Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/289 E. 2021/224 K. 22.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/289
KARAR NO:2021/224

DAVA :İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:19/06/2020
KARAR TARİHİ:22/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … ile davacı arasında … Ev Sigorta poliçesi tanzim edildiğini, poliçe ile sigortalının riziko adreslerinde oluşacak zararlar teminat altına alınmış olup sigortalıya ait … Mah… Sok.N…. adresinde kain taşınmazda su basması sonucu 28/11/2018 tarihinde sigortalının emtiaları üzerinde hasar oluştuğunu, sigortalıya 24/12/2018 tarihinde 12.622,84 TL hasar ödemesi yapıldığını, işbu ödemenin rücuen tazmini amacıyla ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatılmış olup takibe itiraz edildiğini, sigortalıya ait taşınmazda zarara yol açan su baskınından dolayı davalı tarafın kusurlu olarak sorumlu olduğunu, bu nedenle davacı şirket tarafından yapılan ödemenin halefiyet prensipleri gereği davalıdan rücuen tazmini gerektiğini, dava dışı sigortalıya ait emtiaların ekspertiz raporuna göre, …’ye ait atıksu borularının tıkanarak geri tepmesi sonucu meydana geldiğinin tespit edildiğini, davalının tüm malvarlığı üzerine ödedikleri ve rücuen talep ettikleri meblağ ölçüsünde ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiklerini, bu nedenlerle itirazın iptaline, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tazminat talebine dayanak gösterdiği olgular hizmet kusurundan kaynaklanan tam yargı davası niteliğinde olduğundan davanın ancak 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2.ve 13.maddeleri gereği görevli idare mahkemesinde açılması gerektiğini, davanın süresi içinde açılmadığını, süre yönünden reddi gerektiğini, yağmur suları ve yeraltı suları nedeniyle oluşan zararlarda muhatabın davalı idare olmayıp Büyükşehir Belediyesi veya ilgili ilçe belediyesi olduğunu, davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davalı kurum kayıtları incelendiğinde, ilgili adreste bulunan binanın projesinde … onayı olmadığı, temel üstü ve iskan görüş yazısı verilmediği, rabıt parsel bağlantısının davalı kurum şube müdürlüğü tarafından yapılmadığı, ayrıca binanın cephe aldığı 2116.sokakta atıksu hattında arıza olmadığı ve çalışır vaziyette olduğunun tespit edildiğini, … Abone Hizmetleri Tarafı ve Uygulama Yönetmeliği 49(ğ) maddesine göre; ” binaların atık suları, doğal akış ile şebeke kanalına akıtılabilse dahi, taşınmaz sahibi parsel çıkış bacasında binaların su basman seviyesi altında kalan kısımlarında atık suyun geri gelmesini önleyecek çek valf v.b.ekipman ile önlem almalıdır. İdarece onaylanan projede atık suyun geri gelmesini önleyici tedbirlerin ilgilisince alınması gerektiğinin zorunlu tutulmasına rağmen uygulamada dikkate alınmamasından kaynaklı zarar ve ziyandan yapı hasipleri sorumludur. “Dendiğini, davalı idarenin olayda kastı, kusuru, ihmali bulunmadığı gibi zararla davalı idare arasında bir illiyet bağının kurulmasının da mümkün olmadığını, bu nedenlerle davanın usulden ve esastan reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davacı ile dava dışı … arasında düzenlenen poliçe çerçevesinde davacının davalının kusurundan kaynaklandığı iddia edilen hasar nedeni ile sigortalısına ödemiş olduğu tazminatın davalıdan rücuen tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasıdır.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası getirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Somut olayda davacı, sigortalısı dava dışı …’ın halefi olarak davayı açmış olup, sigortalısına … Ev Sigorta Poliçesi isimli konut sigortasıyla taşınmazını sigorta etmiştir. … Genel Müdürlüğü ile davacının sigortalısı arasındaki haksız fiilden kaynaklanan davada uyuşmazlığın tacirler arasındaki haksız fiilden kaynaklanmadığı, konut sigortası ile taşınmazını sigorta ettiren dava dışı …’ın taşınmazında meydana gelen hasarı sigorta poliçesi kapsamında tazmin eden davacı sigorta şirketinin sigortalısının haklarına halef olarak icra takibi başlatması ve itirazın iptali davası açması sebebiyle, dava dışı sigortalının şahıs olarak taşınmazını sigorta ettirmesi ve bu konutun zarara uğraması nedeniyle sigortalı şahıs ile … arasında ticari bir ilişkinin veya her iki tarafı da tacir olanlar arasında oluşan bir haksız fiilin mevcut olmadığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK.4.maddesi kapsamında her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmadığı gibi bu maddede sayılan diğer hallerden de olmadığı, dolayısıyla 22/03/1944 tarih, 37 E., 9.K sayılı, 03/07/1944 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında ve Yargıtay’ın emsal kararlarında da (bkz. Y. 17. H.D 15/12/2015 tarih E. 2015/16051 K. 2015/14148) belirtildiği gibi, sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmadığı, bu nedenle halefiyet davasının ticari bir dava sayılamayacağı, bu davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibi olduğu anlaşılmıştır. Davacı şirketin halefi olduğu dava dışı … ile zarara sebebiyet veren … arasında bir sigorta sözleşmesi bulunmamaktadır. Davacı sigorta şirketi olup, buna göre uyuşmazlığın taşınmazda oluşan hasarın …’ye ait tesisat borularıyla ilgili haksız fiilden kaynaklandığından ticari bir dava olmadığı, genel yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin bu davaya bakmakta görevli olduğu, görev hususunun kamu düzeninden ve dava şartı olduğundan taraflarca ileri sürülmese bile mahkemece resen takdir edileceğinden uyuşmazlığı çözmekte genel yetkili mahkeme olan İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine yönelik aşağıdaki şekilde karar tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, 6100 Sayılı HMK.’nın 2. maddesi uyarınca ilgili ihtilaflara bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olduğu, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla, işbu davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle 6100 sayılı HMK’nun 114/c maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE
2-HMK 20. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesine müteakip taraflarca 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmesi halinde dosyanın görevli … NÖB. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, taraflarca 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmediği takdirde RESEN davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına ,
3-HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik ve yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
4-Yargılama, harç ve masrafların ve diğer hususların görevli mahkemece dikkate alınmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır