Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/182 E. 2021/75 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/452
KARAR NO :2021/45

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:17/07/2019
KARAR TARİHİ:21/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında … park ve benzeri diğer ürünlerin yapımı ve satın alınması konusunda anlaşma yapıldığı, anlaşma uyarınca müvekkili şirket edimini yerine getirerek zamanında ve ayıpsız bir şekilde davalı/borçlu şirkete teslim ettiğini, yapılan işe dair 44.254,53 TL bedelli fatura düzenlendiği, söz konusu faturanın davalı tarafından ödenmediğini, davalı/borçlu şirket ürünleri teslim aldığını, yasal süre içinde fatura içeriğine de itirazda bulunmadığını, bu nedenle ürün bedelinin ödenmesi için davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, her türlü dava ve talep haklarının saklı kalması kaydıyla davanın kabulü ile davalının haksız ve hukuki mesnetten yoksun kötü niyetli itirazının iptaline, takibin devamına, borçlu aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davacıya hiçbir borcu bulunmadığı, aksine davacı şirketten alacaklı durumda olduğunu, alacaklar için dava haklarını saklı tuttuklarını, davacı ile müvekkil şirket arasındaki muavin kayıtlarında cari hesap şeklinde çalışıldığını, karşılıklı mal alışverişinde bulunulduğunu, 21/05/2018 tarihli fatura muhteviyatının davacıya teslim edildiğini, davacı ticari ilişkinin başından beri kötü niyetli hareket ederek alacaklı duruma geçmeye çalıştığını, ancak sunulan belgeler karşısında davacının müvekkilinden hiçbir alacağının olmadığını belirterek, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; …. İcra Müd.’nün … Esas sayılı dosyası Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, mali müşavir bilirkişi …’a tevdii edilen dosyada tanzim olunan 20/04/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasında karşılıklı mal alış/satışı olduğunu, davacı ticari defter kayıtlarına göre davalıdan 44.254.54 TL alacaklı olduğu tespitine karşılık, davalı ticari defter kayıtlarına göre ise davalının davacıdan 166.920,48 TL alacaklı olduğu tespitleri yapıldığını, taraf ticari defter kayıtlarının karşılaştırıldığında ise ihtilafın karşılıklı ticari ilişki çerçevesinde davalı tarafindan davacı adına düzenlenen 21/05/2018 tarih … seri nolu 211.175,01 TL bedelli faturanın davacı kayıtlarında olmadığını, tarafların defterlerindeki farklılığın bu faturadan kaynaklandığı, davalı şirketin vergi dairesine yapılan BS formu ile biri iade faturası olmak üzere 3 adet faturadan gerçekleşen satışın beyan edildiği, bu faturalardan birinin 211.175,01 TL bedelli fatura olduğunu, söz konusu faturanın davacı şirkete 23/05/2018 tarihinde … A.Ş şirketi tarafından teslim edildiğini, fatura konusu malların da davacı şirket çalışanı tarafından teslim alındığı ve davacı şirket deposunda olduğunun davacı şirket vekili tarafından ikrar edildiğini, davacı kayıtlarında kayıtlı olmayan işbu faturaya teslim alındığı 23/05/2018 tarihinden itibaren 8 günlük yasal süresi içinde her hangi bir itiraza ilişkin dosyaya somut her hangi bir belge sunulmadığından fatura içeriğinin davacı tarafından kabul edildiğinin değerlendirildiğini, bu tespitler ışığındaki değerlendirmeler sonucunda, davacının işbu faturadan doğan ödeme sorumluğunun davacı şirkette olduğu değerlendirildiğini, tarafların iddia ve savunması, dosyaya sunulan deliller ve tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme, tespit ve değerlendirmeler sonucunda davalının davacı şirkete borçlu olmadığının anlaşıldığı, davacı tarafından davalı aleyhine kendi kayıtlarına dayanarak …. İcra Müdürlüğünün 08/04/2019 tarih ve … E Sayılı dosyasından yapılan ilamsız icra takibinde, 44.254,54TL asıl alacak üzerinden yapmış olduğu icra takibinin yerinde olmadığı ve reddi gerektiği, Ancak, mahkememizce davacının, davalı şirket aleyhine 44.254,54 TL asıl alacak üzerinden başlatılan ilamsız icra takibinin yerinde olduğu yönünde karar verilmesi halinde ise, davacı kayıtlarında tespiti yapılan 44,254,54 TL asıl alacak için takipten itibaren talebe uygun olarak %9 kanuni faizi ile birlikte talep edilebileceğini bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ olduğu anlaşıldı.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklı …. Ltd. Şti tarafından borçlu…. Ltd Şti aleyhine 44.354,53 TL cari hesap ve alacağı üzerinden takip başlatıldığı, borçlu vekilinin itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; açılan dava taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle düzenlenen fatura ve cari hesap bakiyesi alacağının tahsiline ilişkindir. Tarafların tacir olduğu davacı tarafından delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 maddeleri uyarınca ticari defter ve belgeler nezdinde mali yönden bilirkişi incelemesi yapılması yoluna gidilmiştir. Yapılan bilirkişi incelemesi ile davacının ve davalının usulüne uygun olarak tutulan delil vasfına haiz ticari kayıtlarını sundukları anlaşılmıştır. Taraflar tarafından sunulan ticari defter ve kayıtların incelenmesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporundaki tespitlerden; tarafların karşılıklı ticari ilişkide bulunduğu, davacı kayıtlarına göre davalı şirketten 44.254,54 TL alacaklı duruma geçtiği, davalı tarafın incelenen kayıtlarından 2018 yılı içerisinde 74.454,53 TL mal alışına karşılık davacıya aynı dönemde 200,00 TL kısmi iade faturası olmak üzere iki ayrı faturada toplamda 241.375,01 TL mal satışı yaptığı, bundan sonra davalının davacıdan 166.920,48 TL alacaklı duruma geçtiği, davalının mal satışına ilişkin 21/05/2018 tarihli 211.175,01 TL bedelli faturanın davacı kayıtlarında bulunmadığından taraflar arasındaki cari hesaplar arasındaki farkın işbu faturadan kaynaklandığı tespit edilmiştir. Ayrıca davalı şirket vergi dairesine bu satışları beyan ettiği anlaşılmıştır. HMK 222. Maddesinin 3. Fıkrası uyarınca ticari defter kayıtlarının sahibi lehine delil olarak kullanılabilmesi için diğer tarafın usulüne uygun tutulmuş defterlerindeki kayıtlarının da bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet ya da diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu kapsamda taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında cari hesaptaki farklılığa neden olan faturayla ilgili tarafların itirazları ve birbirlerine karşılıklı olarak gönderilmiş ihtarnameler değerlendirildiğinde; 211.175,01 TL bedelli faturaya konu malın davalı şirket tarafından davacı şirkete teslim edildiği, bu hususunda davacı şirket tarafından ihtar edilen …. Noterliği’nin 31/08/2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile malların şirketin eski çalışanı olan … tarafından şirketin bilgisi dışında depoya naklinin sağlanmış olunabileceği şeklinde beyanından malların davacı şirket tarafından teslim alındığı kabul edilmiştir. Yine bu mallara ilişkin düzenlenen fatura da davacı şirkete davalı şirketçe gönderilmiştir. TTK 21/2. Maddesi uyarınca faturaya 8 gün içinde itiraz edildiğine ilişkin dosyada davacı tarafından sunulmuş herhangi bir belgenin bulunmadığı, fatura içeriği malların da davacı şirket tarafından teslim alındığı ikrar edildiğinden davacı şirketin bu faturadan kaynaklı davalı şirkete borcunun bulunduğu, yapılan icra takibinin cari hesap alacağına dayandığı, bu sebeplerle faturalardan doğan sorumluluk davacı tarafta olduğu, davacı tarafın davalı aleyhine kendi kayıtlarına dayanarak yaptığı takipte davacının haksız olduğu kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir. Ayrıca davalı taraf davacı aleyhine kötü niyet tazminatı talep etmiş ise de; İİK 67/2. Maddesi gereğince alacaklı olduğunu iddia eden tarafın takipte kötü niyetli ve haksız olunması kötü niyet tazminatının şartlarındandır. Somut olayda her ne kadar davacı tarafın takipte haksız ise de alacağın varlığı yargılamayı gerektirmekte olup kötü niyetli olarak davrandığından bahsedilemeyeceğinden davacı aleyhine şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın REDDİNE,
(2) Şartları oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
(3)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30 TL karar harcının peşin olarak alınan 523,58 TL’den mahsubu ile fazla alınan 464,28 TL’ nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
(4)Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince; 6.553,09 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
(5)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
(6)Davalı tarafından dosyaya yatırılan ancak bilirkişi ücretinin eksik olması nedeniyle davacı adına kullanılan 100,00 TL bilirkişi ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
(7)6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
(8)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/01/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır