Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/173 E. 2021/973 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/173 Esas
KARAR NO:2021/973

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:06/03/2020
KARAR TARİHİ:08/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacı ile davalılardan …’ın müteselsil kefaletleri ile davalılardan … İnş Şti’ne dava dışı … … AŞ tarafından 6.500.000USD bedelli kredi limiti tanımlandığını, dava dışı banka tarafından davalı … İnş’a tanımlanan işbu kredi limiti çerçevesinde 20/03/2014 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalanarak dava dışı banka tarafından davalı şirkete kredi kullandırıldığını, davacı ile davalılardan …’ın ise müteselsil kefil sıfatıyla anılan genel kredi sözleşmesine taraf olduklarını, ayrıca bu kredinin teminatı olarak davacının taşınmazının ipotek edildiğini, asıl borçlu … İnş tarafından kullanılmış olan kredi borcunun dava dışı bankaya geri ödenmemesi üzerine dava dışı banka tarafından ihtarname keşide edildiğini, anılan ihtarnameye rağmen asıl borçlu davalı şirket tarafından kredi borcunun geri ödenmemesi üzerine davacının müteselsil kefil olması nedeniyle toplam 3.453.594,75USD kredi borcunu dava dışı bankaya ödemek zorunda kaldığını, dava dışı banka tarafından kullandırılan kredinin diğer müteselsil kefilinin davalılardan … olduğu, diğer kefil tarafından bankaya herhangi bir ödeme yapılmamış olduğu ve imzalanmış olan kredi sözleşmesi gereğince tüm kefillerin borcun tamamından sorumlu oldukları dava dışı banka tarafından düzenlenen 23/09/2019 tarihli rücu belgesinde de dekont asılları ile birlikte belirtildiğini, dava dışı banka tarafından borcun geri ödenmemesi üzerine hesap kat ihtarnamesi keşide ettiğini, buna rağmen kredi borcunun kalan kısmının ödenmemesi üzerine müteselsil kefil olan davacının 02/10/2019 tarihinde kredi borcunun kalan kısmı olan 1.016.000USDyi dava dışı bankaya ödemek zorunda kaldığını, benzer şekilde kredinin diğer müteselsil kefilinin davalılardan … olduğu ve bu kefil tarafından bankaya herhangi bir ödeme yapılmış olduğunun 02/10/2019 tarihli rücu belgesinde belirtildiğini, dava dışı bankaya ödeme yapmak zorunda kalan kefil olan davacının, asıl borçlu … İnş ile birlikte diğer kefil …’a halefiyet yolu ile rücu hakkı bulunduğunu, bu kapsamda davacı tarafından asıl borçlu şirket ve müteselsil kefil aleyhine ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak itiraz üzerin takibin durduğunu, itirazın haksız olduğunu beyanla, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik davalılardan 2.234.796USD alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki bankalarca USD mevduat hesabına uygulanacak dönemsel faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, alacağın %20sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davacının ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe geçtiğini, aynı zamanda ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası üzerinden 24/10/2019 tarihli ihtiyati haciz kararını alarak aynı icra dosyası üzerinden tatbik ettiğini, davalıların tüm banka hesapları ve mal varlıkları üzerine haciz konulmasına neden olduğunu, ihtiyati haczin uygulanması ile birlikte takipten haberdar olan davalıların bu haksız, usulsüz ve hukuka aykırı ihtiyati haciz kararı ve takibe itiraz ettiklerini, itiraz üzerine ….Asliye Ticaret Mahkemesinin ihtiyati haciz kararını kaldırdığını, davacı ile davalılardan …’ın evlendiklerini ve çocukları bulunduğunu, evlilik birliği içinde … İlçesi 130 pafta 747 ada 19 parselde bulunan ev satın alarak taşınmazın davacı adına kayıtlandığını, davalı … İnş’ın ise tek ortaklı olarak kurulduğunu, davalı … ile … … arasında kurulan kredi ilişkisinde sözleşmeyi davacı ve davalı …’un müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, verilen kredinin teminatını oluşturmak üzere … İlçesi 130 pafta 747 ada 19 parseldeki taşınmaz üzerine banka lehine 28.000.000,00TL bedelle ipotek tesis edildiğini ve davalı … İnş’a 6.000.000,00USD tutarlı ticari kredi kullandırıldığını, tarafların 26/03/2015 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıklarını, davacının davalı şirkete sigortalı olarak girişinin yapıldığını ve 01/10/20187 tarihinde kadar devam ettirildiğini, 6.000.000,00USD’lik kredi tutarına ilişkin olarak toplam 4.469.594,75USD ödeme yapıldığını, böylece kredinin tüm muhataplarının toplam 7.314.619,75USD’lik ödeme yaptığını, kefaletleri kapsamında davacı ve davalı …’un ayrı ayrı 3.199.797,38USD ödemekle yükümlü olduğunu, davalı …’un 1.930.000USD ödeme yaptığına göre davalı …’a yöneltilebilecek rücu miktarının 1.269.797,38USD olduğunu, davanın nitelikli olarak çözümü için kredi için ödenen miktar ve müteselsil kefilin ödeme yapma zorunluluğunun bulunup bulunmadığının denetlenmesi gerektiğini, taraf anlaşmaları gereğince kredi borcunun tamamından davacının sorumlu olduğunu, boşanma aşamasında, boşanmanın mali sonuçlarını konuştuklarını ve müşterek mülkün satılarak satış bedelinin taraflar arasında eşit bölüştürülmesi ve … …’a olan kredi borcunun bu surette satış aşamasında kapatılması ve bakiye bedelin davalı …’a ait olması konusunda mutabık kaldıklarını, bu kapsamda boşanma protokolünün İstanbul Anadolu 16.Aile Mahkemesinin 2015/94 esas sırası ile dava açtıklarını ve boşandıklarını, davalılar aleyhine yapılan takibin ve davacının kötü niyetli olduğunu beyanla, davanın reddi ile haksız itirazın iptaline, kötü niyetli takip nedeni ile davacının %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, genel kredi sözleşmesi, ihtarname, dekontlar, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, tapu senedi, … … 16.Aile Mahkemesinin … esas … karar sayılı 26/03/2015 tarihli ilamı, SGK yazısı, hesap özeti, ödeme planı,….Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasının UYAP sureti, ticaret sicil kayıtları celp olunmuştur.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … tarafında borçlular … İnş San ve Tur Ltd Şti, … aleyhine 4.469.594,75USD alacak üzerinden takip başlatıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür.
…Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… D.İş sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlular … ve … İnş San ve Tur Ltd Şti aleyhine 22/10/2019 tarihinde ihtiyati haciz kararı verildiği, borçlular vekilinin itirazı üzerine yapılan mürafaa yargılaması sonunda 04/12/2019 tarihli ek karar ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak dosya rapor tanzimi için bilirkişiye gönderilmiş, bilirkişiler Bankacı …, SMMM …ve Hukuk Fakültesi Dr Öğr Üyesi… tarafından tanzim olunan 22/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davalı … İnş tarafnıdan dava dışı … Şubesinden kullanılan 20/03/2014 tarihli genel kredi sözleşmesi uyarınca 6.000.000,00USD’lik kredi kullanıldığını, bu kredilerin geri ödemelerinin aksaması nedeniyle dava dışı banka tarafından davacı ve davalılara ilk olarak 28/03/2017 tarihinde borçların ödenmediği hususunda uyarı ihtarı çekildiğini ve akabinde … 7.Noterliğinin 30/09/2019 tarihli kat ihtarının tebliğ edildiğini, davacı ile davalılar tarafından toplam 7.153.594,75USD miktarında ödeme yapılarak kredi borcunun faiz ve ferileri ile birlikte kapatıldığı ve borcun sıfırlandığı, asıl borçlu şirket tarafından yapılan ödeme miktarının 754.000USD, davacı … tarafından 4.469.594,75USD, kefil … tarafından 1.930.000USD olduğunu, davacı kefil …’ün ödediği miktar kadar alacaklarının haklarına halef olduğunu ve ödediği miktarın tamamı olan 4.469.594,75USDyi davalı asıl borçlu … İnş Şti’den isteyebileceğini, ancak davacı tarafça itirazın iptali davasında talebin 2.234.797,50SUD olduğunu, davacının …’&dan talep edebileceği rücu miktarının davalı …’ın ödediği bedelin hesaplamaya katılıp katılmama durumuna göre iki farklı şekilde hesaplandığını, … tarafından bankaya yatırılan bedeller dikkate alındığında, davacının kendi sorumluluk miktarını aşan davalı …’dan rücu edebileceği miktarın (4.469.594,75USD – 3.199.797,37USD=) 1.269.794,38USD, … tarafından bankaya yatırılan bedeller dikkate alınmadığında, davacının kendi yatırmış olduğu 4.469.594,75USD&nin 1/2’sini talep edebileceği kanaati hasıl olursa (4.469.594,75/2=) 2.234.797,37USD olduğunu belirtmişlerdir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyanlar dosyaya ibraz edilmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan ve kefil tarafından ödenen borcun, kefalet ilişkisine dayanılarak diğer kredi kefilinden ve asıl borçludan sorumlulukları oranında rücuen tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali davasıdır.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalıların savunmaları, icra takip dosyası, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı … İnş San ve Tur Ltd Şti ile dava dışı … Şubesi arasında 20/03/2014 tarihinde 6.500.000USD meblağlı genel kredi sözleşmesi imzalandığı, işbu genel kredi sözleşmesini davacı ile davalı …’ın müşterek müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, bu kredi sözleşmesi uyarınca dava dışı banka tarafından davalı şirkete 24/03/2014 tarihinde 6.000.000USD miktarında kredi kullandırıldığı, davalı şirket tarafından kullanılan kredinin geri ödenmemesi üzerine dava dışı banka tarafından ihtarname ile hesabın kat edildiği ve asıl borçlu şirket ile kefillere kalan borcun ödenmesi için ihtarname çekildiği, dava dışı banka tarafından davalı şirkete kullandırılan kredinin geri ödemelerinin farklı tarihlerde yapılıp toplam 7.153.594,75USD ödemenin dava dışı bankaya yapılarak davalı şirketin borcunun kapatıldığı, Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, genel kredi sözleşmesini kefil sıfatı ile imzalayan davacının davalı şirketin kullandığı krediler nedeniyle ödediği iddia olunan borcun kefalet ilişkisine dayanarak davalı şirketten ve diğer kredi kefili olan davalıdan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine davalıların itirazı noktasında toplandığı tespit edilmiştir. Davalı tarafca taraflar arasındaki hukuki ilişkide tanık dinletmek istediği ileri sürmüş davacı taraf bunu açıkça muvafakat etmemiş, önce HMK 200/2 maddesi uyarınca davacının açık muvafakati bulunması ve alacak miktarı dikkate alındığında senet ve ispat gereği ve ödemelerin taraflar arasındaki boşanma ilişkisinden yapılmış olması sebebiyle reddine karar verilmiş ancak kredi kullanım tarihinin boşanmadan önce olması sebebiyle daha sonra bu ara karardan rücu edilerek taraf tanıkları dinlenmiştir.
Dinlenen davalı tanıklarında … beyanında davacı ile davalı … arasında anlaşma yapıldığını ancak bunu bizzat duymadığını, eşinin duyduğunu, kendisinin eşinden duyduğunu, evi satıp parayı paylaşacaklarını ve borçları ödeyeceklerini duyduğunu belirtmiş, yine bu konuşmanın boşanmadan sonra yapıldığı ileri sürülmüştür. Yine bu tanık taraf vekillerinin talebiyle sorulan sorularda yaklaşık 3 yıl tarafların evinde yatılı çalıştığını son 1-1,5 sene gidip geldiğini, davacı ile arasında iş mahkemesinde dava olduğunu, evin satılacağını, paranın paylaşılacağını evin satışı sonrası …’a düşen paradan banka borcunun ödeneceğini ve kredi borcunun …’ın ödeyeceğini belirtmiştir. Davalı tanığı … ise …’ın tanıdığını, sanayi sitesinde dükkan işlettiğini ancak tanıdığı emlakçıların bulunduğunu …’ın eşine ait evini satacaklarını söylediğini bu nedenle kendisine müşteri bulduğunu ancak taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğu için öncelikle o ipoteğin kaldırılması gerektiğini taşınmaz satıldıktan sonra bedelinin ikiye bölüneceğini …’ın hissesinde düşen kısmında bankaya olan borcun ödeneceğini, bunu kendisine …’ın söylediğini, …’ın da bunu doğruladığını daha sonra tarafların evi satmaktan vazgeçtiklerini, birlikte yaşamaya karar verdiklerini bu evi satıp başka bir evi satın almak istediklerini söylediklerini ileri sürmüştür. Davacı tanığı … davalı şirket tarafından çekilen kredinin davalı … ve davalı şirket tarafından ödenmemesi sebebiyle söz konusu kredinin … tarafından ödenmek zorunda kalındığınr, kredinin davalı şirket tarafından alındığını …’ün maddi durumunun iyi olduğunu, kredi alma ihtiyacının olmadığını belirtmiş, davacı tanığı … davalı şirket tarafından bankadan kredi çekildiğini, krediyi bildiği kadarıyla …’ın ödeyeceğini bunu …’den duyduğunu, kredinin ödenmemesi sebebiyle bu kredinin davacı tarafından ödenmek zorunda kalındığını belirtmiştir. Davacı tanığı … beyanlarında davalı şirket tarafından kredi çekildiğini, şirket tarafından kredi borçları ödenmeyince kredinin tamamının … tarafından kapandığını hatta …’ın yaptığı ödemelerin bir kısmının ise … tarafından yapıldığını, Hatta “Bu borç benim borcumdur. Bu borcu temizleyeceğim. Bu borç benim namus borcumdur.” şeklinde sözler söylediğini, boşanma gerçekleşmeden borcun … tarafından ödeneceği hususunda herhangi bir anlaşmanın bulunmadığı, yine evin satılıp satış bedelinden kredi borcunun ödeyip kalanı paylaşacakları konusunda herhangi bir anlaşmanın bulunmadığını belirtmiştir. Davacı tanığın …. davalı …’ın sahip olduğu Kozmoz İnşaat’ın … …’tan 6.000.000,00 USD kredi çektiğini, … ve …’ın bu krediye kefil olduğu ve …’a ait evin ipotek olarak verildiğini, bu kredi borçları ödenmeyince kredi taksitlerinin … tarafından ödendiğini, hatta bankaya … tarafından yatırılan bir kısım ödemelerinde … tarafından bankadan çekilip …’a verildiği, bu kapsamda hatırladığı kadarıyla 600.000,00 USD ve 130.000,00 USD paranın … tarafından bankadan çekilip …’a verildiği ve … tarafından bankaya yatırıldığını belirtmiştir.
Davalı tarafca davalı vekili de her ne kadar tanık olarak bildirilmişse de bu dosya da vekil olan ve aynı zamanda vekalet görevi devam eden vekilin, vekillikten çekilmeden tanık olarak dinlenmesinin uygun olmadığı anlaşıldığından bu tanığın dinletilme talebi kabul edilmemiştir.
Tanık anlatımları bir bütün halinde değerlendirildiğinde özellikle davalı tanıklarının beyanlarında davalı şirket tarafından çekilen kredinin taksitlerinin davacı … tarafından ödeneceği yönünde açık bir beyan bulunmamaktadır. Genellikle davalı tanıkları davacıya ait evin satılacağı bu bedelin paylaşıldıktan sonra davalı …’ın hissesine düşen bedelden bankalara olan kredinin ödeneceği dile getirilmiştir. Davalı tanıklarının anlatımlarının genellikle tapuda davacıya ait olup evlilik birliği içerisinde alındığı ileri sürülen evin değerinin taraflar arasında paylaştırılacağı ve bu bedelden davalı …’a isabet eden kısımdan davalı şirket tarafından kullanılan kredinin geri ödemesinin yapılacağının anlatıldığı, bu anlatım tarzının bile başlı başına kredi borcunun yükümlülüğünün davalı …’ da olduğunun göstergesidir. Kaldı ki davalı anlatımlarının tapuda davacıya ait evin boşanma aşamasında satılarak bedelinin paylaştırılacağına yönelik olduğu oysa davacıyla davalı arasında görülen boşanma davasında söz konusu evin protokol kapsamı dışında bırakıldığı ve düzenlenen protokolde evin satılacağına yönelik herhangi bir hususun yer almadığı ayrıca evin yarı bedelinin …’a verileceği hususununda düzenlenmediği, davalı tanıklarının anlatımlarının boşanmadan önce vuku bulduğu kabul edilecek olur ise bu anlatımların boşanma protokolüyle değiştirildiği, ayrıca davanın boşanma davası ya da mal rejimi davası olmadığı müteselsil kefil … tarafından bankaya ödenen borcun asıl borçlu ile diğer müteselsil kefilden rücuen tahsiline yönelik olduğu, davalı tanık anlatımlarında dahi kredinin … tarafından ödeneceği hususunun dile getirilmediği, tam tersine … tarafından kredi borcunun ödeneceği belirtildiği görülmüş bu nedenle davalı tarafın kredi borcunun … tarafından ödeneceğinin üstlendiği iddiasına değer verilmemiştir.
20/03/2014 tarihli genel kredi sözleşmesinin incelenmesinde, davacı … ve davalı …’ın davalı … İnş Şti ile dava dışı banka arasındaki genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla birlikte imzaladıkları ve birlikte kefil oldukları görülmüştür.
Alacaklıya borcu ödeyen kefilin rücu hakkı ise TBKnun 596.maddesinde ve TBKnun 587.maddesinde düzenlenmiş olup; TBKnun 587.maddesinde, “Birden çok kişi, aynı borca birlikte kefil oldukları takdirde her bir kendi payı için adi kefil gibi, diğerlerinin payı için de kefile kefil gibi sorumlu olur” ve TBKnun 596.maddesinde “Kefil, alacaklıya ifada bulunduğu ölçüde, onun haklarına halef olur. Kefil, bu hakları asıl borç muaccel olunca kullanabilir” denilmektedir. Bu düzenlemeler dikkate alındığında asıl borçlunun borcunu ödeyen kefilin ödediği miktarın tamamını TBK 586/1 mad uyarınca alacaklının haklarına halef olması sebebiyle asıl borçludan isteyebilir. TBKnun 587/2 ve 3.maddeleri uyarınca aksine anlaşmalar saklı kalma şartıyla, borcu ödeyen kefilin kendi paylarını daha önce ödememiş olmaları ölçüsünde, diğer kefillere karşı rücu hakkına sahiptir.
Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tanzim olunan ve mahkememizce de kabul gören bilirkişi raporuna göre, davalı şirket tarafından dava dışı bankadan kullanılan kredilerin geri ödemelerinin aksaması nedeniyle dava dışı banka tarafından davacı ve davalılara ilk olarak 28/03/2017 tarihinde borçların ödenmediği hususunda uyarı ihtarı çekildiği ve akabinde 30/09/2019 tarihinde kat ihtarının tebliğ edildiği, davacı …, davalı … İnş ve davalı … tarafından toplam 7.153.594,75USD miktarında ödeme yapılarak kredi borcunun kapatıldığı ve borcun sıfırlandığı, davacı kefil …’ün ödediği miktar kadar alacakların haklarına halef olduğu ve ödediği miktarın tamamını davalı asıl borçlu … İnş Şti’den isteyebileceği, davacı … tarafından dava dışı şirketin borcu için 4.469.594,75USD ödeme yapmış olup, davalı … tarafından asıl borçlu şirket için dava dışı bankaya ödenen miktarın 1.930.000USD olduğu, davacı … ve davalı … tarafından yapılan ödeme miktarının toplam 6.399.594,75USD olduğu, müteselsil kefiller arasında kendi içlerinde kefalet miktarları ayrı bir sözleşme ile belirlenmediği, bu nedenle yasal düzenleme ve iç ilişkide sorumlu oldukları miktarın %50- %50 oranında olduğu dikkate alındığında, her iki kefilin ayrı ayrı sorumlu olduğu miktarın (6.399.594.75USD / 2= ) 3.199.797,37TL olduğu, davacının kendi sorumluluk miktarını aşan ve davalı kefil …’a rücu edebileceği miktarın (4.469.594,75USD – 3.199.797,37USD= ) 1.269.794,38USD olduğu, davacının ödediği işbu tutarları davalılardan talep edebileceği, bu doğrultuda başlattığı icra takibine davalıların itirazında haksız oldukları anlaşılmakla, davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile, Davacı tarafından davalı … İnşaat Tur. Ve San. Tic. Ltd. Şti hakkında açılan davanın taleple bağlı kalınarak kabulü ile, bu davalı tarafından …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin 2.234.796 USD üzerinden devamına, davalı … hakkında açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davalı … tarafından …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın, 1.269.794,38 USD yönünden iptaline, takip tarihi olan 25/10/2019 tarihinden itibaren kamu bankalarının USD cinsine uyguladıkları en yüksek 1 yıllık vadeli mevduat faizinin uygulanmasına, davalıların hükmedilen miktarla sınırlı sorumlu olmak şartıyla tahsilde mükerrer olmamak üzere müteselsilen sorumlu olduğunun tespitine, davalı … yönünden kalan kısımlar için davanın reddine, ayrıca alacak belirlenebilir olduğundan davalılar aleyhine İİK 67/2. Maddesi uyarınca hükmedilen alacak bedelinin takip tarihindeki değerinin %20’si oranında olmak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
Davacının davasının KISMEN KABUL – KISMEN REDDİ ile,
1-Davacı tarafından davalı … İnşaat Tur. Ve San. Tic. Ltd. Şti hakkında açılan davanın taleple bağlı kalınarak KABULÜ ile, bu davalı tarafından …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin 2.234.796 USD üzerinden devamına, bu miktara takip tarihi olan 25/10/2019 tarihinden itibaren kamu bankalarının USD cinsine uyguladıkları en yüksek 1 yıllık vadeli mevduat faizinin uygulanmasına, (bu davalının aşağıda diğer davalı … hakkında hükmedilen miktarla sınırlı sorumlu olmak şartıyla tahsilde mükerrer olmamak üzere müteselsilen sorumlu olduğunun tespitine)
2-Davalı … hakkında açılan davanın KISMEN KABUL / KISMEN REDDİ ile, davalı … tarafından …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın, 1.269.794,38 USD yönünden iptali ile, takibin bu miktar üzerinden devamına, takibe takip tarihi olan 25/10/2019 tarihinden itibaren kamu bankalarının USD cinsine uyguladıkları en yüksek 1 yıllık vadeli mevduat faizinin uygulanmasına, (bu davalı hakkında verilen miktarla sınırlı olmak şartıyla diğer davalı ile birlikte icra dosyasında tahsilde mükerrer olmamak şartıyla müteselsilen sorumlu olduğunun tespitine)
3-Davalılar aleyhine İİK 67/2. Maddesi uyarınca hükmedilen alacak bedeli olan 2.234.796 USD’nin takip tarihindeki değeri olan 12.873.990,00 TL’nin %20’si oranında olmak üzere 2.574.798,00TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine, bunun davalı … İnşaat tamamından, davalı … ise hakkında hükmedilen 1.269.794,38 USD’nin takip tarihindeki karşılığı olan 7.314.904,50 TL’sinin %20’si oranında olmak üzere 1.462.980,09 TL’den sorumlu olmak şartıyla tahsilde mükerrer olmamak şartıyla müteselsilen davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-… yönünden kalan kısımlar için davanın REDDİNE,
5-Reddedilen kısım için kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 879.422,25TL karar harcından peşin alınan (bu davada103.301,72TL + icrada 128.739,98TL) 232.041,70TLnin mahsubu ile bakiye 647.380,55TLnin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irad kaydına (Davalı Davalı … İnş AŞ’nin harcın tamamından, davalı …’ın harcın 499.681,12TLsinden sorumlu olmak üzere tahsilde tekerrür olmamak şartıyla)
7-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13)- (14) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
8-)a-Kabul edilen dava yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 217.364,90TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine (Davalı … İnş AŞ’nin vekalet ücretinin tamamından, davalı …’ın vekalet ücretinin 161.774,05 TLsinden sorumlu olmak üzere tahsilde tekerrür olmamak şartıyla)
b-Davalı … yönünden red olunan dava yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 144.215,86TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
9- Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti, tebligat tezkere giderleri olmak üzere toplam 3.915,50TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine (davalı … İnş AŞ’nin yargılama giderlerinin tamamından, davalı …’ın ise yargılama giderinin 2.192,68TLsinden sorumlu olmak üzere tahsilde tekerrür olmamak şartı ile)
Ayrıca davacı tarafından bu dava nedeniyle yatırılan 103.301,72TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
11-)Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/12/2021

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI