Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/658 E. 2021/33 K. 18.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/658 Esas
KARAR NO:2021/33

DAVA:Alacak (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:05/12/2019
KARAR TARİHİ:18/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket … A.Ş.ile davalılar arasında 11/10/2018 tarihli sulh ve ibra protokolünün akdedildiğini, protokolün 3.1.maddesine göre protokolden doğan damga vergisinin taraflarca yarı yarıya karşılanacağının kararlaştırıldığını, oysaki protokolün akdinden 91.588,85 TL damga vergisi doğmuş ve bu bedelin tamamının davacı şirket tarafından karşılandığını, damga vergisi beyannamesinin 56.satırında ve ilgili ödeme dekontundan bedelin davacı şirketçe karşılandığının görüleceğini, damga vergisinin yarısı tutarında yani 45.769,42 TL tutarında davacı şirket tarafından fatura düzenlendiğini ancak davalılar tarafından bu bedelin karşılanmadığını ve …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya kapsamında ilamsız icra takibi başlatılmasının hasıl olduğunu, davacı şirket tarafından öncelikli olarak ticari arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu ancak davalılar ve davacı şirket arasında anlaşma sağlanamayarak 30/09/2019 tarihli arabuluculuk son oturum tutanağı imzalandığını, dava konusu 45.769,42 TL damga vergisinin davalılar tarafından karşılanması gerektiğini, kefil olarak sözleşmeyi imzalayan davalı … ve davalı …. A.Ş.’ye bu borcun …. Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile talep edildiğini, davalıların ihtarnameye herhangi bir cevap vermediğini, davalı borçluların haksız ve kötüniyetli olarak icra takibine itiraz ettiklerini belirterek davanın kabulüne, davalı borçlular yönünden …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyaya yapılan itirazın iptaline, yapılan haksız itiraz sebebiyle alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; damga vergisinin davalı şirket tarafından ödenmesi hususunda mutabık kalınmadığı ve davacının damga vergisini hiçbir ihtirazı kayıt, beyan, şerh koymaksızın tamamını kendisinin ödemesi ile bu hususun ortada olduğu, aksi bir değerlendirmede dahi bu hükmün uygulamasından zımmen feragat edildiğinin ortada olduğunu, davalı …’nun şirketin yetkilisi ya da hissedarı olmadığı gibi aradaki hukuki ilişkide doğrudan edimin ifası ya da taşınmazın doğrudan hiçbir menfaatinin de söz konusu olmadığını, ilgili sözleşmede kefalet sınırının belirli olmaması ve ayrıca şirket hissedarı ya da yetkilisi olmayandan eş rızası alınması gerekmesi nedeniyle hakkında kefillik nedeniyle takip yapılamayacağının da ortada olduğunu, davalı şahıslardan … hakkında da damga vergisinden sorumlu tutularak bu konuda takibe konu yapılması hukuka aykırı olup ve ayrıca bu protokol nedeniyle halihazırda kefalet sınırının üzerinde derdest icra takibi de bulunmakta iken ayrıca bu dosya ile aleyhine kefalet sınırı üzerinde ayrıca bir takip yapılmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu, asıl borca ve faize ilişkin tutarların ve ayrıca sorumluluklarının da ayrıca kime ait olacağı bilinmeksizin talep edilen tutarın ödenmesi imkanı bulunmadığından kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydıyla aksi iddiaların kabulü halinde dahi alacağın bu nedenlerle likit olmaması ve yargılamayı gerektirmesi nedeniyle her halükarda icra inkar tazminatı talep edilmeyeceğinin de ortada olduğunu belirterek haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, davalılar hakkında başlatılan haksız ve hukuka aykırı icra takibinin iptaline, davacının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili 07/12/2020 tarihli dilekçesiyle, tarafların haricen anlaşmış olması nedeniyle feragat ettiklerini, tarafların birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını belirterek feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep etmiş, incelenen vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Davalı vekili 15/01/2021 tarihli dilekçesiyle, davacı taraf ile haricen gerçekleştirilen sulh kapsamında yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Davadan feragat 6100 sayılı HMK’nun 307 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre feragat, davacının talep sonucunda kısmen veya tamamen vazgeçmesi diye tanımlanmıştır. Feragatin kayıtsız ve şartsız olacağı, dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği belirtildikten sonra hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği, ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı açıkça belirtilmiştir. Davacının davasından feragat ettiği görülmekle, davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Feragat nedeni ile davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30 TL karar harcından peşin olarak alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacılardan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça vekalet ücreti talep edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 18/01/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır