Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/589 E. 2021/663 K. 20.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/589
KARAR NO:2021/663

DAVA:Tespit
DAVA TARİHİ:08/11/2019
KARAR TARİHİ:20/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının yurtiçi ve yurtdışında her türlü inşaat ve taahhüt işleri yaptığını, ağırlık olarak yurtdışı olmak üzere yurtiçinde de faaliyet gösterdiğini, aldığı tüm işleri yüksek kalite standartlarında ve zamanında teslim ettiğini ve sektörde haklı bir itibar ve pazar payı elde ettiğini, davacının ar – ge çalışmalarında kullanılmak üzere ve halihazırda yürütülen projelerdeki sorumluluklarını yerine getirebilmek amacıyla farklı tarihlerde, davalıdan bazı ürünlerin satım alım işlemlerini gerçekleştirdiğini, davacının … ve davalının davacıya ait ticari bilgi ve belgeleri ifşa ettiği …’ın aynı sektörde ve belli bir tedarik zinciri içerisinde bulunan benzer işler yapan şirketlerden olduğunu, davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkilere dair ticari ve müşteri sırları içeren sipariş formları ve faturaların davacının piyasadaki etkinliğinin azaltılması ve diğer şirketler ile arasındaki ticari ilişkilerin zarar görmesi adına kötü niyetli bir şekilde, davalı tarafından davacının geçmiş dönemde münhasır distribütörlüğünü üstlenmiş olduğu …’a davacının hiçbir bilgisi ve izni dahilinde olmadan hukuka aykırı bir şekilde ifşa edildiğini, … tarafından davacıya …’nın … Mahkemelerinde açılan davanın dava dilekçesinde sunulan deliller içerisinde davacı ile davalı arasında düzenlenen faturaların numaraları dahil olmak üzere bütün bilgilerin bulunduğunu, davacıya zarar vermek kastıyla ticari sır niteliğindeki teklif formlarını ve faturaları ifşa ettiğinin açık olduğunu, davalı tarafından ifşa edilen bilgilerin davacı açısından ticari ve iş sırrı niteliğinde olduğunu, söz konusu teklif formları ve faturalar ile davacının hangi hammaddeleri sipariş ettiği, bu ürünleri hangi ücret üzerinden satın aldığının kolaylıkla anlaşıldığını, davacının temin ettiği hammaddenin rakip firmalar tarafından bilinmesinin davacı tarafından yürütülen projelerde hangi ürünlerin kullanıldığının yine rakip şirketler tarafından bilinmesine ve davacının üretim sırlarının rakipler tarafından hukuka aykırı bir şekilde öğrenilmesine yol açtığını, davalının çeşitli ticari sırları ifşa etmesi sebebiyle davacının maddi ve manevi zararları oluştuğunu belirterek davanın kabulüne, TTK 56/1-b haksız rekabet hükümleri uyarınca davacıya karşı sürdürülmekte olan haksız rekabetin tespitine ve men’ine, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ileri sürdüğü hususların gerçeği yansıtmadığını, davalının davacı ile olan ticari ilişkileri dahil olmak üzere tüm ticari ilişkileri nedeniyle elinde bulunan bilgi ve belgeleri, yetkili merciler hariç olmak üzere üçüncü kişilere ifşa etmediğini, dava dilekçesinde adı geçen … şirketinin adını dahi iş bu dava dosyası nedeniyle öğrendiklerini, iş bu davanın ikame olmasını öğrenmelerinin ardından … şirketi ile görüşmelere başladıklarını, kendilerinin davacı aleyhine açmış oldukları tazminat davasında kullanmış oldukları bir kısım bilgi ve belgelerde davalının adının geçtiği ve bu hususun davacı şirketi tarafından tarafları aleyhine haksız rekabetin tespiti ve men’i davasının açılmasına neden olduğunu belirterek kendilerinin davacı aleyhine açmış oldukları tazminat davasında kullanmış oldukları bilgi ve belgeleri ne şeklide temin ettikleri hususunun sorulduğunu, … şirketi ile yaptıkları görüşmelerde davacının kendilerinin bir kaç ülkede distribütörü olduğunu, söz konusu şirketin kendilerinden yüklü miktarda mal alımı yapacağı hususunda taahhütte bulunmasına rağmen herhangi bir mal alımı yapmadığını, bunun üzerine davacının taahhütlerini yerine getirip getirmediğini denetlemek için ülkemize geldiklerini ve davacının tüm ticari defterlerini incelediklerini yapılan incelemeler neticesinde davacının kendileri ile imzalanmış olduğu distribütörlük sözleşmesine aykırı davrandığı hususunu tespit ettiklerini ve bu nedenle kendileri aleyhine tazminat davası açtıklarını beyan ettiklerini, …’ın davacının 20/05/2016 ila 24/10/2018 tarihleri arasında Türkiye, İran ve Suudi Arabistan ülkelerinin distribütörü olduğunu, adı geçen şirketin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle kendileri aleyhine tazminat davası açtıklarını, söz konusu davada kanıt olarak sundukları tüm sipariş formlarının ve faturaların kendi incelemeleri sonucunda ele geçirildiğini beyan etmiş olduğu bir yazı hazırlanarak dilekçenin ekinde sunduklarını, davalı tarafından davacıya ait ticari sırların bir başkasına ifşa edilmesinin söz konusu olmadığını, davalının ticari örf ve adetler ile mevzuatın kendisine yüklemiş olduğu tüm yükümlülüklere uygun hareket eden bir şirket olduğunu belirterek davanın reddine, vekalet ücreti dahil olmak üzere tüm yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; haksız rekabet iddiası kapsamında haksız rekabetin tespiti ve men’i davasıdır.
Davacı vekilinin 13/07/2020 tarihli beyan dilekçesi ekinde davacı ile dava dışı … … arasında imzalanan distribütörlük sözleşmesinin Türkçe tercümeli suretini ve …’da görülen davaya ilişkin dava dilekçesinin Türkçe tercümeli suretini sunmuştur.
İlgili Ticaret Sicil Müdürlüklerinden taraf şirketlerin ticaret sicil kayıtları celp edilmiştir.
Dosya Mali Müşavir, Haksız Rekabet Uzmanı ve İnşaat Mühendisinden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, düzenlenen 31/05/2021 tarihli raporda; davacı vekili tarafından ibraz edilen 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK’nun ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu kanaatine varıldığı, taraflar arasında cari hesap yönünden herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı, TTK.m.55/1-a2 hükmü uyarınca haksız rekabetin oluşmadığı, TTK.m.55/1-c.2 hükmü uyarınca dosya kapsamında haksız rekabetin oluşumuna yönelik bir tespit yapılamadığı, TTK.m.55/1-d hükmü uyarınca dosya kapsamında haksız rekabetin oluşumuna yönelik bir tespit yapılamadığı, neticeten, davacının haksız rekabet iddialarının somut deliller ile kanıtlanamadığı ve davacının haksız
rekabet’in varlığına ilişkin ikna edici kanıtlar sunmadığı, haksız rekabetin oluşmaması sebebiyle tazminat iddialarının dayanaktan yoksun kaldığı belirtilmiştir.
Yapılan yargılama, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; 6102 TTK’nun 54. Maddesi uyarınca iktisadi rekabetin her türlü kötüyü kullanımı haksız rekabettir. 6102 sayılı TTK’nun 54 ve devamı. Maddeleri ile ” haksız rekabet düzenlenmiş, buna göre haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerin amacı bütün katılanların menfaatine dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasının amaçlandığı, rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır,” hükmüne yer verilmiştir. Aynı yasanın 55. Maddesi uyarınca da dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ve ticari uygulamalar belirtilmiştir.
Ticari sır, gerek şahıs şirketleri, gerekse limited ve anonim şirketlerin faaliyet alanları ile ilgili olarak, bu firmaların çalışanları ve akdi ilişkide oldukları gerçek ve tüzel kişilerce bilinen, rakiplerinin bu bilgilere ulaşması halinde zarara uğrama riski bulunan, işletmenin ticari başarısı ve verimliliği için önem arz eden, gerek kamuya gerekse ilgisi olmayan şahıslara açıklanmaması gereken, firmanın iç işleyişi, organizasyon yapısı, mali ve iktisadi durumu, kredi ve nakit bilgileri, faaliyet hedef ve stratejisi, hammadde kaynak bilgileri, imalata dair teknik bilgiler ve özellikler, fiyatlandırma uygulaması bilgisi, pazarlama stratejisi ve taktikleri, firmanın pazar payı, toptancı ve perakendeci bilgileri, müşteri potansiyeli ve ağ bilgisi, her türlü sözleşme ve protokol bilgileri ve bu türden tüm bilgi ve belgeyi ifade etmektedir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2004/7827 Esas ve 2007/5755 Karar sayılı ilamında “ticari sır kavramının en önemli unsurunun toplumun bilgisi dâhilinde olmama veya ilgili alanda rakip firmalarca bilinmeme şartının olduğu” belirtilmiştir.
Davacı taraf davalı şirketle olan ticari ilişkilerine dair ticari ve müşteri sırlarını içeren davalının kendisine kestiği 7 adet fatura ile 5 adet proforma faturanın, ticari ve müşteri faturalarını içeren sipariş faturaları ve irsaliyeli faturaların davacı şirket aleyhine …’da dava açan … menşeili şirket … …’e ifşa edildiğini beyanla TTK 56/1-b haksız rekabet hükümleri uyarınca haksız rekabetin tespiti ve men’ine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkememizce yaptırılan, denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olduğuna kanaat edilen bilirkişi raporu ile de ortaya konduğu gibi davaya konu faturalar davalı şirketçe gizli şekilde elde edilmiş birer belge değil, davalı şirketçe davacı adına tanzim edilmiş belgelerdir. Bu belgelerin ticari sır sayılmasına imkan yoktur. İçeriklerine satılan ve/veya teklif edilen malların miktarı, birim fiyatı ve satış bedeli yer almaktadır. Ayrıca davacı tarafından söz konusu faturaların davalı tarafça dava dışı … firmasına gönderildiğini gösterir dosyaya somut herhangi bir bilgi ve belge sunulabilmiş değildir. Kaldı ki Mahkemece bu belgelerin ibrazına her zaman karar verilebilecektir. Bu itibarla, davacının haksız rekabet iddialarının somut deliller ile kanıtlanamadığı anlaşılmakla davacının davasının sübut bulmadığından reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının sübut bulmadığından REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafına verilmesine,
6-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.20/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır