Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/542 E. 2021/87 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/542
KARAR NO:2021/87

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:29/08/2019
KARAR TARİHİ:04/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 2016 yılında mal sattığı, … Ünvanıyla Eşi … adına kayıtlı firma üzerinden faaliyet gösteren … ismindeki bir müşterisi EKİM 2018 ayı içerisinde müvekkili şirket yetkilisi ve sahibi …’ı arayarak üç katlı … hazırladığını, … makinalarının buraya konulacağını, 15 adet … Makinası ve 1 adet fırça siparişi verdiğini, müvekkili şirketin bu siparişleri 13/10/2018 tarihinde …/… adına önceden olduğu gibi fatura düzenlediğini, ancak …’in artık işleri yeni firma ve yeni Eşi … üzerinden yürüttüğünü söylediğini, faturanın üzerine … kafesini basarak yanındaki … ve … faturası üzerine vurulan … kaşesi üzerine ve açığa imza attığı, Müvekkili şirket yetkilisinin bu şekilde bir satış olmayacağını belirtmiş ise de … in ısrarı ve bir ay içinde bedellerinin ödeneceğini söylemesi üzerine … üzerine fatura edilmek kaydıyla 5 adet … makinasının fatura ile birlikte teslim edileceğini, davalı ve …’in bunları kabul ettiğini, 15/10/2018 tarihinde fatura düzenlenerek söz konusu malların aynı … …’e teslim edildiğini, bir aylık süre geçmiş olmasına rağmen davalı ve … ile iletişim sağlanamadığını, fatura ve cari hesap borcu ödenmediğinden …. İcra Md. … E Sayılı dosyasından İcra takibi başlatıldığını, malların teslim edildiği, davalı …-… aleyhine yapılan icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini belirterek, davalının icra takibine yamış olduğu haksız itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine % 20’den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesme karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmiş, cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkememizin 14/01/2021 tarihli duruşmasına katılan …; davacı taraftan ticari ilişki kapsamında 10 adet makina aldığını, karşı tarafa borcunun olduğunu, ancak bu borcun 6 adet makinayı iade ettiğinden 4 tane makine üzerinden kalan borç olduğunu, davacı tarafın iddia ettiği gibi 5 adet olmadığını beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptaline ilişkindir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile tarafların bildirdiği tüm deliller celp olunmuştur.
…. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … San. Dış Tic. Ltd. Şti tarafından borçlu …aleyhine 10.764,11 TL fatura alacağı üzerinden takip başlatıldığı, borçlu vekilinin itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, dosya rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş olup, mali müşavir …’dan alınan 29/05/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacıya ait ticari defter kayıtlarına göre takip 01/03/2019 tarihi itibariyle davacı ticari defter kayıtlarına göre davacının davalıdan faturadan dolayı 10.030,00 TL, alacaklı olduğu tespiti yapıldığını, dava konusu edilen 15/10/2018 tarih … seri nolu “…” açıklamalı 5 adet makina karşılığı KDV dahil 10.030,00 TL bedelli faturanın ve fatura konusu malların davalıya teslim edildiğinin davacı tarafından ispatlanması halinde söz konusu fatura bedeli olan 10.030,00 TL’nın 01/03/2019 takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesine uygun olarak % 19.50 ve değişen oranlarda ticari faizi ile birlikte talep edilebileceğini, davacı tarafından davalıya takip öncesi BK. 117 Maddesi anlamında borç ihtarında bulunulmadığından takip öncesi işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığını, borç ihtarı yapılmamış olmakla birlikte TTK.1530/4 maddesi hükmü gereğince faturadan kaynaklı alacak için işlemiş faiz talep edilebileceğini, ancak, söz konusu fatura ve malın davacı tarafından davalı yana tesliminin ispatı ile mümkün olabileceğini belirtmiştir.
Davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi bakımından bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi 16/12/2020 tarihli ek raporunda özetle; Davacı tarafından davalı aleyhine düzenlenen 15/10/2018 tarihli irsaliye faturanın sol alt köşesinde …-… kaşe ve imzalı olduğunu, söz konusu faturanın irsaliye fatura olduğunu, bu sebeple malın davalı tarafından teslim alındığını, davacının … İcra Md. 01.03.2019 tarih … E Sayılı icra dosyasından 10.030.00 TL asıl alacaklı olduğu, takip tarihinden itibaren 10.030,00 TL asıl alacak için 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi gereğince % 19,50 ve değişen oranlarda Ticari faiz talebinin yerinde olduğu, davacı tarafından davalıya BK.117 maddesi çerçevesinde borç ihtarında bulunmadığından davalının 01/03/2019 takip tarihi itibariyle temerrüde düştüğü ve takip öncesi işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, ancak, takdiri mahkemeye ait olmak üzere, faturadan kaynaklanan alacakların geç ödenmesine ilişkin olarak TTK.1530/4 maddesi uyarınca, davalının fatura veya mal tesliminden itibaren 30 gün geçmekle temerrüde düşüldüğünün kabulü halinde, davalı temerrüdü 15/11/2018 tarihinden, takip 01/03/2019 tarihi arasındaki süre için işlemiş faiz olarak 568.00 TL hesaplandığı görüş ve kanaati bildirilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; açılan dava taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle düzenlenen fatura alacağının tahsiline ilişkindir. Tarafların tacir olduğu davacı tarafından delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 maddeleri uyarınca ticari defter ve belgeler nezdinde mali yönden bilirkişi incelemesi yapılması yoluna gidilmiştir. Yapılan bilirkişi incelemesi ile davacının usulüne uygun olarak tutulan HMK 222. Maddesi uyarınca delil vasfına haiz ticari kayıtlarını sunduğu, davalının yapılan ihtarata rağmen, ticari defterlerini dosyaya sunmadığı, incelemeye katılmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafından sunulan ticari defter ve kayıtların incelenmesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporundaki tespitlerden; davacı tarafından davalıya verilen ürünlerin tesliminin yapıldığına dair belgelerin sunulduğu, kesilen irsaliye faturanın dosyada mevcut olduğu, davalı taraf adına 15/10/2018 tarihli 5 adet … makinesi açıklamalı 10.030,00 TL bedelin ticari defterde alacak olarak kaydedildiği, davacı tarafın alacağa dayanak olarak sunulan irsaliye faturalardan da 01/03/2019 takip tarihi itibariyle alacaklı olduğunun anlaşıldığı belirtilmiştir.
Davacı tacir şirketin davalı tacir şirkete fatura kestiği, sunulan faturanın şekil şartlarına uygun olarak düzenlenip muhataba teslim edilen faturalarda teslim alan tarafından davalı şirketin kaşesinin ve imzasının bulunduğu, TTK 21/2. Maddesi uyarınca faturaya 8 gün içinde itiraz edildiğine ilişkin dosyada davalı tarafından sunulmuş herhangi bir belgenin bulunmadığı, faturaların dayandığı malların teslimine ilişkin ispat yükünün davacı tarafta olduğu nazara alındığında; teslim alan kısmında isim ve imzaların bulunduğu irsaliye faturaların dosyada mevcut olduğu, davacı tarafın HMK 222. Maddesi uyarınca usulüne uygun tutulmuş lehine delil teşkil eden ticari defterlerinde de alacak miktarının kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Davaya konu fatura irsaliye fatura olduğundan ayrıca bir sevk irsaliyesinin mevcudiyeti aranmamakla malın karşı tarafa teslim edildiğinin kabulü gerekir. Davalı taraf mahkememizin 14/01/2021 tarihli duruşmasında hazır bulunarak 4 tane makine bakımından borcun bulunduğunu, davalının iddia ettiği şekilde 5 adet makine olmadığını beyan etmiş olup 4 adet makinenin teslim edilip borcunun bulunduğunu ikrar etmekle, 5 makine olmadığı yönündeki savunması davacı tarafından düzenlenen ‘5 adet … makinesi’ açıklamalı faturaya usulüne uygun itiraz etmediği anlaşılmıştır. Belirtilen bu sebeplerle davacının davalıdan faturadan kaynaklı 10.030,00 TL tutarında alacağının olduğu ve bunu davalıdan tahsilini talep edebileceği kanaatine varılmıştır. Davacı tarafından davalı aleyhine işbu alacağın tahsiline yönelik başlatılan icra takibinde davalının itirazının asıl alacak bakımından haksız olduğundan itirazın kısmen iptaline karar verilmiştir. Davacı, icra takibinde 10.030,00 TL asıl alacak, 734,11 TL işlemiş faiz alacak olmak üzere toplam 10.764,11 TL üzerinden davalı aleyhine icra takibi yapmış olsa da TBK’nın 117.maddesi hükmü uyarınca muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Alacaklı tarafından borçluya usulünce çekilmiş, ödenmesi gereken borcun miktarını gösteren bir temerrüt ihtarı bulunmadığı ve borcun ifa edileceği günün taraflarca birlikte tayin edildiği de kanıtlanmadığına göre temerrüt, takip tarihinde gerçekleşleşmiştir. Ayrıca, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığından, satım bedelinin ödenmesi için kesin bir vade kararlaştırıldığından söz edilemeyeceği gibi faturada ödeme tarihi de kararlaştırılmamış olup, faturaların belli bir tarihte ödeneceğine ilişkin taraflar arasında bir teamül bulunduğu da iddia ve ispat edilmemiştir. TTK’nın 1530.maddesi uyarınca faiz, mal tedarik sözleşmelerine ilişkin olup olayda uygulama yeri bulunmamakla, bu nedenlerle davalının takip tarihindan önce ihtarla temerrüde düşmediği anlaşıldığından, takip tarihi itibariyle temerrüde düştüğünün kabulü gerekmiş, davacının işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir. Belirtilen bu sebeplerle teslimi yapılan mallara ilişkin davacının davalıdan alacaklı olduğundan davanın asıl alacak bakımından kabulü, işlemiş faize yönelik taleplerinin reddi ile, davalının …. İcra Müd. … E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının asıl alacak bakımından haksız olduğu anlaşıldığından itirazın kısmen iptali ile takibin 10.030,00-TL asıl alacak üzerinden devamına, ayrıca alacağın likit ve belirlenebilir olduğu anlaşılmakla, İİK 67/2 maddesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatiyle kabul edilen alacağın %20′ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, davalının …. İcra Müd. … E. Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın KISMEN İPTALİNE, takibin 10.030,00-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacak tutarına takip tarihinden alacak tamamen ödeninceye kadar yıllık %19,50 oranında ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”
(2)İİK. 67/2. Maddesi uyarınca alacak tutarının %20’si oranında (2.006,00-TL) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
(3)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 685,14 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 130,01 TL harçtan mahsubu ile bakiye 555,13 TL harcın davalı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
(4)Davacı tarafından ödenen 130,01 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
(5) Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvuru harcı, 900,00 TL bilirkişi ücreti, 192,50 TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 1.136,90 TL yargılama masrafından davanın kabul reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 1.059,36 TL yargılama masrafının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, Bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
(6) Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen miktar itibariyle AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
(7)6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
(8)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK yönetmeliğinin 47/1 maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı şirket yetkilisinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır