Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/647 E. 2020/278 K. 11.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/647 Esas
KARAR NO : 2020/278

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 29/11/2016
KARAR TARİHİ : 11/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin 09/07/2002 tarihinde…, …ve … tarafından kurulduğunu, 31/12/2013 tarihi itibariyle de…Noterliği’nin 13/12/2013 tarih ve … sayılı hisse devir ve temlik sözleşmesi ile …ve …’un hisselerini,…’e devrederek davacı şirketin kuruluştaki ortaklık yapısının daha sonra değiştiğini, 31/12/2013 tarihi itibariyle …ve …’un şirketle herhangi bir bağı kalmadığını, gerek davacı şirketin gerekse şirket ortağı…’in davalı şirketlerle herhangi bir ortaklığı veya yönetim pozisyonları bulunmadığını, dava dışı … AŞ tarafından İstanbul…İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası ile davalı şirketler aleyhine 07/04/2016 tarihinde davacı şirketin “…” adresinde haciz işlemleri gerçekleştirildiğini, haciz işlemi sırasında alacaklı vekili tarafından davacı şirket ile borçlu şirketler arasında bağ olduğunun iddia edildiğini, daha sonra 04/05/2016 tarihinde davacı şirkete tekrar hacze gelindiğini, yine istihkak iddiası kabul edilmeyerek muhafaza yapılması hususunda ısrar edildiğini, bunun üzerine davacı şirket tarafından haczedilen malların müsaderesini engelleme amaçlı olarak hacizli malların değeri tutarındaki 35.800,00 TL İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı icra takip dosyasına depo edilmek zorunda kalındığını, bu hususta davacı tarafından yapılan haciz işlemlerine karşı istihkak davaları açıldığını, bu davaların halen devam ettiğini, davacı şirketin davalı şirketler ile herhangi bir bağı bulunmadığını, bu durumun Ticaret Sicil kayıtları ile sabit olduğunu, davacı şirket ile davalı şirketlerin ayrı tüzel kişiliklere sahip olduğunu, anılan nedenlerle davacı şirket ile davalı şirketler arasında hiçbir ticari ve şahsi ortaklık ile iş ilişkisinin olmadığının tespitine, davalı şirketlerin borçlarından ve her türlü hukuki işlemlerden dolayı davacının ticari unvanında yapılan haksız benzetme sebebi ile sorumlu olmayacağına karar verilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalılar davaya cevap dilekçesi sunmamışlardır.

DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, davalı şirketler ile davacı arasında hiçbir ticari ve şahsi ortaklık ile iş ilişkisinin olmadığının, yine her türlü hukuki işlemlerden davacı şirketin sorumlu olmayacağının tespitine yöneliktir.
Davalı tarafından gerek dava öncesinde gerekse yargılama aşamasında davacı şirket ile davalı arasında bir ticari ilişki ya da şahsi ortaklık ilişkisinin bulunduğu iddia edilmiş değildir. Ayrıca yine gerek dava öncesinde gerekse de yargılama aşamasında davalının davacıyla bu şekilde bir ilişki içerisinde bulunduğuna yönelik davacı tarafından bir delil de gösterilmiş değildir. Davacı şirket davacı tarafın eksi ortakları …ve …’un aynı zamanda davalı şirketin ortağı olması sebebiyle dava dışı 3.şahıslar tarafından davalı şirketin borçları sebebiyle kendi şirketlerine hacze gelinmesini önlemek gayesiyle söz konusu davayı açtıkları ancak verilecek hükmün ancak taraflar için hüküm ifade edeceği ve bağlayıcı olacağı, ayrıca bugün için davacı ile davalı şirket arasında bir ticari yada ortaklık ilişkisi bulunmasa da bunun daha sonra her aşamada kurulmasının ihtimal dahilinde olduğu, davacı şirket ile davalı şirketler arasında bir ticari ilişki bulunmadığına yönelik verilecek bir tespit kararının davaya taraf olmayan 3.şahısları bağlamayacağı, davacının bu şekilde bir korumayı, işlemi yapan 3.şahıs alacaklıya (somut olayda davalı şirketin alacağı için davacıya hacze gelen 3.kişi alacaklı şirketler) karşı açacağı bir menfi tespit yada istihkak davasında ileri sürebileceği, bu kapsamda davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının hukuki yararı bulunmadığı anlaşıldığında davanın USÜLDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereği alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 25,20 TL’nin davacı şirketten tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır