Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/628 E. 2021/823 K. 25.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/628
KARAR NO:2021/823

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:22/11/2019
KARAR TARİHİ:25/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 15/12/2018 tarihinde sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonu ile seyir halindeyken aracının sol ön teker ve tampon kısımları ile aynı istikamette yaya olarak asfalt banker üzerinde yürüyen davacılardan …’nın eşi, … ve …’nın annesi …’ya çarpması neticesinde …’nın hayatını kaybettiğini, kaza ile ilgili olarak … 5.Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile yargılamanın devam ettiğini, … C.Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre maktule kusursuz iken davalılardan …’nın 1.derecede asli kusurlu olduğunu, … 5.Asliye Ceza Mahkemesinde yeniden alına rapora göre de davalılardan … tamamen asli kusurlu iken davacıların yakını maktulenin kusuru bulunmadığını, sigorta şirketine yapılan başvuru ile 28/01/2019 tarihinde ibraname, mutabakatname, feragatname ve makbuz başlıklı ibra sözleşmesinin imzalandığını, söz konusu anlaşma ile sigorta şirketinin 128.844 TL ödeyeceği karar altına alınmış ise de belirlenen tazminat bedelinin maddi zararın oldukça altında olup yetersiz olduğunu, zira davacıların ölen desteğinin eşi ve çocukları için hayatın olağan akışı içindeki destekleri, düşünsel ve manevi destekleri dışında … ili, … ilçesi, … Mahallesinde emlak komisyonculuğu işi ile uğraşmakta olduğunu, ayrıca davacıların 22/02/2019 tarihi itibarı ile cenaze giderleri ve ferileri için Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurduklarını, Sigorta Tahkim Kurulu’nun …esas, … karar sayılı 10/04/2019 tarihli Uyuşmazlık Hakem kararında 3.206,24 TL cenaze ve defin giderinin sigorta şirketinden tahsiline karar verildiğinden bu zararların tazminini dava konusu etmediklerini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle adli yardım taleplerinin kabulüne, davalı … adına kayıtlı … plaka sayılı araçla birlikte üzerine kayıtlı araçlar, taşınmazlar ve 3.kişilerdeki alacakları yönünden ihtiyati tedbir konulmasına, davalı sigorta şirketinin yetersiz ödemesine ilişkin imzalanan sözleşmenin KTK.nın m.111/2 gereği iptaline, HMK.nın 107 maddesine göre belirsiz alacak ve tespit davası olarak şimdilik davacılardan … için 3.000 TL … için 1.000 TL … için 1.000 TL olmak üzere toplam 5.000 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden olay tarihindeki sigorta limiti aşılmamak üzere, sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden, davalı … yönünden olay tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat olarak davacılar … için 75.000 TL, … için 50.000 TL, … için 50.000 TL olmak üzere toplam 175.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı sigorta şirketi cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plaka sayılı aracın davalı şirket nezdinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olduğunu, manevi tazminat ve tedavi taleplerinin teminat dahilinde olmadığını, davalı sigorta şirketinin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, davalı şirketin yaptığı ödeme sonucu ibra edildiğini, fahişlik söz konusu olmadığından ibranamenin iptalinin talep edilemeyeceğini, ilgili kaza nedeniyle hesaplanan 128.844 TL tazminatın davacılara ödenmiş olmakla davalı şirketin sorumluluğu kalmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla ATK’dan kusur raporu alınması gerektiğini, destekten yoksunluk hesabı yapacak olan bilirkişi raporunun Yargıtayın değişen içtihatları neticesinde yetersiz kalmaması, davacılar tarafından destekten yoksun kaldıklarının makul ve muteber delillerle ispatlanması, bilirkişi incelemesinin hazineye kayıtlı aktüer aracılığı ile yapılması gerektiğini, davacı … 21/07/1986, … 19/04/1997 doğumlu olup destekten yoksun kalma tazminatının ölenin sağ kalan çocuklarının askerlik süreleri ve eğitim durumları gibi bir özel durumları yok ise destek ve muhtaçlık yaş sınırının en geç 22 yaş olduğunun kabul edilmesi, 22 yaşından sonrası dönem için destek hesabı yapılmaması, bilirkişi incelemesi yapılırken ödeme tarihindeki verilerin dikkate alınması ve güncellenmesi, SGK’dan herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının sorulması, yapılan ödemelerin varsa bağlanan gelirlerin mahsup edilmesi gerektiğini, davalı şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olduğunu, dava konusu olaya uygulanması gereken faizin yasal faiz olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma alacağına ilişkin maddi ve manevi tazminat davasıdır.
İlgili emniyet müdürlüğünden davacıların sosyal ve ekonomik durumu araştırılmıştır.
SGK’dan davaya konu trafik kazasına bağlı olarak davacılara herhangi bir geçici iş göremezlik rapor ödemesi yapılmadığı bildirilmiştir.
İlgili vergi dairesinden müteveffanın vergi kayıtları, davalı sigorta şirketinden poliçe ve hasar dosyası sureti, ilgili emniyet müdürlüğünden kazaya karışan aracın trafik tescil kayıtları ve kaza tutanakları, … 5.Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası getirtilmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonundan davacı … Atıcının davalı sigorta şirketi ile yaşadığı uyuşmazlıkla ilgili dosyanın bir örneği Cd halinde gönderilmiştir.
Davacılar vekili 05/11/2020 tarihli dilekçesi ile, davalı … adına kayıtlı … plaka sayılı araç kaydı ile birlikte davalı üzerine kayıtlı araçlar, taşınmazlar ve 3.kişilerdeki alacakları yönünden HMK.m.389 gereği ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkememizin 11/11/2020 tarihli ara kararı ile HMK.389/1.maddesi gereğince uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebileceğinden davacılar vekilinin HMK.389/1 maddesi şartlarını taşımayan ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
Dosya kusur-hasar-zarar uzmanı bilirkişi ile aktüer bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetine tevdi olunmuş, düzenlenen 12/02/2021 tarihli raporda;
davalı sürücü (… plaka sayılı kamyon sürücüsü) …’nın %100 (Yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davacılar yakını müteveffa yaya …’nın kendi ölümü ile neticelenen olayın oluşumunda kusursuz olduğu, davalı sigorta şirketine ZMMS olan … plakalı araç için düzenlenen poliçe tanzim tarihi 01/12/2018 olmakla; 01/06/2015 tarihli Genel Şartlar’ ın yürürlüğe girdiği 01/06/2015 tarihinden sonra; 20/03/2020 tarihli Resmi Gazete’ de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair
Genel Şartların yürürlüğe girdiği 01/04/2020 tarihinden önce olduğu, buna göre; Yasal Mevzuat, Güncel İstinaf Mahkemeleri Kararları ve Güncel Yargıtay İlamları gereğince, 01/06/2015 – 01/04/2020 tarihleri arasında meydana gelen trafik kazasına bağlı bedensel zararlarda 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları ekindeki hesaplama yöntemleri uygulanmakla birlikte, Anayasa Mahkemesi’ nin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’ de yayımlanan 17/07/2020 tarihli iptal kararı dikkate alınarak Yargıtay’ ın yerleşik içtihatlarında kabul ettiği hesaplama ilkelerine göre hesaplama yapıldığı, Yargıtay’ ın yerleşik içtihatları doğrultusunda; müteveffanın kaza tarihinde elde ettiği aylık net ücretini ispata elverişli bilgi veya belge dosyaya sunulmadığından müteveffanın aktif devre kazançlarının AGİ’ li net asgari ücretler esas alınarak hesaplandığı, davacı oğullar … ile …’ in kaza tarihinde Yargıtay’ ın yerleşik içtihatlarında erkek çocuklar için destekten yararlanma yaşı sonu olarak kabul ettiği (18) yaşını geçtiği, işbu sebeple hesaplamada yalnızca eş davacı …’ e pay ayrıldığı, davalı sigorta şirketi tarafından davacı eş …’ ya vekaleten Av. …
…’ a yapılan 128.844,00 TL ödemeye ilişkin banka dekontu dosyaya sunulmadığından ödeme tarihinin dosya münderecatından tespit edilemediği, işbu sebeple davalı tarafından yapılan ödemenin yeterli olup olmadığı ve (ödeme yetersiz ise) güncelleme bedeli hesaplanamadığından davacının bakiye maddi zararının tespit edilemediği, davacı eş …’ nın yoksun kaldığı desteğe ilişkin toplam maddi zararının 213.117,46 TL olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ olunmuş, taraf vekilleri rapora karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçeleri sunmuş, davalı sigorta şirketi vekili tarafından davacıya yapılan ödemeye ilişkin dekont ibraz edilmiştir.
Dosya yeniden bilirkişi heyetine tevdi olunarak raporda yapılan hesaplamaların Yargıtay 17.HD.nin 2020/2598 E 2021/34 K sayılı kararı uyarınca TRH 2010 tablosu kullanılarak hesaplama yapılarak ek rapor tanzimi istenmiş, düzenlenen 29/06/2021 tarihli ek raporda; her ne kadar tanzim olunan kök raporda bakiye ömür süreleri Yargıtay’ ın uzun yılardır yerleşik olan içtihatları doğrultusunda PMF 1931 Tablosu esas alınarak belirlenmişse de; Yargıtay 17. HD. 2020/2598 E. sayılı dosyasından verdiği 2021/34 K. nolu ve 14/01/2021 günlü ilamında özetle “…Dairemizce de 2020 Aralık ayı itibariyle tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 Tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.” denilmekle ve mahkemenin 26/04/2021 günlü celse ile verdiği görev çerçevesinde işbu ek raporda yaşam sürelerinin TRH 2010 Tablosu esas alınarak belirlendiği ve güncel hesaplama yapıldığı,
kök raporun tanziminden sonra dosyaya sunulan 23/02/2021 düzenlenme tarihli T.C. … A.Ş. ödeme dekontundan davalı … Sigorta A.Ş. tarafından davacı eş …’ ya vekaleten Av. …’ a 05/02/2019 tarihinde 128.844,00 TL ödeme yapıldığının tespit edildiği ve ödenen tutar için güncelleme bedeli tenzilinin yapıldığı, davacı eş …’ nın yoksun kaldığı desteğe ilişkin bakiye maddi zararının 102.479,78 TL olduğu belirtilmiştir.
Davacılar vekili 29/06/2021 tarihli bedel artırım dilekçesi ile, bilirkişi raporu doğrultusunda … için talep ettikleri 3.000 TL tazminat taleplerini 102.479,78 TL’ye artırdıklarını, 97.479,78 TL üzerinden harç yatırdıklarını beyan etmiştir.
Dinlenen davacı tanıklarından …; “ben müteveffa …’yı tanırım, kendisi arkadaşım olur, ben aynı zamanda mahalle muhtarıyım, kendisini de mahalleden tanımaktayım, ailesini de tanırım. … hanım son derece çocukları ve ailesine düşkün bir insandı. Eşiyle birlikte … bir emlak ofisi vardı ve emlakcılık yapıyorlardı. İki çocuğu vardı. Öldüğünde büyük oğlu bildiğim kadarı ile … çalışıyordu, ne olarak çalıştığını bilmiyorum. Diğer oğlunun ise Üniversiteyi bitirdiğini ancak çalışmadığını biliyorum. Kazadan sonra müteveffanın eşi ve çocukları perişan durumdadırlar. Üçününde erkek olması sebebi ile evin idaresinde çok zorlanmaktadırlar. Komşular tarafından yemek konusunda destek olunmaktadır. Çocuklar çamaşır ve ütü konusunda zorlanmaktadırlar. Anneleri vefat ettiği için evin düzeni bozulmuş durumdadır. Müteveffanın eşi … ise emlak komisyonculuğuna devam etmektedir, emeklidir. Eskiden beri kendisini tanımaktayım. Şuan psikolojik problemleri vardır ve unutkanlık baş göstermiştir. Evlerinin babalarından kalma ev olduğunu biliyorum. Hali hazırda ekonomik durumları orta derecedir. Ekonomik olarak zorlandıklarını biliyorum. Ailenin manen sıkıntıda olduklarını, yalnızlık çektiklerine şahidim”; tanık …, “müteveffa … ve eşi … … emlakcılık işi yapmaktaydılar. Ben emekliyim … oturuyorum. …’da evleri vardır. Ben … Merkez Cumhuriyet Karakol Amirliğinde çalışıyorken kazazedenin bulunduğu mahalleye gidip geliyordum, emlakcılar ile görüştüğümüz için kendilerini tanıyordum. Bildiğim kadarı ile iki oğlu vardır. Çocukların yaşları bir birine yakın olduğu için evlilik muhabbetimiz oluyordu. … beyin aynı zamanda emekli olduğunu biliyorum. Eşi … hanımın da evin bütün iaşesini ve işlerini yaptığını biliyorum.” şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi kök ve ek raporu ile birlikte tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
TBK 53. Vd. Maddelerinde destekten yoksun kalma tazminatı düzenlenmişir. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Murisin, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacıların hakkına, desteklerinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilebilir.
Somut olayda, davacılar müteveffa …’nın ölümü nedeniyle, davalı sigorta şirketi ve davalı sürücüye karşı destekten yoksun kalma tazminatı istemli bu davayı açmışlardır.15/12/2018 tarihinde davalı sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı kamyon ile seyir halindeyken olay mahalline geldiğinde aracının ön sol teker-tampon muhtelif kısımları ile bankette yürümekte olan yaya …’ya çarpması sonucu yayanın ölümü ile sonuçlanın davaya konu olayın meydana geldiği, gerek … C.Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasında, gerek … 5.Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında, gerekse mahkememizce alınan bilirkişi raporuna göre sürücü …’nın %100 oranında kusurlu olduğu, müteveffanın ise kusursuz olduğu kanaatine varılmakla mahkememizce de olayın oluş şekli ve dosya kapsamına uygun bulunan kusur değerlendirmesine itibar edilmiştir.
Maddi tazminat yönünden, yerleşik Yargıtay kararları uyarınca yüksek tahsil görmeyen erkek çocukları 18 yaşına, kız çocukları ise 22 yaşına kadar destek alacaklısı sayılırlar. Yüksek öğrenim gören erkekler için 25 yaşına kadar tazminat hesabı yapılır. Ayrıca çocuklar yönünden dava sırasında yaşları, okuldaki eğitim durumları, içinde yaşadıkları sosyal ve ekonomik şartlar değerlendirilerek yüksek öğrenim yapmaları muhtemelse bu takdirde de 25 yaşa kadar hesaplama yapılabilir. 21/07/1986 doğumlu davacı …’nın olay tarihinde 32 yaşında olduğu, 19/04/1997 doğumlu davacı …’nın ise 22 yaşında olduğu anlaşılmakla ve kaza tarihinde yükseköğrenim gördüğüne dair dosya kapsamında herhangi bir tespit yapılamamış olmakla Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereği olay tarihinde müteveffanın davacı çocuklarının öngörülen yaşı geçtiği, destek yaşını geçtiklerinden davacı olan çocukların destek alıcısı olarak kabul edilmeleri mümkün olmadığı anlaşılmıştır.
Aktüer bilirkişi tarafından Yargıtay 17.HD.nin 2020/2598 E 2021/34 K sayılı kararı uyarınca TRH 2010 tablosu kullanılarak yapılan hesaplama neticesinde davacı eş …’nın yoksun kaldığı desteğe ilişkin maddi zararının 259.154,08 TL olduğu, işbu miktardan davalı sigorta şirketi tarafından yapılan 128.844 TL ödemenin güncellenmesi ile birlikte bakiye maddi zararının 102.479,78 TL olduğu tespit edilmiş, davacı vekilinin ıslahla birlikte 100.479,78 TL talep ettiği anlaşılmakla davacı … için 100.479,78 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketi yönünden ödeme tarihi olan 05/02/2019 tarihinden, davalı … yönünden ise olay tarihi olan 15/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline, davacılar … ve … yönünden destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin ise ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden; 6098 Sayılı TBK 56. Maddesinde manevi tazminat düzenlenmiştir: ”Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” Meydana gelen olayda taraflara ait kusur durumu, zararın ağırlığı, manevi tazminatın yapısı, manevi tazminatın niteliği gereği zenginleşme aracı olarak öngörülmemekle birlikte, davacılardaki manevi üzüntünün giderilmesini karşılayacak nitelikte de olması dikkate alındığında davacı eş … için 15.000 TL, … için 7.500 TL, … için 7.500 TL olmak üzere toplam 30.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-a)Davacılardan … (müteveffanın eşi) için 100.479,78-TL destekten yoksun kalma tazminatının, davalılardan … Sigorta A.Ş. yönünden temerrüt tarihi 05.02.2019 tarihinden itibaren (ZMMS Poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere), davalılardan … yönünden olay tarihi 15.12.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına,
1-b) Davacılardan … ve … yönünden destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE,
2-)Davacılardan … (müteveffanın eşi) için 15.000,00-TL, Davacılardan … için 7.500,00-TL ve … için 7.500,00-TL olmak üzere toplam 30.000,00-TL manevi tazminat alacağının olay tarihi 15.12.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-)Maddi tazminat talebi yönünden; Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 6.863,77 TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan (dava açılırken 44,40 TL+ tamamlama harcı ile 1.920,00 TL) 1.964,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 4.899,37 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye irat kaydına
4-)Maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 13.495,58 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
5-)Maddi tazminat talebi yönünden davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalılara ödenmesine,
6-)Manevi tazminat talebi yönünden; Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 2.049,30 TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 570,39 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.478,91 TL’nin davalı …’dan alınarak hazineye irat kaydına,
7-)Manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 4.500,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacılara verilmesine,
8-)Manevi tazminat talebi yönünden davalı … kendisi vekile ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 4.500,00 TL vekalet ücretinin müteselsilen davacılardan alınarak davalı Hasa Kaya’ya verilmesine,
9-)Davacılar tarafından sarf edilen ve dosyaya yansıyan 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 280,00 TL tebligat, müzekkere posta masrafı olmak üzere toplam 2.080,00 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul ve reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 978,08 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine,
10-)Ayrıca dava açılırken davacı tarafından maddi tazminat talebi için yatırılan 44,40 TL+tamamlama harcı 1.920 TL olmak üzere toplam 1.964,40 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen, manevi tazminat talebi için yatırılan 570,39 TL harcın davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine,
11-)Davacılar tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
12-)6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13)- (14) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kısmen kabul kısmen red oranına göre hesaplanan 625,21 TL’sinin davalılardan, 694,79 TL’sinin davacılardan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafların yokluğunda, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.25/10/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza