Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/608 E. 2020/483 K. 21.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/608
KARAR NO:2020/483

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/11/2019
KARAR TARİHİ:21/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 01/04/2019 tedarik başlangıç tarihli 24 aylık Elektrik Tedarik Sözleşmesi imzalandığını, davalının kullanmış olduğu elektrikten dolayı faturalar keşide edilerek gönderilmesine rağmen vade tarihinde fatura karşılığı hiçbir borcun davalı tarafından ifa edilmediğini, sözleşme ve sözleşme uygulama protokolünce davalının sözleşme ihlali yapması halinde ne gibi bir yükümlülükle karşı karşıya kalacağının belirlendiğini, davalı aleyhine …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davacı tarafından icra takibine geçilen tüm alacak kalemlerinin hukuka uygun, likit ve taraflar arası sözleşmeye uygun olduğunu, davalının icra takibine itirazı üzerine takibin durduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın likit olmasından dolayı %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Dava dilekçesi davalıya usulüne uygun olarak tebliğ olunmuş, süresi içinde davaya cevap vermemiştir.
Davalı vekili 03/02/2020 tarihinde UYAP sistemi üzerinden gönderdiği dilekçesinde; bahse konu elektrik borçlarının ödenmemesi ile ilgili davalıya hiçbir kusur atfedilemeyeceğini, davalı ve eski ortağı olan Seyithan Gündağ’ın oğullarının dava konusu taşınmazda cafe ve restoran işletmesi için anlaştıklarını, davalının işyerini işletmeye devam ettiği süreçte elektrik borçları ve diğer borçların düzenli bir şekilde ödendiğini, ancak zamanla ortağı ve oğulları arasında anlaşmazlık meydana geldiğini, bu anlaşmazlıkların davalıya atfedildiğini, davalıya işletmenin devredileceği söylenerek devir teslim işlemlerinin yapılması için tehdit ve baskı altında senet imzalattıklarını, bu konu ile ilgili savcılık soruşturmalarının devam ettiğini, işletme için açılan ortak banka hesabındaki paraların mevcut işletmenin giderlerine harcanmak üzere davalı tarafından yatırıldığını, bu paraların davalının istek ve iradesi dışında çekildiğini, davalının banka hesapları ve işletmenin kendisi ile alakalı kısımları ile ilgili bilgi istesede sürekli tehdit edildiğini, davalının bu nedenlerle işyerinden ayrılmak zorunda kaldığını, işyeri ile ilgili hiçbir gelişmeden haberi olmadığını ve ortaklarına ihtar çekerek adi ortaklığı feshettiğini bildirdiğini, diğer ortaklar tarafından dava konusu işyerinin gasp edilerek el konulduğunu, işletme ile alakalı tüm banka erişimleri, işyeri kasasının davalının bilgi, istek ve iradesi dışında kullanıldığını, davalının elektrik borçlarının ödenmediğini icra takibi sonucu öğrendiğini, davalının da yaşanan bu olay sonucu mağdur olduğunu, haksız yere kendisine karşı da icra takibi başlatıldığını, bununla ilgili davalının ortaklarına ihtar çekerek durumun izah edildiğini, icra takibinin işyerini kullanan ve fatura bedellerini ödemeyen şahıslara karşı açılması gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava İİK.’nın 67. Maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Anılan maddede “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. “hükümlerine amirdir.
… İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasının taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu icra takibi olduğu, borçlunun itirazını 7 günlük yasal süre içinde yaptığı, iş bu davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya elektrik mühendisi bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 22/06/2020 tarihli raporda; Davacı … A Ş. ile davalı … arasında 26/02/2019 sözleşme başlangıç tarihli, 01/04/2019 tedarik başlangıç tarihli; Tedarik başlangıç tarihinden 24 ay sonra bitiş tarihli (Sözleşme uyannca kendiliğinden uzaması halinde bir önceki sözleşme bitiş tarihinin birinci yıl dönümü) Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme iptal edilmeden önce davalı adına tahakkuk ettirilen 25/05/2019- -25/07/2019 – 19/08/2019 tarihli faturalarda geçmişe dönük GECİKMİŞ / ÖDENMEYEN borç bulunduğu, sözleşme içeriğinde açıkça davalı abonenin “sözleşme boyunca herhangi bir faturasını son ödeme tarihinden önce kısmen veya tamamen ödememiş olması” halinde davacıya sözleşmeyi fesh etme hakkı tanındığı, bu nedenle davacı tedarikçi şirketçe davalının aboneliğinin sözleşme hükümlerine uygun şekilde sonlandırılmış olduğu, 24 aylık taahhütün 4. ayı itibariyle sözleşme fesh edildiğinden sözleşme madde 7.1 kapsamında dava konusu “Sözleşme ceza fatura” unsurlarının oluşmuş olduğu, ceza Faturasının hesap şeklinin sözleşme madde 7.1 hükmüne uygun olduğu, takibe konu asıl alacak bedelinin hesabına etken olan faturaların sözleşme ve EPDK nın sair hükümlerine uygun olarak tahakkuk ettirilmiş oldukları, yine taraflar arasında imza edilen sözleşme madde 4.2 gereği “Tedarikçi, vadesinde ödenmeyen fatura tutarına aylık yüzde 5{beş) gecikme zammı yansıtacaktır.” “Abone’nin sözleşme hükümleri veya borçtan dolayı icra takibine sebebiyet vermesi halinde, icralık her faturanın yüzde on ikisi (%12’si) kadar icra ceza bedeli talep edilecektir.” hükümleri gereği, davacı tedarikçi şirketçe 744,27 TL. (icra cezai şart) ve 103,37 TL. (Gecikme zammı) bedellerinin talep edilebileceği, nihai karar Mahkemeye ait olmak üzere,Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/10663 E. , 2016/8010 K. Sayılı emsal ¡lamındaki “…Kural olarak abonelik sözleşmelerinde kullanılan elektrik tüketiminden abone ile birlikte fiili kullanıcı da sorumludur…”şeklindeki içtihat gereği sözleşme hükümleri doğrultusunda takibin 6.202,23 TL. (Asıl alacak -Sözleşme ceza tutan) + 744,27 TL. (İcra Cezai Şart) + 103,37 TL. (Gecikme Zammı) olmak üzere toplam 7.049,87 TL. üzerinden sözleşme muhatabı davalı … … adına devam edebileceği, davalı vekilinin cevap beyanlarının (kullanıcının diğer ortaklar olduğuna ilişkin) kabulünün Mahkemenin takdirlerinde olacağı görüş ve kanaati belirtilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
6100 Sayılı HMK 266-(1) maddesince elektrik mühendisi bilirkişi tarafından yapılan tespit nazarında; Davacı abonesi olan davalının sözleşmeye aykırı davranarak adına tahakkuk ettirilen tüketim faturalarını zamanında ve gereği gibi ifa etmediği, davacı tedarikçinin de sözleşme hükümlerine uygun şekilde davalının aboneliğini sonlandırdığı ve yine sözleşme hükümlerine göre takibe konu ceza faturasının keşide edildiği, davacı tedarikçinin sözleşme ceza tutarı dışında takipte talep etmiş olduğu icra cezai şart ve gecikme zammı oranın da taraflar arasında imzalanan sözleşmede kararlaştırıldığı anlaşılmakla talep miktarı üzerinden davanın kabulüne hükmedilmiştir.
Öte yandan her ne kadar davalı ortakları ile arasında çıkan anlaşmazlık nedeniyle adi ortaklığı feshettiğini ve kullanıcının diğer ortaklar olduğunu iddia etmiş ise de, Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi davacı ile davalı arasında akdedilmiş olup sözleşmenin tarafı olan davalı sözleşme hükümleri ile bağlı olup borçtan sorumludur.
Fatura alacağı kapsamında kabul edilen miktar likit ve belirlenebilir olduğundan (emsal için bknz. Yargıtay 19. H.D. 2016/5503 E. 2017/3917 K. Sayılı ilamı) kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatiyle neticeden aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile,
1-…İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın İPTALİ ile, takibin 6.202,23-TL asıl alacak(sözleşme ceza tutarı), 744,27-TL icra cezai şart, 103,37-TL gecikme zammı olmak üzere toplam 7.049,87-TL üzerinden takip talebindeki kayıtlarla DEVAMINA,
2-İİK.67/2 maddesi uyarınca asıl alacak miktarının %20.si oranında hesaplanan 1.409,97-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 481,57 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 85,15 TL + 35,25 TL icra veznesine yatan olmak üzere toplam 120,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 361,17 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri üzerinden AAÜT uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 135,95 TL harç, 700 TL bilirkişi ücreti, 35,50 TL posta, tebligat ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 871,45 TL yargılama masrafınının davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
7-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK yönetmeliğinin 47/1 maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır