Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/274 E. 2020/764 K. 08.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2020/274 Esas
KARAR NO: 2020/764

DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 19/06/2020
KARAR TARİHİ: 08/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, dava dışı … ile davacı arasında … numaralı … sigorta poliçesinin tanzim edildiğini, … sigorta poliçesi ile sigortalının riziko adreslerinde oluşacak zararların teminat altına alınmış olup, sigortalıya ait konutta su basması sonucu 30/07/2018 tarihinde sigortalının konutunun muhtelif yerlerinde hasar oluştuğunu, davacının ilgili poliçe gereği zarara uğrayan sigortalıya 29/08/2018 tarihinde 3.267,81TL hasar ödemesi yapılmış bulunduğunu, işbu ödemenin rücuen tazmini amacıyla ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu, sigortalı konutta zarara yol açan su baskınından dolayı davalı tarafın kusurlu olarak sorumlu olduklarını, işbu sebeple davacı şirket tarafından yapılan ödemenin halefiyet prensipleri gereği davalı taraftan rücuen tazmini gerektiğini beyanla, haksız itirazın iptaline, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, … atık sularının Kanalizasyona Deşarj Yönetmeliğinin Geçici Madde 1.13’deki “Birleşik sistem kanalizasyon şebekesine bağlı veya bağlanacak olan binaların bodrum katlarının takı suları, yer çekimi ile atılabilse dahi taşınmaz sahibi parsel çıkış bacasında atık suyun geri gelmesini önleyecek tedbir almak mecburiyetindedir. Aksi takdirde binaların uğrayabileceği zarardan idare sorumlu olmaz.” hükmü gereği davalı idarenin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, davalı idarece onaylı uygun bir pompaj sistemi ile parsel çıkış bacasına yükseltilip diğer katların atık suları ile birlikte bağlantı kanalı vasıtasıyla kanalizasyon şebekesine verileceği hükmüne de riayet edilmediğini, uygun yere uygun standartlarda klepa-çekvalf takmayan bina sahibi meydana gelen hasardan sorumlu olup, idarenin sorumluluğu olmadığını, dava konusu hasarın meydana geldiği yere açıkça projeye aykırılık mevcut olduğunu ve binada kanun ve yönetmelikler gereği davacı tarafından alınması gereken önlemlerin alınmadığını, meydana gelen su baskınları yada geri tepmeler nedeniyle oluşan hasarlarda hemen yerel idarelerin kusurunun aranmakta olduğunu, oysa ki birçok hadisede de idarenin koyduğu kurallara, kanun ve yönetmeliklere hiç riayet edilmediğinin görüldüğünü, davada talep edilen hasar bedelinin de fahiş olduğunu, dava konusu olayın idarenin eylem ve işlemlerinden oluşmadığı ve idare bakımından kusur-zarar-illiyet bağı şartlarının bir arada bulunmadığını beyanla, haksız davanın usulden ve esastan reddini talep etmiştir. Ayrıca davalı vekili vermiş olduğu 20/08/2020 tarihli cevap dilekçesi ile de, davaya ilişkin görev yönünden itirazda bulunarak, davanın halefiyet ilkesine dayalı rücu davası olduğundan ve sigortalı yerin bir daire olduğundan sigortalının da ticari faaliyetini ilgilendirir nitelikte olmadığından görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu beyanla, görevsizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, … sigorta poliçesi, hasar ekspertiz raporu, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, Atık Suların Kanalizasyona Deşarj Yönetmeliği, hasar dosyası Abone İşleri Avrupa 1.Bölge Dairesi Başkanlığının yazısı celp olunmuştur.
Dava, davacı ile davalı arasında düzenlenen poliçe çerçevesinde davacının davalının kusurundan kaynaklandığı iddia edilen hasar nedeni ile ödemiş olduğu tazminatın davalıdan rücuen tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasıdır.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 3.487,78TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin takibin durduğu, davacının itirazın iptali davası açtığı anlaşılmıştır.
Davaya konu olayda davacı …, dava dışı sigortalı ile arasındaki sigorta sözleşmesinden kaynaklı yaptığı hasar ödemesini, sigortalısının halefi olarak ödediği bedelin tazmini için …’ye icra takibi yapmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 16/1. maddesinde kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları hükme bağlanmıştır. Bu durumda davalı … Genel Müdürlüğü ile davacının sigortalısı arasında haksız fiilden kaynaklanan davaya bakma görevinin idari yargıda değil adli yargıda çözümlenmesi gerektiğinden işbu davada adli yargının görevli olduğu göz önünde bulundurulmuştur.
Somut olayda davacı, sigortalısı dava dışı …’in halefi olarak davayı açmış olup, sigortalısına … Sigorta Poliçesi isimli konut sigortasıyla taşınmazını sigorta etmiştir. … Genel Müdürlüğü ile davacının sigortalısı arasındaki haksız fiilden kaynaklanan davada uyuşmazlığın tacirler arasındaki haksız fiilden kaynaklanmadığı, konut sigortası ile taşınmazını sigorta ettiren dava dışı …’ın taşınmazında meydana gelen hasarı sigorta poliçesi kapsamında tazmin eden davacı … şirketinin sigortalısının haklarına halef olarak icra takibi başlatması ve itirazın iptali davası açması sebebiyle, dava dışı sigortalının şahıs olarak taşınmazını sigorta ettirmesi ve bu konutun zarara uğraması nedeniyle sigortalı şahıs ile … arasında ticari bir ilişkinin veya her iki tarafı da tacir olanlar arasında oluşan bir haksız fiilin mevcut olmadığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK.4.maddesi kapsamında her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmadığı gibi bu maddede sayılan diğer hallerden de olmadığı, dolayısıyla 22/03/1944 tarih, 37 E., 9.K sayılı, 03/07/1944 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında ve Yargıtay’ın emsal kararlarında da (bkz. Y. 17. H.D 15/12/2015 tarih E. 2015/16051 K. 2015/14148) belirtildiği gibi, sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmadığı, bu nedenle halefiyet davasının ticari bir dava sayılamayacağı, bu davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibi olduğu anlaşılmıştır. Davacı şirketin halefi olduğu dava dışı … ile zarara sebebiyet veren … arasında bir sigorta sözleşmesi bulunmamaktadır. Davacı … olup, buna göre uyuşmazlığın taşınmazda oluşan hasarın …’ye ait tesisat borularıyla ilgili haksız fiilden kaynaklandığından ticari bir dava olmadığı, genel yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin bu davaya bakmakta görevli olduğu, görev hususunun kamu düzeninden ve dava şartı olduğundan taraflarca ileri sürülmese bile mahkemece resen takdir edileceğinden uyuşmazlığı çözmekte genel yetkili mahkeme olan … Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine yönelik aşağıdaki şekilde karar tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davanın görev yönünden reddi ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, talep halinde dosyanın görevli mahkeme olan … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ ne gönderilmesine,
2-6100 sayılı HMK’nun 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaat edildiğinde dava dosyasının görevli İstanbul Nöb. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, karar kesinleştiği tarihten itibaren bu süre içerisinde talep edilmediği takdirde mahkememize davanın açılmamış sayılacağın karar verileceğinin ihtarına,
3-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede nazara alınmasına,
4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/12/2020

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı