Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/161 E. 2021/377 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/26 Esas
KARAR NO:2021/193

DAVA :İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:09/01/2018
KARAR TARİHİ:11/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirkete faaliyet konusu kapsamda makine satışı yaptığını ve davalı adına çeşitli faturalar düzenlediğini, taraflar arasında 31/03/2017 tarihi itibariyle yapılan hesap mutabakatıyla müvekkili şirket kayıtlarında 102.206,26-TL alacaklı olduğundan bahisle mutabakat metni gönderildiğini ve bu tutarda mutabık kalındığını, bu tarihten sonra davalı tarafından bir kısım ödemeler yapıldığını ve davalının 67.198,21-TL bakiye borcunun kaldığını, dava dilekçesi ekinde de sunulan cari hesap ekstresine göre malların teslim alınmasına rağmen davalı tarafından ödeme yapılmadığını ve borcun kapatılmadığını, ayrıca davalı tarafından icra dairesine yapılan derdestlik itirazında …. İcra Müd. … E. Sayılı dosyasıyla yapılan takip ve … İcra Müd.’nün … E. Sayılı dosyasındaki takibin mükerrer olduğunun iddia edildiği ancak dava konusu borç için önce …. İcra Müd.’den takip başlatıldığı davalı tarafından bu takibe yapılan itiraza binaen yetkisizlik nedeniyle …. İcra Müd. dosyası üzerinden devam ettiğini dolayısıyla derdestlik itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile icra takibinin devamını, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki ticari ilişkinin uzun yıllardır sürdüğünü ve aralarında imzalanan son satın alma sözleşmesinin 11/11/2013 tarihinde olduğunu, sözleşmenin 4.2 maddesine göre yeterli satış devir hızına ulaşamayan ürünlerin 30 gün içinde geri iade alınmaması halinde ürünlerin mülkiyeti alıcı … geçeceğinin kararlaştırıldığını davacının taraflar arasında hiç sözleşme yokmuş gibi …. İcra Müd.’nün … E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığını ancak müvekkili tarafından sözleşmeye tahakkuk etmiş bir borç bulunmadığından takibe itiraz edildiğini, aynı zamanda taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmeyeceğinin anlaşılmasıyla … Noterliğinin 24/10/2017 gün ve … sayılı ihtarnamesiyle satış devir hızları istenen düzeyde olmayan ve iadeye tabi olan 67.327,09-TL tutarındaki ürünlerin listelenerek müvekkili şirketin mağazalarından 30 gün içerisinde alınması davacıya bildirilmesine rağmen geri alınmadığını, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığının tespiti ile huzurdaki davanın reddini, takibin haksız ve kötü niyetli başlatıldığından davalının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı çarptırılmasını, masraf ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; … … Vergi Dairesi Müdürlüğünün 07/02/2018 tarihli müzekkere cevabı, … Kurumlar Vergi Dairesinin 08/02/2018 tarihli müzekkere cevabı ekinde taraflar arasındaki ticari ilişkiye ait 2010 – 2011 ve 2012 yılı BA formları ile 2011 yılı BS formları sureti, … Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyası uyap üzerinden, …. İcra Müd. … E. Sayılı dosyası ikmalen Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları ve dosyada toplanan deliller nazara alınarak davacı tarafa ait ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapılması için … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat müzekkeresi yazıldığı, vergi dairesi müdürü SMMM bilirkişiye tevdii edilen dosyada tanzim olunan 03/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının ticari defter kayıtlarında davalıdan alacaklı olduğunu gösterir muhasebe kayıtlarının mevcut olduğunu, davalının düzenlemiş olduğu mutabakat mektubu ile de 31/10/2017 tarihi itibariyle cari hesap bakiyesindeki tutar üzerinden mutabakatlarının olduğunu ve bakiyenin kesinleştiğini, davacının ticari defter kayıtlarında davalıdan olan cari hesap bakiye alacak tutarının 31/12/2017 tarihi itibariyle 52.198,21-TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(3)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, mali müşavir bilirkişi …ve nitelikli hesaplama uzmanı …’e tevdii edilen dosyada tanzim olunan 01/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Taraflar arasındaki ticari ilişkide davacı tarafından davalı yan adına düzenlenen faturalar ve davalıdan yapılan tahsilatların her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu ve tarafların ticari defterleri ile muavin kayıtlarının birbirini doğruladığını, 31/05/2016 tarihine kadar taraflar arasında mal alım satımıyla cari hesap borcunun 161.196,94 TL olduğu, yapılan kısmı ödemelerle takip tarihi itibariyle cari hesaptan davalının davacıya 67.198,21 TL kaldığı, 05/08/2017 takip tarihinden sonra 21/11/2017 tarihinde yapılan15.00,00 TL havale ile 52.198,21 TL borç kalarak 2018 yılına devrettiği, davalının ticari kayıtlarında bu miktarın borç olarak kaydedildiği, davalı tarafın 12/07/2016-26/07/2016 tarihinde davacıdan mal alışında 16.403,26 TL mal iadesi yaparak kayıtlarına işlediğini tespit etmiştir. Takip sonrası davalı şirket tarafından 01/12/2017 tarihinde gönderilen cari hesap mutakabatına göre; 31/10/2017 tarihi itibariyle şirketin cari hesap 67.198,21 TL borcunun bulunduğu ve bu tutarda mutabık olunup olunmadığına dair yazı gönderilmiş olduğu 21/11/2017 tarihinde de 15.000,00 TL kısmi tahsilat sonrası cari hesap borcun 52.198,21-TL’ye düştüğünü tespit etmiştir. Sonuç itibariyle Davalı şirketin davacı yana …. İcra Müd. 05/08/2017 takip tarihi itibariyle … E. Sayılı takip dosyasından 67.198,212-TL borçlu olduğunu, takip tarihinden itibaren 67.198,212-TL alacak için 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi gereğince %9,75 ve değişen oranlarda ticari temerrüt faizi talep edilebileceğini, takip öncesi işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığını, takipten sonra 21/11/2017 tarihinde 15.000,00-TL davalının borcunu 01/12/2017 tarihli mutabakat yazısı ile ikrar ettiğini, sözleşmenin 4.4 hükmünün takdiri Mahkemeye ait olmak üzere içerik denetimi çerçevesinde “dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hüküm” olarak değerlendirilebileceğini, somut olayda borç ikrarı olduğu ve dürüstlük kuralı uyarınca kesin hükümsüz sayılabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; faturadan kaynaklı cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Tüm dosya kapsamı kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; açılan dava taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle düzenlenen fatura ve cari hesap bakiyesi alacağının tahsiline ilişkindir. Tarafların tacir olduğu davacı tarafından delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 maddeleri uyarınca ticari defter ve belgeler nezdinde mali yönden bilirkişi incelemesi yapılması yoluna gidilmiştir. Yapılan bilirkişilerin incelemesi ile davacının ve davalının usulüne uygun olarak tutulan HMK 222. Maddesi uyarınca delil vasfına haiz ticari kayıtlarını sunduğu, ticari defter ve kayıtların incelenmesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporlarındaki tespitlerden; davacı ile davalı arasında 2016 yılından öncesinden beri ticari ilişki olduğu, 31/05/2016 tarihi itibariyle davacının davalıdan mal alımına istinaden 161.196,94 TL borcu olduğu, akabinde her iki tarafından da kayıtlarından anlaşılacağı üzere davalı tarafın 2017 yılı içerisinde kısmi ödemeler yaptığı ve takip tarihi olan 12/10/2017 tarihi itibariyle davacının davalıdan 67.198,21 TL alacaklı olduğu, ayrıca tarafların defter kayıtlarından 12/07/2016-26/07/2016 tarihinde davalının davacıdan mal alışında 16.403,26 TL mal iadesi yaparak kayıtlarına işlediğini tespit etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesi ve beyanları ile taraflara arasında yapılan sözleşmenin 4.2 ve 4. 4 maddeleri gereği satılamayan ürünlerin yapılacak ihbar ile 30 gün içinde satıcı tarafından iade alınacağının taahhüt edildiği, iade alınmaması halinde ürünlerin davalının mülkiyetine geçeceğinden bahisle davacı şirkete borçlu olmadığı yönünde savunmada bulunmuştur. Bu iddialara istinaden yapılan inceleme ile TBK 25. Maddesi uyarınca genel işlem koşullarına, dürüstlük kurallarına aykırı olarak karşı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler konulamayacağı düzenlenmiştir. Bu madde uyarınca sözleşmedeki hükümler dürüstlük kuralına aykırı olarak aleyhe yorumlanamayacağı açıktır. Somut olayda davalı taraf her ne kadar sözleşmedeki ilgili maddelere dayansa da dosyada mevcut 01/12/2017 tarihli mutabakat yazısı ile davacı tarafa 67.198,21 TL borçlu olduğunu belirterek mutabık olunup olunmadığını sormuştur. Ayrıca davalı …. Noterliği’nden 24/10/2017 tarih … yevmiye numaralı ihtarname ile sözleşme hükümleri uyarınca ihtarname çekmiş ise de bu ihtarnamenin tarihinin davacının yapmış olduğu takipten 10 gün sonraya ait tarihli olduğu nazara alındığında yine dürüstlük ilkesine aykırı olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda davalı, mutabakat yazısıyla borcu kabul etmiş olup dürüstlük kuralı gereği sözleşme maddesi gereği borçlu olmadığına yönelik savunmalarına itibar edilmemiştir.
Mahkememizce hem davacı hem de davalı tarafın HMK 222. Maddesi uyarınca usulüne uygun tutulmuş lehine delil teşkil eden ticari defterlerinde de davacının alacak miktarının kayıtlı olduğu, kayıtların birbirini doğruladığı anlaşılmıştır. Davacı taraf 12/10/2017 tarihli takip talebi ile 67.198,21 TL asıl alacak, 1.310,37 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 68.508,58 TL üzerinden takip yapmış, ödeme emri 17/10/2017 tarihinde davalıya tebliğ edilmiş, davalının süresinde 24/10/2017 tarihli itirazı üzerine takip durmuş, davacı 09/01/2018 tarihinde itirazın iptali için işbu davayı açmış olduğu anlaşılmıştır. Davalı taraf takipten ve yapmış olduğu itirazdan sonra davadan önce 21/11/2017 tarihinde havale yoluyla davacıya 15.000,00 TL kısmi ödeme yapmış olduğu tespit edilmiştir. Davacı, icra takibinde işlemiş faiz yönünden de davalı aleyhine icra takibi yapmış olsa da; TBK’nın 117.maddesi hükmü uyarınca muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Alacaklı tarafından borçluya usulünce çekilmiş, ödenmesi gereken borcun miktarını gösteren bir temerrüt ihtarı bulunmadığı ve borcun ifa edileceği günün taraflarca birlikte tayin edildiği de kanıtlanmadığına göre temerrüt, takip tarihinde gerçekleşmiş olduğu nazara alınmış ayrıca davacı mahkememizde açmış olduğu davada 67.198,21 TL asıl alacak bakımından talebini harçlandırmış olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle takipten önce davalıya çekilen bir ihtarname de bulunmadığından davacının icra takibinde işlemiş faiz bakımından alacağının bulunmadığı ve bu miktarı da harçlandırmadığından 1.310,37 TL işlemiş faiz alacağının bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Öte yandan her ne kadar tarafların birbirini teyit eden kayıtlarında 67.198,21 TL davacının alacağı bulunsa takipten sonra davadan önce davacının 15.000,00 TL kısmi tahsilat yapıldığından davacının bakiye 52.198,21 TL alacağının kaldığı anlaşılmıştır. Belirtilen bu sebeplerle davacının davalıdan 52.198,21 TL tutarında alacağı olduğu ve bunu davalıdan tahsilini talep edebileceği, davacı tarafından davalı aleyhine işbu tutarın tahsiline yönelik başlatılan icra takibinde davalının itirazının kısmen haksız olduğu kanaatine varılarak, davanın kısmen kabulü ile, davalının …. İcra Müd.’nün … E. sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazlarının kısmen haksız olduğu anlaşıldığından itirazların kısmen iptali ile takibin 52.198,21 TL üzerinden devamına, ayrıca alacağın likit ve belirlenebilir olduğu anlaşılmakla, İİK 67/2 maddesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatiyle kabul edilen alacağın %20′ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiştir Davalı kötüniyet tazminatı talep etmiş ise de; İİK 67/2. Maddesi gereğince alacaklı olduğunu iddia eden tarafın takipte kötü niyetli ve haksız olunması kötü niyet tazminatının şartlarındandır. Somut olayda her ne kadar davacı tarafın takip tarihi itibariyle kötüniyetli ve haksız olduğundan bahsedilemeyeceğinden davacı aleyhine şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Ayrıca davacı tarafından tahsil edilen kısmen ödemenin, davacı tarafça icra dosyasına bildirilerek kapak hesabı yaptırıldıktan sonra bakiye alacak için itirazın iptali davası açılması gerekirken, davadan önce yapılan ödemeninde açılan itirazın iptali davasının konusu yapılmasında davacının hukuki yararı olmayacağı açıktır. Haricen yapılan ödemeyi yaptığı icra takip dosyasına bildirmeyen ve hukuki yararı bulunmaksızın tahsil etmiş olduğu kısmen ödemeyi de dava konusu yapan davacının, söz konusu ödeme nedeniyle dava kısmen reddedilmiş olduğundan, reddedilen kısım yönünden yargılama giderlerinden sorumlu tutulacağı kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, davalının …. İcra Müd.’nün … E. sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazların KISMEN İPTALİ ile, takibin 52.198,21-TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, asıl alacak tutarının takip tarihinden alacak tamamen ödeninceye kadar yıllık %9,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, Fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
(2)İİK. 67/2 maddesi uyarınca alacak miktarının %20’si oranında (10.439,64-TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
(3)Kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
(4)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 3.565,65-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 805,04-TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.760,61-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
(5)Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 805,04-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
(6)Davacı tarafından yapılan; 35,90-TL başvuru harcı, 2.250,00-TL bilirkişi ücreti, 850,00-TL talimat masrafı, 203,25-TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 3.339,15-TL yargılama masrafından davanın kabul reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 2.593,78-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
(7)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca hesaplanan 7.585,77-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
(8)Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen miktar itibariyle AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
(9)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/03/2021

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.