ayrı ayrı düzenlenmiştir. Yine çağrılı genel kurulda alınacak kararla nisapları da alınacak kararların niteliklerine göre ilgili maddelerde düzenlenmiştir. Çağrısız genel kurul ise TTK.416.maddelerde düzenlenmiş olup buna göre anonim şirketin bütün paylarının sahipleri veya temsilcileri aralarından biri itirazda bulunmadığı taktirde genel kurula katılmayan ve genel kurul toplantılarının yapılmasına ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla çağrıya ilişkin usulüne uyulmaksızın genel kurul olarak toplanabilir ve bu toplantı nisabı var olduğu sürece karar alabilirler. Bu düzenlemeden de görüleceği üzere çağrı usullerine uyulmaksızın yapılacak genel kurulun şartları olarak bütün pay sahiplerinin yada temsilcilerinin toplantıda hazır bulunması, toplantı sonuna kadar tümünün toplantıda kalmaya devam etmesi, içlerinden hiç kimsenin genel kurulun yapılmasına karşı çıkmaması ve toplantı nisabının genel kurul boyunca korunması gerekmektedir. Genel kurullarda yönetim kurulu toplantılarında geçerli olan (TTK.’nun 390/4) düzenleme elden dolaştırma suretiyle karar alma yöntemi, genel kurul toplantıları için caiz değildir.
Dosyaya sunulan belgeler, pay defteri ve genel kurul toplantı tutanakları incelendiğinde, yine davalı vekilinin ikrar niteliği taşıyan 10/03/2021 tarihli celsedeki beyanı dikkate alındığında, ayrıca hazirun cetvelindeki imzaların ilk görünüşe göre bile farklı olması, ayrıca tüzel kişilik olan davacı şirketin genel kurula asaleten katıldığı yönündeki ibare ki tüzel kişiliklerin asaleten bir genel kurula katılma hali söz konusu olmadığından tüzel kişilerin yetki ve kararında temsilcisi yada vekili aracılığı ile kullanabilecekleri oysa iptali talep edilen genel kurula tüzel kişinin asaleten genel kurula katıldığının bildirilmesi, hazirun tutanağında yer alan imzanın tüzel kişinin temsilcisi yada vekilin ait olup olmadığının belli olmaması, ayrıca imzası bulunan şahsın kimlik bilgileri ve kim olduğunun da hazirun tutanağında bulunmaması yine davalı tarafın cevap dilekçesinde beyanlarında ısrarlı bir şekilde hazirun tutanaklarının önce mail ortamında davacı şirkete gönderildiği, daha sonra hazirun tutanaklarının asıllarının da posta yoluyla davacı şirkete gönderilip davacı şirket tarafından bizzat imzalandığı yönünde savunmaları da dikkate alındığında yokluğu talep edilen genel kurul kararının çağrı usulüne uygun olarak toplantıya çağrılmadığı, TTK.416.maddesinde düzenlenen ve tüm ortakların katılımının zorunlu olduğu çağrısız genel kurul kurallarına da uygun yapıladığı alınan genel kurul kararının elden dolaştırma sureti ile alındığı bu hususun hem davalı vekilinin 10/03/2021 tarihli celsedeki beyanı hem de hazirun tutanaklarının davacı şirkete posta yoluyla gönderilerek alındığı yönündeki beyanları dikkate alındığında sabit olduğu şayet çağrısız genel kurulda tüm hissedarlar hazır bulunsa idi hazirun tutanaklarının genel kurulun yapıldığı tarihte davacı şirket temsilcisi yada vekili tarafından imzalanacağı, dosya içerisinde 27/05/2019 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısına ilişkin hazirun cetvelinin bulunmadığı, hazirun cetvelindeki tarihin 22/05/2019 tarihi olduğu anlaşıldığından davalı şirketin 27/05/2019 tarihinde yapılan genel kurulda alınan kararların tamamının yoklukla malul olduğunun tespitine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;

1-Davacının davasının KABULÜ ile, davalı şirketin 27/05/2019 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan tüm kararların yoklukla malul olduğunun tespitine,
2-Karar kesinleştiğinde kararın bir örneğinin İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğüne gönderilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 54,40TLmahsubu ile bakiye 26,30TLnin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti ve posta masrafı olmak üzere toplam 6.159,05TLnin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan 54,40TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/12/2022

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI