Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/640 E. 2021/688 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2019/640 Esas
KARAR NO :2021/688

DAVA:Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/06/2019
KARAR TARİHİ:22/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacı ile davalı arasında geçmiş dönemde tamamen bir ticari mevcut ilişki olduğunu, davalının davacının çalıştığı şirketle iş yaptığını, ancak taahhütlerini yerine getirmediğini ve tehditle davacıya senet imzalattığını ve senedin tarihini, imza tarihinden 4 ay öncesi olarak kendisinin yazdığını, davacı ile davalı arasında geçmiş dönemde tamamen bir ticare ilişki mevcut olduğundan, davalının, davacının çalıştığı şirketle iş yaptığını ancak taahhütlerini yerine getirmediğini, davalının, davacı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosya ile icra takibi başlattığını, davacının davalıya hiçbir nam altında borcu bulunmadığını, bu nedenle icra takibinin teminatsız olarak durdurulmasına, icra takibinin iptaline, %20 az olmamak üzere davalının kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davacının TTK madde 5/A gereği ticari tavalarda dava şartı olan arabuluculuk yoluna başvurması gerektiğini, menfi tespit istemine dayanak icra takibinin, TTK. Kapsamında düzenlenen kambiyo senedine dayanmakla mutlak ticari dava niteliğinde ve görevli mahkemenin somut olaya göre değişkenlik göstermesinin davanın ticari dava niteliğini ortadan kaldırmadığını, bu sebeple dava şartı yokluğundan davanın usulden ve haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini, davcının beyan ve mesajlarında borcun varlığını kabul eden ikrar mahiyetinde beyanları bulunduğunu, davacının dava dilekçesinde işbu davanın konusu olmayan beyan ve itirazlarda bulunulduğunu, davacının çalıştığı grup şirketlerden …AŞ ile davalının yetkilisi olduğu dava dışı … arasındaki ticari ilişkilerin işbu davanın konusu olmadığını, davacının alacağın varlığına yönelik olmayan beyan ve itirazlarının işbu menfi tespit davasının konusu olmadığını, dava konusu senedin tanzim tarihinin davalı tarafından doldurulduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, bu konuda… Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından da davalı hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, davacının iddialarının haksız olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, senet sureti, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, inceleme raporu, Arabuluculuk kitabı sayfaları celp olunmuştur.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, alacaklı …AŞ tarafından borçlu … aleyhine 886.196,99TL üzerinden takip yapıldığı görülmüştür.
Talimat yolu ile dinlenen tanık …; “… 1996 ila 2018 yılları arasında birlikte çalıştığımızdan dolayım, …’yu da çalıştığım şirketle ticari ilişki olduğundan dolayı tanırım, …. İcra Müdürlüğünün takibine konu senet düzenlendiğinde orada değildim, daha sonradan haberim oldu, … çalıştığım şirkette finans müdürü idi, davalı ise … Sanatlar yada Yapım şirketinin sahibiydi, sahibi olduğu şirketin davacının çalıştığı şirketle iş ilişkisi vardı, iş ilişkisinden kaynaklanan 2017 yılında yapımcı firmaya yaklaşık 8 milyon civarında ödeme yaptık, … ve … filmlerinin yapımları için finansal destek verildi, … aracılık etti, bu arada … ve … filmlerinin … tv ye satışı ile elde edilecek gelirden … medya hem komisyon hemde finansal destek sağladığı için faiz geliri elde edecekti, …’a da … tarafından ayrıca aracılık yaptığı için komisyon verileceğini biliyorum, daha sonra … filmi … tv ye satıldı, … filmi ise davalı tarafından başka kanala satılmış, bu arada da yaklaşık 8 milyon ödemenin faiz karşılığı 700 bin-800 bin TL idi, buf aiz tutarını fatura etmemize rağmen … yapım evi tarafından red ve iade faturası ile ödenmedi, ayrıca Aralık 2017 tarihinde de … ve … ile birlikte Amerika’ya filmin tanıtımı için gitmişlerdi, yakın arkadaşlardı, senetten önce 2018 yılı Mart ayında davacı şirketten ayrıldı, şirket sahibi bu finansal destekten dolayı davalıyı şirkete çağırdı, neden vade farkını karşılamadığını, ödemediğini sorduğunda ” ben size sizin üzerinden başka bir film satacağım ve bir milyon yüz bin TL kazandıracağım demişti, 2019 sonuna kadar böyle bir işlem gerçekleşmedi, davacının şirketten ayrıldığını fırsat bilen davalıçalışanlarını davacıya göndererek senet imzalattığı, imzalamaması halinde vermiş olduğu komisyonları şirkete söyleyeceği ile tehdit ettiği için davacı senedi imzalamak zorunda olduğunu bana söyledi, ben o zamanlarda şirkette çalışıyordum, şirkette çalıştığım için ifademdeki beyanlarım şirkette duyduklarımdır, ödemeler, faturalar, iadeleri, her iki şirketin kayıtlarında da mevcuttur, senedin boş olarak mı verildiğini yoksa bir kısmının doldurularak mı verildiğine ilişkin bilgim yoktur” şeklinde beyanda bulunmuş, beyanlarını imzası ile tasdik etmiştir.
Davalı tanığı … ise; ” ben davalının yanında finans uzmanı olarak çalışmaktayım, davalı … davaya konu olan bonodaki lehtar … … Ltd. Şti’nin sahibidir, davacı …’dan bir ev almıştı, bununla ilgili dolandırılmıştı, bu sebeple …’dan 1.300.000,00 TL borç almaştı, bu borca istinaden davacı … Hanım 2 adet senet düzenledi, senetlerden birisi bana gösterilen davaya konu olan senettir, bu senedi Esentepe … durağında, metronun çıkışında mobese kameralarının tam altında imzalamıştır, bu senedi almak üzere ben ve … beraber gitmiştik, senedi imzalarken de … Bey sırtını döndü … da sırtında, üzerinde senedi doldurdu, senedin üzerinde yazan her şey davacı tarafından yazılmıştır, biz senedi hiç dokunmadan o şekilde alıp …’ya götürdük, kendisi senedi bize verirken zaten bu senede gerek kalmayacak, ben size borcumu ödeyeceğim dedi. Bildiklerim bunlardan ibarettir ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı …; ” davalı … benim kayınpederim olur, davacı ile davalı öncesinden de iş yapıyorlardı bu arada davacı …’dan ev almak için davalıdan borç para istedi, toplamda davalı tarafından 1.500.000,00 TL kadar para gönderildi, bu para parça parça gönderildi, davacı ev alışverişinde dolandırıldığı için … Bey vermiş olduğu borca karşılık kendisinden senet istedi, bunun üzerine davacı davalıya 2 adet bono verdi, bu bonolardan birisi bana gösterilen bonodur, bu bonoyu almak için davacının isteği üzerine … ile birlikte … … durağına gittik, davacı bu senetleri … çıkışında benim sırtıma dayanarak doldurdu, senet üzerindeki yazıların tamamını davacı doldurdu ve bu şekilde senedi bize verdi dedi. Bildiklerim bunlardan ibarettir ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı …; ” ben …A.Ş isimli şirkette çalışmaktaydım, davacı … benim ablamdır, o da aynı şirkette çalışıyordu, davalı … kendisinin yaptığı … Filminin reklam ve satışını bizim şirket üzerinden yapmak istedi, yine … İsimli filmi TV satışını da bizim şirket üzerinden yapacağını söyledi, bu şekilde sürekli ablamın etrafında dolanmaya ve onu ikna etmeye çalıştı, ablamın şirkete çalışması sebebiyle …A.Ş söz konusu … filmini yayıncılık haklarını aldı, bu sebeple davalı ablama belli bir miktarda komisyon verecekti ama komisyon miktarı konusunda tam bir bilgiye sahip değilim, ancak daha sonradan …, … filmi yönünden sözünde durmadı ve yayın hakkını başka şirkete verdi, bundan dolayı ablam zor durumda kaldı ve işinden oldu, ben de aynı şekilde işimden oldum, daha sonra davalının ablamı sürekli baskı altına alması, hakaret ve tehditleri ile ablama senet imzalattıklarını duydum, ancak senet imzalanırken ben yanında değildim, davalının baskı ve tehditlerine yönelik bilgilerim ablamın anlatımıyladır, ancak sürekli telefon geldiğini biliyorum, ben …’nun aradığını anlıyordum ancak davacı biz üzülmeyelim diye çok söylemiyordu, davalı vekilinin talebi ile davacının davalı vekiline borcun bulunduğuna yönelik mesaj atıp atmadığı soruldu: bu konuda bir bilgim yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı vekilince 07/06/2021 tarihli dilekçesi ile ” ….İcra Müdürlüğünce yürütülen … E. İcra takibine de konu olan borcun gerçek olduğunu, davacı ile hiçbir şekilde ticari faaliyet yürütmediğimi, davacıya yüklü miktarda borç verdiğimi, davacının çalıştığı şirket ile aramdaki ilişkide hiçbir şekilde borcum olmadığını ve bu ilişkiyi sağladığı için davacıya komisyon vermediğimi, davacıyı korkuyla ve tehditle baskı altına almadığımı, kendisinden tarihsiz ve zorla çek, senet veya borç doğuran herhangi bir evrak almadığıma, çalışanlarım aracılığıyla zorla senet imzalatmadığıma, imzalanan senette yazan 27.03.2018 tarihinin doğru olduğuna, senedin 27.03.2018 günü imzalandığına, tüm dava dosyası kapsamında gerçeğe uygun cevap vereceğime, hiçbir şey saklamayacağıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ederim” şeklinde yemin metnini sunduğu, mahkememizin 22/09/2021 tarihli duruşmasına katılan davalı asil … davacı tarafça hazırlanan yemin metnini (cezai soruşturmayı gerektirecek kelime v cümleler içeren “davacıyı korkuyla tehditle baskı altına almadığıma” kısmı çıkartılarak yemini yaptırılmış, davalı yeminini imzası ile tasdik etmiştir.
Dava, davacı tarafından davalıya verildiği iddia olunan senedin zorla alındığından bahisle söz konusu senet sebebiyle borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalının, davacı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosya ile icra takibi başlattığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının aleyhine başlatılan icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti noktasında toplanmaktadır. Dinlenen tanık beyanları ve davalı asilin imzası ile tasdik ettiği yemini dikkate alındığında; Davacının çalıştığı grup şirketlerden … AŞ ile davalının yetkilisi olduğu dava dışı … arasındaki ticari ilişkinin işbu davanın konusu olmayıp, işbu davanın konusunun davacı …’ın davalı …’ya verdiği senetlerin ödendiğinden bahisle davalıya borclu olmadığının tespiti talebine ilişkindir. Davacı tarafça menfi tesbit isteminde bulunulan senetlerin kambiyo senedi niteliği taşıdıkları ve kambiyo senedi oldukları senet metinlerinden anlaşılmaktadır. Kural olarak menfi tespit davalarında ispat yükü davalı alacaklılarda ise de, kambiyo senetlerine mahsus takiplerde ispat külfeti davacı borçludadır. Söz konusu senetlerin üzerlerindeki ihdas sebepleri nakden olarak belirtilmiştir. Ayrıca davacı ile davalı arasında akdedilen yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Kambiyo senetleri sebebiyle borçlu olmadığını ileri süren davacının söz konusu bu senetleri ödediği ve bu senetler sebebiyle borçlu olmadığı yönündeki iddialarına ancak yazılı belge ile ispatlayabileceği, yine davacı tarafça senet bedellerinin ödendiği yada bu senetlerin teminat senedi olduğuna ilişkin yazılı bir belge sunulmadığı, dinlenen tanık beyanları ile de senetlerin zorla imzalatıldığı, bu kapsamda imzalanan senetlerin TBKnun 37 ve 39.maddeleri uyarınca irade bozukluğuna dayalı olduğu iddiaları da ispatlanamamıştır. Kaldı ki davacı iddiasına göre söz konusu senetleri pastanede imzalamıştır. Pastane gibi herkese açık bir alanda müşteri ve pastane görevlilerinin bulunduğu bir ortamda bir kişiye zorla senet imzalatılması da hayatın olağan akışına aykırı görülmüştür. Davacı tanıklarının senetlerin zorla imzalatıldığına ilişkin görgüye dayalı bir bilgilerinin olmaması senetlerin zorla imzalatıldığını davacıdan duyduklarına ilişkin beyanları göz önüne alındığında bu tanıkların beyanlarına da itibar edilmemiştir.
Davacının dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış oluşu nedeniyle, yemin teklifinde bulunmak isteyip istemediği sorulmuş, davacı tarafça yemin deliline başvurulması nedeniyle davalı asile yemin isticvab davetiye tebliğ edilmiş, davalı duruşmaya gelerek yemin etmiştir. Tüm bu nedenlerle davacının davasını ispatlayamadığı anlaşıldığından, davacının davasının subut bulmadığından reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;

1-Davacının davasının SÜBUT BULMADIĞINDAN REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30TL karar harcının peşin olarak alınan 12.190,06TLden mahsubu ile bakiye 12.130,76TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 52.740,40TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/09/2021

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI