Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/549 E. 2020/116 K. 05.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/549
KARAR NO : 2020/116

DAVA : İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/06/2013
KARAR TARİHİ : 05/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalının oğlu …’un 31/01/2012 tarihine kadar merkezi halen … da bulunan yıllık cirosu milyon TL ile ifade edilen, fakat kağıt üzerindeki ana sermayesi 100.000,00 TL olan, dava dışı …Şti isimli firmanın yarı yarıya hissedarı olduklarını, 2012 yılına kadar davacının söz konusu firmanın genel müdürlüğü görevini de yürüttüğünü, 2012 yılı başlarında davalı …’un şirketi tek elden yönetmek istediğini söyleyerek davacının şirketteki hissesini 150.000 EURO karşılığında satın almayı, aynı zamanda müvekkilinin portföyü ve iş tecrübesinden faydalanmaya devam etmesini istediği için hisselerini kendisine toplDavacı vekilinin harç tahsil müzekkeresine göre 21/06/2013 tarihli dava dilekçesiyle talebinin; davacı ile davalının oğlu …’un 31/01/2012 tarihine kadar merkezi halen … da bulunan yıllık cirosu milyon TL ile ifade edilen, fakat kağıt üzerindeki ana sermayesi 100.000,00 TL olan, dava dışı …Şti isimli firmanın yarı yarıya hissedarı olduklarını, 2012 yılına kadar davacının söz konusu firmanın genel müdürlüğü görevini de yürüttüğünü, 2012 yılı başlarında davalı …’un şirketi tek elden yönetmek istediğini söyleyerek davacının şirketteki hissesini 150.000 EURO karşılığında satın almayı, aynı zamanda müvekkilinin portföyü ve iş tecrübesinden faydalanmaya devam etmesini istediği için hisselerini kendisine toplam 150.000 EURO karşılığında devretmesi halinde müvekkilinin kendi adına kuracağı yeni bir firmaya bayilik vermeyi, söz konusu şirketin ürettiği ve davacının kuracağı yeni şirket üzerinden yapılan satışlar için davacının yeni firmasına dava dışı …Şti’nin satış cirosu üzerinden değişen oranlarda satış komisyon bedelleri ödemeyi teklif ettiğini, davacının da o dönem şahsı, eşi ve kız kardeşi adına satın aldığı 3 adet taşınmaz sebebiyle ekonomik sıkıntı içinde olduğundan davalının bu teklifini kabul ettiğini, taraflar arasında uzun zamandır süre gelen bir tanışıklık ve güven olduğu için kendi aralarında düzenledikleri adi yazılı bir ön protokol ile hem bayilik, hem satış komisyon alacağı ve oranları hem de hisse devri ve bedeli konularında anlaştıklarını, taraflar arasındaki yapılan ön protokol içeriği incelendiğinde şirket ana sözleşmesinde devredilen hisselerin toplam nominal değerinin 50.000 TL olarak gösterilmiş olmasına rağmen gerçek değerinin sözleşme tarihinde 150.000 EURO olduğu hususunda tarafların mutabakata vardıklarının görüleceğini, davalının da bu sözleşme ile davacının kuracağı yeni firmaya bayilik verilmesini, satış komisyon bedeli ödenmesini ve 150.000 EURO ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, taraflar arasındaki uzun süreli tanışıklık ve güven ilişkisi sebebiyle davalının ön protokolde yerine getirmeyi taahhüt ettiği edimleri yerine getireceği inancıyla davacının hiçbir bedel almadan 31/01/2012 tarihinde sahibi bulunduğu dava dışı …Şti’nin kendisine ait yarı hissesini… Noterliğinin … yevmiye numaralı devir sözleşmesiyle davalıya devrederek ortaklıktan ayrıldığını, noterde hisse devrinin gerçekleşmesinden sonra protokolde kararlaştırıldığı üzere müvekkili adına kurulan şirkete bayiliğin verildiğini, bir süre davacının şirketine ön protokole uygun olarak satış komisyon bedelinin ödendiğini, fakat sonrasında davalının davacıya ödemesi gereken komisyon bedelleri ve hisse devir bedellerini ödemediğini, taraflar arasında bu konuda anlaşmazlıklar çıktığını, davalı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı icra takip dosyası ile bu alacakların tahsiline yönelik olarak icra takibi yapıldığını, ancak davalı yanın bu takibe itiraz ettiğini belirterek davalının haksız itirazının iptali ile %40 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı aleyhine açılan davayı kabul etmediğini, taraflar arasındaki davanın konusunun TTK’nun 4. Maddesinde belirtildiği üzere ticari dava olmadığını bu nedenle bu gibi davaların Ticaret Mahkemelerinde değil genel mahkemeler olan Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini belirterek göreve ilişkin itirazda bulunmuş, ayrıca davalı …’un ön protokol tarihinde dava dışı şirkette müdür yada ortak olmadığını, 31/01/2012 tarihli ve …Noterliğinin … yevmiye numaralı Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesi gereğince şirkette hisse sahibi olduğunu, bu nedenle resmi hiçbir yetkisi olmadığı bir şirkete ilişkin vaad veya taahhütte bulunamayacağını, yapılan ön protokolün bu nedenle geçerli olmadığını ve davalı hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiş, esas ilişkin olarak da ön protokol incelendiğinde davacının hisse devri yapmak için dava dışı … şirketinden şirketin bayiliğini, … plakalı şirket aracını, şirketin … de bulunan fabrikasında bir çalışma ofisini ve Ekinplas’ın satış cirosunda satış komisyon bedelini talep ettiğini, öncelikle bu ön protokolün ön protokol sayılabilmesi için … imza yetkilisinin sözleşmenin tarafı olması gerektiğini, ancak sözleşmenin tarafı davacı ile şirkette hiçbir yetkisi bulunmayan davalı … olduğunu, …’un resmi hiçbir yetkisi bulunmadığını, şirket bakımından imzasından sorumlu olmadığını, imzasının da şirketi bağlamadığını, şirketin kendi başına bir tüzel kişiliği bulunduğunu belirtmiş ve davacıya nakit ödeme yapılarak hissenin devralındığını, hissenin bu bedele devri konusunda fikir birliğine varıldığını, ve davacıya hissesinin karşılığında nakit olarak 50.000,00 TL ödeme yapıldığını, bu nedenle ön protokolün geçersiz hale geldiğini, … Şti. Firmasının 06/10/2009 tarihinde %50 hisse sahibi dava dışı … ve %50 hisse sahibi davacı … olmak üzere 100.000 TL sermaye ile kurulduğunu, 31/01/2012 tarihinde … Noterliğinin … yevmiye numaralı Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesiyle davacının 50.000 TL bedel karşılığında rıza ve muvafakatiyle hissenini davalı müvekkiline devrettiğini, davalının oğlu …’un şirket hissedarının hissesini de 09/09/2011 tarihinde devraldığını, devirlerden sonra şirket ortaklarının sermaye artımına gittiğini, bunun ticaret sicil gazetesinde yayımlandığını, yapılan işlemlerde herhangi bir muvazaa bulunmadığını taraflar arasındaki sözü edilen ön protokolün tarihsiz olduğunu, daha sonra revize edilmek üzere hazırlanmış bir taslak olduğunu, davacının şirkete olan borçlarının ödememesi ve şirket aleyhine işlem yapması sonucunda gerçek bir sözleşme haline dönüştürülemediğini, geçerlilik kazanmadığını, davacının davalıdan ya da şirketten hiçbir alacağının bulunmadığını, talep edilen icra inkar tazminatı isteminin yerinde olmadığını, davacının icra takip talebinde reeskont faizi talep etmesine rağmen bu davacıyla ticari avans faizini talep ettiğini, davanın ticari dava olmadığını, bu nedenle ticari avans faizine hükmedilemeyeceğini, haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Mahkememizin… Esas-… Karar ve 19/12/2016 tarihli karar ile davacı tarafından takip dosyasında talep edilen meblağdan 62.847,00 TL için henüz takip yapıldığı, ancak muaccel olmadığından bu kısım için takip tarihi itibari ile takip yapma hakkı bulunmadığından davanın reddine, yine kalan kısımlar yönünden davanın subut bulmadığından reddine karar verilmiş olup, kararın temyizi üzerine Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2017/1711 Esas-2019/846 Karar ve 05/02/2019 tarihli ilamı ile mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Bilahare davacı vekili 05/02/2020 tarihli celsedeki beyanı ile; tarafların sulh olduğunu, asıl ve birleşen davadan feragat ettiklerini, ayrıca icra dosyasına da daha önce verilmiş olan kısmi kabul kısmi ret kararı ve daha sonra davanın tamamen reddi kararı sonrası yatırılmış bulunan teminat mektubunun/nakit teminatların davalı tarafından da iadesine muvafakat edildiğinden iadesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. Yine davalı vekili de aynı celsede söz alarak; davacının feragati sebebiyle yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığını, yine birleşen dosya yönünden de buna ilişkin bir taleplerinin bulunmadığı, ayrıca icra dosyasına yatan teminatın iadesine de muvafakat ettiklerini beyan etmiştir.
Davadan feragatin 6100 sayılı HMK’nun 307 ve devamı maddelerinde düzenlendiği, buna göre feragat, davacının talep sonucunda kısmen veya tamamen vazgeçmesi diye tanımlanmış olup, feragatin kayıtsız ve şartsız olacağı, dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği belirtildikten sonra hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı açıkça belirtilmiş, davacı vekilinin vekaletnamesinin incelenmesinde feragate yetkili olduğu görülmekle; davacının asıl ve birleşen davalardan feragati nedeniyle HMK 307. ve 311.maddeleri uyarınca feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurduğundan karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl ve birleşen İstanbul …ATM’nin… Esas sayılı dava dosyasının her biride ayrı ayrı feragat sebebiyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacı tarafça İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yatırılmış bulunan taminatın davacıya iadesine, bu hususta icra müdürlüğüne müzekkere yazılmasına,
3-Asıl Dava Yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereği alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 2.951,90 TL’den mahsubu ile bakiye 2.897,50 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Birleşen Dava Yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereği alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 3.626,95 TL’den mahsubu ile bakiye 3.572,55 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Taraflarca talep edilmediğinden yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”