Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/560 E. 2020/739 K. 01.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2019/560 Esas
KARAR NO :2020/739

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:24/01/2012
KARAR TARİHİ:01/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekilinin harç tahsil müzekkeresine göre 24/01/2012 tarihli dava dilekçesiyle talebinin; davacının 09/08/1995 tarihinde … Sokak No:… … adresinde bulunan … sayılı elektrik tesisatı için davalı şirketin aynı tarihli sözleşmesi ile abonesi olduğunu, bu adreste bulunan elektrik tesisatına bağlı elektrik sayacının 20/04/2004 tarihinde kadar sorunsuz bir şekilde kullanmaya devam ettiğini, bu tarihte davalı şirket yetkilileri tarafından yapılan inceleme neticesinde sayacın müfettişlik mühürlerinin laboratuarda kontrol edileceği gerekçesiyle ve davacıya yeni sayaç temin etmesi için 3 günlük süre verildiğini, sayacın sağ kulağının … seri numaralı kırmızı mühürle mühürlendiğini ve davacının da hemen ertesi gün elektrik sayacını değiştirdiğini, yeni bir sayaç taktırdığını, daha sonra davalı şirket tarafından davacının tesisatına müdahale ederek tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle kaçak elektrik kullandığından bahisle … C.Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, davacıya hakkında kaçak elektrik kullanmak suçlamasıyla kamu davasının açıldığını, ve bu sırada davacı tarafından elektriğin kesilmemesi amacına yönelik olarak elektrik hizmetinin durdurulması tehdidi nedeniyle 25/11/2004 tarihinde taksitlendirilen 15.930,00TL tutarındaki kaçak elektrik kullanım bedeli adındaki bedelin 25/04/2005 tarihinde ödenmek suretiyle borcun kapatıldığını ancak davacı hakkında önceleri … Sulh Ceza Mahkemesinde açılan davanın verilen görevsizlik kararı nedeniyle …. Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda beraatine karar verildiğini, bu kararın Yargıtay onamasından da geçerek kesinleştiğini, davacının haksız yere davalı idare tarafından hırsızlıkla suçlandığını ve kaçak elektrik kullanmadığı halde 15.930 TL kaçak elektrik bedelinin ödenmesine sebebiyet verdiğini belirterek ödenen 15.930 TL nin istirdatına, davalının % 40 dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine ve uğradığı manevi zarara karşılık 20.000,00 TL manevi tazminatın 27/09/2004 tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Dava dilekçesi ve ekleri davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davalı aleyhine açılan davayı kabul etmediğini, davacının davalının abonesi olduğunu, belirtilen adreste ticari faaliyette bulunmakta iken davalı kuruluşun eski elemanları tarafından 20/04/2004 tarihli … nolu tutanakla bahsi geçen tesisatın mahallinde firma yetkilisininde katıldığı incelemede alt kapağı mühürlü olan mevcut sayacın kontrol edildiği, sayaç bağlantısının normal olduğu, sayacın müfettişlik mühürlerinin laboratuvarca kontrol edileceğinden yeni sayaç temin etmeleri için kendilerine 3 gün süre verildiği, sayacın sağ kulağının kırmızı mühürle mühürlendiğinin tespit edildiğini, … marka … seri nolu aktif sayacın … akımı, gerilimi 220/380 olduğu, işaretinin … olduğunun tespit edildiğini ve bu tutanağının firma yetkilisinin kardeşi olan … tarafından imza altına alındığını, davalı kuruluşça muayeneye gönderilen sayacın kulak mühürleriyle oynandığını, 17/05/2004 tarihli tutanakla tespit edildiğini bunun üzerine davacı aleyhine … nolu tutanağa istinaden yapılan laboratuvar incelemesi sonucunda Bakanlık mühürlerine müdahale edildiği tespit edilerek davacı hakkında 15.207,59 TL elektrik bedelinin tahakkuk ettirildiğini ve bu bedelin davacı tarafından taksitlendirilmek suretiyle ödendiğini, yapılan işlemin ve tahakkuk edilen faturanın mevzuata ve faturalar yönetmeliğine uygun olduğunu, davacı hakkında açılan ceza Mahkemesince verilen beraat kararının suçun işlendiğine dair yeterli delil elde edilemediği için beraat kararı verildiğini, ceza mahkemelerince verilen beraat kararlarının hukuk mahkemelerini bağlayıcı nitelikte olmadığını, manevi tazminat isteminin koşullarının oluşmadığını belirterek haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Mahkememizin …esas … karar sayılı 21/12/2015 tarihli kararı ile; hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda teknik görüşe nazaran davacının gerçekten böyle bir borcu olmamasına rağmen ödemek zorunda kaldığı gerekçesiyle 15.930,00 TL’nin ödeme tarihinden faizi ile birlikte iadesine, şartları oluşmadığından manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde taraflarca temyiz edilmiş, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 27/09/2018 tarihli 2016/22155 esas 2018/9162 karar sayılı ilamı ile;
“1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- HMK’nun 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hâkimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hâkimlik mesleğinin gereği olarak hâkimin hukukî bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her hâlde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir. Bilirkişi raporu, kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasında çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Dosyanın incelenmesinde; davalı tarafından yapılan kontrolde 20/04/2004 tarihli tutanağa göre, sayacın müfettişlik mühürlerinin laboratuvara gönderileceğinden yeni sayaç temini için süre verildiği, sayacın sağ kulağının kırmızı mühürle mühürlendiği, … Müdürlüğünün 17/05/2004 tarihli tespitinde, sayacın kulak mühürleriyle oynandığı belirtilerek Muayene Yönetmeliğine uygun olmadığından muayene alınmadığı, davalı tarafça yapılan tahakkukun davacı tarafından ödendiği, davacının söz konusu eylemi nedeniyle açılan ceza davasında; suçu işlediğine dair yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatına karar verildiği görülmektedir.
Yargılama sırasında alınan 23/04/2014 tarihli bilirkişi raporuna göre, sayacın değiştirilme tarihinden önceki 1 yıllık günlük tüketim ortalaması ile yeni sayaç takıldıktan sonraki günlük ortalama tüketiminde 2 kata yakın artış olduğu, sayacın davanın kullanım döneminde müdahale edilmiş olabileceği, kurum tarafından yapılan tahakkukun doğru olduğu, istirdatı gerekmediğinin, ek raporda ise kaçak kullandığının sabit olduğunun belirtildiği, 10/04/2015 tarihli bilirkişi kurulu raporunda, sayaca yönelik eksik kayıt yaptığı ile ilgili inceleme yapılmadığı, tutanak tarihinden geriye dönük 1583 günlük ortalamasının sonraki 312 günlük ortalamasından daha az olduğu, kaçak tahakkukun mevzuata uygun olmadığı, 09/10/2015 tarihli bilirkişi kurulu raporunda ise, önceki rapora göre aynı gün değerlerinin alınarak davalı kurum tarafından somut bulgu ve belge olmadan sayacın eksik kayıt yaptığının belirtilmesinin Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğine uygun olmadığı, tutanak tarihi öncesinde daha fazla tüketim yaptığı belirtilmiştir.
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13.maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı, bu yöntemlerde Kurul onayı olmaksızın değişiklik yapılamayacağı, geçici 3.madde hükmünde de bu yönetmeliğin yayımı tarihinden sonra 15.madde kapsamındaki kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre ve tüketim miktarı hesaplama ve tahakkuk yöntemlerine ilişkin usul ve esasların … ve bağlı ortaklıkları ile piyasada mevcut sözleşmeleri kapsamında faaliyet göstermekte olan diğer tüzel kişiler tarafından Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliğinin geçici 2. maddesi uyarınca düzenlenecek tarife önerileri ile birlikte Kuruma sunulacağı açıklanmıştır.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından 21.03.2003 gün 122 sayılı kararı alınmıştır.
Alınan raporla doğrultusunda; dava konusu tutanaktan önce 357 gün esas alındığında tutanaktan sonraki 312 günlük süreden daha az ortalama elektrik tüketimi yapıldığı, tutanaktan önce 1583 gün esas alındığında ise tutanaktan sonraki 312 günlük süreden daha fazla ortalama elektrik tüketimi yapıldığının tespit edildiği, bu kapsamdaki değerlendirmeler yönünden çelişkilerin giderilmediği, davacının tespit edilen eylemi yönünden belirlemeleri yürürlükteki mevzuata uygun olmadığı anlaşılmaktadır.
O halde; mahkemece, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulundan, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ile 122 Sayılı EPDK Kurul Kararı çerçevesinde değerlendirilmesi ve söz konusu eylemin oluşturduğu sonuç açısından belirlenmesi için ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, birbiriyle çelişen raporlar arasındaki çelişki giderilmeden, yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. ” gerekçesiyle mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiş, davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuş ise de, yine Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Başkanlığının 19/09/2019 tarihli 2018/7896 esas 2019/6904 karar sayılı ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verilerek, dosya mahkememize gönderilmiş ve mahkememizin 2019/560 esas sırsına kaydı yapılmıştır.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, tarafların iddia ve savunmaları ve Yargıtay bozma ilamı dikkate alınarak dosya rapor tanzimi için bilirkişilere tevdi edilmiş olup, bilirkişiler Elektrik Müh Prof Dr …, Elektrik Mühendisi DR Öğr Üyesi … ve Elektrik Mühendisi Dr Öğr Üyesi … tarafından tanzim olunan 02/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda; 25/09/2002 tarihli Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 21/03/2003 tarihli EPDK 122 nolu Kurul Kararına göre dava dosyası muhteviyatı incelendiğinde, 20/04/2004 tarihli tutanaktan sonraki 312 günlük ortalama tüketim ile tutanaktan önceki hem 357 günlük ve hem de 1583 günlük ortalama tüketim değerleri kıyaslandığında tutanaktan sonraki tüketimin daha az olduğunu, yapılan hesaplamalar, dönemlik tüketim eğrisi ve günlük ortalama tüketim eğrisinden tespit edildiğini, bu nedenle kaçak elektrik kullanmak maksadıyla … nolu tesisata ait … nolu sayaca mühürleri il oynayıp müdahale edildiği yönündeki suçlamaya ilişkin olarak, yeni sayaç takıldıktan sonraki günlük enerji tüketim değerleri ortalamasının daha düşük olması nedeniyle kaçak elektrik kullanmak maksadıyla sayaca müdahale edilmediği kanaatine varıldığını belirtmişlerdir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyan ve itirazlar dosyaya ibraz edilmiştir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının savunmaları, Yargıtay bozma ilamı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının 09/08/1995 tarihinde … Sok No:… … adresinde bulunan … sayılı elektrik tesisatı için davalı şirketin aynı tarihli sözleşmesi ile abonesi olduğu, davalı idare tarafından kaçak elektrik kullanımı nedeniyle davacı aleyhine fatura tahakkuk ettirildiği, kaçak elektrik kullanımı nedeniyle davacı hakkında ceza davası açıldığı, işbu davada davacının hırsızlık suçlaması nedeniyle uğramış olduğu 20.000,00TL manevi tazminat ile kaçak elektrik kullanılması nedeniyle tahakkuk ettirilen 15.930,00TLnin faizi ile birlikte davalı idareden tahsilinin talep edildiği, mahkememizce yapılan yargılama sonucunda …esas …karar sayılı kararı ile davacının kaçak elektrik kullanmadığı tespit edildiğinden davanın kabulüne karar verildiği, mahkememiz kararının temyizi üzerine Yargıtay 3.Hukuk Dairesince yapılan inceleme ile mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tanzim olunan bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak bilirkişi kurulundan, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ile 122 Sayılı EPDK Kurul kararı çerçevesinde değerlendirilmesi ve söz konusu eylemin oluşturduğu sonuç açısından belirlenmesi için denetime elverişli rapor alınması gerektiğinin belirtilerek mahkememiz kararının bozulduğu, mahkememizce Yargıtay ilamı doğrultusunda dosya yeni bilirkişilerden oluşan heyete tevdi edilmekle, yeni bilirkişilerden oluşan heyetten alınan bilirkişi raporundaki tespitlere göre, 20/04/2004 tarihli tutanaktan sonraki 312 günlük ortalama tüketim ile tutanaktan önceki hem 357 günlük ve hem de 1583 günlük ortalama tüketim değerleri kıyaslandığında, tutanaktan sonraki tüketimin daha az olduğu, yapılan hesaplamalar, dönemlik tüketim eğrisi ve günlük ortalama tüketim eğrisinden tespit edildiği, bu nedenle kaçak elektrik kullanmak maksadıyla … nolu tesisata ait … nolu sayaca mühürleri ile oynayıp müdahale edildiği yönündeki suçlamaya ilişkin olarak, yeni sayaç takıldıktan sonraki günlük enerji tüketim değerleri ortalamasının daha düşük olması nedeniyle kaçak elektrik kullanmak maksadıyla sayaca müdahale edilmediğinin tespit edildiği, dolayısıyla davacının böyle bir borcu olmamasına rağmen bu tutarı ödemek zorunda kaldığı, davacının işbu tutarı davalı idareden talep edebileceği sonuç ve kanaatine varılmakla, davanın kabulü ile, davacı tarafından davalıya ödenen 15.930,00TL’ nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, şartları oluşmadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş, ayrıca davacının manevi tazminat talebi yönünden yapılan incelemede; manevi tazminat talebine yönelik temyiz isteminin reddi nedeniyle manevi tazminat talebinin reddi yönünde mahkememiz kararı kesinleşmiş olsa da, infazda tereddüt oluşturmaması açısından buna ilişkin de hüküm kurulmak sureti ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;

1-Davanın KABULÜ ile davacı tarafından davalıya ödenen 15.930,00 TL’ nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Manevi tazminat talebinin şartları oluşmadığından REDDİNE,
3-Şartları oluşmadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 1.088,17TL nispi karar harcından peşin alınan 533,60TL nin mahsubu ile bakiye 554,58TL nispi harcın davalı tarafça 30/03/2016 tarihinde mahkememiz maliye veznesine yatırıldığı görülmekle, ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
5-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 4.080,00TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Red edilen manevi tazminat talebi yönünden; hesaplanan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 4.080,00TLücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından bozmadan önce yapılan 4.370,60TL ve bozma kararından sonra yapılan 2.472,00TL olmak üzere toplam 6.842,60TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider/delil avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/12/2020

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı