Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/578 E. 2020/336 K. 22.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/578
KARAR NO : 2020/336

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/11/2019
KARAR TARİHİ : 22/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …ş. Tarafından dava dışı … Şirketi ile olan alacak – borçlu ilişkileri nedeniyle İstanbul Anadolu… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip başlatıldığını, dava dışı … isimli firmanın eski adresine haciz için gelindiğini ancak söz konusu adresin boş olduğunu, haciz tarihinde davacının faaliyet gösterdiği adresteki işyerine gelindiğini ve istihkaklı haciz yapıldığını, davacı ile borçlu Serabagno arasında evvelden işçi – işveren ilişkisi olmasından mütevellit İstanbul Anadolu … İcra Mahkemesinin 28/01/2019 tarih ve… Esas, … sayılı kararı ile usul ve yasaya aykırı şekilde takibin devamına karar verildiğini, bunun üzerine davacının 31/01/2019 tarihinde icra dosyasında alacaklı … A.ş. Vekili Av. …’ın hesabına dosya borcu olan 40.876,00 TL bedelli And… İcra Müd…Haciz Tehditi açıklaması ile ödeme yaptığını, 07/02/2019 tarihinde de … Faktoring aleyhine istihkak davası açıldığını, davalı alacaklı tarafından icra dosyasına verilen dilekçe ile dosyanın haricen tahsil edildiğinin bildirildiğini ve tüm hacizlerin fek edildiğini, bu tarihten itibaren geçerli bir haczin kalmadığı belirtilerek davanın hukuki yarar yönünden reddine karar verildiğini, davacı şirketin muhafaza korkusu ile kendisine ait olmayan bir borcu ödemek zorunda kalması ve istihkak davalarının, hacizlerin fekkinden sonra açılmış olması nedeniyle reddi karşısında söz konusu ödemenin istirdatı ve davacının zararının tazmini için davayı açma zaruretinin hasıl olduğunu, …ile …Banyo arasında bir bağlantının bulunmadığı gibi tam aksine …’nun …Banyo ve ortaklarını yıpratmaya çalıştığını belirterek davanın kabulüne, davacı şirket tarafından borçlu olmadığı halde haciz tehdidiyle ödenen 40.876,00 TL’nin ödeme tarihinden başlayan ticari işlemlerde uygulanan avans reeskont faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuğa başvurulmadığını, davalı şirkete husumete yöneltilmesinin hatalı olduğunu, davacının ödediği tutarı yerine ödeme yaptığı borçludan talep etmesi gerektiğini, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davacının istihkak davasının reddedilmiş olduğundan huzurdaki davayı açmakta hukuki yararının olmadığını, davacının istihkak iddiasının kötüniyetli olduğunu, davacı ile borçlu şirketin alacaklılardan mal kaçırma kastıyla birlikte hareket ettiğinin ortaya konduğunu, ödenen tutarın iade için gerekli koşulların oluşmadığını belirterek davanın öncelikle zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmaması, hukuki yarar yokluğu ve pasif husumet noksanlığı nedeniyle reddine, aksi halde istihkak davasının kesinleşmesinin beklenmesini, neticede davanın esasa ilişkin beyanları doğrultusunda reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesi ile eklenen 6102 Sayılı Kanun’un 5/A maddesi uyarınca “bu Kanunun (TTK) 4. Maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı” olarak düzenlendiği, söz konusu düzenlemenin dava şartı olması nedeniyle uygulamasının zorunlu olduğu, aynı yasanın 23. Maddesi ile 6325 sayılı kanuna eklenen 18/A maddesi uyarınca dava şartı olan arabuluculukta davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin tutanağın aslını yada arabulucu tarafından onaylanmış örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olup, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya son tutanağın bir haftalık kesin süre içerisinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddine karar verileceği ihtarını içeren davetiye gönderileceğinin düzenlendiği, söz konusu kanunun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe girdiği, davanın 04/11/2019 tarihinde açıldığı ve arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının dosya kapsamından anlaşıldığı, aynı yasanın 18/A-2 fıkrası son cümlesi uyarınca, arabulucuya başvurulmadan dava açılmadığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceğinin düzenlendiği görülmekle, dava konusunun cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı paranın geri verilmesi için açılan istirdat davası (İİK m.72/VII) olduğu anlaşılmış olup, davadan önce zorunlu arabuluculuğa gidilmemiş olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının davadan önce zorunlu arabulucuğa gidilmemiş olması nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan (1/2 oranında) 1.700,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil eden davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır