Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/659 E. 2020/862 K. 25.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2019/659
KARAR NO: 2020/862

DAVA: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/12/2019
KARAR TARİHİ: 25/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin davalı şirkete 29/03/2019 tarih, …nolu fatura muhtevası 945.004,48 TL bedelli, 02/04/2019 tarih, … nolu fatura muhtevası 881.134,10 TL bedelli karkas et ürününü satarak teslim ettiğini, taraflar arasındaki mutat uygulama sözleşme ile belirlenen ödeme vadesinin 30 gün olduğunu, TBK.nun 117.maddesine göre ödeme için belirli bir vade kararlaştırılmış ise o günün geçmesi ile temerrüdün gerçekleşmiş olacağını, davalının fatura bedellerini 15 gün gecikme ile ödediğini, davalının geç ödemeleri nedeniyle 13/05/2019 tarihli … nolu 25.773,93 TL bedelli vade farkı faturası düzenlenerek ….Noterliğinin 21/06/2019 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile gönderildiğini, davalının ….Noterliğinin 18/06/2019 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile anılan faturayı iade ettiğini, TBK.nun 120/1 maddesine göre de taraflar arasında faiz belirlenmemiş ise faizin mevzuata göre belirleneceğini, TBK.nun bu yollamasına göre 3095 Sayılı Kanunun 1.ve 2.maddelerinin faiz miktarının belirlenmesinde uygulanacağını, 3095 Sayılı Kanunun 2/2 maddesi uyarınca ticari işlerde avans faizi uygulanacak olduğundan muhatabın vadeden itibaren avans faizi ödemesi gerektiğini, bu nedenlerle 25.773,93 TL vade farkı alacağının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında tesis edilen ticari ilişki kapsamında herhangi bir vade farkı uygulaması kararlaştırılmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2016 yılına dayanmakta olup uyuşmazlık konusu ticari ilişkinin 2019 yılındaki ticari ilişkiye dayandığını, ancak anılan ticari ilişkinin herhangi bir sözleşmeye dayalı olmayıp sipariş olarak verildiğini ve taraflarca mutabakat oluşturularak imzalandığını, davalı şirketin davacıdan almış olduğu ürünlerin bedelini eksiksiz bir şekilde ödediğini, taraflar arasında vade farkı uygulamasına yönelik yazılı bir anlaşma veya teamül bulunmadığını, işbu davada talep konusu temerrüt faizi ise öncelikle temerrüt faizinin tıpkı rehin, kefalet ve cezai koşul gibi asıl borcun ferisi niteliğinde olduğunu, bu kapsamda TBK.131.addesi uyarınca asıl borç sona erdiğinde ferilerinin sona ereceğinin sabit olduğunu, davalı şirketin asıl borcun tamamını eksiksiz bir şekilde ifa ettiğini, davacının ise herhangi bir çekince koymaksızın borcun ifasını kabul ettiğini, bu kapsamda davacının TBK.131 kapsamında temerrüt faizi talep etme hakkı bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; vade farkı faturalarından kaynaklanan alacak davasıdır.
….Noterliğinin 21/06/2019 tarih, … yevmiye, 05/07/2019 tarih … yevmiye, 22/08/2019 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamelerin suretleri celp edilmiştir.
Dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 14/10/2020 tarihli raporda; davacı tarafça ticari defter ve kayıtların bilirkişi incelemesine sunulmadığı, davalı şirketin incelenen 2017-2018-2019 yılına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının yasal sürelerde yaptırıldığı, ticari defterlerin sahibi lehine delil vasfı taşıdığı, davacının davalı taraf adına düzenlemiş olduğu davalı ticari defterlerinde kayıtlı olan 2017-2018-2019 yıllarına ait tüm fatura açıklamalarının canlı hayvan satışı olduğu, davalı tarafın ticari defter kayıtlarına göre davalının davacıya dava tarihi itibarı ile borç-alacak bakiyesinin bulunmadığı, davacı tarafça davalı adına düzenlenen davaya konu 13/05/2019 tarihli vade farkı açıklamalı KDV dahil toplam 25.773,93 TL bedelli faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı ve noter kanalı ile davacıya iade edildiği, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre taraflar arasında 2017-2018-2019 yıllarında vade farkına ilişkin ticari bir teamülün oluşmadığı, dosya içinde taraflar arasında düzenlenmiş bir sözleşme bulunmadığı belirtilmiştir.
Yapılan yargılama, davacının iddiaları, davalıların beyanları, ibraz edilen deliller, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu ibraz edilen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Davacının vade farkından kaynaklandığını iddia ettiği alacağının tahsilini talep ettiği, bilindiği gibi vade farkı istenilebilmesinin koşulları taraflar arasında ticari ilişkiye yönelik olarak sözleşmelerde vade farkı faturasıyla ilgili olumlu ya da olumsuz bir hükmün mevcut olup olmadığını, şayet olumlu bir hüküm yoksa, yazılı bir sözleşme ile bu durum bağıtlanmamışsa vade farkı konusunda taraflar arasında bu yönde bir alışagelmiş uygulamanın bulunmasının gereği hem Yüksek Yargıtay uygulamasında hem de bilimsel çalışmalarda aranan koşullardandır. Dava konusu bu olayda, taraflar arasındaki ticari ilişkiyi düzenleyen bir sözleşme bulunmadığı, davacı tarafın ticari defterlerini bilirkişi incelemesine sunmadığı, davalı tarafın incelenen ticari defterleri kapsamında da taraflar arasında vade farkına ilişkin ticari bir teamülün oluşmadığının anlaşıldığı, her ne kadar davacı vekili söz konusu faturalara ilişkin davalı tarafından davacı taraf ithafına düzenlenen iki adet yazısında ilgili faturaların 30 gün vadeli olup firmanın hesabına yatırılacağının kararlaştırılmış olduğunu ileri sürmüş ise de yazı içeriği incelendiğinde vade farkına ilişkin herhangi bir ibare içermediği, dosya kapsamında da davacının iddialarını doğrulayacak ve vade farkı faturası düzenlenmesini haklı kılacak başkaca herhangi bir delil ve belge davacı tarafından sunulup ispat edilememiştir. Öyle ise davacısı tarafından ispat edilemeyen işbu davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereği alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 440,16 TL harçtan mahsubu ile bakiye 385,76 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından sarf edilen ve dosyaya yansıyan 17,40 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereği hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6–6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/12/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır