Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/292 E. 2020/786 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/292
KARAR NO:2020/786

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:22/09/2014
KARAR TARİHİ:10/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … şirketince sigortalı … plakalı aracın … un kullandığı motosiklete çarpması sonucu vefat ettiğini, kaza nedeniyle …. Asliye Ceza Mahkemesinde kamu davası açıldığını, olay yeri raporlarının aşırı hız nedeniyle motosiklete çarpması sonucu gerçekleştiğini, müvekkilinin … un eşi olduğunu, davalı …, Davalı … ve davalı … şirketinin maddi tazminattan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu beyanla, eşi ve çocukları için toplam 150.000,00.TL manevi tazminatın kaza tarihi itibariyle işleyecek yasal ve avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Poliçeden dolayı şahıs başına tazminat limitinin 100.000,00.TL olduğunu, davacının istediği tazminatın afaki ve fahiş olduğunu, ayrıca söz konusu talep için sigortalı araç sürücüsünün kusurunun kanıtlanması gerektiği ve işletilecek faizin yasal faiz olması gerektiğini beyan etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; mirasçılık belgesi, kaza tespit tutanağı, kazaya karışan … plakalı araca ait sigorta poliçesi ruhsat fotokopisi ve sürücü belgesi Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen kusur raporu, ekonomik sosyal durum araştırmaları, uyap sistemi üzerinden …. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/389 Esas sayılı dosyası celp olunmuştur.
(2)Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/11351 esas, 2015/10361 karar sayılı, 08/10/2015 tarihli ilamı ile yetkisizlik kararı yönünden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ilgili sayılı dosyası mahkememize tevzi edilmiş ve yeni esas numarası almıştır.
(3)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, bilirkişi Makine Mühendisi …’e tevdii edilen dosyada tanzim olunan 21/11/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; meskun mahalde gece vakti D-655 devlet kara yolunda sol şeritte seyir halinde bulunan davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracının ön kısmıyla aynı istikamette ilerlemekte olan … sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin arka kısmına çarpması sonucu kazanın meydana geldiğini, trafik kazası tespit tutanağında her ne kadar davacının ani şekilde sol şeride geçtiği beyanı olsa da çarpışmanın yandan olmayıp doğrudan arkadan olması ve başkaca bir delil tespit edilemediğinden açıklaması yapılarak … plakalı motosiklet sürücüsüne kusur izafe edilmediğini, Adli Tıp Kurumu kusur raporunda dosyada mevcut 2 adet CD’deki görüntülerin CD’nin bozuk olması veya başka bir nedenle izlenememiş ise de araçların son duruş şekilleri hasar durumları ve sanığın kendi anlatımından olayın arkadan çarpma şeklinde olduğunun anlaşıldığı belirtilmekle … plakalı otomobil sürücüsü davalı …’a asli kusur izafe edildiğini, meydana gelen ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazasında dosyada bulunmadığı anlaşılan 2 adet CD, davalılar … ve … vekilinin iddiaları ve bilgi sahibi oldukları bir iş yerinden elde ettikleri kamera kayıtları ile dosyaya sunulan raporda görülen kameranın tespit ettiği görüntülerin anlaşılabilir orijinal renkli resimlerinin dosyaya sunulması halinde kusur durumunun daha doğru bir şekilde değerlendirilebileceğini bildirmiştir.
(4)Bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, tarafların beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi dosya bilirkişi … ve …’e tevdii edilerek 17/04/2017 tarihinde tanzim olunan bilirkişi ek raporunda özetle; dosya içeriğinde hiçbir tıbbi belge bulunmaması, müteveffanın hastaneye kaldırılıp kaldırılmadığı yada tanısının ne olduğu ölüm sebebinin belli olmadığını, otopsi raporunun dosyada mevcut olmadığını, fiziki inceleme kriminalistik uzmanı … tarafından dosyaya sunulan uzman mütalaasında otopsi raporuna atıfta bulunularak kask üzerinde bir ezilme olmadığından hareketle müteveffanın kask kullanmadığından bahsedildiğini, kamera görüntülerinin fotograflarının dosyaya sunulduğu ancak usul ekonomisi gereğince fotograflar üzerinden değerlendirme yapılmasının eksik olacağını ve tıbbi belgeler dosyaya ibraz edilir ise sağlıklı bir rapor tanzim edilebileceğini bildirmişlerdir.
(5) Mahkememizce 31/05/2018 tarih … Esas … K. Sayılı ilamı ile verilen hükmü davacılar ve davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2018/5705 esas, 2019/1264 karar sayılı, 23/12/2019 tarihli ilamı ile bozularak”… davacı eş ve çocuklar için takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.” denilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ilgili sayılı dosyası mahkememize tevzi edilmiş ve yeni esas numarası almıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazası sonrasında meydana gelen ölüm sebebiyle ölenin mirasçılarının açtığı manevi tazminat davasıdır.
Genişletilmiş kasko sigortası poliçesi dahilinde davalı …’un kayden malik olduğu … plaka sayılı araca ilişkin manevi tazminat taleplerinin teminata dahil edilmiş olduğu görülmektedir.
Dosyada mübrez … Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda müteveffa sürücü …’un kazada etkenlik arzedecek herhangi bir trafik kural ihlali bulunmadığı, davalı sürücüsünün ise önünde seyir halinde olan müteveffaya ait araçla arasındaki takip mesafesini mesafesini koruması gerektiği halde buna riayet etmemesi, hız yapma ve arkadan çarpma kural ihlalleri doğrultusunda asli ve tam kusurlu olduğu ifade edilmiştir. Kazada motosiklet kullanan müteveffanın kazanın oluşumuna herhangi bir etkisi olmadığı kabul edilmekle birlikte 6098 Sayılı TBK 52. Maddesince zararın oluşumda veya artmasında etkili olup olmadığı tazminat hesabında hakimliğimizce resen dikkate alınmıştır.
Müteveffanın ölüm nedeninin kafatasının frontal orta kısmında çökme ve kırığa bağlı olduğu otopsi raporunda ifade edilmektedir. Kask kullanmaması sebebiyle başını çarpması neticesinde öldüğü kriminalistik uzmanı tarafından hazırlanan bilimsel mütalaada da açıkça dile getirilmiştir. Olayın sübut şekline ilişkin dosya bulunan deliller ışığında net bir kanaate erişildiğinden yargılamanın daha fazla uzatılmamasına da sebebiyet vermemek adına başkaca araştırma yapılmasına gerek görülmemiştir.
6098 Sayılı TBK 56. Maddesinde manevi tazminat düzenlenmiştir: ”Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”
Bu madde kapsamında manevi tazminat olarak verilecek paranın miktarının belirlenmesinde hakkaniyet gözetilmelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nisfetle hüküm vereceği Medeni Kanun’un 4. maddesinde belirtilmiştir. Manevi tazminat olarak ödettirilecek miktar cezalandırma amacına kaçmamalıdır. Çünkü zararın karşılanması amacı kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük değil, zarara uğrayanda bir huzur duygusunu doğurmaktır. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hâkim bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Somut olayda davacıların manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirme kapsamında ise; haksız fiile konu eylemin ağırlığı ve davalı sürücünün asli derecede kusurlu oluşu, davacının hayatını kaybetmesi, celbolunan sosyal ve mali durum araştırma raporları, davacıların kaza sonrası yaşadıkları süreç, hak ve nesafet kuralları, manevi tazminatın, talep edeni zenginleştirme karşı tarafı da cezalandırma aracı olarak kullanılamayacağı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2018/5705 esas, 2019/1264 karar sayılı, 23/12/2019 tarihli bozma ilamı da dikkate alınarak; müteveffanın eşi ve çocukları olan davacılar aleyhine müteveffanın kask takmamasından kaynaklı zararın artmasına matuf müterafik kusur durumuna ilişkin takdiri indirim uygulaması da yapılmak suretiyle manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiş, ayrıca bozma ilamında da belirtildiği üzere davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu, bu sebeple kendisini vekille temsil ettiren davacılar yönünden davacılar lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
(1)Davanın KISMEN KABULÜ ile;
A-)Davacı … için takdir edilen 55.000,00-TL manevi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. (… A.Ş.’nin birleşmesiyle) yönünden poliçe limiti dahilinde kalmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, diğer davalılar … ve … yönünden ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine,
B-)Davacı … için takdir edilen 18.000,00-TL manevi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. (… A.Ş.’nin birleşmesiyle) yönünden poliçe limiti dahilinde kalmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, diğer davalılar … ve … yönünden ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine,
C-)Davacı … için takdir edilen 18.000,00-TL manevi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. (… A.Ş.’nin birleşmesiyle) yönünden poliçe limiti dahilinde kalmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, diğer davalılar … ve … yönünden ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine,
Ç-)Davacı … için takdir edilen 18.000,00-TL manevi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. (… A.Ş.’nin birleşmesiyle) yönünden poliçe limiti dahilinde kalmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, diğer davalılar … ve … yönünden ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
(3)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 7.445,79 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 512,35 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.933,44 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
(4)Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 7.950,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı …’a verilmesine,
(5)Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı …’a verilmesine,
(6)Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı …’a verilmesine,
(7)Davacı … … kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı … …’a verilmesine,
(8)Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı …’un reddedilen manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
(9)Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı …’un reddedilen manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
(10)Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı …’un reddedilen manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
(11)Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı …’ın reddedilen manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
(12)Tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde bozma öncesi; Manevi tazminat yönünden davacı tarafından yapılan; 512,35 TL peşin harç, 25,20 TL başvuru harcı, 3,80 TL vekalet harcı, 304,00 TL müzekkere ve tebligat masraflarından oluşan toplam 845,35 TL ile bozma sonrası; 33,00 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 878,35 TL yargılama masrafından davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 638,26 TL yargılama masrafının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine, Bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
(13)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflardan her birine tebliğinden itibaren on beş günlük yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır