Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/264 E. 2023/289 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/264
KARAR NO:2023/289

DAVA:Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ:15/06/2020
KARAR TARİHİ:10/05/2023

BİRLEŞEN ….ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ …

DAVA:Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ:30/06/2020
KARAR TARİHİ:10/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan asıl ve birleşen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalı şirketin ortağı olup 04/03/2020 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısına bizzat katılarak alınan kararlara karşı muhalefet şerhi koyduğunu ve olumsuz oy kullandığını, davacının, davalı şirketteki hissesini muris babası … …’nin ölümü üzerine alınan veraset ilamı gereğince kazandığını, davacının şirketteki hisse oranının %6,52, hisse adedinin 3.384.335, sermaye tutarının ise 33.843,35 TL olduğunu, alınan genel kurul kararlarının kanuna, şirket esas sözleşmesi ve yönetmeliğin emredici hükümlerine ve afaki iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, genel kurul kararının 3.maddesi olan şirket içindeki hisse devirleri ve şirket ortaklık yapısının değişmesinin kabulüne ilişkin alınan kararın davalı … zarara uğrattığını, yönetim kurulu üyesi ortaklara haksız menfaat ve kazanç sağlattığını, davacının zarar gördüğünü, yönetim kurulu üyeleri … … ve …’nin adlarına kayıtlı toplam 30.893.116 adet payın devrine karşılık … … A.Ş.’nin kendilerine 114.209.269,67 TL borçlandığını, 02/12/2019 tarihli Pay ve Taşınmaz Devirlerine İlişkin Çerçeve Sözleşmesi’nin ortak ve temlik alan sıfatı ile … …, ortak ve temlik eden sıfatı ile …, davalı şirket adına yönetim kurulu başkan ve başkan yardımcısı olarak yine … ve …’nin birlikte imzası ile imzalandığını, 04/03/2020 tarihli genel kurul kararı ile işbu sözleşme hükümlerinin onaylandığını ve çerçeve sözleşmede yer alan hisse devirlerinin gerçekleştiğini ve şirket ortaklık yapısının değişmesinin kabul edildiğini, yönetim kurulu üyeleri ve davalı şirket ortakları … ve … …’nin 02/12/2019 tarihli çerçeve sözleşmeyi şirket genel kuruluna hiçbir bilgi vermeden ve izin almadan imzaladıklarını ve dolayısı ile şirketi zarara uğratmak ve kendilerine haksız menfaat sağlamak amacıyla hareket ettiklerini, her iki şirketin yönetim kurulu üyesi olan iki ortağın şirketler arasında kendilerine göre pay devirleri gerçekleştirdiklerini ve bunun karşılığı yine kendi kararlaştırdıkları bedellerle, hisse devirlerini yaptıklarını, davalı şirketin … A.Ş.’nin bölünmesi neticesinde … A.Ş.’ye ait 134.752 m² arazinin ayni sermaye olarak konulması suretiyle kurulmuş olup bunun dışında herhangi bir fiziki malvarlığı bulunmadığını, kuruluşundan bu yana tamamen gayrifaal durumda olan davalı şirkete sermaye artırımı yoluyla bir miktar nakit kaynak sağlanmış olup vadeli mevduat hesaplarında tutulan nakit mevcudundan elde edilen gelirlerle şirketin finanse edildiğini, bu nedenlerle 04/03/2020 tarihli Olağanüstü Genel Kurulda alınan 3.maddedeki kararların ve tüm alınan kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 04/03/2020 tarihli genel kurul toplantısının herhangi bir hukuki zorunluluk nedeniyle ve genel kurulun alması gereken bir karar dolayısıyla değil salt şirket yönetiminin ve ortaklık yapısının diğer pay sahiplerine karşı tamamiyle şeffaf ve denetlenebilir olmasını sağlamak amacıyla yapılan bir toplantı olup bu bakımdan söz konusu toplantıda şirketin yeni pay sahibi yapısına yönelik genel kurulca dile getirilen onayın hukuken herhangi bir sonuç doğurmayan, olsa olsa bu bilgilendirmenin yerinde görüldüğü anlamına gelen bir irade açıklamasından başka bir nitelik taşımadığını, 04/03/2020 tarihli genel kurul toplantısında genel kurulun bilgisine sunulan hususun toplantıya ilişkin çağırının 3.maddesinde şirket içindeki hisse devirlerinin ve şirket ortaklık yapısının değişmesinin görüşülmesi ve karara bağlanması olduğunu, buna göre şirketin büyük pay sahiplerinden … … ve …’nin …’deki paylarını yine …’in bir diğer pay sahibi olan …’e satıp devrettiğini ve davalı şirketin bir aile şirketi mahiyeti taşıdığı da gözönüne alınarak salt şeffaflık sağlamak amacıyla bu pay devrinin şirket genel kurulunun bilgisine sunulduğunu, Haremtan paylarının ana sözleşmenin 6.maddesine göre nama yazılı olduğunu, ana sözleşmede herhangi bir bağlam hükmü ise yer almadığını, bu payların devri için devir alan ile devir eden arasında bir sözleşme yapılmasının, payların mülkiyetinin devralana geçmesi için gerekli ve yeterli olduğunu, dolayısı ile … … ve …’nin …’in bir başka pay sahibi olan …’e paylarını geçerli şekilde devretmelerinin …’le aralarında yaptıkları devir sözleşmesi ile birlikte tamamlandığını, genel kurul gündeminin 3.nolu maddesindeki görüşme konusu edilen pay devir işlemlerine … genel kurulunun herhangi bir şekilde iştirakine, devrin geçerli şekilde tamamlanması için bir izin veya onay vermesine ihtiyaç olmadığını, genel kurulun bu konuda bir yetkisi bulunmadığını, görülüşen konu neticesinde alınan onay kararının yeni bir hukuki durum meydana getirmediğini ve esasen teorik olarak bile buna imkan bulunmadığını, ortada TK m.445 uyarınca iptale tabi olup olmadığı değerlendirme konusu edilebilecek bir genel kurul kararı dahi bulunmadığından artık varlığı ve iptali talebi ileri sürülen bu kararın TK m.445’e aykırılığından söz edilebilip edilemeyeceği, kararın kanuna, ana sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırılığından bahsedilip bahsedilemeyeceği konularının hiçbirini tartışmaya da ihtiyaç bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin kuruluşu 1950’li yıllara uzanan … … A.Ş.’den kısmi bölünme yolu ile kurulmuş ve malvarlığında esas sermaye değerinin çok üzerinde gayrimenkullere sahip olan ve esasen bu gayrimenkuller haricinde başkaca faaliyeti olmayan bir aile şirketi olduğunu, davacının şirketin hakim ortağı babası … …’nin 08/04/2019 tarihinde vefatı üzerine %6,52 oranında pay sahibi haline geldiğini, 04/03/2020 tarihli olağanüstü genel kurulunun 3.maddesi ile davacının ve diğer pay sahibi …’ın muhalefet şerhine rağmen oyçokluğu ile şirket içindeki hisse devirleri şirket ortaklık yapısının değişmesinin kabul edildiğini, karar içeriğinde yer alan pay devir işlemine esas 02/12/2019 tarihli Pay ve Taşınmaz Devirlerine İlişkin Çerçeve Sözleşmesine …’i temsilen yine pay devir işleminin taraflarının imza attıklarını, 02/12/2019 tarihli sözleşmeye göre …’te %33,35 pay sahibi kardeş yönetim kurulu üyesi …’nin şirketteki tüm paylarını 57.104.634,83 TL bedelle kardeşi yönetim kurulu üyesi …’ye sattığı ve yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiği, kardeş …’nin …’te %66,72 pay oranı ile hakim ortak haline geldiği, bu pay devir işleminin bedelinin nasıl ödeneceğinin de sözleşmenin devamı hükümlerinde kararlaştırılmış olup imza yetkilerinin kötüye kullanılması ile …’in ve davacının zarara uğratıldığını, nitekim pay sahiplerinin pay devir işleminde bizzat …’in ödeme yapılmasının kararlaştırıldığını, sözleşmenin 2.maddesine göre …’in yine devir işleminin tarafları olan … … ve …’nin toplam %29,75 pay sahibi oldukları …’deki paylarını ayrı ayrı satın almasının kararlaştırıldığını, bu işlem ile …’in toplam 114.209.269,67 TL borçlandığını, iki ortak arasında bir de alacağın temliki sözleşmesi gerçekleştirilerek …’nin Haremtan paylarını satışının karşılığı olarak …’ten alacağı 57.104.634,83 TL bedeli kardeşi … …’ye temlik ettiğini, böylece dava konusu … paylarının devir bedelini tek bir kuruş ödemeden … …’ye ödediğini, …’in ise kendi ortağı … …’ye toplam 114.209.269,67 TL borçlandığını, pay devir işlemleri ve alınan genel kurul kararı ile …’in mal varlığının şirket ortağı ve imza yetkilisi yönetim kurulu üyeleri tarafından kendi imzaları ile şahsi malvarlıklarına aktarıldığı ve …’in ve davacının bu pay devir işlemleri ile zarara uğratıldığını, açıklanan işlemlerin genel kuruldan çok önce imza yetkileri kötüye kullanılarak 02/12/2019 tarihinde gerçekleştirildiğini ve tüm devir ve satışların bu tarihte tamamlandığını, şirketin sermayenin korunması ilkesine aykırı bu işlemler hakkında genel kurulun bilgilendirilmediğini, tüm imzaların karışlıklı taraflar yönünden sürekli aynı iki yönetim kurulu üyesi hakim ortak tarafından atıldığını, imza yetkilisi iki ortağın kendi lehlerine işlemler zinciri ile şirketlerin malvarlıklarını boşaltarak kendi hesaplarına nakit ve taşınmaz aktarımı gerçekleştirdiklerini, alınan olağanüstü genel kurul kararının esas sözleşmeye, kanuna ve iyiniyet kurallarına aykırı ve şirket ortaklarını zarara uğratmaya yönelik olduğunu, şirketi ve azınlık pay sahiplerini zarara uğratmaya yönelik işlemler hakkında ….ATM … esas sayılı dosyası ile özel denetçi tayin edilmesi talepli dava açtıklarını, öte yandan dava konusu karara ve şirketin sermayesini azaltıcı tüm işlemlere imza atan yönetim kurulu üyelerinin görev sürelerinin sona ermiş olması nedeniyle halihazırda yönetim boşluğu doğduğunu, 21.07.2020 tarihinde yapılacak Olağan Genel Kurul’da görev süresi dolan imza yetkilisi yönetim kurulu üyesi …’nin kendi hisselerini devretse de, bu sefer yeni ortak …’in imza yetkilisi temsilcisi çoğunluk pay sahibi olarak muhalefet şerhlerine rağmen yine kendisini münferiden imza yetkilisi ve yönetim kurulu üyesi seçeceğinin aşikar olması, sonuç olarak şirket malvarlığını ve davacıyı zarara uğratıcı işlemlere devam edileceğinin açık olması karşısında şirkete tedbiren TMK ve TTK hükümleri gereği yönetim kayyımı atanmasına, İstanbul Emirgan’da bulunan 47 pafta 622 ada 137-138-139-140 parsellere ait, yine 47 pafta 622 ada 156 ve 152 parsellere ait ve Muğla Datça’da -E pafta 47 ada 32 parsel ve 2630-E pafta 47 ada 35 parsellere ait taşınmaz kayıtlarının iyiniyetli üçüncü kişilere devri ile geri dönülemez zararın ortaya çıkmasının muhtemel olması nedeni ile söz konusu gayrimenkullere ihtiyati tedbir konulmasına, işbu taşınmaz kayıtlarına “davalıdır” şerhinin işlenmesine, davalı şirketin 04.03.2020 tarihli Olağanüstü Genel Kurulu’nda alınan ve toplantı tutanağının 3. maddesinde yer alan kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; anılan toplantıda genel kurul bilgisine sunulan davalı şirketin bazı pay sahipleri arasında yapılan pay devir işleminin genel kurulunun üzerinde herhangi bir tasarrufta bulunması hukuken mümkün veya gerekli olmayan bir işlem olduğunu, pay devir işleminin … genel kurulunun bilgisine sunulmasının, hukuki hiçbir zorunluluk bulunmamasına karşın şirket yönetiminin ve ortaklık yapısının diğer pay sahiplerine karşı tamamiyle şeffaf ve denetlenebilir olmasını sağlamak isteğinden kaynaklandığını, davalı şirketin bir kısım pay sahipleri arasında pay devir işleminin geçerli şekilde yapılması için …’in ve bu bağlamda … genel kurulunun izin ve onayına ihtiyaç bulunmadığını, ortada TK m.445 kapsamında geçerliliğinin sorgulanması mümkün bir genel kurul kararının zaten olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, 04/03/2020 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantı Tutanağı, hazirun cetveli, 02/12/2019 tarihli Pay ve Taşınmaz Devirlerine İlişkin Çerçeve Sözleşme, şirketin yıllık faaliyet raporu, şirket bilançoları, kar zarar tabloları, murakıp raporları, özel denetçi raporu, vergi dairesi kayıtları, ticaret sicil kayıtları, şirket ana sözleşmesi, genel kurul kararları, şirkete ait gayrimenkul ve araç kayıt ve bilgileri, taraflar arasındaki yazışmalar, 02/12/2019 tarihli … Hisselerinin devir ve temlik belgesi, 02/12/2019 tarihli Alacağın Temliki Sözleşmesi, 02/12/2019 tarihli Alacağın Temliki Sözleşmesi muvafakati, 02/12/2019 tarihli Haremtan Hisselerinin Devir ve Temlik Belgeleri, veraset ilamı, şirkete ait pay defteri, gayrimenkul değerleme raporları, ….ATM … Esas, ….ATM … Esas sayılı, ….ATM … esas sayılı dosyaların UYAP kayıtları dosya içerisine alınmıştır.
Davacı vekili, 17/09/2020 tarihli dilekçesi ile şirkete tedbiren yönetim kayyumu atanmasını talep etmiş, mahkememiz 21/10/2020 tarihli ek kararı ile, HMK 389 maddesinde aranan şartların oluşmamış olduğu sebebiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
….ATM … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacının …, davalının … … A.Ş., davanın davalı şirketin 21/07/2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan kararların iptaline ilişkin olduğu, dosyanın derdest olduğu anlaşılmıştır.
….ATM … Esas sayılı dosyası incelendiğinde, davacının …, davalının … … A.Ş.,davanın davalı şirketin 04/03/2020 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Kararlarının iptaline ilişkin olduğu, dosyanın derdest olduğu anlaşılmıştır.
….ATM … esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacıların … ve …, davalının … … A.Ş., davanın TTK 438 ve 439 maddeleri gereği davalı şirkete özel denetçi tayini ve tayin sonucunda davalı hakkında özel denetçi raoru düzenlenmesi talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Dosya, mali müşavir, finans uzmanı ve nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, 14/09/2022 tarihli raporda; gündem Maddelerinde 3 numaralı gündemde bir karar olmadığından butlanın veya
iptalinin de gerekmeyeceği,
tutanakta … … adına kayıtlı 15.446.558 adet nama yazılı payın ve … adına kayıtlı 15.446.558 adet nama yazılı payın toplamda 30.893.116 adet payın tamamının 114.209.269,67 Türk lirası bedel karşılığı pay sahiplerinden … … A.Ş devrine ilişkin 02.12.2019 tarihli “Pay ve Taşınmaz Devirlerine İlişkin Çerçeve Sözleşmesi” hükümlerinin oylanması yer aldığı, bu hususta 6.668.670 adet pay olumsuz oy,41.766.695 Kabul Oy ile karar
alındığından, bu mevzuat hükmüne aykırı bir uygulama olmadığı, anılan nedenlerle de iptali kabil bir karar bulunmadığı, ayrıca 3. gündem maddesi bakımından da iptali gerektirir bir kanuna, ana sözleşmeye ve
dürüstlük kuralına aykırılığın bulunmadığı kanaati belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ olunmuş, taraf vekillerinin rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri kapsamında bilirkişi heyetinden ek rapor tanzimi istenmiş, düzenlenen 07/02/2023 tarihli ek raporda; davalı …’nin 04.03.2020 tarihli Olağanüstü Genel Kurulu’nda alınan ve toplantı tutanağının 3. maddesinde yer alan kararının iptali için …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas Numarası ile …. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmekte olan 2020/264 Esas sayılı Dosyasında tarafların aynı dönem yani 04.03.2020 tarihli Genel Kurulunda alınan ve toplantı tutanağının 3. Md iptali için dava açıldığı ve gündem maddelerinin aynı olduğu , sonuç olarak bilirkişi raporu ile ibraz edilen bilgi ve belgelerin yeniden incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda kök rapordaki görüşlerinin aynen geçerli olduğu belirtilmiştir.
Asıl ve birleşen dava, davalı şirketin 04/03/2020 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurulda alınan kararların iptali talebine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi kök ve ek raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; asıl ve birleşen davada davacılar tarafından davalı şirketin 04/03/2020 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantı tutanağının 3.maddesi ile şirket içindeki hisse devirleri ve şirket ortaklık yapısının değişmesinin kabulüne ilişkin alınan genel kurul kararının şirket ana sözleşmesi, yönetmeliğin emredici hükümlerine, kanuna ve iyi niyet kurallarına aykırılık oluşturduğundan bahisle iptali talep edilmiştir.
TTKnun 445.maddesinde ” 446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” denilmekte olup, TTKnun 446/1.maddesinde ise toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten kişilerin iptal davası açabilecek kişiler olarak düzenlenmiştir. Yargıtay kararları uyarınca, salt karara olumsuz oy vermek iptal davası açmak bakımından yeterli olmayıp, ek olarak muhalefet şerhinin tutanağa geçirilmesini istikrarlı bir şekilde aramaktadır. Muhalefet şerhinin, karardan sonra verilmesi lazımdır. Toplantının başında veya daha karar alınmadan verilen muhalefet iptal davası açma hakkı vermez.
Davaya konu 04/03/2020 tarihli genel kurul toplantısının 3.maddesinde şirket pay sahiplerinden … adına kayıtlı 15.446.558 adet nama yazılı payın ve … adına kayıtlı 15.446.558 adet nama yazılı payın toplamda 30.893.116 adet payın tamamının 114.209.269,67 TL bedel karşılığı pay sahiplerinden … … A.Ş.devrine ilişkin 02/12/2019 tarihli Pay ve Taşınmaz Devirlerine İlişkin Çerçeve Sözleşmesi hükümlerinin oylanması yer almakta olup asıl ve birleşen dosya davacıları tarafından her biri adına kayıtlı ayrı ayrı 3.384.335 adet pay olmak üzere toplamda 6.668.670 adet pay olumsuz oy kullanılmış, 41.766.695 kabul oy kararı alınmış olup TTK m.620 maddesi (1) “Kanun veya şirket sözleşmesinde aksi öngörülmediği taktirde, seçim kararları dahil, tüm genel kurul kararları, toplantıda temsil edilen oyların salt çoğunluğu ile alınır.” denildiğinden mevzuata aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Anonim şirketler için önemli bir kavram olan “pay”, üç anlamda kullanılır. Bunlardan ilki esas sermayenin bir parçasını ifade etmesidir. Esas sermayenin pay sayısına bölünmesi sonucu oluşan ve nominal (itibari) değeri olan her bir birim birer payı oluşturur. Pay sayısının ve nominal değerinin esas sözleşmede gösterilmesi zorunludur. Bir diğer anlamıyla pay; pay sahipliği konumunu yani ortaklık sıfatını ifade eder. Ortaklık sıfatından kaynaklanan hak ve borçlar paya bağlıdır. Pay elde edilirken ortaklık sıfatı da kazanılmış olur. Üçüncü anlamıyla pay; bir kıymetli evrak niteliğindeki pay senetlerini (hisse senetlerini) ifade eder. Hamiline düzenlenmiş paylar hariç olmak üzere, payın bir senede bağlanması zorunluluğu yoktur. Senede bağlanmamış paylar “çıplak pay” olarak adlandırılmıştır (Fatih Bilgili, Şirketler Hukuku, 2.bası, 2012, s.240,241).
Anonim şirketlerde pay senetleri hamiline veya nama yazılı olur. 6102 Sayılı TTK.md.489 uyarınca; “(1) Hamiline yazılı pay senetlerinin devri, şirket ve üçüncü kişiler hakkında, ancak zilyetliğin geçirilmesi suretiyle payı devralan tarafından Merkezi Kayıt Kuruluşuna yapılacak bildirimle hüküm ifade eder. Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirimde bulunulmaması hâlinde, hamiline yazılı pay senedine sahip olanlar, bu Kanundan doğan paya bağlı haklarını gerekli bildirim yapılıncaya kadar kullanamaz.(2) Hamiline yazılı pay senedine bağlı hakların şirkete ve üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesinde Merkezi Kayıt Kuruluşuna yapılan bildirim tarihi esas alınır.(3) Merkezi Kayıt Kuruluşu tarafından hamiline yazılı pay senetleriyle ilgili tutulan kayıtlar, ilgili kanunlar uyarınca yetkili kılınmış mercilerle paylaşılır.(4) Hamiline yazılı pay senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirilmesi ve kaydedilmesine ilişkin usul ve esaslar ile bu kapsamda alınacak ücretler Ticaret Bakanlığınca çıkarılan tebliğle belirlenir.” TTK.md.490; (1) Kanunda veya esas sözleşmede aksi öngörülmedikçe, nama yazılı paylar, herhangi bir sınırlandırmaya bağlı olmaksızın devredilebilirler.(2) Hukuki işlemle devir, ciro edilmiş nama yazılı pay senedinin zilyetliğinin devralana geçirilmesiyle yapılabilir.” denilmektedir.
Anonim şirketlerde pay devri payların türüne göre farklılık göstermektedir. Bu pay türleri şunlardır; senede bağlanmamış (çıplak) paylar ve senede bağlanmış paylar, senede bağlanmış olsun yahut olmasın anonim şirketlerde geçerli olan temel ilke payların serbestçe devredilebilmesidir. Bu bakımdan kural olarak paylar devredilirken ortakların rızalarının aranmasına gerek yoktur.
Senede bağlanmamış (çıplak) payların devri alacağının temliki hükümlerine tabidir.
Alacağın temliki veya devri, yazılı bir devir sözleşmesi ile mevcut bir alacağın “alacaklısının” değiştirilmesi işlemidir. Alacağın temliki hükümleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 183. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre ” Kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir. Borçlu, devir yasağı içermeyen yazılı bir borç tanımasına güvenerek alacağı devralmış olan üçüncü kişiye karşı, alacağın devredilemeyeceğinin kararlaştırılmış bulunduğu savunmasını ileri süremez.”
Hamiline yazılı hisse senetlerinin devri zilyetliğin geçirilmesi yani hamiline yazılı hisse senetlerinin alıcıya teslimi ile gerçekleşir. Nama yazılı hisse senetlerinin devri ise devir+ciro ile mümkündür.
Bilindiği üzere TK m. 492 vd.nda yer alan istisnai “bağlam” hükümlerine yönelik özel düzenleme bir yana, bir anonim ortaklık payının devri, ister pay senedine bağlanmış olsun, ister olmasın, devredenle devralan arasında yapılacak bir devir sözleşmesi uyarınca gerçekleşir. Payın herhangi bir pay senedine bağlanmadığı (çıplak pay) ya da nama yazılı pay senedine bağlandığı durumda, devredenle devralan arasındaki devir işlemi payın mülkiyetinin taraflar arasında geçmesini sağlamakla birlikte, devrin şirkete karşı ileri sürülmesi içinse şirket pay defterine kayıt yapılmasına da ihtiyaç vardır (TK m. 499/4). Ancak böyle bir durumda, kayıt talebini alan şirket (ki bu talep doğal olarak şirketin yönetim organı olan yönetim kuruluna yapılacaktır), söz konusu kaydı pay defterine yazmak zorundadır; yönetim kurulunun bu kayıt talebini red olanağı bulunmamaktadır. Şirket esas sözleşmesi ile nama yazılı payların ancak şirket onayıyla devredilebileceği öngörülebilir. Davalı şirketin payları şirket ana sözleşmesinin 6.maddesine göre nama yazılı olup yine ana sözleşmede herhangi bir bağlam hükmünün yer almadığı görülmektedir. Nama yazılı pay senetleri kanunda yahut şirket esas sözleşmesinde aksi öngörülmediği müddetçe herhangi bir sınırlandırmaya tabi olmaksızın devredilebilirler. Hukuki işlemle devir, ciro edilmiş nama yazılı pay senedinin zilyetliğinin devralana geçirilmesiyle yapılabilir. (TTK m. 490) Nama yazılı pay senetlerinin devri ancak “ciro” ve “zilyetliğin devralana geçirilmesi” ile mümkün kılınmaktadır. Bununla birlikte nama yazılı hisse senetleri diğer emre yazılı senetler gibi beyaz ciro yoluyla da devredilebilir. Buna göre, beyaz ciro doldurulmadıkça, bu senetlerin hamiline yazılı senetler gibi, yani sadece zilyetliğin devri suretiyle el değiştirmeleri mümkündür. Yapılan devrin şirkete karşı hüküm ifade edebilmesi için, pay defterine kaydedilmesi gerekmektedir. Anonim şirket, kuruluş ve sermaye artırımı dışında payların pay defterine kaydını kendiliğinden yapmaz. Bu durum mutlaka ilgililerce özellikle de hisseleri devralan tarafından talep edilmelidir. Somut olayda payların devri için devir alan ile devir eden arasında 02/12/2019 tarihli Pay ve Taşınmaz Devirlerine İlişkin Çerçeve Sözleşmesi yapılmıştır. Buna göre davaya konu 04/03/2020 tarihli genel kurulun 3.maddesi bakımından şirket tarafından satın alınan payların pay defterine kaydına ilişkin alınan kararda iptali gerektirir bir kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl ve birleşen her iki dava dosyasının ayrı ayrı REDDİNE,
2-Asıl davada;
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalıya verilmesine,
b-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 54,40 TL nin mahsubu ile bakiye 125,50 TL’nin davacı …’den alınarak Hazine’ye irat kaydına,
c-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
d-Davacı …’den tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Birleşen davada;
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalıya verilmesine,
b-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 54,40 TL nin mahsubu ile bakiye 125,50 TL’nin davacı …’den alınarak Hazine’ye irat kaydına,
c-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
d-Davacı … tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/05/2023

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır