Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/270 E. 2021/83 K. 03.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/270 Esas
KARAR NO:2021/83

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:18/06/2020
KARAR TARİHİ:03/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, … Festivalinin, davacı tarafından … tarihlerinde … kez düzenlenen, içerisinde otomobil, motorsiklet, off-road arazi araçları, cipler, fotoğrafçılık, macera sporları ile müzik, uçak ve bir çok öğeyi barındıran bir hobi etkinliği olduğunu, festival öncesinde davacı tarafından idari makamlardan gerekli izin ve belgelerin alındığını, gerekli tüm güvenlik önlemlerinin firmalarla paylaşıldığını ve firmalardan etkinlik programı teyitleri alındığını, festival günü davacı tarafından gerekli tüm güvenlik önlemleri alınarak ilgili mevzuatlarda düzenlenen tüm yükümlülükler yerine getirildiği halde festivalin ikinci günü olan … tarihinde davalıların ağır kusur ve ihmaline dayalı eylemleri sebebiyle bir kaza meydana geldiğini, söz konusu kazanın, festival kapsamında spor ve arazi araçları sergileyen davalı … (… Derneği)un standında bulunan bir off-road aracının, davalı … derneği standında operasyon ve saha sorumlusu olarak görev yapan davalı …’in yetkisiz ve ağır kusurlu olarak sürücü koltuğuna binmeksizin, aracı dışından elle çalıştırması ve bunun sonucunda aracın fırlayarak 8-10 metre ileriye gitmek suretiyle festival alanındaki katılımcıların yaralanmasına sebep olması şeklinde gerçekleştiğini, kazaya sebebiyet veren aracın o esnada … standında yalnızca sergilemek amacıyla bulunmakta olup, bu araçların stand alanında yetkili pilotları tarafından dahi çalıştırılmaması gerektiğini, zira festival alanında sergilenmek amacıyla bulunan araçların başkaca hiçbir stantta araçların çalıştırılmadığını, kazanın sebebinin öncelikle davalı …’in ağır kusurlu eylemi olduğunu, yetkisiz ve ağır kusurlu olarak sürücü koltuğuna binmeksizin, aracı dışından elle çalıştırması sonucu gerçekleştiğini, davalı …’in festivale davalı … … operasyon saha sorumlusu olarak katıldığını, ayrıca aracın davalı … kulübü standında sergilenmekte olduğunu, kulübün/standın yetkilileri tarafından dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışları bulunduğunun şüphesiz olduğunu, somut olayda kusur ve ihmale dayalı eylemi bulunan diğer kişinin aracın sahibi olan davalı … olduğunu, kazanın oluşmasına sebebiyet veren aracın davalı …’in soruşturma dosyasında vermiş olduğu ifadesinde olay anında festival alanında olmadığını, araç ile … isimli kişinin ilgilendiğini söylediğini, bahse konu araçla ilgili denetim yükümlülüğünün araç sahibi tarafından … isimli kişiye devredilmiş olmasına rağmen bu kişi tarafından bu yükümlülüğe aykırı olarak araca yetkisiz kişilerin tedbirsizce müdahale etmelerine imkan tanınmış olması sebebiyle bu kişinin de kusurlu eyleminin söz konusu olduğunu, davalıların kusurlu eylemleri sonucu meydana gelen kazadan dolayı davacının uğramış olduğu zararın tazmini gerektiğini, davalıların haksız fiil sorumluluğu bulunduğunu beyanla, davacının uğramış olduğu 366.770,29TL maddi tazminat ile 133.229,71TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … ve … vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, kazanın ve huzurdaki davanın asıl sorumlusunun organizasyon işini profesyonelce icra eden davacının ta kendisi olduğunu, söz konusu organizasyonun davacı tarafından tertip edildiğini, alana girişlerin dahi paralı olarak gerçekleştirildiğini, davacının bu organizasyondan maddi bir gelir elde ettiğini, ancak sergi alanında bu gibi durumlara karşı güvenlik elemanlarını bulundurmaması, tedbir almaması ve olabilecek tehlikelere karşı hiçbir sigorta yaptırmamasının başlı başına davacıyı sorumlu kıldığını, davalıların söz konusu organizasyonun oluşumunda veya gerçekleştirilmesinde hiçbir sorumluluğu olmadığını, aracı devreye alan çalıştıran kişinin de davalılar ile hiçbir hukuki bağı olmadığını, davalıların söz konusu organizasyondan hiçbir kazanç sağlamadığını, kazanın 3.kişinin fiili ile meydana gelmiş olmasının davalılar ile kaza arasındaki