Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/30 E. 2023/298 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/30 Esas
KARAR NO : 2023/298
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/12/2018
KARAR TARİHİ : 11/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket arasında 30/11/2015 tarihli acentelik sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme ile müvekkil … Mahallesi … Caddesi … iş merkezi No: … Ankara adresinde davalı şirket olan … kargonun acenteliği faaliyetini 3 yıla yakın bir süredir büyük bir dürüst ve çaba ile yürüttüğünü, davalı şirket yetkilileri tarafından müvekkil acentesinde rutin denetim yapıldığını ve bu denetim esnasında 02/06/2018 tarihinde tutanak ile nakit açığı tahsil edilmiş olmasına rağmen tahsil edilmiş olarak gösterilmeyen faturalar cari hesap mutabakatsızlıkları hayali koli satış faturaları kaynaklı usulsüzlüklerin bulunduğu dolayısı ile davalı şirket aleyhine kasa bülteninde toplamda 102.962,81-TL’si açık olduğu tespit edildiğini, mevcut tutanak tespitinden sonra davalı şirket vekilince İstanbul/ … . Noterliği’nin … yevmiye numaralı ve 12/06/2018 tarihli ihtarname gönderildiğini ve acentelik sözleşmesi tek taraflı olarak fesih edildiğini, davalı şirket ile acentelik sözleşmesi imzalandıktan sonra … ve … plakalı araçların kargo işinde kullanılmak üzere müvekkiline satışı konusunda anlaşma yapılarak senetler düzenlendiğini ve bu senetlerin bir kısmı ödenmiş ve halen bir kısmı ödenmediğini, acentelik sözleşmesi kurulur iken müvekkil babasına ait Ankara ili … ilçesi … ada ve … parselde kayıtlı 8 nolu bağımsız bölümde kayıtlı 8 nolu bağımsız bölümde kayıtlı bulunana taşınmazı davalı şirkete ipotekte verildiğini, acentelik sözleşmesinin haksız feshinden dolayı müvekkil bir çok muhtemel kazancından ve karından mahrum kaldığı, bu nedenle yeni TTK madde 122/1 çerçevesinde davalı şirketten portföy tazminatı başka bir deyişle denkleştirme tazminatı talep etmek gerektiğini, müvekkilin tahminen 3 yıl boyunca yapmış olduğu acentelik hizmetinden dolayı birçok müşteri çevresi edindiğini, ve sözleşmenin feshinden sonra müvekkil bu müşterilerden elde edeceği kardan ya da kazançtan mahrum kaldığını, müvekkil lehine şimdilik 1.000,00-TL muaccel olmuş ve muaccel olmayan komisyon alacaklarını, müvekkil lehine araç satışından dolayı davalı şirkete şimdiye kadar ödemiş olduğu senet bedellerinden kaynaklı şimdilik 20.000,00-TL göre ödenmesini ve ödenmemiş senetlerin iadesini veya iptalini, müvekkil teminat verdiği Ankara ili … ilçesi 28 ada ve 13 parselde kayıtlı 8 nolu bağımsız bölümde kayıtlı bulunana taşınmaz üzerindeki ipoteğin terkini, maddi alacakların üzerine dava tarihinden itibaren en yüksek banka faizi yürütülmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı taraf üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından acentelik sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği iddiası ile portföy tazminatı komisyon alacağı araç satışından dolayı ödenmiş olan bedelin geri ödenmesi ve senetlerin iadesi ile teminat gösterilen taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması istemli dava ikame edildiği, işbu mesnetsiz ve haksız davayı kabulünün mümkün olmadığını, işbu dava yetkisiz mahkeme nezdinde ikame edildiğini, davacı ile müvekkil şirket arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin 43. Maddesinin B bendinde taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklarda İstanbul mahkemelerinin yetkili kılındığı imza altına alındığını, hal böyle iken işbu davanın Ankara mahkemelerinde açılması sebebi ile yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacı iddia ettiği alacaklarını belirsiz alacak davasına konu etmişse de işbu davada davacının hukuki yarar eksikliği bulunmasından sebeple davanın esasına girilmeden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, taraflar arasında akdedilen acentelik sözleşmeleri gereği müvekkil şirket ticari defter ve kayıtları kesin delil niteliği haiz olduğunu, davacı delil listesinde kendi ticari defterlerini delil olarak göstermiş ise de işbu davada müvekkil şirket defter ve kayıtları kesin delil niteliğine haiz olduğunu, yalnızca ve başlı başına dikkate alınması gerektiğini, müvekkil şirket ticari defter ve kayıtlarının dikkate alınmaması gerektiğini, davacının ile müvekkil şirket arasındaki acentelik sözleşmeleri kasa açığı sebebi ile feshedildiğini, davacı tarafından portföy tazminatı talebinde bulunulması açıkça haksız olduğunu, davacının müvekkil şirkete borçlu konumunda olduğu açık iken haksız taleplerde bulunduğunu, davacının ipoteğin terkinine ilişkin talebi haksız olduğunu, davacı tarafından araç bedeline istinaden yapılan ödemelerin iadesi talep edilmiş ise de bu talebin haksız olduğunu, haksız ve hukuka aykırı açılan işbu davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesin karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, acentelik sözleşmesi, müvekkile ait ticari defterler, cari hesaplar, banka kayıtları, ihtarnameler, ödenmiş senetler, mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/894 Esas sayılı dosyasında mali müşavir … ‘e tevdii edilen dosyada tanzim olunan 30/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı ile davalı arasında 30.11.2015 tarihli acentelik sözleşmesi imzalandığı ve bu sözleşme ile davalının Ankara/… Şb. acenteliğini üstlendiğini, davacıya ait ticari defterlerin incelenmesinde, davacıya ait ticari defterlerin 6102 Sayılı TTK’nun 64.maddesinde ifade edilen kanuni şartları tam olarak taşıdığı, defter kayıtlarının birbirini teyit ettiği. 6102 Sayılı TTK’nun 64 ve HMK 222. maddelerinde ifade edilen kanuni şartları tam olarak taşıdığından sahibi lehine delil olma özelliği bulunduğu, davacı ile davalı şirket arasındaki cari hesap ilişkininin 2016 yılında başladığı, davacının 2016 ticari defter kayıtlarına göre, davalı şirkete 23 adet fatura ile toplam 354.494,25-TL acente komisyon bedeli faturası düzenlenerek davalı borcuna kaydedildiği, davalı şirketin de davacıya 1 adet fatura ile 5.738,93-TL tutarında demirbaş faturası düzenlediği, ayrıca davalı şirketin davacıya banka havalesi ile toplam 266.372,55-TL ödeme yaptığı, yapılan işlemlerin mahsubu neticesinde davacının 2016 yıl sonu itibariyle davalıdan (354.494,25-TL – (5.738,93-TL + 266.372,55-TL)) = 82.382,77-TL alacaklı olduğu, davacının 2017 yılı ticari incelendiğinde, davalı şirketin 2016 yılından 82.382,77-TL borç bakiyesinin devrettiği, davacının 2017 yılında davalı şirkete 22 adet fatura ile toplam 594.203,40-TL acente komisyon faturası düzenlenerek davalı borcuna kaydedildiği, davalı şirketin de borcuna karşılık davacıya 212.023,37-TL banka havalesi ile ödeme yaptığı, ayrıca davalı şirket tarafından düzenlenen 153.248,30-TL tutarında gider yansıtma faturasının davalı alacağına kaydedildiği, yapılan işlemler neticesinde davacının davalı şirketten ((82.382,77-TL + 594.203,40-TL) – (212.023,37-TL + 153.248,30-TL)) = 311.314,50-TL alacaklı olduğu, davacının 2018 yılı ticari defter kayıtları incelendiğinde, davalının 2017 yılından devreden 311.314,50-TL borcunun kayıtlı olduğu, davacı tarafından davalı şirkete 11 adet fatura ile toplam 277.285,45-TL acente komisyon faturası düzenlediği, davalı şirketin de davacıya 66.569,51-TL tutarında 5 adet gider yansıtma faturası düzenlediği, ayrıca davalının davacıya 48.233,98-TL banka havalesi ile ödeme yaptığı, yapılan işlemler neticesinde davacının davalıdan ((311.314,50-TL + 277.285,45-TL) – (66.569,51-TL + 48.233,98-TL)) = 473.796,46-TL komisyon bedeli alacağı bulunduğunun tespit edildiği, dosya kapsamında bulunan tutanaklar incelendiğinde, davacının acentesinde nakit kasa açığı, fatura bedellerinin tahsil edildiği halde tahsil düşülmediği, tahsilatı yapıldığı halde genel müdürlük hesabına girilmemiş kayıtlar tespit edildiği, koli satış faturasının ilgili müşterilerin bilgisi dışında kesildiği, ilgili faturaların tahsil düşülerek acente müdürüne yansıtılmadığı, cari hesap mutabakatsızlığından kaynaklı kasa açıkları olduğunun tespit edildiği ve hazırlanan tutanakların da davacı tarafından herhangi bir ihtirazı kayıt koymaksızın imzalayarak durumun kabul edildiğinin görüldüğü, davacının aynı sebeplerle daha önce yapılan tespitler sonucunda da 30.08.2016 ve 15.02.2018 tarihlerinde uyarıldığının anlaşıldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 20.maddesi a bendinde; “acente, taşımalarına ilişkin taşıma ücretlerini ve tahsilatı yapılmak üzere kendisine gönderilen faturaları, … Kargo nam ve hesabına gününde tahsil eder ve … Kargo banka hesabına tahsilat gününde yatırır. Bu aşamada meydana gelecek gecikmelerde, sayısınc bakılmaksızın … Kargo’nun haklı nedenle fesih hakkı doğacağı”nın hüküm altına alındığı, Acentelik Sözleşmesi ek protokolü gereğince, … Kargo zilyetliği ve kullanımında bulunan … plakalı … Marka Transit … model ve … Plakalı Form marka … model araçların acente hizmetine sunulması ve belirli bir süre sonra acenteye hibe edilmesi ile acenteye devredilecek büro malzemelerinin devir şartlarının düzenlendiği, acentenin kullanımına sunulan araçlara ilişkin devir bedelinin … plakalı araç için 17.088,08-€, … plakalı araç için 16.115,59-€ olmak üzere toplam 33.203,67-€ olarak belirlendiği, ayrıca demirbaş bedeli olarak kalan 984,00-€ olmak üzere toplam 34.188,00-€ borç için 36 taksit yapıldığı, bu borç tutarının aylık olarak davacının hakedişlerinden mahsup edilerek tahsil edildiği, davacının en son 30.04.2018 tarihli hakkedişinde 28. taksit düşülerek toplam 23.400,00-€ kesinti yapıldığının anlaşıldığı, sonuç olarak; davacının sahibi lehine delil olma özelliği taşıyan ticari defter kayıtlarına göre, davalı şirketten 473.796,46-TL komisyon alacağının bulunduğu, davacının aylık hakedişlerinden davalı şirketin … ve … plakalı araçlar ile demirbaş bedeli olarak toplam 23.400,00-Euro kesinti yapmış olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(3)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/… Esas sayılı dosyasında mali müşavir … ‘e tevdii edilen dosyada tanzim olunan 23/08/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; davalı tarafından sunulan ödeme dekontlarındaki 537.979,90-TL ödemenin tamamının kök rapor kapsamında incelenen davacı taraf ticari defterlerinde davalının borcundan indirilmiş olduğu, davalının bilirkişi raporuna karşı itirazlarının, kök raporda detaylı olarak irdelendiğinden, davalının itirazlarının 30.04.2019 tarihli kök raporda belirlenen tespit, değerlendirme ve kanaatimi değiştirmeyi gerektirecek bir yönünün bulunmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(4)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, mali müşavir … ve nitelikli hesaplama uzmanı … ‘a tevdii edilen dosyada tanzim olunan 24/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı şirketin 2016-2017-2018 yılana ait ticari defterleri ticaret kanunun 64 ve 213 sayılı VUK ilgili hükümleri gereğince yasal ve usulünce tutulduğu, davalı şirketin 2016-2017-2018 yılına ait ticari defterleri TTK 69 ve 213 sayılı kanunun 216. Maddesi gereğince açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, davalı şirketin 2016-2017-2018 yılına ait ticari defterleri ve dayanağı belgeler yardımcı defterlerin birbirini teyit etmesi nedeni ile TTK 85 maddesi ve HMK 222. Maddesi gereğince delili niteliğine haiz olabileceği kanaati oluştuğu, davalı şirketin 2016-2017-2018 yılına ait ticari defterler VUK 228-226 maddesi gereğince muhasebe usul ve tekniğine uygun tutulup kazıntı ve silintiye rastlanmadığı, davacı tarafın … na … sicil numarası ile tacir olarak kayıt olduğu görüldüğü, davalı taraf 2016-2017-2018 yılı yasal defter ticari münasebet kayıtlarına göre davalının davacıdan kaydı olarak 295.581,43-TL tutarında alacaklı olduğu görüldüğü, davacı tarafın davalı tarafından 473.796,46-TL tutarında alacaklı olduğunun tespiti yapıldığı, davalı tarafın 2016-2017-2018 yılı hesap dönemine ilişkin tutulması zorunlu ticari defterlerinin kanuna uygun eksiksiz olarak tutulduğu, açılış ve kapanış onaylarının yetkili makamlarca zamanında yapıldığı tespit edildiği, tüm bu hususlar dikkate alındığında davalının davacıdan kaydi olarak 295.581,43-TL tutarında alacaklı olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın cari hesap bakiyesi konusu olduğu görüldüğü, suistimal nedeniyle hakediş alacağından düşülen tutar açıklaması ile faturaların kesildiği bu faturaların davalı tarafından neye göre kesildiğinin tespitinin yapılmadığı, davalı tarafın davacıya ihtarname göndererek sözleşmeyi fesh ettiği görüldüğü, İİK 67/2 maddesi uyarınca takibin fatura ve cari hesaba dayanması bu kapsamda belirlenebilir ve likit olması sebebi ile ayrıca davacının %20 oranında olmak üzere icra inkar tazminatı talebinde bulunabileceği kanaatine varıldığı yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(5)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, mali müşavir … ve nitelikli hesaplama uzmanı … l’a tevdii edilen dosyada tanzim olunan 21/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; cari hesapta mutabakat bulunmadığı, mutabakat olmamasının nedeni davacı tarafın çok sayıda işlemi kendi kayıtlarına almaması kaynaklı olduğu, davalının kayıtlarına almadığı kayıtların büyük bir kısmı kasa noksanı olmak üzere gönderilen bedellerin mükerrer kasa çıkışı yapılması, havale gönderildiği adı ile giriş yapılmasına karşılık banka hesaplarında bu havalenin bulunmaması gibi nedenlere dayandığı, davacı tarafından çok sayıda kasa açığı doğuran işlemler yapıldığı, bu işlemlerin 2016 yılında fesih tarihine kadar devam ettiği, tespit edilen işlemlerin davacı kontrolünde ve şifresi ile giriş yetkisinin davacıda bulunan kasa föyüne giriş yapıldığı ve hak edişlerden düşüm yapılmasına karşılık davacı defterlerine kaydedilmediği, bu bedellerin hak edişlerden düşülmesine karşılık herhangi bir itirazda bulunulmadığı, 22/05/2018- 02/06/2018 tarihler arasında tespit edilen ve kasa föyüne giriş yapılan 102.962,84-TL tutarlı işlemler için tutulan tutanağa davalının imza atması nedenleri ile davalı kayıtlarına itibar edilmesi gerektiği ve davalı kayıtlarında … kargonun …’dan 295.581,43-TL alacaklı göründüğü, tespit edilen davalı tarafından açıklamaları net olarak yapılan kasa açıkları ve diğer işlemlerin akdedilen sözleşme gereği fesih nedeni olduğu, davacının araçlar ile ilgili talebinin de taraflar arasında akdedilen ek sözleşme ile belirlendiği, bu sözleşmede tüm taksitler bitmeden sözleşmenin feshedilmesi halinde davacı bir talepte bulunmayacağın taahhüt ettiği yönünden görüş ve kanaat bildirmiştir.
(6)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, mali müşavir … ve nitelikli hesaplama uzmanı …’a tevdii edilen dosyada tanzim olunan 09/11/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; tarafların itirazları tekrar irdelendiği, davalı … kargı kayıtları tekrar bizzat yerinde incelendiği, sistemin çalışma prensipleri hakkında bilgiler alındığı, davacının davalı kayıtlarında bulunan faturaların hangi sebeple düzenlendiğinin tespit edilemediği yönünde itirazı değerlendirildiği, bunların nedenleri tespit edildiği, davalı sisteminde açıklar ile ilgili günlere ait sadece bayilerin giriş yapabildiği … kargonun direk müdahale edemediği kasa raporlarına kasa açığı olarak giriş yapıldığı görüldüğü, yapılan incelemelerden rakamsal olarak büyük üç tanesinin görüntü kopyası alınarak dosyaya eklendiği, davacının kasa açık tespitinden haberdar olduğu kendi kasa tutanağına işlediği ancak resmi defterlerde kayıt altına almadığı anlaşıldığı, davacı kayıtların davalı firma yetkilisi tarafından giriş yapıldığını ifade ettiğini, tüm kayıtlar davacı firma yetkilisinin şifresi ile yapıldığı, bu açıklar tutanak ile tespit edildiği, tutanakta davacı …’ın imzası mevut olduğu, daha evvel tespit edilen kasa açıklarının hak edişlerinden düşülmesine itirazda bulunulmadığını, ve kasa açıklarının bulunduğu kabul edildiği, tüm dosya çerçevesinde şifrenin davalı firma yetkililerine verildiği konusunda herhangi bir belge sunulmadığı gibi bu konuda yapılmış bir itiraz da sunulmadığı, bilakis bu açıklara ilişkin tutulan tutanak … tarafından imzalandığı, bu nedenle iddianın ispata muhtaç olduğu herhangi bir belge sunulmadığı, ispat yükümlülüğü yerine getirilmediği yönünde tespitte bulunulduğu, bu tespite bulunulmasına karşılık hiçbir belge sunulmadığı, bu nedenle tarafların hazırlanan raporda bir değişiklik yapılması gereken bulguya rastlanmadığı kök rapordaki kanaatin aynen devam ettiği sonucuna varıldığı yönünden görüş ve kanaat bildirmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin feshinden kaynaklı portföy tazminatı, muaccel ve muaccel olmayan komisyon alacakları, teminat verilen taşınmaz üzerindeki ipoteğin terkini, araç satışından dolayı davalı şirkete ödendiği belirtilen senet bedellerinin geri ödenmesi ve ödenmemiş senetlerin iadesi talepli dava olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında 30/11/2015 tarihli acentelik sözleşmesi imzalandığı, davalı … A.Ş. tarafından davacıya gönderilen ihtarnameler ile; kasa bülteni üzerindeki veriler doğrultusunda yapılan incelemede miktarlar belirtilerek kasa çıkışı yapıldığı halde genel müdürlük hesaplarına ulaşmadığı yani kasa çıkışı yapılan kasa naklinin aynı gün içerisinde davalı şirketin banka hesaplarına havale edilmesi gerekirken gün içerisinde kasa çıkışı yapılan nakdin havalesinin yapılmadığı, dolayısıyla kasa bülteninde açıklar olduğu, bu durumun acentelik sözleşmesi 20. ve sair maddeleri ile şirket genel yönetmeliği hükümlerine aykırılık teşkil ettiğini, belirtilen kasa açığı tutarlarının derhal şirkete ödenmesini, aksi taktirde sözleşme hükümlerinin uygulanarak anılan sözleşmelerin taraflarınca haklı nedenlerle fesih edileceğini ihtaren bildirdikleri anlaşılmaktadır. Davacı taraf ise; davalı şirket yetkililerinin şifre isteyerek sisteme kendilerinin giriş yaptığını, tahsil edilmeyen faturaları tahsil olarak işlediklerini, bu duruma karşı çıktıklarını ancak davalı yetkililerinin sorun çıkmaz diyerek tutanak imzalattıklarını, müşteri tahsilatlarının henüz yapılmadığı ancak alacak kalemlerinde yer aldığını ve davalının acentelik sözleşmesini … Noterliği’nin … yevmiye numaralı 12/06/2018 tarihli ihtarname ile tek taraflı olarak feshettiğini, feshin haksız olduğunu ve sair nedenlerle haksız fesihten kaynaklı muhtemel kazanç ve karından mahrum kaldığını portföy tazminatı talep ettiğini muaccel ve muaccel olmayan komisyon ücretlerinin davalı tarafça ödenmesinin gerektiğini, acentelik sözleşmesi kurulurken bilgileri verilen taşınmazın davalı şirkete ipotek verildiğini, acentelik sözleşmesinin feshinden sonra taşınmaz üzerindeki ipoteğin terkin edilmediğinden bu taşınmaz üzerindeki ipoteğin terkinini talep ettiği, ayrıca araç satışından dolayı ödenmiş olan senet bedellerinin şimdilik 20.000,00-TL’sinin geri ödenmesini ve ödenmemiş senetlerin iadesi ile iptalini talep ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce talimat yazılarak … Asliye Ticaret Mahkemesi’nden davacı tarafın ticari defter ve belgeleri incelenerek bilirkişi raporu alındığı, davalı şirketin davacıya hakedişler nedeniyle ve gider yansıtma faturalarının indirilmesi neticesinde davacının defterlerine göre davalıdan 473.796,46-TL alacağının bulunduğu tespit edilmiştir. Ancak davanın mahiyeti gereği öncelikle taraflar arasındaki sözleşmenin haklı veya haksız olarak feshinin tespiti neticesinde davacının taleplerinin değerlendirilebileceği dikkate alınarak dosya davalı tarafın ticari defterlerinin ve kayıtlarının da tetkik edilerek rapor hazırlanması için mahkememizce bilirkişiye tevdii edilmiş, 21/02/2022 tarihli kök rapor ve itirazlar üzerine alınan 09/11/2022 tarihli ek rapor uyarınca; davacı ve davalı tarafın cari hesaplarının birbirini tutmadığı, bu farklılığın davalı tarafında kayıtlı bulunan bazı hesap hareketlerinin davacı kayıtlarında bulunmamasından kaynaklı olduğu, işlemlerin karşılıklı olarak deftere intikal ettirilmemesinden dolayı davacı kayıtlarında davacının 473.796,46-TL alacaklı olduğunun talimat mahkemesinden davacının defter incelemesi ile tespit edildiği, davalı kayıtlarında ise davacının 295.581,43-TL borçlu olduğunun göründüğü, taraflar arasında yapılan sözleşme ve sistemin çalışma prensipleri incelendiğinde bayi tarafından yapılan tahsilatların her gün … Kargo’nun banka hesaplarına aktarılmasının gerektiği ancak davacı tarafça bunun yerine getirilmediği, çok sayıda kasa açığı bulunduğu, bu kasa açıklarının hesaba yatırıldı olarak belirtilmesine karşılık hesaba yatırılmadığı tespit edilen tahsilatların olduğu, hesaba tek seferde yatırılan miktarların sisteme mükerrer olarak giriş yapıldığı, yatırılan tutardan daha fazla tutarın sisteme giriş yapılması gibi nedenler ile oluşan açıklar olduğu, davalı sisteminde bu açıklar ile ilgili günlere ait sadece bayilerin giriş yapabildiği … Kargo’nun direk müdahale edemediği kasa raporlarına kasa açığı olarak giriş yapıldığı, davacının kasa açık tespitinden haberdar olduğu, kendi kasa tutanağına işlediği ancak resmi defterlerine kayıt altına almadığı tespit edilmiştir. Davacı her ne kadar dava dilekçesinde bu kayıtların davalı firma yetkilisi tarafından giriş yapıldığını beyan etmiş ise de davalı kasa açığı ve diğer işlemleri için sisteme giriş yapma yetkisinin bayide olduğu, giriş şifresinin yine davacı bayiye ait olduğu ancak davacının bu şifreyi davalıya verdiğini ifade ettiği, bu durumda davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığı, bu şifreyi davalıya vermemesi ve bahsi geçen tutanağa imza atmaması gerektiği kanaatine varılmıştır. Yine bilirkişi tarafından yapılan tespitler uyarınca eski tarihlerde çok sayıda kasa açığı ve mutabakatsızlığın bulunduğu, bunların davacının yetkili olduğu kasa raporlarında bulunduğu ve bu açıların hakedişlerden düşülmesine de davacının bir itirazının bulunmadığı bu durumda davacının itirazı olmaması sebebiyle kasa açıkları ile mutabakatsızlığı davacının kabul ettiği anlaşılmakla kasa açıklarının devamlılık arz etmesi ve yıllarca bu durumun sistematik şekilde devam etmesi bu hususun önemli bir güven zaafı olduğu ve taraflar arasında akdedilen acentelik sözleşmenin 20. maddesinde fesih nedeni olarak belirtilmesi, sözleşmeyi her iki tarafın imzalaması ve sözleşme maddelerinden sorumlu oldukları dikkate alınarak davalının sözleşmeyi haklı nedenle feshetmiş olduğu kanaatine varılmıştır. Belirtilen tüm bu nedenlerle uzun süren ve tekrarlanan kasa açığı, eksik yanlış beyana dayalı ve hatalı işlemlerin taraflar arasındaki sözleşmenin 20. maddesi gereğince haklı fesih nedeni olduğu, davacının iddialarını ispatlayamadığı ve basiretli bir tacir gibi davranmadığı dikkate alınarak sözleşmenin haklı nedenlerle davalı tarafça feshedildiğinden tüm talepleri bakımından davanın reddine ve yine davacı tarafın araç bedellerine yönelik talepleri bakımından taraflar arasında akdedilen ek protokolde ödeme planı tamamlanmadan önceki bir tarihte acentelik sözleşmesinin sona ermesi halinde fesih tarihine kadar yapılan ödemelerin araç kira bedeli olarak ödendiği ve iade edilemeyeceği, acentenin araç devri konusunda isteminin olamayacağına ilişkin düzenlemesi uyarınca araç taksitleri bitmeden sözleşmenin haklı nedenle feshedilmesi sebebiyle ek protokol hükmüne göre davacı tarafça ödenen taksitlerin kira bedeli olduğu kabul edilmekle bu yönüyle taleplerinin de reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın REDDİNE,
(2)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan (375,71-TL peşin harç + 1.708,00-TL tamamlama harcı olmak üzere) 2.083,71-TL’nin mahsubu ile fazla alınan 1.903,81‬-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
(3)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
(4)Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
(5)Davalı duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 16.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
(6)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle … Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/05/2023

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.