Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/256 E. 2021/830 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/256 Esas
KARAR NO:2021/830

DAVA:Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:09/06/2020
KARAR TARİHİ:26/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacı ile dava dışı … AŞ arasında akaryakıt satışına ilişkin 31/12/2014 tarihli ve süresi 5 yıl olan bir bayilik sözleşmesinin düzenlendiğini, ancak taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin 14/06/2018 tarihinde … AŞ tarafından davalıya devir ve temlik edildiğini, davacı ile davalı arasında bayilik sözleşmesi düzenlenmek suretiyle bu tarihten itibaren bayilik ilişkisinin davacı ile davalı arasında 14/06/2018 tarihi ile 31/12/2019 tarihleri arasında kurulmuş olduğunu, davacı ile davalı arasındaki bayilik ilişkisi bittiğinde davacının kanun gereği iki ay içinde yeni bir dağıtıcı bulamazsa lisansının düşeceğinden davalı ile iki aylık bir bayilik sözleşmesinin daha yapıldığını ve fakat bu arada davacının bu sıkışıklığından faydalanılmak suretiyle bayiliğin sözleşmesi yanında bir kısım değişik adlarda belgeler vs.imzalattıklarını ve bu belgelerde davacının 1465 ton eksik ürün sattığının, davalının ilk talebinde bu miktara tekabül eden kar mahrumiyeti bedelini ödeyeceğinin kabul edildiğinin belirtildiğini, davacının cezai şart ve kar mahrumiyetine yönelik her iki davalıya da bir borcu bulunmadığını, sözleşme yapıldıktan sonra taahhüt edilen miktarın satılmadığını, satılamayacağı anlaşılınca dağıtım şirketi davalıların bayiliğini son buldurup akaryakıt ikmalini kesmesi gerekirken ikmale devam etmesinin bayinin de artık cezai şartın talep edilmeyeceği inancını doğurduğunu, davalılardan … AŞ’nin davacıya olan sözleşme süresinin yaklaşık 1,5 sene olup, bu sürede böyle bir ürün taahhüdü borcunun da bulunmadığını, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla davalılar ile imzalanan fesih protokolünde rakamı belli olmayıp tonajı belli olan, çerçeve, protokol ve tüm belgelere göre cezai şart ve kar mahrumiyeti adı altında ve hiç bir şekilde bir cezai şart borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 16/02/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile, menfi tespit davalarını maddi tazminat davası olarak ıslah ettiklerini, her iki davalı için 100.000TL olmak üzere toplam 200.000TLnin davalılardan dava tarihinden itibaren en yüksek banka faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davacı ile davalılar arasında akaryakıt ve otogaz bayilik faaliyetlerinin yürütülmesi amacıyla 31/12/2014 tarihli sözleşmelerin ve eklerinin imzalandığını, davacı tarafından imzalanan ürün alım taahhütnameleri ile davacının davalılara karşı belirli miktarlarda ürün alımını taahhüt ettiğini ve eksik alımlar üzerinden hesaplanacak kar mahrumiyetini davalıların sözleşme sonunda toplam olarak talep etmesine muvafakat ettiğini, …’in anılan kar mahrumiyeti tutarını mutabakat dahilinde anlaşma süresi sonunda toplam olarak talep edebileceğini kabul ve taahhüt ettiğini, sözleşmelerin sonucunda davacının anılan ürün alım taahhütlerini yerine getirmediğinin görüldüğünü, buradan doğan borcun, davacı tarafından imzalanan fesih protokolünü de kabul ve ikrar ettiğini, davacının fesih protokolündeki ikrarı kapsamında fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 1465 x 60 USD=87.900USD tutarında kar mahrumiyeti borcu bulunduğunu, fesih protokolündeki ikrarı kapsamında fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 2.438 x 120 USD= 292.560 USD tutarında kar mahrumiyeti borcu bulunduğunu, tacir olan davacıların iddialarının, basiretli tacir olmanın getirdiği yükümlülüklerle bağdaşmadığını ve kötü niyetli olduğunu beyanla, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, bayilik sözleşmesi, devir mutabakatı, fesih protokolü, otogaz bayilik sözleşmesi, Yargıtay ilamları celp olunmuştur.
Dava, taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesi nedeni ile davacı tarafın davalıya cezai şart yahut kar mahrumiyeti kapsamında borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.
Yargılama devam ederken davacı vekilinin 03/03/2021 tarihli dilekçesi ile, davalarından feragat ettiklerini beyan ettiği, davacının vekilinin dosyada mevcut vekaletnamesinin incelenmesinde davadan feragate yetkili olduğu görülmüştür.
Davadan feragat 6100 sayılı HMK’nun 307 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre feragat, davacının talep sonucunda kısmen veya tamamen vazgeçmesi diye tanımlanmıştır. Feragatin kayıtsız ve şartsız olacağı, dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği belirtildikten sonra hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı açıkça belirtilmiştir. Davacının davasından feragat ettiği görülmekle, davacının davasından feragati nedeniyle HMK 307 ve 311 maddeleri uyarınca feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurduğundan karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Feragat nedeni ile konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30TL karar harcının peşin olarak alınan 3.415,50TLden mahsubu ile fazla alınan 3.356,20TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalılar vekil ile temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 22.450,00TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı 26/10/2021

Katip …
E-İMZALI

Hakim …
E-İMZALI