illiyet bağını kestiğini, davacı tarafın, araca ait sorumluluğun diğer davalı …’ye verildiği iddiasının tamamen afaki olduğunu, bu nedenle davacı tarafın sadece söyleme dayalı iddiaların kabulünün mümkün olmadığını, davalı …’in kaza anında alanda bile olmadığını, davalı …’nin festival alanını gezmek maksadı ile alanda kaldığını, davaya dahil edilmelerinin son derece haksız olduğunu, sorumluluğun davacıya ve diğer davalı …’e ait olduğunu beyanla, davanın husumet ve esas yönünden reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davalının, festivali düzenleyen diğer davalı … AŞ’nin daveti üzerine, hiçbir ücret talep etmeden … derneğinin katılımı üzerine yarış araçları ile birlikte katılım gerçekleştirdiğini, yarış araçlarının konumunun … tarafından belirlendiğini, eğer offroad araçlara tahsis edilen stantın, usulüne uygun bir şekilde etkinlik alanının hemen yanında kurulmuş olsaydı, çalışan aracın sadece pist veya ormanlık arazi içine girmiş olacağını , bu şekilde böyle bir kazanın meydana gelmeyeceğini, davalının stant alanında gezen ziyaretçilere bilgi verirken, daha sonra kazaya karışan diğer aracın içinde oturan ziyaretçileri gördüğünü, araca doğru yönlendiğinde ziyaretçilerin araçtan ayrıldıklarını gördüğünü, aracı dışından kontrol etmek amaçlı baktığında, marş kilit kontağının açık pozisyonda olduğunu fark ettiğini, bunun üzerine aracı emniyete almak amacıyla dışından kilit kontağını kapalı pozisyona çevirdiğini, meydana gelen kazada davalının bel kemiğinin çatladığını ve bir çok ameliyat geçirdiğini, davalının hem maddi ve hem de manevi mağdur olduğun beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, taraf vekilleri dosya içindeki beyanlarını tekrar etmişlerdir.
Dava, Big Boys Festivalinde meydana gelen kaza sebebiyle davacının uğramış olduğu zararların tazminine yönelik tazminat davasıdır.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından organize edilen … adı verilen etkinlikte meydana gelen kaza nedeniyle davacının maddi ve manevi zararlarının davalılardan tazmini istenmiş olup, dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine göre her iki tarafında ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanun’dan düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları ticari davalar olarak sayılmıştır. TTK 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya iki tarafın da ticari işletme ve tacir olması yada tacir olmasa bile düzenlemelerin Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde belirtilen kapsamda olması gerekmektedir. Davacının tazminat istemine konu olan eylem ile davalıların haksız fiili sebebi ile davacının zarar gördüğüne ilişkindir. Davacı tacir olan bir tüzel kişilik ise de, davalılar gerçek kişilerin tacir olduğuna ilişkin bir iddia dava dilekçesinde ileri sürülmemiştir. Diğer davalılar ise, dernek statüsündedir. Davalıların tacir olmaması davanın haksız fiile dayalı tazminat davası olması, açılan davanın mutlak yada nispi ticari dava niteliğini taşımaması, dolayısıyla açılan dava ticari bir dava olmayıp 6100 sayılı HMK’nun 2.maddesi uyarınca dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın mal varlığı haklarına ilişkin davalar ile şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir hükmü gereğince davaya bakmakta mahkememizin görevsiz olduğu anlaşıldığından dava dilekçesinin görev nedeni ile reddine, mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemelerin … Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Dava dilekçesinin GÖREV NEDENİYLE REDDİNE,
2-Görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun TESPİTİNE,
3-HMK 20. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesine müteakip taraflarca 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmesi halinde dosyanın İstanbul Nöb. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, taraflarca 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmediği takdirde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına (ihtarat yapıldı)
4-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/02/2021

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı