Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/191 E. 2023/293 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/191 Esas
KARAR NO:2023/293

DAVA TARİHİ:13/03/2020

BİRLEŞEN ….ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS … KARAR SAYLI DOSYASI

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:16/12/2020
KARAR TARİHİ:11/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan asıl ve birleşen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
ASIL DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03/01/2017 tarihinde davalı … sevk ve idaresindeki, davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı araç ile yaya olarak yolculuk eden davacıya çarpması sonucu davacının yaralandığını, …. … Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 24/07/2017 tarihli Engelli Sağlık Kurulu Raporuna göre davacının sürekli olarak ve %5 oranında işgücü kaybına maruz kaldığının tespit edildiğini, olayın ardından davalı sigorta şirketine başvuru yapılması üzerine davacının %5 oranında maluliyet durumu da gözetilerek 17/12/2018 tarihinde 7.647,45 TL ödeme yapıldığını, davacının tedavisi devam ederken 19/04/2019 tarihli … Üniversitesi Prof.Dr…. Eğitim ve Araştırma Hastanesinin sağlık kurulu raporuyla maluliyet oranının %35’e yükseldiğinin tespit edildiğini, bunun üzerine davalı sigorta şirketine yeniden başvuru yapılmasına karşın herhangi bir ödeme yapılmadığını, ayrıca davacının 19/11/2019 tarihinde …Eğitim ve Araştırma Hatanesine müracaatı üzerine tanzim edilen raporda maluliyet oranının %48 olduğu ve ayakta durmayı gerektiren işlerde çalışamayacağı tespit edilmekle maluliyet oranının her geçen gün arttığını, bu nedenlerle öncelikle HMK 334 vd.hükümleri gereğince adli yardım talebinin kabulü ile, davalı sigorta şirketi yönünden yetersiz ödemeye ilişkin ibranamenin KTK m.111/2 uyarınca iptaline, davacının uğradığı maddi zararların uzman bilirkişilerce yapılacak hesaplama ile tespiti sonucu bu miktarın davalı … yönünden 7.647,45 TL ödemenin mahsubu ile olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte, davalı sigorta şirketi yönünden 7.647,45 TL’nin mahsubu ve sigorta poliçe bedeli ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacının kaza nedeniyle yaşamış olduğu sıkıntılar, maluliyet oranı ve işbu maluliyetin sürekli olarak artmasından dolayı yaşamaya devam edeceği sıkıntı, elem ve keder düşünüldüğünde 100.000 TL manevi tazminatın davalı sürücüden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 23/11/2020 tarihli dilekçesi ile, ilerde artırılmak kaydıyla davalılardan …’dan şimdilik 250 TL sürekli, 250 TL geçici iş gücü kaybı olmak üzere 500 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalı sigorta şirketinden şimdilik 250 TL sürekli ve 250 TL geçici işgücü kaybı olmak üzere toplam 500 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Mahkememiz 10/06/2020 tarihli ara karar evrakı ile 6100 Sayılı HMK’nun 336-(2) fıkrası uyarınca adli yardım talebinin reddine karar verilmiş, davacı vekilinin mahkememiz kararına itirazı üzerine ….ATM … sayılı 29/06/2020 tarihli kararı ile davacının itirazının kabulü ile davacının alınması gereken yargı harçları ile yargılama giderlerinden hüküm kesinleşinceye kadar muaf tutularak adli yardımdan yararlandırılmasına karar verilmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kaza tarihinde … adına tescilli, davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı araç için davalı şirketçe 13/12/2016-13/12/2017 tarihleri arasında Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlendiğini, davalı şirketin sorumluluğunun poliçe üzerinde yazan teminat limitleri ve sigortalının kusur oranı ile sınırlı olmak üzere poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından 17/12/2018 tarihinde 7.647,45 TL ödenmekle sorumluluklarının kalmadığını, manevi tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu, ibraz edilen maluliyet raporunu kabul etmediklerini, maluliyet oranının tespiti için dosyanın İstanbul ATK 3.İhtisas Kuruluna gönderilmesini talep ettiklerini, davalı şirket temerrüde düşmediğinden faiz sorumluluğunun ancak dava tarihinden itibaren söz konusu olacağını, talep edilen faize ve faiz oranına tamamen itiraz ettiklerini, ticari faiz talep edilmesi hukuka aykırı olup hükmedilmesi gereken faizin yasal faiz olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’a dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ olunmuş, süresi içinde davaya cevap vermemiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03/01/2017 tarihinde davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, yaya olarak yolculuk eden davacıya çarpması sonucunda müvekkilinin yaralandığını, davacının hastaneye kaldırıldığını, hastanenin Engelli Sağlık Kurulu Raporuna göre davacının sürekli ve %5 oranında iş gücü kaybına maruz kaldığının tespit edildiğini, davacının söz konusu trafik kazası neticesinde iş gücü kaybından doğan maddi zararlarının karşılanması için davalı sigorta şirketine başvurduğunu, başvuru üzerine sigorta şirketi tarafından 9764720 nolu hasar dosyasının oluşturulduğunu ve 7.647,45 TL ödeme yapıldığını, davacının 28 yaşında olup üzerine kayıtlı taşınır taşınmaz herhangi bir malvarlığının bulunmadığını, davacının kaza nedeniyle %48’lik iş gücü kaybından dolayı da herhangi bir işte çalışamadığını, kazadan sonra ailesinin bakımına muhtaç şekilde yaşamanı sürdürdüğünü, adli yardım taleplerinin bulunduğunu belirterek davanın kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER:
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; SGK kayıtları, sosyal ekonomik durum araştırması, hastane tedavi evrakları, poliçe ve hasar dosyası, … C.Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasının UYAP sureti dosyası arasına alınmıştır.
(2)Dosya kusur oranlarının tespiti ile rapor tanzimi için İstanbul ATK Trafik İhtisas Kuruluna tevdi olunmuş, düzenlenen 28/01/2021 tarih 2021/4815/723 sayılı rapor ile, sürücü …’ın kusursuz olduğu, davacı yaya …’nin %100 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Kusura ilişkin ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor alınmışsa da olay yerinde kaza tespit tutanağı tanzim edilmediği, yalnızca sigorta eksperi tarafından mevcut raporun incelenerek rapor oluşturulduğu anlaşılmakla; davacı vekilinin keşif mahallinde tanık dinletilmesine yönelik talebinin kabulü ile kusur bilirkişisi refakatinde mahallinde 07/10/2022 günü keşif yapılmış, keşif mahallinde dinlenen davacı tanığı …, ” Ben davacının annesi olurum. Tanıklık yapmak istiyorum. Olay mahallinde kazanın nasıl olduğunu görmedim. Ancak bana oğlumun anlattığı kadarıyla biliyorum. Ayrıca oğlumun yanına hastaneye gittiğimde oğluma çarpan aracın sürücüsünün yakınları olduğunu düşündüğüm kişilerce sürücü arasındaki konuşmalara şahit oldum. Sürücüye yavaş gitseydin çarpmazdın” şeklinde bağırıyorlardı. Sonrasında oğlum bana kazanın meydana geldiği yeri gösterdi. …Asfaltında metris Ceza Evinin karşısında bulunan … Mahallesinin girişine doğru oğlum karşıya geçmek isterken araç çarpmış, aracın hangi yönden geldiğine ilişkin bilgim yoktur. Oğlum minibüsten inip karşıya geçmek istediği sırada kendisine araç çarpmış, oğlum hiçbir şey hatırlamadığını söyledi. Başkaca söyleyeceğim bir şey yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
(3)Kusur bilirkişisi tarafından tanzim edilen 19/12/2022 tarihli raporda; davacı yaya …’nin 03/01/2017 tarihli trafik kazasının oluşumunda asli kusurlu olduğu ve kusur oranının %100 olduğu, davalı sigorta şirketinin ZMMS sigortalısı diğer davalı …’ın maliki olduğu … plakalı araç sürücüsü diğer davalı …’ın atfı kabil kusurunun olmadığı ve kusursuz olduğu yönünde görüş belirtilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Asıl dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat, birleşen dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasıdır.
Yapılan yargılama, tarafların iddia ve savunmaları, deliller, bilirkişi raporu, ATK raporu ve keşifle tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49/1.maddesi uyarınca; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler. Hakim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir. Davacının uğradığı haksız fiil neticesinde maruz kalabileceği bedensel zarar aynı yasanın 54.maddesinde sayılmıştır. Bunlar; 1. Tedavi giderleri, 2. Kazanç kaybı, 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, 4.Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplardır.
Asıl davadaki dosyada davacı … tarafından davalı … ve … Sigorta A.Ş’ye karşı, birleşen dosya …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davacı … tarafından davalı …, … ve … Sigorta’ya aynı kazadan ötürü dava açıldığı, HMK 166. Maddesi gereği …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının mahkememiz esasına kayıtlı 2020/191 Esas sayılı dosyası ile birleştirildiği ve mahkememizce yargılamaya devam edildiği anlaşılmıştır.
Davaya konu olayda asıl dava ve birleşen davada davacının TBK’nın haksız fiil hükümlerine göre kazaya karışan aracın sürücüsü …’dan, araç maliki …’dan ve davalı sigorta şirketinden maddi tazminat, asıl dosya davalısı …’dan ve birleşen dosya davalısı …’dan manevi tazminat talep ettiği anlaşılmaktadır. KTK 85/son maddesinde, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” düzenlemesine yer verilmiştir. Davalı sigorta şirketinin zarardan sorumlu tutulabilmesi için kazaya karışan sigortaladığı aracın sürücüsünün kazada kusuru olmalıdır. O halde sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır. Zira, kanunun emredici hükmü gereği sigortacı, işletene düşen hukuki sorumluluğu teminat altına aldığına göre, ancak işletenin sorumlu olduğu oranda zarardan sorumlu olacaktır. İşletene hukuken yükletilemeyen zarardan, onun sorumluluğunu teminat altına alan sigortacının sorumlu tutulması da mümkün değildir. Bu bilgiler doğrultusunda dosyada ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporda; sürücü davalı … sevk ve idaresindeki aracın olay mahalli kavşaktan kendine yanan yeşil ışıkta geçiş yaptığı sırada karşıdan karşıya geçiş yapmak için seyre göre sağ taraftan giriş yapan davacı yayaya çarptığı olayda kusursuz olduğu, davacı yaya …’nin nizamlara aykırı davranarak kendisine yanan kırmızı ışıkta taşıt yolunu yeterince kontrol etmeden seyir halindeki vasıtanın hız ve mesafesini dikkate almadan dikkatsiz ve tedbirsizce karşıdan karşıya geçiş yapmak için kaplamaya giriş yaparak seyir halinde olan sürücü … sevk idaresindeki araca sadmesine maruz kaldığı, ilk geçiş hakkını kavşaktan yeşil ışıkta geçiş yapan sürücüye verilmediği olayda davacı yayanın %100 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafın ATK kusur raporuna itiraz ettiği ve ATK tarafından hazırlanan kusur raporunda da belirtildiği üzere kazanın gerçekleştiği tarihte hazırlanmış bir kaza tespit tutanağı olmadığından davacının keşif yoluyla bilirkişi marifetiyle kusur raporu hazırlanmasına yönelik ve keşifte tanık dinlenmesine yönelik talepleri kabul edilmiş ve mahkememizce olayın vuku bulduğu mahalde keşif yapılarak kusur bilirkişisinden rapor alınmıştır. Keşif mahallinde davacının annesi tanık olarak dinlenmiş ancak tanığın bizzat olaya şahit olmadığı tespit edilmiştir. Keşif mahallinde kazanın meydana geldiği yer tespit edilerek yapılan inceleme ile bilirkişi tarafından mahal incelenmiş, yol durumu tespit edilmiş, fotoğraflandırılmış, kaza yeri krokisi hazırlanmış ve yapılan değerlendirme sonucunda; davacı yaya …’nin minibüsten indikten sonra karşıdan karşıya geçmek isterken davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın seyri sırasında, ışıklı kavşağı yaklaşık 6,20 m geçtikten sonra aracın sağ ön kısımlarıyla kendine çarptığı, çarpma noktasına yaklaşık 3.40 m ilerisinde ışıklı yaya geçidi varken bu bölgeden geçiş yapmaması nedeniyle KTK 47/b, 68/b maddelerini ihlal ederek özensiz ve dikkatsiz davranışları sebebiyle kendi yaralanmasına sebebiyet verdiğinden %100 oranında kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’ın ise kazanın oluşumunda çarpma noktasının ışıklı tabelanın yaklaşık 6.20 m sonra olması, keşif sırasında tespit edildiği üzere yoğun akan trafik olduğu da dikkate alınarak ışıklı kavşak noktasında hız yapabilmesinin mümkün olmadığının anlaşılması nedeniyle atfi kabil kusuru bulunmadığı kanaatini bildirir rapor sunulmuştur.
Bu bilgiler doğrultusunda; KTK 85/son maddesi uyarınca kazaya sebebiyet veren aracın maliki, sürücüsü ve sigortacı şirketten oluşan zarar nedeniyle tazminat talep edilebileceği ancak kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, somut olayda ise … plakalı davalı araç sürücüsünün kusurlu olmadığı ve sigorta şirketinin ve araç işletenin aracın sürücüsünün kusuru oranında sorumluluğu esas olduğundan davaya konu olaydan kaynaklı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığından araç malikinin ve sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmadığı kanaatine varılmıştır. TBK 49. Maddesi gereği kusurlu olanın zararı gidermekle yükümlü olduğu dikkate alındığında; gerçekleşen kazada davacının kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu hususunun hem ATK Trafik İhtisas Dairesi rapor hem de mahallinde yapılan keşif sonucu kusur bilirkişisi raporuyla tespit edildiği nazara alındığında tüm belirtilen nedenlerle davacının yaşanan olayda tam kusurlu olduğu, davalıların kusuru ve sorumluluğu bulunmadığı anlaşılmakla; mahkememizce asıl dava ve birleşen dava yönünden tüm davalılara açılan maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Asıl dava ve birleşen davanın REDDİNE,
2-Asıl dava yönünden;
a)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
b)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
c)Davacının adli yardım talebi kabul edilmekle suç üstü ödeneğinden karşılanan bilirkişi, keşif, posta masrafları olmak üzere toplam 2.013,65 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
d)Davalı … Sigorta A.Ş.tarafından sarf edilen ve dosyaya yansıyan 42 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak işbu davalıya ödenmesine,
e)Davalı … Sigorta A.Ş.duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, maddi tazminat talebi yönünden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak işbu davalıya verilmesine,
f)6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
3-Birleşen dava yönünden;
a)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
b)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
c)Davalı … Sigorta A.Ş.duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, maddi tazminat talebi yönünden reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 290,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak işbu davalıya verilmesine,
d))6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
4-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/05/2023

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.