Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/713 E. 2021/56 K. 27.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/713 Esas
KARAR NO:2021/56

DAVA :Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili
DAVA TARİHİ:24/12/2019
KARAR TARİHİ:27/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacının davalı şirketin %2 eski hissedarı olup, şirketin devir alınmasından itibaren kar payı dağıtılmadığı ve ilgili döneme ait kar payı sermayeye eklenerek şirket sermayesi 8.100.000TLye yükseltildiğini, ancak o dönemden hisse devrinin gerçekleştiği tarihe kadar bir daha ne kar payı dağıtım ne de sermaye artırımı gerçekleşmemiş olup, bu dönem içerisinde şirketin yaklaşık 100.000,00TL kar elde ettiğini, kar payı dağıtımı yada sermaye arttırımı hususunda büyük hissedar …’nın izin vermediğini, bu nedenle şirketin elde ettiği hiçbir kardan hiçbir şekilde yararlandırılmadığını, hissedarı olduğu dönemlerde şirket müdürü olarak çalıştığından sadece maaş alabildiğini, şirketin diğer ortağının bilançoya göre ortaya çıkan kazancı dağıtmaktan keyfi bir şekilde kaçındığını, davacıyı oyaladığını ve davacının şirkette sorun çıkmaması için ortaklığın devam ettiği süre içinde herhangi bir talepte bulunmadığını, davacının şirketten ayrıldığı tarihte davalı şirketten kar payı alacağına ve hisse satış bedelini talep ettiğini ancak şirketin ortağının davacıyı oyalayarak davacının hissesini devraldığını, ancak daha sonra davacının hisse payına karşılık gelen 162.000TLyi ve davacı hissesine tekabül eden kar payını davacıya ödemediğini, davacının noter işlemini müteakiben hisse devrinin tamamlanması amacı ile kendisine yapılan tebligata rağmen ticaret sicil gazetesinde hisse devir sözleşmesinin onayını yapmadığını ve kendisinin yokluğunda devir işlemlerinin yapıldığını, dolayısıyla davacının diğer ortak tarafından iradesinin fesada uğratıldığını, güveninin kötüye kullanıldığını, davacının her ne kadar şirket hisselerini güvene dayalı olarak şirketin diğer ortağı …’ya satmış ise de, hisse bedeli ve kar paylarının davacıya ödenmediğini, davacının da ticaret sicilinde işlemin onayı için olur vermediğini, bunun üzerine diğer ortağın tek başına şirketi toplantıya çağırıp hisse devri ile ilgili karar alarak ticaret siciline kaydettirdiğini, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000TL kar payının ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, hisse devrinin gerçekleşebilmesi için gereken unsurların ve edimlerin tamamının davalılar tarafından yerine getirilmediğinden hisse devrinin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davacı … ile davalı …’nın 03/0/2017 tarihinde davacıya ait payların davalıya devri için limited şirket pay devri sözleşmesini imzaladıklarını, işbu devir sözleşmesinde, kanun uyarınca bulunması zorunlu olan tüm hususların bulunduğunu ve davacının hür iradesi ile imzalayarak bedeli karşılığında tüm paylarını davalıya ödediğini, davacı ile davalı arasında imzalanan sözleşmenin usul ve yasaya uygun olduğunu, zorunlu unsurların tamamının mevut olduğunu, 20/12/2018 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında devir işlemine onay verildiğini ve pay devrinin davalı şirketin pay defterine işlendiğini, ortaklar genel kurulunnu devir işlemine onay vermesi üzerine pay deftir ticaret sicil müdürlüğüne tescil edildiğini ve ticaret sicil gazetesinde ilan olunduğunu, limited şirketlerde pay devriinn ,genel kurul kararlarının onayı ile kesinleştiğini, ortaklar genel kurulu kararının tescil işleminin ise paylarını devrederek şirket ortaklığından ayrılan kişi tarafından değil şirket müdürü tarafından yapıldığını, davacının kendisinin yokluğunda devir işlemi yapıldığını iddia ettiğini, iddiaların asılsız olduğunu, davacının devrettiği payların bedelinin davacıya ödendiğini, nitekim noter huzurunda imzalanan pay devri sözleşmesinde davacının “devir bedelini kendisinden nakden ve tamamen aldım” demek sureti ile bu hususu açıkça beyan ettiğini, davacının kesin delil sayılan pay deftir sözleşmesinin sahteliğini dahi iddia etmediğini, davacının kar payı alacağı bulunmadığını, limited şirketin kar etmiş olmasının ortakların kar payı talep edebilmesi için tek başına yeterli bir unsur olmadığını, şirket ortaklarının kar payı talep edebilmesi için öncelikle genel kurul tarafından kar payı dağıtılmasına yönelik karar verilmesi gerektiğini, şirketin kar payı dağıtmasına yönelik genel kurul tarafından karar alınmadığı sürece ortaklar açısından muaccel bir kar payı alacağı doğmayacağından, henüz doğmamış bir alacağın dava edilebilmesinin de mümkün olmadığını, davacının, şirket müdürü olması nedeniyle senet vermediğini, ayrıca husumet itirazları bulunduğunu, davacının pay devrinin hükümsüzlüğü talebi yönünden, davalı şirketin pasif dava ehliyeti bulunmadığını, hükümsüzlüğünün tespit edilmesi istenen hukuki işlemin tarafının sadece … olup, davalı şirkete husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, davacının kar payı talebi yönünden ise, davacının kar payı alacağı bulunmadığını, davalı şirketin pasif dava ehliyeti bulunmadığını, söz konusu devir bedeli yönünden sadece sözleşmenin tarafı olan davalı …’dan talepte bulunabileceğini, söz konusu bedelin davacıya nakden ve tamamen ödendiğini beyanla, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, ticaret sicil kayıtları, limited şirket pay devri sözleşmesi, pay devrinin görüşülmesi için alınan müdürlük kararı, ihtarnameler, pay defterinin ilgili sayfaları, ticaret sicil gazetesi, davacının müdür olmasına dair verilen karar, 20/12/2018 tarihli olağanüstü genel kurul toplantı tutanağı celp olunmuştur.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, davacıya ait hisselerin …’ya satılması sebebiyle satılan hisselerin bedeli olan 162.000,00 TL’nin ödenmemesi sebebiyle öncelikle hisse devrinin hükümsüzlüğüne bu mümkün görülmediği takdirde ödenmeyen bedelin tahsili amacıyla açılmış bulunan alacak davası ile birlikte yine davacının hissedarı olduğu dönemde ödenmeyen kâr paylarının tahsili amacıyla açılmış alacak ve tazminat davası olduğu, davacı … ile davalı …’nın 03/0/2017 tarihinde ….Noterliğinede davacıya ait payların davalıya devri için … yevmiye numaralı limited şirket pay devri sözleşmesini imzaladıkları, davacının işbu devir sözleşmesini hür iradesi ile imzalayarak bedeli karşılığında tüm paylarını davalı …’ya devrettiği, davalı şirketin ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde, şirketin son tescilini 26/12/2018 tarihinde yaptırdığı, şirketin yetkilisinin … olup, ortaklarının … ve Metin Şahin olduğu görülmüştür.
6102 sayılı TTKnun 595.maddesinde;”(1) Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır. Ayrıca devir sözleşmesinde, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri; rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise, bu husus, önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin koşullara da belirtilir.(2) Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur.(3) Şirket sözleşmesinde başka türlü düzenlenmemişse, ortaklar genel kurulu sebep göstermeksizin onayı reddedebilir.(4) Şirket sözleşmesiyle sermaye payının devri yasaklanabilir.(5) Şirket sözleşmesi devri yasaklamış veya genel kurul onay vermeyi reddetmişse, ortağın haklı sebeple şirketten çıkma hakkı saklı kalır.(6) Şirket sözleşmesinde ek ödeme veya yan edim yükümlülükleri öngörüldüğü takdirde, devralanın ödeme gücü şüpheli görüldüğü için ondan istenen teminat verilmemişse, genel kurul şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa bile, onayı reddedebilir.(7) Başvurudan itibaren üç ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde onayı vermiş sayılır.” denilmektedir.
Taraflar arasındaki limited şirket pay devri sözleşmesinin incelenmesinde, TTKnun 595.maddesinde belirtilen devire ilişkin şartların mevcut olduğu, limited şirket pay devri sözleşmesinin noter huzurunda imzalandıktan sonra devir işlemine onay verilmesi için olağanüstü genel kurul toplantısı yapılmasına karar verildiği, toplantının 2 numaralı gündeminin taraflar arasında gerçekleştirilen devir işleminin görüşülmesi olarak belirlendiği, genel kurul toplantısının gündemi, yeri, tarihi ve saatinin ticaret sicil gazetesinde yayınlandığı, usulune uygun olarak davacı tarafın toplantıya davet edildiği, ancak davacının genel kurul toplantısına katılmadığı, 20/12/2018 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında devir işlemine onay verildiği ve pay devrinin davalı şirketin pay defterine işlendiği, ortaklar genel kurulunun devir işlemine onay vermesi üzerine pay devrinin ticaret sicil müdürlüğüne tescil edildiği ve ticaret sicil gazetesinde ilan olunduğu, tüm bu nedenlerle pay devrinin usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca davacı tarafından, davalının pay devir bedelinin ödenmediğine ilişkin iddiasına yönelik, noter huzurunda taraflarca imzalanan pay devir sözleşmesinde davacının “Devir bedelini kendisinden nakden ve tamamen aldım” demek sureti ile imzaladığı ve imzaladığı işbu belgenin resmi belge niteliğinde olduğu, davacının pay devir bedelinin ödenmediğine ilişkin iddiasını ispata yarar yazılı bir belge sunmadığı görülmüştür.
Hisse devrinin geçersizliğinin tespiti, olmadığı takdirde hisse devrinin bedelinin tahsiline ilişkin davada; A) Her ne kadar davacı tarafça hisse devrinin geçersizliğinin tespiti olmadığı takdirde bedelinin tahsili amacıyla açılan davada davalı şirkette taraf olarak gösterilmişse de, davalı şirketin söz konusu sözleşmede hisseleri devredilen şirket olduğu, hisse devri sözleşmesinin davacı … ile davalı … arasında akdediliği, sözleşmelerin nispiliği gereği söz konusu sözleşmenin ve bu sözleşmede devri yapılan hisse devirlerinin geçersizliğinin tespiti ya da devir bedelinin tahsiline ilişkin davada ancak sözleşme tarafları olan … ve …’nın taraf olabileceği, davalı şirketin sözleşmenin tarafı değil, davalı şirket hisselerinin sözleşmenin konusunu oluşturduğu, bu nedenle hisse devrinin geçersizliğinin tespiti ya da hisse devrinin bedelinin tahsiline ilişkin davada davalı şirketin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı anlaşıldığından, davalı şirket hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
B) … yönünden açılan davada, davacı … ile davalı … arasında akdedilen …. Noterliğinin 03/03/2017 tarih, … yevmiye nolu limited şirket pay devri sözleşmesiyle davaya konu olan …nde …’ya ait olan hisselerin 162.000,00-TL karşılığında tüm aktif ve pasifiyle birlikte yine tüm hak ve borçları ile birlikte …’ya satışının yapıldığı, söz konusu satış ve devir işlemlerinin TTK’da Limited Şirketin hisse devrine ilişkin düzenlemelere uygun şekilde yapıldığı, bu nedenle davacı tarafından …’ya yapılan satış işleminin geçerli olması sebebiyle hisse devrinin geçersizliğinin tespiti hususunda açılan davanın reddi gerektiği, yine terditli olarak açılan bu davanın reddi halinde hisse devrinin bedelinin tahsiline ilişkin davada ise, davacı ile davalı arasında akdedilen hisse devrine ilişkin sözleşmede davacı tarafça hisse bedelini aldığına yönelik ikrarı ve imzası bulunduğu, bu hususta yani hisse bedelinin ödendiği hususunda yazılı delilin bulunduğu, her ne kadar davacı tarafça bu bedelin ödenmediği iddia edilmiş ise de bedelin ödendiğine ilişki yazılı olan noter evrakı karşısında, bu bedelin ödenmediğine yönelik iddianın da yazılı bir delille ya da yazılı bir delili bertaraf edebilecek kesin bir delille ispatlanması gerektiği, davacı tarafça hisse devir bedelinin ödenmediğine ilişkin dosyaya yazılı bir delil sunulmadığı, her ne kadar bu hususta tanık gösterilmişse de, miktar dikkate alındığında HMK 200 maddesi uyarınca senetle ispat sorumluluğu ve HMK 201 maddesi uyarınca senede bağlı her çeşit iddiaya karşı tanıkla ispat yasağının bulunması, bu nedenle olayda tanık deliline dayanılamayacak oluşu, yine davacı tarafça dava dilekçesinde ve delil listesinde yemin deliline de dayanmamış oluşu, bu bağlamda dava dilekçesinde ve delil listesinde yemin deliline dayanmayan davacıya da yemin hakkının hatırlatılamayacak oluşu, bu doğrultuda noter tarafından düzenlenilen hisse devir sözleşmesinde devir bedelini aldığını ikrar ve kabul eden ve bunu imzasıyla tasdik eden davacının devir bedelinin ödenmesine yönelik davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Kar payı alacağı yönünden açılan davada; A) … yönünden açılan davada kar payı istemleri ancak ortak olunan şirketten istenilebilecektir. Kar payı alacağı yönünden …’nın taraf sıfatı bulunmamaktadır. Kaldı ki, hisse devir sözleşmesiyle davacı, davalı şirkette ait olan hisselerini …’ya tüm aktif ve pasifi ile birlikte devretmiştir. …’nın kar payı alacağı yönünden açılan davada pasif husumet ehliyetinin bulunmaması sebebiyle buna yönelik açılan davanın reddi gerekmiştir. B) Davalı şirket hakkında açılan dava yönünden kar payı alacağını ancak ilgili şirketin pay sahipleri isteyebilir. Davacı davalı şirketteki hisselerini …. Noterliğinin 03/03/2017 tarih, … yevmiye nolu limited şirket pay devri sözleşmesiyle ve tüm aktif ve pasifiyle birlikte devretmiştir. Hisse devri ile birlikte bu hisselere bağlı bulunan kar payı isteme hakkı da devirle birlikte diğer davalı …’ya geçmektedir. Bu nedenle davacının kar payı istemi hakkını hisseyle birlikte devrettiği, kar payı isteme hakkının limited şirket ortaklığının ve pay hakkının bir sonucu olduğu, bu nedenle davacının söz konusu payları devretmiş olduğu anlaşıldığından, davalı şirketten kar payı alacağı isteminde bulunamayacağı kanaatine varılmakla, davanın esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Hisse devrinin geçersizliğinin tespiti, olmadığı takdirde hisse devrinin bedelinin tahsiline ilişkin davada;
A) Davalı şirket hakkında açılan davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
A.a) Davalı … Şti vekil ile temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine
B) … hakkında açılan davanın ESASTAN REDDİNE,
B.b)Davalı … vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 19.340,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine
2-Kâr payı alacağı yönünden açılan davada;
A) … hakkında açılan davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
A.a)Davalı … vekil ile temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine
B) Davalı şirket hakkında açılan davanın ESASTAN REDDİNE,
B.b)Davalı … Şti vekil ile temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30TL karar harcının peşin olarak alınan 2.937,78TLden ( dava açılırken 170,78TL+ 2.767,00TL tamamlama ile) mahsubu ile fazla alınan 2.878,48TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/01/2021

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı