Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/522 E. 2022/847 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/522 Esas
KARAR NO : 2022/847

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 20/08/2019
KARAR TARİHİ : 15/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 18.09.2015 tarihinde hisselerinin %80’inin …tarafından … ve…’dan satın alındığını, aynı tarihte daha önce şirketi münferiden temsile yetkili olan … ve …’un temsil yetkilerinin sona erdirilerek …’ın tek başına temsile yetkili olduğuna dair Genel Kurul kararının alındığını, kararın Ticaret Sicil gazetesinde 05.10.2015 tarihinde ilan edildiğini, Davalı …’nın davacı şirkette 04.11.2015 – 31.12.2016 tarihleri arasında sigortalı olarak çalıştığını, şirket hesaplarına ilişkin banka kayıtları incelendiğinde davacı şirketin…Bankası… Şubesi’nde bulunan… numaralı hesabından davalı …’nın 02.11.2015 tarihi ile 27.05.2016 tarihleri arasında toplam 10 kez gerçekleştirdiği işlemle 177.395,00-TL’yi yetkili olmadığı halde bankadan çektiğini, davalı …’nın temsil yetkisinin sona erdiğini bildiği halde 18.09.2015 tarihli genel kurul kararı ile geçerliği kalmayan eski imza beyannamesi ve genel kurul kararanına dayanarak söz konusu paraları çektiğini, hükümsüz belgeler ile banka yetkililerini kandırarak ya da banka görevlilerinin ihmali ile şirketi zarara uğrattığını, bunun üzerine … ve başka bankalardan yetkisiz oldukları halde para çeken diğer iki şüpheli hakkında…Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturma neticesinde Karşıyaka … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile sanıkların yargılanmasına başlandığını, ticaret siciline yapılan kayıtların, kaydı yapılan hususun açıklanması ya da hukuken varlık kazanması açısından önemli olduğunu, üçüncü kişiler tarafından da önem taşıdığını, TTK 36. maddesi uyarınca üçüncü kişilerin, ticaret siciline tescil ve sicil gazetesinde ilen edilmiş bir hususu iddia ve ispat yoluna gidemeyeceklerinin açık olduğunu, 18.09.2015 tarihi itibari ile davalı …’nın temsil yetkisinin son erdiğini, anılan hususun 05.10.2015 tarihinde ilan edildiğini, temsil yetkisine haiz olmayan kişinin mevduat hesabından para çekmesine mevduat sahibinin icazet vermemesi halinde bankaya karşı olan alacağının aynen devam edeceğini ve hukuken mevduat hesabında bir azalma olmayacağını, bu nedenle davalı … Bankası Anonim Şirketi’ne Kadıköy … Noterliği’nden 08.06.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname çekilerek yetkisiz kişilere, davacı şirket yetkilisinin bilgisi ve onayı olmadan yapılan ödemelerin şirket hesabına iadesinin talep edildiğini, tüm bu hususlara rağmen davalılar tarafından ödeme yapılmadığından davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalılar tarafından icra takibine itiraz edildiğini ve takibin durduğunu beyanla davanın kabulünü, itirazın iptalini, takibin devamını, davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Bankası Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davayı kabul anlamına gelmemesi kaydı ile davacının alacağının zaman aşımına uğradığını, davacının banka ile imzalanan sözleşme çerçevesinde bildirim yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini, davacının 16.05.2015 tarihli nevi değişikliğinin 22.09.2015 tarihli ticaret sicil gazetesinde tescil edildiği, firmanın temsil yetkisinin 3 yıl süre ile … ve …’ya verildiği, bunu takiben 18.09.2015 tarihli genel kurul kararı ile ilgilerin temsil yetkisi kaldırılarak Hasan Aslan’ın 3 yıllığına Yönetim Kurulu Başkanı seçilerek münferiden imza yetkisi verildiği, bu hususun 05.10.2015 tarihinde ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği gibi kısa sürede gerçekleşen değişiklikler ile ilgili kurumlara şirket yetkilileri tarafından bilgi verilmesi gerektiğini, bankaların Ticaret Sicil Gazetelerinden sürekli olarak müşterilerin temsil yetkilerinde ne gibi değişiklikler olduğunu takip etmesinin beklenen bir davranış olmadığını, Bankacılık Hizmet Sözleşmesi’nin 4. sayfasında bu hususun düzenlendiğin,, bankaya şirketin muhasebe sorumlusu tarafından 02.06.2016 tarihinde posta yolu ile iletilene kadar herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, öte yandan davacı şirket tarafından Karşıyaka 2. Noterliği’nin 28.10.2018 tarih ve 42790 sayılı vekaletnamesi ile Banu Boz’a süresiz olarak bankacılık işlemleri yapma yetkisi verildiğini ve…’un vekaletten azledildiğine dair bankaya herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, yine takibe konu zaman diliminde davacı firmanın interaktif kullanma yetkisinin … ve…’da olduğunu, yeni yetkili …tarafından söz konusu yetkinin devralınmadığını, bahsedilen vekaletname çerçevesinde ve interaktif bankacılık üzerinden işlemlerin yapılmaya devam ettiğinin tespit edildiğini, davacı tarafın davaya konu işlemlerden haberdar olduğunu, kötü niyetle hareket ettiğini, yeni malik olan …’ın aynı iş kolunda faaliyet gösteren …Anonim Şirketi’nin hakim ortağı olduğunu, davacı şirketin de bu şirketin İzmir bayisi olduğunu, iki şirket arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu ve …’ın konuya hakim olduğunu, devraldığı şirkete yabancı olmadığını, ne yapması gerektiğini gayet iyi bildiğini, nitekim interaktif kanaldan yapılan işlemleri icra takibine konu etmediğini, dolayısı ile davacının sözleşmeye aykırı davranışı ve sözleşme ile yüklendiği sorumluluğu yerine getirmemesi nedeniyle, kendi sorumluluğundan kaynaklanan zarardan bankanın sorumlu tutulamayacağını, davacı şirketin nevi değişiklik öncesindeki …Ltd. Şti. ticari defterlerinin incelenerek 02.11.2015 ve 27.05.2016 tarihleri arasında banka hesaplarından bankamatik ve interaktif bankacılık yolu ile gerçekleştirilen işlemlerin kayıtlı olup olmadıklarının araştırılmasının gerektiğini, zira davacı şirketin bankamatik ve interaktif işlemlerinin diğer davalı … tarafından gerçekleştirildiğini, davacı şirketin aktif olarak kullandığı hesaptan gerçekleşen nakit para çıkışlarından üstelik de neredeyse 1 yıl boyunca haberdar olmadığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı firma hesaplarının aktif olarak kullanıldığını, bu hesaba gerek Hasan Aslan gerekse yetkilisi olduğu firmadan davalı banka ve diğer bankalar nezdindeki hesaplardan para aktarımlarının yapıldığının tespit edildiğini, yapılacak bilirkişi incelemesinde Hasan Aslan’ın söz konusu hesaplar üzerinde bilgi ve yetkisinin olduğunun anlaşılacağını, …’ın diğer firması ile firma hesapları arasında para giriş çıkışlarının bulunduğunu, gerek şahsi hesapları, gerekse İnter Göz Ürün Anonim Şirketi’nin müşteri oturumunu sıklıkla interaktif kanallar üzerinden açan ve söz konusu hesaplarına davacı ve söz konusu hesaplarına davacının yetkisiz olarak kullanıldığı iddiası ile itiraza konu ettiği hesabından da para transferlerini içeren hesap hareketlerini takip eden …’ın 2015 yılında hisselerini alarak yetkili olduğu davacı firmanın hesap hareketlerini yaklaşık üç yıl boyunca sorgulamamış ve takip etmemiş olmasının basiretli bir tüccardan beklenemeyeceğini, temsil yetkisinin değiştiği konusunda bankaya bildirimde bulunulmadığı, interaktif hesap bilgilerinin, yetkililerinin, tanımlarının değiştirilmediğini, iptal ettirilmediğini, yeni devralınan şirketin hesaplarının kontrol edilmediği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, eski yetkili olan diğer davalının aynı firmada sigortalı olarak çalıştırıldığını, işlemlerin 2015 ve 2016 yılında olmasına ve 177.398,00-TL gibi gözden kaçması mümkün olmayan bir tutar olmasına karşılık ihtarnamenin 08.06.2018 tarihinde çekildiğini, bu süre zarfında hesaptan para çekildiğinin farkında olunmamasının mümkün olmadığını, zira davacının interaktif bankacılık hizmeti aldığını, istediği anda internet üzerinden hesaplarını kontrol edebildiğini, tüm bu sürecin hayatın olağan akışına ve ticaret hayatına aykırı olduğunu beyanla davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Usulüne uygun tebliğe rağmen davalı … tarafından dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; Karşıyaka … Ağır Ceza Mahkemes… Esas sayılı dosyası, … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın… Soruşturma sayılı dosyası, Karşıyaka … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyası, İzmir…Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, Kadıköy …terliği’nin 08/06/2018 tarih ve… yevmiye numaralı ihtarnamesi, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası, ticaret sicil kayıtları, banka kayıtları, dekontlar, Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi, ticari defter ve kayıtlar Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, bankacı …’ye tevdii edilen dosyada tanzim olunan 15/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirket hisselerinin %80’inin 18/09/2015 tarihinde …’a devredildiği ve …’ın münferiden şirketi temsil yetkisine haiz olduğu, bu hususun 05/10/2015 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiği, 04/11/2015 ile 31/12/2016 tarihleri arasında davacı firmada sigortalı olarak çalışan diğer davalı …’nın Genel Kurul toplantısında bulunması ve hisselerini devretmesi nedeni ile bu hususu bildiği konusunda bir tereddüt bulunmadığı, bu tarihten sonra diğer davalılardan … tarafından bankalarda imzası ile gerçekleştirdiği işlemlerin yetki dışı yapılmış işlemler olduğu, davacı ile davalı arasında davalı firmanın unvanının Anonim Şirketine çevrilmeden önce 27/08/2012 yılında imzalanan Bankacılık Hizmet Sözleşmesi’nin mevcut olduğu, banka ile davacı şirket arasındaki işlemlerin bu sözleşme çerçevesinde yürütüldüğü, sözleşmedeki yetkili imzanın diğer davalı … olduğu, davacı firmanın el değiştirilmesini takiben 23/12/2015 tarihinde yeni ortak ve tek imza yetkilisi …n’ın imzalarını taşıyan ve değişen ortaklık yapısı ile imza yetkisini düzenleyen tüm yeni evrakları içeren belgeler ile …Bankası Büyükçekmece Şubesi’nde hesap açıldığı ve yeni bir Bankacılık Hizmet Sözleşmesi imzalandığı, bu şubeye verilen bilgiler çerçevesinde hesap açılmasına karşılık ticari işlemlerin yürütüldüğü aynı bankanın Girne/Aksoy Şubesi’ne ortak ve yetki bildiriminin bu değişikliğin çok sonrasında 02/06/2016 tarihinde e-mail yolu ile yapıldığının tespit edildiği, davacının dava konusu ettiği ve yetkili olmamasına karşılık diğer davalı … tarafından belirli tarih aralıklarında toplam 177.395,00-TL nakit çekimine yönelik işlemler yapıldığı, ancak davaya konu işlemlerin yapıldığı hesaptaki yetki dışı işlemlerin sadece bu işlemleri ihtiva etmediği, daha önce yetkili olup, yetkileri kaldırılan ve halen yetki verilmemiş kişiler tarafından da yapılmış başka işlemlerin de bulunduğu, bu işlemlerin bir kısmının davacı firmanın yetkilisi …’ın şahsi hesabına, …’ın kontrolündeki firma hesapları ile ilişkili olup, üçüncü kişiler hesaplarına gerçekleştirilmiş hesap hareketlerinin de mevcut olduğu, bu hesap hareketlerinin davaya konu edilmediği, bu durumda davacı firmanın yapılan işlemlerden bir kısmına icazet verdiği, 10 adet işlemi ise dava konusu ettiğinin anlaşıldığı, davacı tarafından davalılardan… Bankası Anonim Şirketi’ne 08/06/2018 tarihinde Kadıköy … Noterliği’nden… numaralı ihtarname gönderilerek yetkisiz ödemelerden dolayı 162.395,00-TL’nin hesaplarına geri iadesi talep edildiği, yapılan değerlendirmede; hisse devri ve imza yetki değişikliğinin tescil edildiği 05/10/2015 tarihinden 2 aylık süreden biraz fazla bir süre geçtikten sonra hesabın bulunduğu İzmir ili dışında …Büyükçekmece ilçesinde bulunan… Bankası’nda yeni unvan (… Anonim Şirketi) ile hesap açılmasına karşılık, İzmir ili, Girne/Aksoy Şubesi’ndeki hesap için unvan ve imza yetki değişikliğinin 02/06/2016 tarihine kadar bildirilmediği, bu bildirimin yapılmaması nedeniyle Girne/Aksoy Şubesi’ndeki işlemlerin yetkisi kaldırılmış eski yetkililerin imzaları ile yapılmaya devam ettiği, davacı firma tarafından unvan ve yetki değişikliğinin, hesabın mevcut olduğu şubeye geç bildirilmesi sonucunda davaya konu bu işlemlerin gerçekleşmesine neden olduğu, yetkisinin kalktığını bilen diğer davalı … açısından bu işlemlerin yetki dışı yapıldığı konusunda bir tereddüt bulunmadığı, davaya konu edilmeyen başkaca yetki dışı işlemlerin de bulunduğu, bunların davaya konu edilmemesinin açıklanması gerektiği, ayrıca tutarı itibarı ile gözden kaçması pek kolay olmayan para çekim işlemlerinin olayın gerçekleşmesinden çok sonra takibe konu edilmesinin davacı firma yetkililerinin hesaplarındaki hareketlerinde yeterince kontrol ve denetleme yapmadıklarının anlaşıldığı, bu çerçevede davalı … Bankası Anonim Şirketi açısından; unvan ve imza yetkisi değişikliğinin ilgili şubeye bildirilmediği, davacı firmanın bu yükümlülüğünü yerine getirmediği, başka bir şehirde yeni unvan olan… Anonim Şirketi adına hesap açılmasının, daha önce işlemlerin yürütüldüğü İzmir’de bulunan Girne/Aksoy Şubesi’ne unvan ve imza yetki değişikliği bildirim yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı, yetki dışı yapılan işlemlerin tamamının dava konusu edilmediği, bu tür işlemlerin bir kısmına icazet verildiği hususları dikkate alındığında davaya konu işlemlerin yapılmasında davacılardan…Bankası’nın sorumluluğunun ve kusurunun bulunmadığı, davalı … yönünden; yapılan işlemlerin yetki dışı olduğu konusunda bir tereddüt bulunmadığı, ancak yetki dışı yapılan işlemler ile ilgili yeni ve yetkili ortağın bilgi ve onayının bulunup bulunmadığının tespiti açısından, davacı firmanın ticari defterlerinin incelenmesinin gerektiği, bu tarih aralığında … tarafından gerçekleştirilen işlemlerin tamamı veya bir kısmının firma kayıtlarında bulunması halinde banka hesabının yeni ve yetkili ortak ve/veya şirket yetkililerinin bilgisi dâhilinde kullanıldığının anlaşılacağı, davaya konu hesaptan yapılan hiçbir işlemin firma kayıtlarında bulunmaması halinde diğer davalı …’nın kusurlu ve sorumlu olduğunun anlaşılacağı yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
(3)Mahkememizce bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, tarafların beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi, davalı … Bankasının İzmir şubesinde davacı ile akdedilen sözleşme gereği temsilcinin değişmesi durumunda bildirim yapılmasına ilişkin hüküm mevcut olup olmadığı da dikkate alınarak davacının ticari defter ve kayıtlarında inceleme yapılarak davalı … tarafından yapılan işlemler varsa şirketin yetkili ortak / temsilcisinin bilgisi dahilinde yapılıp yapılmadığı hususunda ek rapor oluşturulması için dosya yeniden bilirkişiye tevdii edilmiş, bilirkişi tarafından tanzim olunan 16/06/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; taraflar arasında akdedilen Bankacılık Hizmet Sözleşmesi’nin FG15. maddesinde bilgi ve belgelerdeki değişikliğin 15 gün içinde bildirilmesi yükümlülüğünün bulunduğu, P29. maddesinde ise imza sirkülerinde yetkili gösterilen kişilerde veya yetkilerinde meydana gelecek herhangi bir değişikliğin yazılı olarak banka şubesine ulaşana kadar ibraz edilen son imza sirkülerinin yetkililerinin yaptığı işlemlerin geçerli olacağının hüküm altına alındığı, davacı şirkette 2015 yılında yapılan ortak ve yetki değişikliğin yanında ticari unvanda da değişiklik olmasına karşılık bu değişikliğin 02/06/2016 tarihine kadar banka şubesine yazılı olarak bildirilmediği, aynı bankanın Büyükçekmece Şubesi’nde açılan hesabın … Karşıyaka Girne/Aksoy Şubesindeki hesabı ile birleştirilmediği, her iki hesabın kullanılmaya devam edildiği, dava dosyasında bulunan ve bilirkişi marifeti ile çözümü yapılan ses kaydında hem davacı firmanın yetkilisi hem de davalılardan …’nın bu konu hakkında bilgi sahibi olduğunun görüldüğü, dava konusu işlemlerden davalı … Bankası’nın sorumlu tutulamayacağına ilişkin kök rapordaki kanaatinde bir değişiklik olmadığı, davacı şirketin nevi değişikliği ile birlikte 11/10/2015 tarihinde defter tasdiklerini yaptığı ve yevmiye defteri kapanış işleminin yapıldığının anlaşıldığı, davacı tarafından 2016 yılı defter tasdiklerinin sunulmadığı ancak 2015 yılından başlayıp 2016 yılı Mayıs sonuna kadar devam eden dava konusu işlemlere ilişkin banka hesap hareketlerinin temin edildiği ve yeterli incelemenin yapıldığı, davacının incelenen ticari defter kayıtlarında davaya konu işlemlerin tamamının kayıtlı olduğunun görüldüğü, sonuç olarak, kök raporda belirtilen kanaatte bir değişiklik yapılmasına gerek bulunmadığı, davacının bildirim yükümlülüğünü geç yerine getirmiş olması nedeni ile bildirim tarihine kadar yapılan işlemlerden davalı … Bankası’nın sorumlu tutulamayacağı, diğer davalı …’nın yaptığı işlemlerin yetki dışı işlemler olduğu, yetkisinin bulunmadığını bildiği, ancak bu işlemlerin davacı firma yetkilisi tarafından bilindiği, bunun ses kayıtları ve davaya konu işlemlerin ticari defter ve kayıtlara intikali ile sabit olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali davasıdır.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlular … BANKASI ANONİM ŞİRKETİ ve … aleyhine 216.694,96-TL asıl alacak üzerinden takip başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, alacaklının itirazın iptali davası açtığı anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, bilirkişi raporu, bilirkişi ek raporu ve tüm dosya kapsamı kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirket hisselerinin 18/09/2015 tarihinde %80’inin … tarafından … ve …’dan satın alınarak aynı tarihte daha önce şirketi münferiden temsile yetkili olan … ve Tansel Boz’un temsil yetkilerinin sona erdirilerek …’ın tek başına temsile yetkili olduğuna dair Genel Kurul kararının alındığı, bu kararın Ticaret Sicil gazetesinde 05.10.2015 tarihinde ilan edildiği, şirket hesaplarına ilişkin banka kayıtları incelendiğinde davacı şirketin … Bankası Girne/Aksoy Şubesi’nde bulunan hesabından davalı …’nın 02/11/2015 tarihi ile 27/05/2016 tarihleri arasında toplam 10 kez gerçekleştirdiği işlemle 177.395,00-TL’yi temsil yetkisinin sona erdiğini bildiği halde para çektiği, sorumluluğunu tam olarak yerine getirmeyen diğer davalı … Bankası Anonim Şirketi’ne Kadıköy … Noterliği’nden 08.06.2018 tarih ve… yevmiye numaralı ihtarname çekilerek yetkisiz kişilere, davacı şirket yetkilisinin bilgisi ve onayı olmadan yapılan ödemelerin şirket hesabına iadesinin talep edildiği, tüm bu hususlara rağmen davalılar tarafından ödeme yapılmadığından davalılar aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası ile 216.694,96-TL’nin tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalının süresinde itirazı üzerine takibin durduğu, davacının işbu davayı açarak itirazın iptalini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davacı şirket hisselerinin %80’inin 18/09/2015 tarihinde …’a devredildiği ve Hasan Aslan’ın münferiden şirketi temsil yetkisine haiz olup bu husus 05/10/2015 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilmiştir. Davacı ile davalı … Bankası arasında 27/08/2012 yılında imzalanmış Bankacılık Hizmet Sözleşmesi mevcut olup sözleşmede yetkili imza sahibi davalı …’dır. Davacı taraf ise davalı …’nın şirketi temsil yetkisine haiz olmadığı 02/11/2015 – 27/05/2016 tarihleri arasında davalı bankadan yetki dışı işlemler yapıldığından, davacı şirket yetkilisinin bilgisi ve onayı olmadan yapılan ödemelerin şirket hesabına iadesinin tahsili amaçlı icra takibi yapmıştır. Mahkememizce tayin edilen bilirkişi incelemesi sonucunda oluşturulan rapora göre; davalı … tarafından ilgili tarihler arasındaki işlemler listesi tespit edilmiş, yapılan işlemlerin bir kısmının davacı firmanın yetkilisi …’ın şahsi hesabı ve yine davacı firmayla ilişkili üçüncü kişilerin hesaplarına gerçekleştirilen hesap hareketlerinin mevcut olduğu, ancak bu hesap hareketlerinin davaya konu edilmediği tespit edilmiştir. Bu durumda davacı firmanın yapılan işlemlerden bir kısmına icazet verdiği sonucuna ulaşılmış ancak davacı tarafından sadece 10 adet işlem dava konusu edilmiştir. Davacı firma hisse devri, imza yetki değişikliğinin tescil edildiği 05/10/2015 tarihinden yaklaşık iki ay sonra İstanbul Büyükçekmece ilçesindeki …Bankası’nda yeni unvanıyla hesap açmış ancak mevcutta hesabının bulunduğu ve bu hesaba bağlı davaya konu işlemlerin yapıldığı İzmir ili Girne Aksoy Şubesi’ne unvan ve imza yetki değişikliğini yaklaşık 8 ay sonraya isabet eden 02/06/2016 tarihinde e-mail yoluyla bildirmiştir. Taraflar arasında akdedilen bankacılık sözleşmesinin F.G.15 bendi uyarınca “başvuru formunda veya sözleşmede belirtilen ve sözleşme imzalanırken kendisi tarafından beyan edilen kimlik bilgileri adres ve telefon bilgileriyle diğer bilgi ve belgelerin doğruluğunu kabul, beyan ve taahhüt ettiği gibi bu bilgi ya da belgelerdeki değişiklikleri değişiklik tarihinden itibaren on beş gün içerisinde yazılı olarak bankaya bildirmekle yükümlüdür. Aksi halde doğabilecek tüm ihtilaflardan ve bunların sonuçlarından münhasıran sorumlu olacağını kabul, beyan ve taahhüt eder.” maddesi ile P.29 maddesine göre “iş bu sözleşme tahtında banka nezdinde hesap açılışı sırasında ibraz edilen imza sirkülerinde yetkili gösterilen kişilerde veya yetkililerde meydana gelecek herhangi bir değişiklik yazılı olarak bankaya bildirilecek olup yazılı bildirimin banka şubesine ulaşmasına kadar ibraz edilen son imza sirkülerindeki yetkililerin yaptığı ve yapacağı işlemler geçerli ve bağlayıcı olmaya devam edecektir. Şirketin/Kuruluşun/Ortaklığın temsilinde meydana gelen değişiklikler ticaret siciline tescil edilse ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilse bile bankaya yazılı olarak bildirilmedikçe bankaya karşı herhangi bir hüküm ifade etmeyeceğini,…” şeklindeki taraflar arasında akdedilen sözleşme maddeleri gereği davacı şirketin unvan, imza yetki değişikliğini ticaret siciline tescil etse dahi davalı bankaya bildirmesi gerekmektedir. Bu durumda davacı firma unvan ve imza yetkisi değişikliğini ilgili şubeye bildirmeyerek yükümlülüğünü yerine getirmediği, bankacılık sözleşmesinde açıkça düzenlenmesine rağmen ilgili değişikliği bildirmediğinden basiretli tacir gibi davranmadığı, halbuki hesabının bulunduğu şubeden başka bir ildeki şubede yeni unvan ile de hesap açtığı ve tüm bu hususlar dikkate alındığında davaya konu işlemlerin yapılmasında davalı … Bankası’na kusur izafe edilebilecek ve sorumluluğuna gidilebilecek bir hal olmadığı kanaatine varılmakla davalı … bankası yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Öte yandan …Bankası İzmir Karşıyaka Girne/Aksoy Şubesi’ndeki hesaptan diğer davalı … tarafından 02/11/2015 – 27/05/2016 tarihleri arasında toplam 177.395,00-TL nakit çekimine yönelik işlemler yapıldığı bu işlemlerin yapıldığı tarihlerde davalının şirketi temsil yetkisinin olmadığı anlaşılmıştır. 6098 sayılı TBK’nın 46. maddesine göre “Bir kimse yetkisi olmadığı hâlde temsilci olarak bir hukuki işlem yaparsa, bu işlem ancak onadığı takdirde temsil olunanı bağlar.” O halde yetkisiz temsilci tarafından yapılan işlemlere davacı şirketin icazet verip vermediği önem arz etmektedir. Mahkememizce tayin edilen bilirkişi tarafından davacının ticari defter ve kayıtları incelenerek hesap dökümü verilerek sunulan ek rapora göre; davaya konu yetkisiz yapıldığı ileri sürülen işlemlerin tamamı davacı şirketin kayıtlarında mevcut olduğu, belgelerin firmaya iletildiği tespit edilmiştir. Bu durumda 6 ay süre ile davalı … tarafından gerçekleştirilen hesap hareketleri davacı şirketin kayıtlarına işlenmiş olup firma kayıtlarına kaydedilmiş olan banka hesabından para çekimlerinden davacı şirketin haberdar olduğu, davacı şirketin yetkisiz temsil ile yapılan işlemlere zımnen icazet verdiği kanaatine varılmıştır. Yine bilirkişi marifetiyle ses kaydı çözümünde de davacı firma yetkilisi ve davalı …’nın yetki dışı işlemler hakkında bilgi sahibi olduğu ve bankaya bildirim yapılmadığı hususlarında konuşmalarının olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda davalı … tarafından … Bankası İzmir Karşıyaka Girne/Aksoy Şubesi’ndeki hesaptan 02/11/2015 – 27/05/2016 arasında nakit çekimine yönelik yapılan işlemlerin yetki dışı işlemler olduğu, ancak davalı … tarafından yapılan bu işlemlerin davacı firmanın ticari defter ve belgelerinde kayıtlı olduğu ve tüm hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacı şirket yetkilisinin bilgisi dahilinde yapılan işlemler olduğu kanaatine varılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın REDDİNE,
(2)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70-TL karar harcının peşin olarak alınan 3.700,61-TL’den mahsubu ile fazla alınan 3.619,91-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
(3)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
(4)Davalılar tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
(5)Davalılar duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, reddedilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 33.337,29-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
(6)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
(7)6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/12/2022

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.