Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/162 E. 2021/190 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/162 Esas
KARAR NO:2021/190

DAVA:İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:03/03/2020
KARAR TARİHİ:11/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı arasında akdedilen 01/03/2012 tarihli “Borç ve Taahhüt Senedi” uyarınca aynen: “Ticari ikametgahı …, …, … Sokak, No: ….olan … …. A.Ş.’nin madeni ve sentetik yağları ile diğer ürünlerin satıcılığını yaptığını, münhasıran madeni ve sentetik yağ konusunda faaliyetimizin geliştirilmesinde kullanılmak üzere adı geçen … tarafımıza borç olarak faizsiz 41.946,00-TL borç vermiş bulunmaktadır. İş bu 41.946,00-TL borcumuzu alacaklı …’ye 01/03/2012 tarihinde sona ermek üzere aşağıda belirtilen taksitlerle ve de vade tarihinde ödeyeceğiz. 01/03/2012 tarihinde 41.946,00-TL taksitlerden birini tayin edilen davede ödemez veya noksan olarak ödersek veya alacaklı … ile ilişkimiz herhangi bir nedenle sona ererse o takdirde vade tarihini beklemeksizin borcumuzun tamamının muacceliyet kesbedeceğini…” şeklindeki senette yazılan hususların davalı tarafça beyan ve taahhüt edildiği, buna karşılık taahhüt edilen tarihe kadar ödeme yapılmadığından, vade tarihinden başlamak üzere işlemiş faizleri ile birlikte borç tutarı olan 77.766,75-TL üzerinden …. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasından takip başlatıldığını, davalı itirazı ile takibin durduğunu, davalının itiraz dilekçesinde …’ye borcunun bulunmadığını belirterek borcun tamamına, işleyecek faize, faiz oranına, avukatlık ücretine ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, davalı tarafın yetkiye itiraz ettiyse de akdedilen sözleşmenin 14. maddesinde … Mahkeme ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunun belirtildiğini, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla itirazın iptalini, takibin devamını, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Usulüne uygun tebliğe rağmen davalı tarafından dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; …. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası, borç ve taahhüt senedi, bayilik sözleşmesi Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, mali müşavir …’ye tevdii edilen dosyada tanzim olunan 04/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasında 04/04/2007 tarihinde akdedilmiş Bayilik Anlaşması çerçevesinde davalının…Yetkili Servisinde … markalı ürünlerin satışı konusunda anlaşıldığını, davacının davalı firmaya 30/04/2011 tarihinde 41.946,00 TL’yi faizsiz olarak 01/03/2012 tarihinde geri ödenmek üzere ilgili senedin düzenlendiğini, temin edilen evraklardan … tarafından 22/06/2007 tarihli sözleşme kapsamında bu paranın davalıya ödendiğini, yapılan finansman işleminin davacının delil niteliği taşıyan ticari defterlerinde bulunduğunu, ödenen bu bedelin geri ödenmemesi üzerine davacı tarafından 24/12/2018 tarihinde 41.946,00 TL asıl alacak, 35.820,75 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 77.766,75 TL üzerinden ilamsız takip başlatıldığını, takip tarihi itibariyle faiz hesabı yapıldığında davacının 19/06/2012- 19/12/2012 tarihleri arasındaki sürede %16,50 yerine %17,75 faiz uygulamasından kaynaklı 586,11 TL fazla faiz işletildiği, TCMB kayıtlarına göre yapılan hesaplamada 35.234,64 TL işlemiş faiz bulunduğunu, bu çerçevede davacının davalıdan 24/12/2018 takip tarihi itibari ile toplam alacağının 77.180,64-TL olduğu, anapara tutarı olan 41.946,-TL’ye takip tarihinden tahsil tarihine kadar 3095 sayılı kanun çerçevesinde TCMB tarafından açıklanan değişken oranlarda avans faiz oranından faiz talep edebileceği, tarafların tazminat ve diğer tüm taleplerinin değerlendirilmesinin hukuksal değerlendirmeyi gerektirdiği ve mahkemenin takdiri olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, ödünç verme sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; açılan dava taraflar arasındaki düzenlenen borç taahhüt senedi gereği ve cari hesaptan kaynaklı alacağının tahsiline ilişkindir. Tarafların tacir olduğu davacı tarafından delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 maddeleri uyarınca ticari defter ve belgeler nezdinde mali yönden bilirkişi incelemesi yapılması yoluna gidilmiştir. Yapılan bilirkişi incelemesi ile davacının usulüne uygun olarak tutulan HMK 222. Maddesi uyarınca delil vasfına haiz ticari kayıtlarını sunduğu, davalının yapılan ihtarata rağmen, ticari defterlerini dosyaya sunmadığı, incelemeye katılmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafından sunulan ticari defter ve kayıtların incelenmesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporundaki tespitlerden; taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca davacının davalı firmaya 30/04/2011 tarihinde 41.946,00 TL’yi 01/03/2012 tarihinde geri ödenmek üzere verdiğini, davalıya bu paranın verildiğinin ilgilinin kayıtlarında mevcudiyetini, davacının ticari defterlerine de işlendiğini, davacının 19/06/2012- 19/12/2012 tarihleri arasındaki sürede %16,50 yerine %17,75 faiz uygulamasından kaynaklı icra takibinde 586,11 TL fazla faiz işletildiğini, TCMB kayıtlarına göre yapılan hesaplamada 35.234,64 TL işlemiş faiz hesaplandığını, borç ve taahhüt senedi gereği davacının davalıdan takip tarihi itibariyle toplam alacağının 77.180,64-TL olduğunun anlaşıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizin ön inceleme duruşmasında davalı şirketin icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazı değerlendirilmiş; taraflar arasındaki sözleşmenin 14. Maddesi gereği … Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili kılındığı, tarafların tacir olduğu, yetki sözleşmesinin geçerli olduğu anlaşıldığından 6100 Sayılı HMK 17. Maddesi gereği yetki itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı … AŞ ile davalı şirket arasında düzenlenmiş olan bayilik anlaşması yapıldığı ve yine taraflar arasındaki ‘Borç ve Taahhüt Senedi’ gereği madeni ve sentetik yağları ile diğer ürünlerin satıcılığı yapıldığına ve münhasıran madeni ve sentetik yağ konusunda faaliyetin geliştirilmesinde kullanılmak üzere davacı … tarafından davalıya 41.946,00-TL’nin borç olarak verildiği anlaşılmıştır. Mali müşavir bilirkişi tarafından yapılan tespitler sonucu, davacının karşı tarafa bu parayı ödediği, bedelin ticari defter ve kayıtlarında bulunduğu anlaşılmıştır. İlgili senette bedelin alacaklı …’ye 01/03/2012 tarihinde sona ermek üzere belirtilen taksitlerle ve vade tarihinde ödeneceği kararlaştırılmış ve şayet 01/03/2012 tarihinde 41.946,00-TL taksitlerden birini tayin edilen vadede ödenmemesi veya noksan olarak ödenmesi yahut alacaklı … ile ilişkinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde vade tarihini beklenmeksizin borcun tamamının muaccel olacağı kararlaştırılmıştır. Tarafların ticari şirket olduğu, tacir sıfatıyla sözleşme düzenlerken basiretli bir işadamı gibi davranmak zorunda oldukları göz önünde bulundurulduğunda sözleşme ile her iki tarafın da bağlı olduğuna kanaat getirilmiştir. Davalının senet uyarınca verilen borcu geri ödemediği sabit olmakla birlikte bu senette faize ilişkin hüküm düzenlenmiştir. Buna göre borcun zamanında ödenmemesi, noksan ödenmesi gibi hallerde vade beklenmeksizin muaccel olacak ve borcun tediye sonuna kadar …, … ve … Bankasının 1 ay vadeli ticari kredilere uyguladığı faiz ortalaması oranında faiz talep edilebileceği kararlaştırılmıştır. Bilirkişi tarafından işlemiş faiz hesabı yapılmış ve 41.946,00 TL’ye 35.234,64 TL işlemiş faiz bulunmuş, davacı taraf icra takibindeki işlemiş faize ilişkin alacağının daha fazla gösterildiği tespit edilmiş, bu farklılığın 19/06/2012- 19/12/2012 tarihleri arasındaki sürede %16,50 yerine %17,75 faiz uygulamasından kaynaklı takipte 586,11 TL fazla faiz işletildiği sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen bu sebeplerle taraflar arasındaki sözleşme ve senet hükümleri doğrultusunda davacının borç olarak 41.946,00 TL’yi davalıya verdiği ve davalı tarafça geri ödenmediği, davalı taraf her ne kadar icra takibine itiraz etmiş ise de, ticari defterlerini sunmadığı gibi ödeme yapıldığına dair herhangi bir ödeme belgesi, dekont vs. de sunmadığı, davacı tarafın HMK 222. Maddesi uyarınca usulüne uygun tutulmuş lehine delil teşkil eden ticari defterlerinde de alacak miktarının kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafça itiraza konu takipte davacının davalıdan 41.946,00 TL asıl alacak, 35.820,75 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 77.766,75 TL üzerinden ilamsız takip başlattığı, dosya kapsamında yapılan incelemelerle davacının 41.946,00 TL tutarında alacağının olduğu, bunu davalıdan tahsilini talep edebileceği, davacı tarafından davalı aleyhine işbu tutarın tahsiline yönelik başlatılan icra takibinde davalının itirazının haksız olduğu kanaatine varılarak, davacının işlemiş faiz alacağının 35.234,64 TL olduğu dikkate alınarak; davanın kısmen kabulü ile, davalının …. İcra Müd.’nün …E. Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının kısmen haksız olduğu anlaşıldığından itirazların kısmen iptali ile, takibin 41.946,00-TL asıl alacak, 35.234,64-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 77.180,64-TL üzerinden devamına karar verilmiştir. Ayrıca alacağın likit ve belirlenebilir olduğu anlaşılmakla, İİK 67/2 maddesi: “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. ” hükmü uyarınca dava değeri, davalı tarafından faize, oranına, miktara itiraz etmesi de dikkate alınarak kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatiyle kabul edilen alacağın %20′ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, davalının …. İcra Müd.’nün …E. Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZLARIN KISMEN İPTALİNE, takibin 41.946,00-TL asıl alacak, 35.234,64-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 77.180,64-TL üzerinden DEVAMINA, asıl alacak tutarına takip tarihinden alacak tamamen ödeninceye kadar yıllık %19,5 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
(2)-İİK 67/2 mad. uyarınca alacağın %20’si oranında (15.436,12-TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
(3)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 5.272,20-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 939,24-TL’nin mahsubu ile bakiye 4.332,96-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
(4)Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 939,24-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
(5)Davacı tarafından yapılan; 54,40-TL başvuru harcı, 900,00-TL bilirkişi ücreti, 159,50-TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 1.113,90-TL yargılama masrafından davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 1.105,50-TL yargılama masrafının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
(6)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 10.833,48-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
(7)6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 1.310,05’sinin davalıdan, 9,95-TL’sinin davacıdan tahsili ile Hazine adına gelir kaydına,
(8)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/03/2021

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.