Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/123 E. 2020/91 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/123
KARAR NO : 2020/91

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 20/11/2018
KARAR TARİHİ : 20/02/2020

İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/12/2019 tarih… E. -…K. sayılı dosyası yetkisizlik kararıyla mahkememize gelmiş olmakla;
Dosya ele alınarak 6100 Sayılı HMK 138-(1) ve 320-(1) maddeleri uyarınca evrak üzerinden yapılan inceleme neticesinde aşağıdaki karar tesis olunmuştur:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
(1)Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanuna dayanılarak hazırlanan, Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik hükümleri doğrultusunda, elektrik üretim izni alınmış olan 3 MW (megawatt) proje ile birlikte müvekkili ve ortakları tarafından kurulan 3 adet şirketin 17.09.2015 tarihli protokol ve buna bağlı olarak düzenlenen aynı tarihli “Taahhüt ve Sorumluluk Protokolü” hükümlerinin sağlanmış olması neticesinde taraflar arasında 26.10.2015 tarihli “Şirket ve Proje Devir Sözleşmesi ve Ödeme Protokolü” akdedilerek sözkonusu 3 adet şirket ve üzerindeki 3 adet proje ile birlikte davalı şirkete müvekkili ve ortakları tarafından devredildiğini, devre konu edilmeyen elektrik üretim izni alınmış 4 adet projenin tüm masraf ve harcamalarının müvekkilleri ve ortakları tarafından yapıldığını, müvekkili ve ortakları tarafından değer kazandırılıp, yatırıma hazır hale getirilen toplam 4 adet projenin yatırıma dönüştürülmek amacıyla davalı alıcının da kendisi olmak üzere çok
“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”
sayıda yatırımcı firma ile görüşüldüğünü, davalıya önceki birim satış fiyatından teklifte bulunularak yatırım düşünmedikleri takdirde 3. kişilere devir edilmek üzere haklarının iade edilmesinin istendiğini, ancak davalının olumlu yada olumsuz bir cevap vermediğini, gelinen süreçte 4 adet projenin yapım süresi dolması nedeniyle yatırım yapma imkanının kalmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla doğmuş ve doğacak maddi zararından şimdilik 10.000 TL’nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davaya konu şirket hisselerinin üçüncü kişilere devrinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
(2) Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisiz yerde açıldığını, Şirket ve Proje Devir Sözleşmesi ve Ödeme Protokolünde ihtilaf halinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olacağının kararlaştırıldığını, bu nedenle davanın yetki yönünden reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak da müvekkilinin sözleşmeden kaynaklı edimini ifa ettiğini, davacıların iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
(II) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; sözleşmeye aykırılık iddiası kapsamında açılan tazminat istemine ilişkindir.
Dosya; İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 3. celse itibariyle verilen yetkisizlik kararı sonrasında mahkememize tevzi edilmiştir. Karar gerekçesine bakıldığında; sözleşmedeki yetki şartı nedeniyle mahkemenin yetkisiz olduğunun ifade edildiği görülmektedir.
Dava dilekçesi ekindeki protokol kapsamında davacıların bir takım şirketlerin hisse sahibi oldukları ve sözleşmenin hisse devrine yönelik tanzim edildiği anlaşılmaktadır. Sözleşme; şirketteki hisse devirlerine istinaden davacı olan şahıslar bazında imzalanmıştır. Somut olayda davalı yönünden resmi bir hisse devralımı – şirket ortaklığı yoktur. …limited şirketlerde hisse devirlerinin ne şekilde yapılacağı TTK 595 vd maddeleri nezdinde açıkça ifade edilmektedir. Bununla birlikte davacıların bir takım şirketlerin hissedarı konumunda olmaları şahıs bazında kendilerinin doğrudan tacir olduğu sonucunu doğurmaz. Öte yandan yetkisizlik kararı ihdas eden mahkeme tarafından yapılan incelemeyle Osmaniye Ticaret ve Sanayi Odası’ndan celbedilen müzekkere cevabı kapsamında davacıların oda kayıtlarına rastlanmadığının bildirildiği görülmektedir.
Davacıların şirket hissedarı olmaları tek başına tacir oldukları sonucu doğurmayıp davacıların tacir olduklarına yönelik dosyaya yansıyan başkaca delile tesadüf edilmediğinden kararlaştırılan yetki şartının, 6100 Sayılı HMK 17. Maddesi amir hükmü gereğince geçersiz olduğu takdir edilmiştir. Bu minvalde verilen yetkisizlik kararı da doğrudan mahkememizi yetkili hale getirmeyeceğinden mahkememizin karşı yetkisizliğine dair karar verilmesi gerekmiş ve dosyanın olumsuz yetki uyuşmazlığı nedeniyle kesinleşmesinin akabinde re’sen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlığı 37. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine ilişkin aşağıdaki karar tesis olunmuştur.
(III) KARAR :
(1)Mahkememizin somut uyuşmazlığı çözmekte yetkili olmadığının takdiriyle davanın usulden REDDİNE,
(2)Hüküm kesinleştiğinde mahkememiz ile İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi arasında olumsuz yetki uyuşmazlığı çıktığı anlaşıldığından dosyanın yetki uyuşmazlığının halli ve yetkili mahkemenin tespiti bakımından İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
(3)HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik ve yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretlerinin o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”
(4) Evrak üzerinden karar verildiğinden gerekçeli kararın re’sen taraflara tebliğine,
Dair, tarafların yokluğunda, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 20/02/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”