Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/572 E. 2021/580 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/572 Esas
KARAR NO:2021/580

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:01/11/2019
KARAR TARİHİ:07/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacı ile davalılardan … AŞ arasında 15/05/2017 tarihli Finansal danışmanlık sözleşmesinin imzalandığını, şirket hissedar ve imzaya yetkili yönetim kurulu üyesi olan diğer davalıların da sözleşmeye BK 128.mad anlamında … verdiklerini, davacının davalı şirketçe verilen yetkiye istinaden, davalı şirketin kısa vadeli-vadeleri bir yıl civarında olan banka kredilerini, uzun dönemli olarak yeniden yapılandırmak maksadıyla bankalarla görüşmelere başladığını ve kredilerin yapılandırıldığını, davalı … sözleşmede yazılı aylık danışmanlık ücretlerinin KDV hariç toplamı 84.000USD’ni, davacı şirket yetkilisinin YKB ve … Bankası … Şubelerindeki hesaplarına … AŞ olarak doğrudan 62.500USD, çalışanları/görevlileri aracılığıyla da 21.500USD havale yapmak suretiyle ödediklerini, eski kredilerin kullandırılan yeni bir kredi ile kapatılıp, uzlaşılan şekilde yeni bir kredi açılması anlamına kredi yapılandırmalarının tamamlanması, … Bankası … Şubesi TL kredisinin yeniden yapılandırılması için bankadan onay alınmasına ve böylelikle davacının başarı primi alacağının muaccel olmasına rağmen davalıların çeşitli gerekçelerle ödemeyi sürekli ertelediklerini, başarı priminin, yapılandırılan TL krediler için de yapılandırma tarihi itibariyle USD karşılıkları üzerinden %3 oranında hesaplanarak ödenmesinde tarafların mutabık olduğunu, e-mail yoluyla yapılan taleplere, davalıların, bazı aktiflerin satılacağı ödemedeki gecikmeden dolayı üzüntü duyulduğu ifadesi dışında somut bir adım atmaması üzerine, ihtarname keşide edilerek, yapılandırılan kredinin USD karşılığı 7.889.654USD’nin %3 ü 236.990 USD + KDV nin ödenmesinin tebliğ ettirildiğini, ihtar üzerine davalıların başarı priminin USD olarak 15 Ekim tarihinden itibaren 3 eşit taksitle ödeme teklifleri üzerine iyi niyet beklenmiş ise de, davalıların bu tekliflerini de yerine getirmemeleri üzerine icra takibi açıldığını, itirazlar üzerine takibin durduğunu, itirazların haksız olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmene yetkili mahkemelerin … … Mahkeme ve İcra Daireleri olduğunun düzenlendiği, bu nedenle yetki itirazının reddi gerektiğini, gerçek kişi davalıların, davacı şirkete karşı verdikleri … nedeniyle sorumlu/borçlu sıfatına haiz oldukları aşikar olmakla, borçlu sıfatlarının olmadığına dair itirazların da hukuki dayanağı olmadığını, davalıların ihtara rağmen borçlarını ödememeleri üzerine 01/10/2018 tarihinde ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından 236.990USD alacağın aynen ödenmesi için takip başlatıldığını, alacak miktarının hatalı hesaplanmış olduğundan, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından, ….İcra müdürlüğü dosyasından yapılan takipten, alacak yanlış hesaplandığı gerekçesiyle sarfınazar edildiği açıklanmak suretiyle yeniden icra takibi başlatıldığını, davalıların itirazı üzerine….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, mahkemece takibin mükerrer olduğu gerekçesiyle davayı usulden ret ettiği ve ret kararının kesinleştiğini, hükmün kesinleşmesine müteakip ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibinden mahkeme kararı gerekçe tutulmak suretiyle sözleşmeden doğan davacı alacaklarından değil usulünce yeniden takip açmak maksadıyla feragat edildiğini, bu aşamada nedenle mükerrer takip bulunmadığını, davacının davalılardan alacaklı olduğunu beyanla, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalılar hakkında başlatılan takibe davalıların itirazının iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili vermiş olduğu 02/03/2020 tarihli dilekçesi ile, açmış oldukları işbu itirazın iptali davasını alacak davası olarak ıslah ettiklerini, 850.000TL asıl alacağa, ıslah ettikleri itirazın iptali davasının açılış tarihi olan 01/11/2019 tarihinden itibaren banka reeskont haddi üzerinden faizi v KDV’si ile işlemiş faiz alacağı 186.578TLnin bila faiz KDVsi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, davacının aynı alacak kalemlerini, aynı borç sebebi ve aynı borçlu gösterilen kişilere karşı öncelikle ….İcra Müdürlüğünün … esas numaralı dosyası ile 01/10/2018 tarihinde takip başlattığını, akabinde yine aynı unsurlara havi takibin sadece alacak kalemleri TLye çevrilerek….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ikame edildiğini, sonrasında ise huzurdaki davaya konu ….İcra Müdürlüğünün … numaralı takip dosyasının 16/09/2019 tarihinde davacı yanca ikame edildiğini, işbu takip dosyasında esasa ilişkin itirazların yanında derdestlik itirazında da bulunulmuş olup, aynı alacak kalemleri, aynı borç sebebi ve aynı borçlu gösterilen kişilere karşı ikinci bir takip yapılmasının hukuken mümkün olmadığının belirtildiğini, ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davasının ikame edildiğin ve söz konusu davanın mükerrer takip nedeniyle reddedildiğini, davacı yanın itirazın iptali davası ikame ederken de ….İcra Müd.nün … esas numaralı dosyasına ilişkin feragate dair beyanlarda bulunduğunu, ancak icra dosyasının harçlarının yatırılıp resmen esas kaydı kapatılmadığı için davacının davasının mükerrer takip nedeni ile reddedildiğini, huzurdaki davaya konu ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının da mükerrer olduğunu, davacının sözleşmede kefalete ilişkin şekil şartlarından kurtulmak amacı ile davalıların kefaletini garantörlük olarak tanımladığına hiç kuşku olmadığını, bu çerçevede, davaya konu sözleşmenin 7.maddesinde davalılar … ve … garantör olarak gösterilmişlerse de garantör olarak sözleşme ile ilgili ifasını sağlayacakları ödemeler dışında başkaca herhangi bir hususun bulunmadığını, bu nedenle de … başlıklı maddenin açıkça kefalet olduğunu, söz konusu sözleşme maddesinin kefalet olarak yorumlanması gerekeceğinden ve de kefalet sözleşmesi ile ilgili yasal zorunluluk olan belirlilik ilkesine uyulmadığından davalılar … ve …’ın herhangi bir şekilde kefil/garantör olarak sorumluluğu bulunmadığını, bu nedenle aleyhlerine ikame edilen davanın reddi gerektiğini, davacının sözleşmeden doğan borçlarına aykırı davrandığını, davacının hukuk düzeninin kendisine yüklediği özen yükümlülüğüne aykırı hareketleri sonucu davalı … zarara uğrattığını, davalı şirketin, danışman vasıtası ile sonuçlandırılabilen 1-2 kredide, kredilerin TL cinsinden döviz cinsine dönüştürülerek yapılandırılması sonucu büyük zarara uğradıklarını, davacı yanca davalılara imzalattırılan sözleşme metninde kredilerin hangi aşamasında prime hak kazanılacağı ifade edilmişken, yapılandırılmamış bir kredi için prim talebinde bulunulmasını anlamanın mümkün olmadığını, davacı şirket yetkilisinin bile şartlarına itiraz ettiğini, olandan daha ağır şartlarla bir kredi yapılandırmasını başarı olarak nitelenecek bir tarafı olmadığı gibi sözleşmedeki açık hüküm gereği başarı primi hakedilmesinin söz konusu olmadığını, davacının herhangi bir prim hak edişi olmamakla beraber kabul anlamına gelmemek üzere davacı tarafından yapılan prim hesaplamalarının nasıl yapıldığı ve hangi tarihte hangi döviz kuru üzerinden TLsine tahvil edildiğinin belli olmadığını, davacının yaptığı hesaplamaların doğru olmadığını, beyanla, öncelikle mükerrer icra takipleri bulunduğundan davanın dava şartı yokluğundan reddini, ayrıca davalılar … ve …’a icra dosyasından tebligat yapılmadığından huzurdaki davanın söz konusu davalılar aleyhine ikame edilemeyeceğini, mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda davalılar … ve … aleyhine ikame edilen takibin ve davada davalılara atfedilecek sıfatın kefalet olduğu ve kefalet şartlarının bulunmadığının tespiti ile davanın reddini, davacının kusurlu ve ayıplı hizmet ifa ettiğinin tespiti ile, … kredisinde davacının bir hizmetinin olmadığının, … Ltd Şti’ye ait kredilerin sözleşme kapsamında olmadığının ve davalılara yüklenebilecek bir sorumluluk bulunmadığının, davalı … AŞ ile … Bankası AŞ arasındaki kredi sözleşmesinin yapılandırılması için ilgili bankanın çok ağır şartlar öne sürdüğünün ve bu sebeple yapılandırılmadığı gibi yapılandırılmayan kredilerin başarı primi kapsamında değerlendirilemeyeceğinin tespiti ile davanın tamamının reddini, mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda davacının kusuru oranında hak edişlerinin tenkis edilmesini, davacının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, finansal danışmanlık sözleşmesi, dekontlar, mailler, kredi tabloları, genel kredi sözleşmesi, ödeme tablosu, …Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, ticari defter ve kayıtlar celp olunmuştur.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … … AŞ tarafından … AŞ, …, … aleyhine 611.500TL diğer asıl alacak, 134.147,81TL geçmiş gün faizi, 239.000,00TL diğer asıl alacak, 52.430,62TL geçmiş gün faizi olmak üzere toplam 1.037.078,43TL üzerinden takip başlatıldığı, borçluların itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı … Hiz AŞ tarafından davalılar … …, … AŞ aleyhine 26/1/2018 tarihinde açılan….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali davası olup, yapılan yargılama sonucunda mahkemenin 30/05/2019 tarihli … karar sayılı kararı ile; ….İcra Müd.nün … esas sayılı takibinden önce davacı tarafından davalılar aleyhine ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlattığı, bu nedenle davacının mükerrer icra takibi yaptığı belirtilerek davanın reddine karar verildiği, kararın 10/09/2019 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası incelenmesinde; alacaklı … Fin Hiz AŞ tarafından borçlular … AŞ, … … aleyhine 236.990USD alacağın tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, borçluların itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, dosya rapor tanzimi için bilirkişiye gönderilmiş olup, bilirkişiler Bankacı Operasyon Yöneticisi …, SMMM … ve Nitelikli Hesaplama Uzmanı Dr … tarafından tanzim olunan 15/11/2020 tarihli raporunda; işveren sıfatıyla davalı ile danışman sıfatıyla davacı arasında, işverenin finansal stratejisinin oluşturulması, bu kapsamda işverenin finansman ihtiyacının yerli ve yabancı banka/finans kuruluşlarınca temini ve/veya mevcut banka/finans kurum borçlarının yeniden yapılandırılması ve/veya işveren hissedarı …’ın …’tan kullandığı bireysel kredinin kurumsal krediye çevrilip yapılandırılması ve/veya … … yapılacak yeni yatırıma proje finansmanı temini konularında finansal danışmanlık ve aracılık hizmeti verilmesi amacıyla imza tarihinden itibaren 12 ay geçerli olmak üzere 15/05/2017 tarihinde Finansal Danışmanlık Sözleşmesi akdedildiğini, hissedarlar sıfatıyla … ile…’ın sözleşmede imzası bulunduğunu, davalı şirket ortağı/temsilcisi …’ın bireysel finansman kredisi ile konut kredisi riskinin büyük olması, daha önce yeniden yapılandırma yapılmış olması sebebiyle kurumsal kredi olarak kullandırılmak suretiyle …’ın yöneticisi olduğu … Şti üzerinden kgf teminatı ve ipotek teminatı kapsamında kredi kullandırılmak suretiyle yeniden yapılandırıldığını, banka sıfatıyla … AŞ … Şubesi ile, kredi müşterisi sıfatıyla … Şti, müteselsil kefil sıfatıyla … ve … arasında 30/05/2017 tarihinde 15.865.000,00TL kredi limitli genel kredi sözleşmesinin akdedildiğini, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi tahtında … Şti lehine, 30/05/2017 tarihinde 5.215.000TL ana para, 27/03/2018 ilk ödeme – 27/05/2020 son ödem tarihli 1 ay vadeli ve 02/06/2017 tarihinde 10.650.000TL ana para, 17.370.301,61TL geri ödemeli 02/03/2018 ilk ödeme 02/06/2022 son ödeme tarihli 52 ay vadeli, yıllık %18,48 akdi faiz oranlı taksitli ticari krediler kullandırıldığını, davalının 3.773.450TL tutarındaki rotatif kredisinin birikmiş faizleri ile birlikte 1.180.000USD tutarlı dövize endeksli kredi olarak onaylanmak suretiyle yeniden yapılandırıldığını, dava dışı … Ltd Şti’nin 1.277.227TL tutarındaki kredisinin %3,5 erken kapama komisyonu ile birlikte 370.000USD tutarlı dövize endeksli kredi olarak onaylanmak suretiyle yeniden yapılandırıldığını, yine davalının 65100/1 sözleşme numaralı ödeme planına bağlı leasing borcunun toplam 4.520.083,45TL ödeme tutarı üzerinden 48 ay vadeli olarak, 59674/1 sözleşme numaralı ödeme planına bağlı leasing borcunun 18/10/2017 ilk ödeme taksit bedeli ve satın alma opsiyon bedeli olmak üzere KDVli toplam 139.889,18USD ödeme tutarı üzerinden yapılandırıldığını, davalının mevcut kredilerinin yapılandırılmasına ilişkin kredi teklifinin 450.000USD tutarlı + yıl ödemesiz 48 ay vadeli olarak onaylandığını, ancak davalı şirket tarafından kredinin kullanılmadığını, davacı tarafından davalılara ihtarname keşide edilerek, başarı primi 236.990USD + KDVnin ödenmesinin ihtar edildiğini, ihtarnamenin muhataplara 20/07/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, davalıların 25/07/2018 tarihinde temerrüde düştüğünü, taraflar arasında akdedilen finansal danışmanlık sözleşmesinin konusunu oluşturan işverenin finansal stratejisinin oluşturulması, bu kapsamda işverenin finansman ihtiyacının yerli ve yabancı banka /finans kuruluşlarınca temini ve/veya mevcut banka /finans kurum borçlarının yeniden yapılandırılması ve/veya işveren hissedarı …’ın …’dan kullandığı bireysel kredinin kurumsal krediye çevrilip yapılandırılması ve/veya …’nda yapılacak yeni yatırıma (terminal işletmeciliği) proje finansmanı temini konularında finansal danışmanlık ve aracılık hizmeti verilmesi hizmeti kapsamında kredisi yeniden yapılandırılan ve icra takibinden kurtulduğu anlaşılan …’ın … Şti’nin ortağı/yöneticisi/temsilcisi olması, … Havaaalanında yapılacak yeni yatırımların finansmanı kapsamında gerek … Şti ile … AŞ’nin nakit akışını işbu projenin etkilemesi, her iki şirketin ortak/yönetici/temsilcisinin … ile … olması, her iki şirkette yabancı ortak bulunmaması, sözleşme konusunda sadece … AŞnin kredilerinin yapılandırılacağına ilişkin açık bir ifadenin bulunmaması göz önünde bulundurularak, davacı şirket tarafından verilen danışmanlık hizmetinin sözleşme kapsamında uygun olduğunu, 02/06/2017 tarihli kredi yapılandırma işleminden doğan başarı priminin 475.950TL + KDV, 02/08/2017 tarihli kredi yapılandırma işleminden doğan başarı priminin 04/08/2017 tarihi itibariyle 35.400+KDV, 15/09/2017 tarihli kredi yapılandırma işleminden doğan başarı priminin 135.602,50TL+KDV ve 4.196,68USD + KDV, 22/09/2017 tarihli kredi yapılandırma işleminden doğan başarı priminin 24/09/2017 tarihi itibariyle 24.600USD+ KDV olup, 19/07/2018 ihtar tarihi itibariyle talep edilebilir başarı primi toplamının 611.552,50TL + 64.196,68USD + KDV olduğunu, sözleşme tahtında 12 aylık dönem için ödenmesi gereken danışmanlık ücreti toplamının 84.000USD olup, davalı tarafından 84.500USD tutarında ödeme yapılmış olduğundan 500USDnin prim borcundan mahsubu gerektiğini, bu durumda 611.552,50TL + 63.696,68USD alacağı olup, 16/09/2019 tarihi itibariyle asıl alacağın 852.173,08TL olduğunu, davacının talebinin 850.500TL olduğunu, 16/09/2019 tarihi itibariyle geçmiş gün faizinin 190.303,09TL olup, davacının talebinin 186.578,43TL olduğunu, davacı şirketin davalı şirkete verilen danışmanlık hizmeti kapsamında başarı priminden doğan 16/09/2019 takip tarihi itibariyle 611.500TL diğer asıl alacağı, 134.147,81TL geçmiş gün faizi, 239.000TL diğer asıl alacağı, 52.430,62TL geçmiş gün faizi olmak üzere (toplam 850.500TL asıl alacak + toplam 186.578,43TL işlemiş faiz) toplam 1.037.078,43TL alacağı bulunduğunu, davalı şirket defterlerinde kayıtlı bulunan 84.500USD danışmanlık ücreti dışında davacı şirkete yapıldığı anlaşılan 12.000USD tutarındaki elden ödeme bedelinin dayanağı olarak ibraz edilen taraflar arasındaki whatsapp yazışmalarının ödemenin yapıldığına ilişkin yeterli delil teşkil edeceğine karar verildiği takdirde, davacının16/09/2019 takip tarihi itibariyle 805.168,80TL asıl alacak, 177.396,97TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 982.565,77TL tutarında alacağı olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme hükmünün kefalet sözleşmesi değil üçüncü kişinin fiilini taahhüt olabileceğini, ancak hukuki değerlendirmenin mahkemeye ait olduğunu belirtmişlerdir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyan ve itirazlar dosyaya ibraz edilmiş, bilirkişiler tarafından tanzim olunan 11/05/2021 tarihli ek raporda; ek inceleme ve tespitler neticesinde, taraflar arasındaki finansal danışmanlık sözleşmesinin niteliği itibariyle, sözleşmenin 7.maddesinin kefaleti amaçlamış olduğu, kefaletin de yasal unsurlarını taşımadığını, kök raporda hasıl olan davacının finansal danışmanlık sözleşmesi tahtında kazanılan başarı priminden doğan 16/09/2019 takip tarihi itibariyle 850.500TL asıl alacak, 186.578,43TL işlemiş faiz olmak üzere 1.037.078,43TL alacağı olduğunu, davalı şirket defterlerinde kayıtlı bulunan 84.500USD danışmanlık ücreti dışında davacı şirkete yapıldığı anlaşılan 12.000USD tutarındaki elden ödeme bedelinin dayanağı olarak ibraz edilen taraflar arasındaki whatsapp yazışmalarının ödemenin yapıldığına ilişkin yeterli delil teşkil edeceğine karar verildiği takdirde, davacının16/09/2019 takip tarihi itibariyle 805.168,80TL asıl alacak, 177.396,97TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 982.565,77TL tutarında alacağı olduğunu belirtmişlerdir.
Dava, davacı ile davalı şirket arasında imzalanan finansal danışmanlık sözleşmesi gereği davacının başarı prim alacağının davalı şirket ve sözleşmede imzası bulunan davalı şirket temsilcileri diğer davalılardan tahsili istemine yönelik alacak davasıdır.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının beyanları, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; işveren sıfatıyla davalı ile danışman sıfatıyla davacı arasında, işverenin finansal stratejisinin oluşturulması, bu kapsamda işverenin finansman ihtiyacının yerli ve yabancı banka/finans kuruluşlarınca temini ve/veya mevcut banka/finans kurum borçlarının yeniden yapılandırılması ve/veya işveren hissedarı …’ın …’tan kullandığı bireysel kredinin kurumsal krediye çevrilip yapılandırılması ve/veya … … yapılacak yeni yatırıma proje finansmanı temini konularında finansal danışmanlık ve aracılık hizmeti verilmesi amacıyla imza tarihinden itibaren 12 ay geçerli olmak üzere 15/05/2017 tarihinde Finansal Danışmanlık Sözleşmesi akdedildiği, hissedarlar sıfatıyla … ile…’ın sözleşmede imzası bulunduğu, davalı şirket ortağı/temsilcisi …’ın bireysel finansman kredisi ile konut kredisi riskinin büyük olması, daha önce yeniden yapılandırma yapılmış olması sebebiyle kurumsal kredi olarak kullandırılmak suretiyle …’ın yöneticisi olduğu … Şti üzerinden kgf teminatı ve ipotek teminatı kapsamında kredi kullandırılmak suretiyle yeniden yapılandırıldığı, banka sıfatıyla … AŞ … Şubesi ile, kredi müşterisi sıfatıyla … Şti, müteselsil kefil sıfatıyla … ve … arasında 30/05/2017 tarihinde 15.865.000,00TL kredi limitli genel kredi sözleşmesinin akdedildiği, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi tahtında … Şti lehine, 30/05/2017 tarihinde 5.215.000TL ana para, 27/03/2018 ilk ödeme – 27/05/2020 son ödem tarihli 1 ay vadeli ve 02/06/2017 tarihinde 10.650.000TL ana para, 17.370.301,61TL geri ödemeli 02/03/2018 ilk ödeme 02/06/2022 son ödeme tarihli 52 ay vadeli, yıllık %18,48 akdi faiz oranlı taksitli ticari krediler kullandırıldığı, davalı şirketin mevcut kredilerin yapılandırılması hususunda tarafların anlaştığı, davalının mevcut kredilerinin yapılandırılmasına ilişkin kredi teklifinin 450.000USD tutarlı + yıl ödemesiz 48 ay vadeli olarak onaylandığını, ancak davalı şirket tarafından kredinin kullanılmadığı, davacı tarafından davalılara ihtarname keşide edilerek, başarı primi 236.990USD + KDVnin ödenmesinin ihtar edildiği, ihtarnamenin muhataplara 20/07/2018 tarihinde tebliğ edildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacı ile davalılar arasında akdedilen finansal danışmanlık sözleşmesi uyarınca davacı tarafından davalı şirkete verildiği iddia olunan danışmanlık sözleşmesi karşılığında hak ettiğini iddia ettiği prim alacağının tahsili noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Davacı tarafça 02/03/2020 tarihli dilekçeleri ile davalarını ıslah ettiklerini, 850.000TL asıl alacağın %18 KDV’si ile birlikte 01/11/2019 tarihinden itibaren banka reeskont avans faiz haddi üzerinden faiziyle, 186.578,43TL işlemiş faiz alacağının %18 KDVsi ile birlikte bila faiz tahsiline karar verilmesini talep ettiği görülmüş, KDV yönünden davacı tarafından sonradan ıslah dilekçesinin tavzihi şeklinde yeniden talepte bulunulmuş ise de söz konusu bu talebin esasen ikinci bir ıslah dilekçesi niteliğinde olduğu, ıslahın yargılamada bir kez yapılabileceği anlaşıldığından KDV yönünden yapılan ilaven ilavenin ikinci bir ıslah niteliği taşıdığından ve ikinci ıslah yasağı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı tarafça mükerrer takip yapıldığından, mükerrer icra takibi nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddi talep edilmiş ise de, dosyanın tetkikinde, davacı tarafından ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 01/10/2018 tarihinde 236.990USD alacağın (yabancı para) tahsiline yönelik davalılar hakkında takip başlatıldığı, 06/11/2018 tarihinde….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile Türk Lirası alacaklarına yönelik takip başlatıldığı, davalıların….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına itirazı üzerine 26/11/2018 tarihinde ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı itirazın iptali davası açıldığı, işbu davada mahkemenin 30/05/2019 tarihli … karar sayılı kararı ile davacının mükerrer icra takibi yaptığı belirtilerek davanın reddine karar verildiği, davacı tarafça 11/09/2019 tarihinde ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yapılan takipte alacaklı davacı vekilince takip konusu alacaklardan değil, borçlu hakkında usulünce yeni takip açmak maksadıyla takipten feragat ettikleri, feragat sonrası 16/09/2019 tarihinde davacı tarafından davalılar aleyhine ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, davalıların takibe itirazları üzerine mahkememizdeki itirazın iptali davasının ikame edildiği, gelinen bu aşamada devam eden bir icra takibi bulunmadığı aynı zamanda davanın davacı tarafça alacak davası olarak ıslah edildiği anlaşıldığından, davalının mükerrer takip bulunduğuna ilişkin itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Taraflar arasında akdedilen ve imza tarihinden itibaren 12 ay süre ile geçerli olmak üzere akdedilen 15/05/2017 tarihli finansman danışmanlık sözleşmesinin ücretler/masraf başlıklı 6.maddesinde; başarı priminin, işverenin, belirlenecek ihtiyaçlar doğrultusunda danışmanın aracılığı ile yapılandırılan “mevcut kurumsal krediler” ve/veya onaylanan ek işletme sermayesi kredisi ve/veya onaylanan Sahibe Gökçen Havaalanı yatırım projesi finansmanı kredisi üzerinden danışmana %3 + KDV başarı primi ödemekle yükümlü olduğu, başarı priminin kredi onaylandıktan sonraki 2 iş günü içinde nakden ve defaten ödeneceği hükümlerinin düzenlendiği, yine sözleşmenin ücretler/masraf başlıklı 6.maddesinde; danışmanlık ücretinin, işverinin işbu sözleşme çerçevesinde verilecek hizmetler için danışmana sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren ilk 6 ay için aylık 6.500 ABD doları + KDV, ikinci 6 ay için aylık 7.500ABD doları + KDV ücret ödemekle yükümlü olduğunu, ilk ücretin sözleşme imza tarihine kadar ödenmek kaydıyla, müteakip ücretlerin her ay sözleşme tarihine denk gelen günde nakden ve defaten ödeneceği, sözleşme tahtında davalı şirket tarafından davacı şirkete 12 aylık dönem için toplam 84.000USD tutarında danışmanlık ödemesinin hüküm altına alındığı, taraflar arasında akdedilen finansal danışmanlık sözleşmesinin konusunu oluşturan işverenin finansal stratejisinin oluşturulması, bu kapsamda işverenin finansman ihtiyacının yerli ve yabancı banka /finans kuruluşlarınca temini ve/veya mevcut banka /finans kurum borçlarının yeniden yapılandırılması ve/veya işveren hissedarı …’ın …’dan kullandığı bireysel kredinin kurumsal krediye çevrilip yapılandırılması ve/veya …’nda yapılacak yeni yatırıma (terminal işletmeciliği) proje finansmanı temini konularında finansal danışmanlık ve aracılık hizmeti verilmesi hizmeti kapsamında kredisi yeniden yapılandırılan ve icra takibinden kurtulduğu anlaşılan …’ın … Şti’nin ortağı/yöneticisi/temsilcisi olması, … Havaaalanında yapılacak yeni yatırımların finansmanı kapsamında gerek … Şti ile … AŞ’nin nakit akışını işbu projenin etkilemesi, her iki şirketin ortak/yönetici/temsilcisinin … ile … olması, her iki şirkette yabancı ortak bulunmaması, sözleşme konusunda sadece … AŞnin kredilerinin yapılandırılacağına ilişkin açık bir ifadenin bulunmaması göz önünde bulundurularak, davacı şirket tarafından verilen danışmanlık hizmetinin sözleşme kapsamında uygun olduğu tespit edilmiştir.
Davalı … AŞ aleyhine açılan dava yönünden;
Davacı şirket tarafından verilen danışmanlık hizmetinin sözleşme kapsamına uygun olduğu tespit edildiği nazara alınarak, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tanzim olunan ve mahkememizce de kabul gören bilirkişi raporuna göre, 02/06/2017 tarihli kredi yapılandırma işleminden doğan başarı priminin 475.950TL + KDV, 02/08/2017 tarihli kredi yapılandırma işleminden doğan başarı priminin 04/08/2017 tarihi itibariyle 35.400+KDV, 15/09/2017 tarihli kredi yapılandırma işleminden doğan başarı priminin 135.602,50TL+KDV ve 4.196,68USD + KDV, 22/09/2017 tarihli kredi yapılandırma işleminden doğan başarı priminin 24/09/2017 tarihi itibariyle 24.600USD+ KDV olup, 19/07/2018 ihtar tarihi itibariyle talep edilebilir başarı primi toplamının 611.552,50TL + 64.196,68USD + KDV olduğu, sözleşme tahtında 12 aylık dönem için ödenmesi gereken danışmanlık ücreti toplamının 84.000USD olup, davalı tarafından 84.500USD tutarında ödeme yapılmış olduğundan 500USDnin prim borcundan mahsubu gerektiği, bu durumda 611.552,50TL + 63.696,68USD alacağı olup, 16/09/2019 tarihi itibariyle asıl alacağın 852.173,08TL olduğu, 16/09/2019 tarihi itibariyle geçmiş gün faizinin 190.303,09TL olduğu, davacının 850.000TL alacak ve geçmiş gün faizi olarak 186.578,43TL talep ettiği, taleple bağlılık ilkesi gereğince davacının davalı şirketten olan 850.000TL asıl alacak ve 186.578,00TL işlemiş faiz alacağı bulunduğu, davacının işbu alacağının tahsilini davalıdan talep edebileceği anlaşıldığından, davalı … AŞ. hakkında açılan davanın ıslah dilekçe doğrultusunda kabulü ile, 850.000,00 TL asıl alacağın dava tarihi olan 01/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte bu davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, aynı alacak için dava tarihinden önce işlemiş bulunan 186.578,00 TL işlemiş faizin bila faiz yani faizsiz olarak bu davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir. (Davacının dava tarihinden önce davalıyı ihtarname ile temerrüte düşürdüğü ve dava tarihinden önce işlemiş faiz alacağının 190.303,09 TL olduğu görülmekle taleple bağlı kalınarak)
Davalılar … ve … yönünden ise; hüküm verebilmek için … sözleşmesi ile kefalet sözleşmesinin benzer ve farklı taraflarına kısaca değinmek gerekmektedir. Buna göre … sözleşmesi, kefalet sözleşmesi gibi kişisel teminat sözleşmelerinin bir türüdür. TBK 128. Maddesinde 3. Kişinin fiilini üstlenme şeklinde düzenlenmiştir ve şu hükümleri taşımaktadır. 3. Bir kişinin filinin başkasına karşı üstlenen bu fiilin gerçekleşmemesinden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. Buradaki zarar müspet zarardır. Yoksa sözleşmede ön görülen bedel değildir. Yine kefalet sözleşmesi de TBK 581 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Kefalet sözleşmesi ile … sözleşmesi arasında farkları ve sözleşme türünün ne olduğunu belirleyebilmek için … sözleşmesinin ve kefalet sözleşmesinin niteliklerine bakmak gerekmektedir. Ayrıca BK 19. Maddesi uyarınca “Hakim sözleşmede yer alan deyimlerle ve terimlerle bağlı kalmayarak, sözleşmeyi tarafların gerçek ve ortak amaçlarını araştırarak o sözleşmenin hukuki nitelendirmesini yapmakla yükümlüdür, kefalet hukukuna hakim olan ilke gereği yükümlülük altına giren kişinin korunması düşüncesinden hareketle tereddüt halinde kefaletin kabulünün zorunlu kılmaktadır”
III- … SÖZLEŞMESİNİN UNSURLARI
A- … Alanı Belli Bir Hareket Tarzına Yöneltmek Amacı … veren, … alanı belli bir harekete sevk etmeyi amaçlayarak anılan bu hareketin zararlı sonuçlarını tazmin etmeyi üstlenir. … alanın girişeceği teşebbüsün mutlaka parasal kazanca ilişkin olması gerekli değildir. Bazı durumlarda mesela bu teşebbüsle sanat veya bilimle alakalı bir amaç gerçekleştirilmek istenilse bile teşebbüsün … alan için parasal bir zarar doğurması rizikosu söz konusu olmalıdır. … alanın bahsedilen bu hareket tarzı ise genellikle bir ticari işletme kurmak, bir anonim ortaklığın hisse senetlerini satın almak, bir gösteri düzenlemek, üçüncü kişiyle bir sözleşme yapmak gibi ortaya çıkabilir. Önemli husus şudur ki, … alan kendi girişiminin tehlikeli sonuçlarına karşı korunur; yoksa onun hukuki işlem tesis edeceği teşebbüsü, mesela hisse senetlerini alacağı anonim ortaklığı korumak değildir. Bununla beraber … alana güvence verilerek, bu ortaklık da hisse senetlerine daha kolay alıcı bulacağı cihetle “bir teşebbüse sevk etme amacı”ndan bahsedildiğinde, bu girişimin bizzat … alanın, “sonucu şüpheli bir hareketi” olması zorunluluğu göz ardı edilmemelidir. … alanı bu şekilde belirli bir harekete sevk etmek amacı … sözleşmesinin illetini teşkil eder.
B- … Alanın Hareket Tarzından Doğacak Tehlikenin Üstlenilmesi … veren, … alanı belli bir davranışa yönelterek onun alacaklı olarak bir borç ilişkisine girmesini güvence altına almak adına, bu davranışından veya borç ilişkisinden doğacak riskleri üstlenir. Bu risk, … alanın sözleşme yaptığı edimi, … edilen üçüncü kişinin sözleşmeyi gereği gibi yerine getirmemesi sebebiyle … alanın uğraması muhtemel zarar olabileceği gibi, bahse konu girişiminin beklenen kârı sağlamaması veya zararlı bir sonuç şeklinde ortaya çıkması da olabilir. Bu güvence, rizikonun tamamına şâmil olabileceği gibi sadece belirli bir zararın ortaya çıkmayacağı veya belirli bir olayın gerçekleşeceği şeklinde güvence verilmesi şeklinde olabilir. Yine kısmen tehlike üstlenilmesi de mümkündür. Tehlikenin kapsamına kaza ve beklenmeyen durum da girer. Bunun yanında tehlike, … alanın kusuru olmadan artmışsa ve bu tehlike girişimin niteliğine ve gayesine uygunsa … veren artan bu rizikodan yine sorumludur.
C- Bağımsız Yükümlülük Altına Girme Bağımsız yükümlülük altına girmek, … verenin yükümlülüğünün başka bir borcun varlığına, geçerliliğine, yasal takip yapılabilir olup olmadığına bağlı olmamasıdır.
D- İvazsızlık … sözleşmesi kural olarak tek tarafa borç yükler ve ivazsızdır. Yalnızca … veren bir yükümlülük altına girer. Anılan riskin üstlenilmesindeki amaç, … alandan bir ivaz elde etmek değil ve fakat girişimin gerçekleşmesidir. … alanın güvenceyi kabul etmesi … alanı asla yükümlülük altına sokmaz. … alanın girişimle ilgili birtakım yükümlülükler altına girmesi sözleşmenin vasfını değiştirmeyecektir. Örneğin, … verenin … alana teşebbüsün belirli bir şekilde teşkilatlanmasını istemesinde olduğu gibi. Bu gibi durumlarda, sözleşmenin kurulması sırasında … alanın birtakım yükümlülükleri kabul etmesi, … sözleşmesinin niteliğini değiştirmeyecektir. Çünkü bu türden yükümlülükler genellikle karşı edaya karşılık gelecek bir değer taşımamaktadır. Bu tür durumlarda genel bir kuraldan bahsetmek zor olduğu cihetle, … verenin taahhüdü ile … alanın yükümlülüğü arasındaki ilişki sözleşmenin niteliğini belirleyecektir.
I-KEFALET SÖZLEŞMESİNİN HUKUKİ NİTELİĞİ
Kefalet sözleşmesi TBK’ nun 483 ve devamı maddelerine göre düzenlenmiş olup, kefilin bir başka gerçek ya da tüzel kişinin alacaklıya karşı asıl borcun ifasından sorumlu olmayı taahhüt ettiği bir sözleşme türüdür. Kefalet sözleşmesinde üçlü bir ilişki bulunmaktadır. Bu üçlü ilişki kefil, alacaklı ve asıl borçlu arasındadır.
II-KEFALET SÖZLEŞMESİNİN UNSURLARI
A-Kefilin borcu feri bir borçtur. Burada anlatılmak istenen borcun doğumu, devamı ve ifa mecburiyeti açısından kefalet taahhüdü asıl borca bağlı bir borçtur. Asıl borcun geçersizliği halinde kefilin kefaleti de geçersizdir.
B-Kefilin borcu tali bir borçtur. Burada kast edilen adi kefaletten asıl borçluya karşı takip yapılıp semeresiz kalmadan veya rehine başvurmadan kefile gidilemeyeceğine yöneliktir.
C-Kefalet sözleşmesi ivazsız bir sözleşmedir. Kural olarak aksi kararlaştırılmadığı sürece kefil tek taraflı olarak borç altına girmektedir. Asıl borçlu ile kefil arasında herhangi bir anlaşma yapılmış ise bu asıl borçlu ile kefil arasındaki iç ilişkiyi ilgilendirmektedir. III-KEFALET SÖZLEŞMESİNİN GEÇERLİLİK KOŞULLARI
A-Geçerli bir asıl borcun bulunması gerekmektedir.
B-Kefilin kefil olma yani fiil ehliyeti bulunmalıdır.
C-Kefalet sözleşmesi yazılı yapılmalıdır.
D-Kefalet sözleşmesinde kefilin sorumlu olacağı miktar açıkça belirtilmelidir.
E-Asıl borçlunun açıkça kefalet sözleşmesinde gösterilmesi gerekmektedir. Asıl borcun ne olduğu kefilin hangi borç için sorumlu olacağı açıkça belirtilmelidir. Her türlü borç için verilen kefalet geçerli değildir.
… Sözleşmesi ve Kefalet Sözleşmesinin kısaca bu şekilde özeti yapıldıktan sonra … Sözleşmesi ile Kefalet Sözleşmesinin ayırt edilmesinde kullanılan kriterlere değinmek gerekmektedir. … Sözleşmesi ile Kefalet Sözleşmesi arasındaki temel ayırt edici kriter aslilik ve ferilik ilişkisidir. … sözleşmelerinde … veren tarafından verilen vaad … alanın ve üçüncü kişi arasındaki borç ilişkisinden bağımsızdır. Kefalette ise kefil üçüncü şahsın yani asıl borçlunun borcunun ifasını güvence altına almaktadır. Bu sebeple asıl borcun geçerliliği kefalet sözleşmesi için önemlidir. Kefalet sözleşmesinin geçerli olup olmadığı da asıl borca bağlıdır. Asıl borç iptal, dönme, geri alma gibi sebepler ile sona ererse kefalette sona erer.
Yine kefalet ve … sözleşmeleri arasında ikinci bir ayrım da bağılılık ilkesidir. Güvence verenin yükümlülüğü ile asıl borçlunun yükümlülüğü ile aynı ise güvence veren asıl borçlunun edasını amaçlayıp sadece bunu teminat altına alan taahhüt altına alınan edanın kendisi olup tazminat değilse eda taahhüdü ile asıl borçlunun taahhüdü örtüşüyorsa burada daha çok kefaletin varlığından bahsedilmektedir. Güvence sözleşmelerinde ise edanın ayrıntılı ve bağımsız olarak tanımlanması garantiye işarettir. Yani nitelendirme için akdi üçüncü borç ilişkisine başvurmak gerekiyorsa daha çok kefalet ilişkisinin varlığı esastır.
Yine asıl borçluya ilişkin defi ve itirazların ileri sürülme ihtimali de kefalet sözleşmesinde mevcut iken … veren asıl borçluya ilişkin defi ve itirazları alacaklıya karşı ileri süremez. Yine kefil asıl borçluya yönelik miktar kadar alacaklıya borçlu olmaktadır.
Bu ölçütler dikkate alındığında taraflar arasındaki sözleşmenin 7. maddesine bakmak gerekmektedir.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin … başlıklı 7.maddesinde; “Bu sözleşmede imzası bulunan hissedarlar, sözleşmenin tarafı … AŞ’nin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getireceğini Borçlar Kanunu 128.maddesi anlamında … ederler” hükmünün düzenlendiği görülmektedir.
Görüldüğü üzere bu düzenlemeden sözleşmede imzası bulunan hissedarlar ibaresinin … ve …’ ın sözleşmenin tarafı olan diğer davalı …Ş.’ nin sözleşmeden doğan yükümlülükleri yerine getireceğine yönelik teminat vermişlerdir. Sözleşmede ki bu düzenleme dikkate alındığında hissedarlar … ve …’ ın asıl borçlu ile alacaklı üçüncü şahıs arasındaki edimlerin ifa edilmesinin teminat alma amacı güttükleri anlaşılmaktadır. Yani hissedarlar tarafından asıl borçlunun edası güvence altına alınmak istenmiştir. Buradan asıl borçlunun edasına atıf yapılması dolayısı ile asıl borca bağlı olması ve feri nitelikte olması sebebi ile TBK’ nun 603. Maddesinde düzenlenen şekline göre kefaletin şekline kefil olma ehliyetine ve eşin rızasına ilişkin hükümler gerçek kişilerce kişisel güvence verilmesine ilişkin olarak başka ad altında yapılan diğer sözleşmelere de uygulanacağı hükmü ve bu hükmün emredici niteliği dikkate alındığında taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 7. Maddesinde yapılan düzenleme taraflarca üçüncü kişinin fiilini taahhüt olarak nitelendirmiş ise de esasen bu sözleşmenin kefalet niteliği sözleşmesi niteliğinde olduğu, kefiller (güvence verenler) tarafından asıl borçlu şirketin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini güvence altına alındığı, bu bağlamda güvence verenden verdiği güvencenin feri nitelikte ve asıl borca bağlı bir borç olarak ve kefalet sözleşmesi niteliğinde bulunduğu ancak kefil olan güvence verenden kefalet limitinin açıkça sözleşme de öngörülmediği ve kefalet türünün ve kefil olunan azami miktarın kefiller tarafından el yazısı ile belirtilmediği, bu kapsamda TBK’ nun 583. Maddesindeki kefilin sorumlu olacağı azami miktarın ve kefalet sözleşmesinde kendi el yazıları ile belirtmemiş oldukları, bu kapsamda TBK’ nun 583 ve bağlı maddelerinde belirtilen usule uygun bir kefalet sözleşmesinin de bulunmadığı anlaşıldığından davalılar … ve … yönünden açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;

1-Davalı …Ş. hakkında açılan davanın ıslah dilekçe doğrultusunda KABULÜ ile, 850.000,00 TL asıl alacağın dava tarihi olan 01/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte bu davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Aynı alacak için dava tarihinden önce işlemiş bulunan 186.578,00 TL işlemiş faizin bila faiz yani faizsiz olarak bu davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-KDV yönünden davacı tarafından sonradan ıslah dilekçesinin tavzihi şeklinde yeniden talepte bulunulmuş ise de söz konusu bu talebin esasen ikinci bir ıslah dilekçesi niteliğinde olduğu, ıslahın yargılamada bir kez yapılabileceği anlaşıldığından KDV yönünden yapılan ilavenin ikinci bir ıslah niteliği taşıdığından ve ikinci ıslah yasağı nedeniyle REDDİNE,
4-Davalılar … ve … yönünden açılan davanın REDDİNE,
5-Davalılar … ve … yönünden dava red olduğundan, Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 68.878,90TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
6-Davalı … AŞ yönünden açılan dava kabul olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 68.878,90TL vekalet ücretinin davalı … AŞ’den alınarak davacıya verilmesine,
7-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 70.808,64TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan ( dava açılırken 12.525,32TL + ıslah ile 5.186,00TL) 17.711,32TLnin mahsubu ile bakiye 53.097,32TLnin davalı … AŞ’den alınarak Hazine’ye irat kaydına,
8-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13)- (14) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davalı … AŞ’den tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
9-Davacı tarafından bilirkişi ücreti ve posta gideri olmak üzere yapılan toplam 3.145,50TL yargılama giderinin davalı … AŞ’den alınarak davacıya verilmesine,
Ayrıca davacı tarafından bu dava nedeniyle yatırılan 12.525,32TL harcın davalı … AŞ’den alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı … AŞ tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
11-Diğer davalılar yönünden yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
12-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/07/2021
Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI