Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/111 E. 2020/367 K. 01.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/111 Esas
KARAR NO:2020/367

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:22/08/2011
KARAR TARİHİ:01/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkememizin (….Asliye Ticaret Mahkemesi) … Esas … Karar ve 21/02/2013 tarihli kararında;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı banka kredi borçlusu …..AŞ’nin risklerinin teminatı olarak üzerinde ipotek tesisli menkul ve gayrimenkullerin, davalı şirket tarafından sigortalanmakta olduğunu, davalı şirketin 05/04/2004 tarihli yazısında 09/09/2002 -09/09/2003 dönemi sigorta poliçesinin yenilenmesi sırasında Tasfiye Halinde … AŞ nin dain ve mürtehin sıfatıyla … şirketler grubu için düzenlenen poliçesi de dikkate alınarak riskin yerinde değerlendirilmesi ve sigorta bedelinin tespitine ihtiyaç duyulduğunu, risk mühendislerinin görevlendirildiği ve kıymet takdir raporu düzenlediğini, yapılan çalışmalar sonucu sigortalının bilinen adresteki risklerinin güncel değerinin 39.526.200 TL olarak belirlediğini, … sigortaya neden olmamak için Tasfiye Halinde … AŞ nin şirketlerince düzenlenen poliçenin sigorta bedeli olan 33.119.539,97 TL arasındaki farkı oluşturan 6.406.660,03 TL sigorta bedeli üzerinden davacı banka partajından düzenlenen yangın poliçesinin yenilenmesi yapılabileceğinin belirtildiği, bunun üzerine banka kayıtlarında bulunan sigorta poliçelerinin incelenmesinde, davalı şirket tarafından yıllar itibarıyla … sigortaya sebebiyet verilerek fahiş sigorta bedelleri üzerinden sigorta poliçelerinin düzenlendiği, bir kısım poliçelerin bedellerinin yanlış döviz cinsleri üzerinden yapıldığı ve bu suretle fazla tahsilat yapıldığının tespit edilerek davalıya … Noterliğinin 17/09/2004 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile taşınmazların yangın sigortası ile ilgili olarak 2001-2002 ve 2002-2003 dönemine ait sigortaların menfaati aşan kısmına tekabül eden ve bankadan fazla tahsil edilen primlerin reeskont faiz oranı üzerinden hesaplanan faizi ile geri ödenmesinin istendiğini, davalı şirketin cevabi ihtarnamesinde sigorta bedeli artışlarına davacı banka veya borçlu firmanın herhangi bir itirazı olmadığı ve primlerin süresi içerisinde rareasüere devredildiği gerekçesiyle fazla tahakkuk ettirilmiş prim bulunmadığı belirtilmiş ise de, ileri sürülen gerekçelerin TTK 1283 maddesinin açık ifadesi karşısında kabul edilmesinin mümkün olmadığını, zira mal ve mali sorumluluk sigortalarında rizikonun gerçekleşmesi üzerine sigortacının ödeyeceği tazminatın hiçbir zaman gerçek zararı geçemeyeceğini, sigorta bedelinin sigortacının sorumlu olacağı en yüksek meblağı göstereceğini, sigorta değerinin ise TTK nun 1345 maddesinde yazılı olduğu gibi sigorta edilen menfaatin tam değerini ifade edeceğini, riziko gerçekleştiği zaman sigorta bedelinin sigorta değerinden fazla olması haline “… Sigorta”denileceğini, bu durumda aşan kısmın batıl olacağını, bu sebeple sigorta bedelinin indirilmesi gerektiğini, sigorta priminin dahi ona tekabül eden kısmını indirilip primin fazla tahsil edilen kısmının geri verilmesi gerektiğini, menfaat değerinin tarafların oy birliği ile seçtikleri bilirkişiler tarafından önceden takdir ve tahmin edilmiş ve taraflarca kabul olunması halinde bu değere itiraz edilemeyeceğini, görüldüğü üzere yasada fazla tahsil edilen … sigorta priminin geri verilmesinin emredildiğini, bu nedenle davacı bankanın … sigortayı bilip bilmemesinin veya herhangi bir itirazda bulunmasının öneminin bulunmadığını, ayrıca TTK 1276/2 gereği sigorta ettirenin sigortacı ile reasürör arasındaki ilişkiye yabancı olduğunu, sigorta primlerinin reasürans şirkete devredilmesinin de sigorta şirketinin kendi iç ilişkisini ilgilendiren durum olup, TTK 1283 maddesinin uygulanmasına engel olmadığını, bu nedenle toplam 1.080.066,51 TL nin ödeme gününe kadar işleyecek reeskont faizi vergi ve masrafları ile birlikte ödenmesi gerektiğini belirtmiştir
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin sigortacı ,davacının ise sigorta ettiren sıfatına sahip olup, uyuşmazlığın sigorta sözleşmesinden kaynaklandığının anlaşılmasına göre uygulanması gereken zaman aşımı süresinin TTK nun 1268 maddesinde düzenlenen zaman aşımı olup, buna göre “Sebepsiz yere ödenmiş bulunan primin veya sigorta bedelinin geri alınması alacakları dahil, sigorta mukavelesinden doğan tüm taleplerin 2 yılda mürürüzaman uğrar” hükmü gereği talebin zaman aşımına uğradığını, dava dilekçesinde uyuşmazlık konusu olan poliçelerinin numaralarının bildirilmediğini, yapılan incelemede 09/09/2001 başlangıç 09/09/2002 bitiş tarihli poliçe ile 09/09/2002 başlangıç ve 09/09/2003 bitiş tarihli poliçelerin dava konusu edildiğinin anlaşıldığını, davanın 09/12/2005 tarihinde verilen dilekçe ile açıldığı anlaşıldığından poliçelerdeki vadelerin hitam tarihleri üzerinden 2 yıla … süre geçtiğini, bu sebeple öncelikle TTK nun 1268 maddesi hükmü gereği davanın zaman aşımı yönünden reddini istediklerini, dava konusu edilen davacı müşterilerinden … …. AŞ ye ait … … yolu üzerindeki taşınmazların risklerinin davacı bankanın talebi üzerine kendisinin sigorta ettiren dain ve mürtehin sıfatına haiz olan ve davalı şirkete bağlı acentenin davacı şirket … şubesi aracılığıyla akdedilen 09/09/2000 başlangıç tarihli poliçe ile ilk olarak teminat altına alındığını, daha sonra poliçenin tecdidlerinde enflasyon oranı dikkate alınarak yapılan otomatik sigorta bedel artışlarının uygulandığını, bu şekilde yenilenen poliçelerin gerek ilgili bankaya tevdi tarihinde, gerekse poliçelerin yürürlükte olduğu dönem içerisinde sigorta bedelleri ile ilgili olarak gerek sigortalı gerekse sigorta ettiren davacı tarafından herhangi bir itiraz ve değişiklik talebinde bulunulmadığını, aynı yerin davalı şirket Adana acentesi ile davacı banka … şubesi partajında dava dışı Tasfiye Halinde … Bankasının dain mürtehim sıfatına haiz olduğu, sigorta akdi ile teminat altına alındığını, 09/09/2003 yenileme döneminde Tasfiye Halinde … AŞ nin yer aldığı poliçe dikkate alınarak riskin yerinde değerlendirilmesi ve sigorta bedelinin tespitine ihtiyaç duyulduğunu ve risk mühendisleri tarafından yapılan işlemler sonucu kıymet takdirinin belirlendiğini, bu işlemler sonuçlanana kadar dava dışı … şirketler grubunun kredi borcunu oluşturan 21.000.000 TL üzerinden poliçe düzenlendiğini, o tarihte borçlu adresindeki risklerin sigorta değerinin 39.526.200 TL olduğunun tespit edildiğini, bu sebeple Tasfiye halindeki … AŞ nin sigorta ettiren olarak yer aldığı poliçedeki sigorta bedelini teşkil eden 33.119.539,97 TL ile kıymet takdir raporunda belirtilen sigorta değeri arasındaki farkı oluşturan 6.406.660,03 TL sigorta bedeli üzerinden poliçenin yenilebileceğinin, kredi veren davacıya bildirildiğini ve 09/09/2003-09/09/2004 vadeli poliçenin bedelini bu rakama düşüren zeyilname düzenlendiğini, esas olanın riziko sigorta bedelinin sigortalı veya kredi veren kurumca bilinecek olması olduğunu, daha önce herhangi bir itirazda bulunulmayan sigorta bedelleri geçerli kabul edilerek plasman gerçekleştirilip verilen teminat karşılığı olarak alınan primlerin reasürörlere devredildiğini, TTK 1263 gereği sigorta akitleri şekle bağlı akit olmadığından davacı tarafın aynı zamanda kendi müşterisi olan dava dışı sigortalıya ait taşınmazlar için poliçe düzenlenmesi aşamasında dain mürtehin sıfatına haiz davacının ortaya koyduğu belgelere dayanıldığını, tarafların karşılıklı iradelerinin uyumu ile vücuda gelen sigorta akitlerine dayanılarak davacının böyle bir dava açamayacağını , davacının davasında ve talebinde iyi niyetli olmadığını, poliçenin geçerli olduğu dönemde herhangi bir itiraz ve değişiklik talebinde bulunulmadığını, dava dilekçesinde müddeabih çok yüksek olduğundan prim iadesine esas iptal ve faiz miktarının da çok fahiş olduğunun anlaşıldığını, bu nedenle iadesi istenen prim tutarı, faiz ve faiz oranına da itiraz ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde … Esas … Karar ve 21/02/2013 tarihli karar ile bu konuda ki talep haklarının TTK’nın 1268. ve Yangın Sigortası Genel Şartlarının C.10 maddesi gereği poliçenin vade bitiminden itibaren 2 yıl da zamanaşımına uğrayacağı, dava konusu edilen 09.09.2002 vadeli poliçenin 09.09.2004 tarihine kadar, 09.09.2003 vadeli poliçenin ise 09.09.2005 tarihine kadar … sigortalandığının ileri sürülüp buna dayalı primlerin iadesinin talep edilmesi gerektiği halde davanın 09.12.2005 tarihinde açıldığı, taleplerin zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş olup, mahkememizce verilen karar taraflarca temyiz edilmiştir.
YARGITAY İLAMI:
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2017/4933 Esas 2017/7314 Karar ve 18/12/2017 tarihli ilamı ile; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkememiz kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının yerinde olmadığından reddi ile mahkememiz kararının onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay onama ilamı taraflara tebliğ edilmiş olup, davacı tarafça karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla, bu kez Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2018/2295 Esas-2019/6971 Karar ve 07/11/2019 tarihli ilamında; 6762 sayılı TTK’nın 1268. maddesinde sebepsiz yere ödenmiş bulunan primin veya sigorta bedelinin geri alınması alacakları dahil sigorta mukavelesinden doğan bütün mutalebelerin, iki yılda müruruzamana uğrayacağının düzenlendiği, ancak anılan hükümde zamanaşımı süresinin ne zaman başlayacağı hakkında bir hükme yer verilmediği, bu durumda TTK’nın 1264. maddesi atfı gereği 818 sayılı BK’nın 128. maddesi (TBK’nın 149. maddesi) hükmüne bakmanın gerekeceği, BK’nın 128. maddesinde zamanaşımının alacağın muaccel olduğu zamandan başlayacağı, alacağın muacceliyetinin bir ihbara tabi olması halinde ise zamanaşımının bu haberin verilebileceği günden itibaren cereyan edeceğinin belirtildiği, BK’nın 66. maddesinde ise, haksız surette mal iktisabından dolayı ikame olunacak dâvanın, mutazarrır olan tarafın verdiğini istirdada hakkı olduğuna ıttılaı tarihinden itibaren bir sene müruriyle ve her halde bu hakkın doğduğu tarihten itibaren on senenin müruriyle sakıt olacağının düzenlendiği, yine aynı Yasa’nın 133/(1). maddesinde, borçlunun borcunu ikrarı zamanaşımını kesen sebepler arasında sayıldığı, somut olayda, davacı 09.09.2001-09.09.2002 tarihli … nolu ve 09.09.2002-09.09.2003 tarihli … nolu poliçeler için ödenen fazla prim tutarının iadesini talep ettiği, poliçeler kapsamından prim ödemesi için taksitlendirme yapılmadığı ve primin peşin ödendiğinin anlaşıldığı, davalı tarafından davacıya gönderilen 05.04.2004 tarihli yazıda ”..sigorta tespit çalışmaları sonucu … şirketler grubunun bildirilen adresteki risklerinin bugünkü sigorta değeri olarak 39.526.200.000.000 TL belirlenmiştir. … sigortaya neden olmamak için, Tasfiye Halinde … A.Ş dain mürtehinli olarak şirketinizden düzenlenen poliçenin sigorta bedeli (33.119.539.974.000 TL) arasındaki farkı oluşturan 6.406.660.026.000 TL sigorta bedeli üzerinden şubeniz partajından düzenlenen … numaralı yangın poliçesinin yenilemesinin yapılabileceği ” belirtildiği, bu durumda, sigorta poliçelerinin prim ödemelerinin yapıldığı tarih itibari ile zamanaşımı süresinin başladığı, ancak davalının ikrarını içeren 05.04.2004 tarihli yazı ile zamanaşımı süresinin kesildiği nazara alınarak, davalının zamanaşımı savunmasının buna göre değerlendirilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddinin doğru olmadığı, bu itibarla davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüyle Dairelerinin 18/12/2017 tarih 2017/4933 Esas, 2017/7314 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, anılan gerekçelerle mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamı doğrultusunda dosyanın yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapılarak, taraflara yeni duruşma gün ve saati tebliğ olunmuştur.
GEREKÇE:
Yapılan yargılama, davacının iddiaları, davalının beyanları, ibraz olunan deliller, Yargıtay ilamları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı tarafça dava dışı ve kendilerinden kredi kullanan ……. A.Ş’nin bina, makine ve sair emtialarının risklerini sigortalayan davalı şirketin 09.09.2003/2004 dönemi için sigorta yenileme çalışmaları sırasında aynı işletmenin risklerinin sigortalandığı Tasfiye Halinde … sigorta poliçesinde belirlenen sigorta bedellerinin mahsubu nedeniyle bakiye kısım yönünden yenileme yapılarak poliçe düzenlenmesi teklifleri nedeniyle yaptırılan ekspertiz çalışması sonucu daha önceki 09.09.2001/2002 ve 09.09.2002/2003 dönemlerine ait sigorta bedellerinin ekspertiz raporu ve … poliçesinde belirlenen bedellerin çok üstünde olduğu ve … sigorta söz konusu olduğundan fazla ödenen primlerin … sigorta hükümleri kapsamında istirdatına karar verilmesi istenilmiş ise de; öncelikle davaya konu olayda uygulanacak zaman aşımının tespiti, zaman aşımının başlangıcı ve davanın zaman aşımına uğrayıp uğramadığı hususunda ve bu kapsamda davalı tarafça davacıya gönderilen 05/04/2004 tarihli yazının ikrar niteliğini taşıyıp taşımadığı hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir. Yine dava konusu olan ve açılan dava 818 sayılı BK’nun döneminde açıldığından kararda belirtilen tüm değerlendirmeler ve madde numaraları 818 sayılı BK’nun maddeleridir. Bu doğrultuda inceleme yapıldığında:
Davalı Başak Sigorta tarafından davacı bankaya yazılan 05/04/2004 tarihli müzekkere dikkate alındığında daha önce akdedilmiş bulunan 09/09/2002 ve 09/09/2003 dönemini kapsayan sigorta poliçesinin sona ermesinden sonra yenilenecek dönem için yani 09/09/2003 – 09/09/2004 döneminde yenilenecek poliçe için davalı sigorta tarafından kıymet takdir raporu düzenlendiği, sigorta bedeli tespit çalışması sonucu … Grubunun bildirilen adresteki risklerini sigorta değeri olarak 39.526.200.000.000 TL (Eski para ile otuzdokuztrilyonbeşyüzyirmialtımilyarikiyüzmilyon tl) olarak belirlendiği, … sigortaya neden olmamak için Tasfiye Halinde … A.Ş daini mürtehinli olarak şirketimizden düzenlenen poliçenin sigorta bedeli olan (33.119.539.974.000 Tl) arasındaki farkı oluşturan 6.406.660.026.000 TL sigorta bedeli üzerinden şubeniz partajından düzenlenen 0600.00563211.0000 numaralı yangın poliçesinin yapılabileceğinin belirtildiği ve yenilemenin 09/09/2003 – 09/09/2004 vadeli poliçe ile yapıldığı, yazının … poliçe yapıldığına ilişkin yegane kısmının bu kısım olduğu ve … poliçe yapılmaması için kıymet takdiri sonucu tespit edilen değer ile poliçe limiti arasındaki kısmın başka bir yangın poliçesinde değerlendirildiği ancak bu yazıda 2001 – 2002 ve 2002 – 2003 döneminde yapılan poliçelerin … poliçe olduğu ve prim iadesi gerektiği şeklinde bir ikrarın mevcut olmadığı, davacının yeni poliçe dönemi olan “2003 – 2004 dönemindeki yenileme çalışması sırasında davalı tarafın yeni dönem olan 2003 – 2004 döneminde poliçenin … olarak düzenlenmesi sebebiyle önceki dönemdeki poliçelerin de … olarak düzenlendiğinin iddia edildiği ve bu iddianın yoruma dayalı olduğu, 818 sayılı BK’nun 135. Maddesi uyarınca müruru zamanın kat edilmesi halinde katından itibaren yeni bir müddettin cereyan edeceği, borç bir senetle ikrar edilmiş veya bir hüküm ile sabit olmuş ise yeni müddetin daima 10 sene olarak belirleneceği hususu düzenlenmiştir. BK 135. Maddesinde borcun ikrar edilmesi kavramı içerisinde borcun bir senet ile yazıyla ikrarı gerekmektedir. Yukarıda bahsedildiği gibi davalı tarafından davacıya gönderilen yazıda dava konusu oluşturan 2001 – 2002 döneminde 2002 – 2003 dönemine ilişkin yapılan sigortalar da … sigorta yapıldığı ve fazla prim tahsil edildiğine yönelik herhangi bir ikrar yoktur. Dolayısıyla 05/04/2004 tarihli yazının BK’nun 133. ve 135. Maddesi kapsamında bir ikrar olarak mahkememizce kabul edilmemiş ve Yargıtay’ın karar düzeltme sonrası bozduğu ilamda zaman aşımının her halükarda 10 yıl olacağı yönündeki görüşe iştirak edilmemiştir.
BK 135. Maddesinin olayda tatbik edilmemesi sonucu olaya ilişkin uygulanacak zaman aşımı süresinin ve zaman aşımı başlangıç tarihinin tespitine ilişkin aşağıdaki nitelendirme yapılmıştır.
Olay ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 1268. Maddesi uyarınca sebepsiz yere ödenmiş bulunan primin veya sigorta bedelinin geri alınması alacakları dahil sigorta mukavelesinden doğan bütün mutalebeler 2 yılda müruru zamana uğrar hükmü mevcuttur. Görüldüğü üzere TTK 1268. Maddesi uyarınca sebepsiz yere ödendiği ileri sürülen primlerin 2 yılda zaman aşımına uğrayacağı düzenlenmiş bulunmaktadır. Uygulanacak zaman aşımı süresini tespit ettikten sonra zaman aşımı başlangıç tarihini belirlemek önem arz etmektedir. Dosya kapsamı, taraflar arasında düzenlenen poliçeler ve tarafların beyan ve savunmaları dikkate alındığında davacı bankanın aynı zamanda davalı sigortalının acentesi konumunda olduğu, fazla prim tahsilatının yapıldığı iddia edildiği 2001 – 2002 ve 2002 – 2003 dönemlerine ilişkin poliçelerin bizzat davacı şirket aracılığıyla yapıldığı, davacının bu dönemler için belirlenen sigorta bedellerinin gerçek değerinin altında olduğunu bilmesi gerektiği, davacının davalının acenteliğini yapan sigorta poliçeleri düzenleyen ve aynı zamanda kredi kullandıran bir banka olması hesabıyla tacir sıfatını taşıdığı, poliçelerini üreten acente olmakla bu bedellerin belirlenmesinde gerekli dikkat ve özeni göstermesi gerektiği, davacının poliçelerin bedellerinin ödendiği tarih itibariyle söz konusu bedelleri geri iade isteme hakkının doğduğu, davacının da bu bedellerin miktarının yüksek olduğunu bilebilecek olması sebebiyle zaman aşımı başlangıç sürelerinin poliçe bedellerinin ödendiği tarihten itibaren başladığı, 09/09/2001 – 09/09/2002 vadelerini kapsayan 3400.00559103.0000 poliçe numaralı poliçede prim ödeme planının 1 peşin 5 taksitli olduğu, poliçe bedelinin 179.958.123,160 TL olduğu ve en son taksitin 15/02/2002 tarihinde sona erdiği, dolayısıyla bu poliçe yönünden zaman aşımının 15/02/2002 tarihinde başlayıp 15/02/2004 tarihinde sona erdiği, 09/09/2002 – 09/09/2003 tarihleri arasını kapsayan davaya konu 600.00563211.0000 numaralı ikinci poliçenin ise bir peşin beş taksit ile düzenlendiği, son taksitinin ödeme tarihinin 14/02/2003 olduğu, bu poliçe bedelinin 280.061.066.924 TL olduğu ve bu poliçe yönünden de zaman aşımının başlangıcının 14/02/2003 olduğu ve 14/02/2005 tarihinde davanın zaman aşımına uğradığı, davacı tarafça davanın zaman aşımı süresinden sonra 09/12/2005 tarihinde açıldığı, yukarıda bahsedildiği üzere 05/04/2004 tarihli yazının içeriği dikkate alındığında söz konusu yazının davaya konu oluşturan 09/09/2001 – 09/09/2002 tarihli dönemi kapsayan poliçe ve 09/09/2002 – 09/09/2003 tarihli dönemi kapsayan poliçelere ilişkin olmadığı, dolayısıyla bunların bu poliçelerde fazla prim tahsil edildiğine yönelik BK. 135 ve 135. Maddelerde belirtilen şekilde bir ikrar yada beyanın bulunmadığı, söz konusu yazının dava dışı olan 09/09/2003 – 09/09/2004 dönemindeki poliçe için kaleme alınmış olduğu bu kapsamda zaman aşımını kesici nitelikte bulunmadığı, bu nedenle davanın zaman aşımına uğradığı ve davanın zaman aşımı nedeniyle reddi gerektiği, bu kapsamda Yargıtay bozma ilamının usul ve yasaya aykırı görüldüğü anlaşıldığından mahkememizin bozma öncesi vermiş olduğu davanın zaman aşımı nedeniyle reddi kararı gereği direnme kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin bozma önceki vermiş olduğu karar hukuka uygun görüldüğünden Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2018/2295 Esas 2018/6971 Karar sayılı bozma ilamına karşı DİRENİLMESİNE,
2-Direnme kararı doğrultusunda davanın ZAMAN AŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
3-Davacı … Bankası Harçtan muaf olduğundan bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 3.400,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Yargıtay’a Yasa Yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/07/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır