Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/52 E. 2019/332 K. 30.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/255
KARAR NO : 2019/286
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 22/03/2018
KARAR TARİHİ: 11/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından 17/03/2016 tarihinde davalı … A.Ş’den diğer davalı …Ş tarafından ithal edilmiş olan… marka … (…) tipi … model otomobili 170.870,01 TL karşılığında satın alındığını, aracın alındığı ay içerisinde arızalandığını, parça değişikliği yapılarak serviste onarıldıktan sonra teslim edildiği ancak kısa süre sonra aracın tekrar arızalandığı, yetkili servisin yaptığı inceleme sonucunda arızanın üretim hatasından kaynaklandığının anlaşıldığını, yine parça değişikliğinin yapılarak onarıldığını, daha sonra araçta bazı ses ve ısı izolasyonu sorunlarının ortaya çıktığını, üretim hatasından kaynaklanan bu sorunların da davalı tarafından onarıldığını, aracın bakım çizelgesine titizlikle uyulmasına rağmen 45.000 km’lik bakımdan sonra aracın motor yatak sarma arızası nedeniyle yolda kaldığını, onarımın davalı tarafından bedelsiz gerçekleştirildiğini, bu arıza nedeniyle araçta doğacak değer kaybının davalı tarafça da kabul edildiğini belirterek, öncelikle aracın bedelsiz olarak misli ile değiştirilmesini veya yaptığı ödemenin geri verilmesini, bu talepleri yerine getirmenin mümkün olmaması durumunda araçta 15.000,00 TL’lik değer kaybına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …Ticaret cevap dilekçesinde özetle; dava konusu aracın satın alındıktan sonra muhtelif sebeplerle kendi servislerine getirildiğini, buralarda davacının talep ettiği bakım, servis ve onarım işlemlerinin eksiksiz yerine getirildiğini, aracın dava konusu olan motor arızası nedeniyle 05/02/2018 tarihinde servise geldiğini, arızanın ortaya çıkarılarak garanti kapsamında eksiksiz giderildiğini, davacının arıza için onarım hakkını kullandığını ve arızanın tekrarlanmayacak şekilde onarılıp aracın vaktinde teslim edildiğini, dolasıyla bedel iadesi veya misli ile değişim hakkının doğmadığını, bu onarımda aracın 45.000 km yapmış olan motorunun tamamen “sıfır” bir motor ile değiştirildiğini, bu bakımdan bir değer kaybından söz edilemeyeceğini, aksine aracın bu işlemle değer kazanmış olduğu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davacının onarım hakkını kullandığını, arızanın tamamıyla giderildiğini, aracın kullanımını engelleyen bir şikayet olmadığını, mahkemece bedel iadesine karar verilmesi halinde semen tenziline veya aracın kullanım süresince davacıya sağlamış olduğu fayda karşılığında bedel indirimine gidilmesi gerektiğini ayrıca varsa araçtaki hasarların da tespit edilerek değer kaybının da belirlenmesi gerekeceğini, aracın eskimiş olan motorunun yeni bir motor ile değiştirildiğini, bu bakımdan bir değer kaybından ziyade değer kazanmanın söz konusu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup, taraflarca bildirilen deliller celp olunmuştur.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, Prof. Dr. …, Prof. Dr. S…., Dr. Öğr. Üyesi…’den alınan 07/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; teknik inceleme yönünden motorda meydana gelen arızanın kullanım hatasından meydana gelmediğini, ikinci el pazarında 3.000,00 TL değer kaybı olduğunu, mali yönden ise, aracın alım değeri olan 179.870,01 TL araç bedelinden davacının VUK gereği 74.945,84 TL’ye tahakkuk eden amortisman bedeli düşüldüğünde aracın iadesine karar verilmesi halinde davacının 104.924,17 TL iade alacağı olabileceğinin hesaplandığını, TCMB verilerinden 19/03/2018 takip tarihi itibariyle avans faiz oranının %9,75 olduğu görüldüğünden davacının belirlenen 104.924,17 TL asıl alacağına takip tarihinden itibaren %9,75 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; TTK 23, TBK 227. maddeleri uyarınca ticari alım satım sözleşmesi kapsamında ayıp iddiasıyla malın iadesi – misliyle değiştirilmesi davasıdır.
Davacı taraf vekili dava dilekçesindeki terditli talebini somutlaştırarak son celse kapsamında dava konusu edilen aracın misliyle değiştirilmesi isteminde bulunmuştur.
6098 Sayılı TBK 219. maddesince; satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Aynı yasanın 223. Maddesince alıcının satın aldığı malı gözden geçirme ve ayıba ilişkin bilgilendirme yapma sorumluluğu esas olmakla birlikte; satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde bu hükmün uygulanmayacağı madde metninde açıkça yer almaktadır.
Davacı ayıba karşı tekeffüle dayanan talep haklarını ayıplı malın ithalatçısına veya üreticisine karşı da ileri sürebilecek olduğundan somut olayda husumet ehliyetinin her iki davalı yönünden mevcut olduğu anlaşılmaktadır.
6100 Sayılı HMK 266. maddesince araçta oluşan arızanın kullanımdan kaynaklanıp kaynaklamadığı ya da üretim hatası niteliğinde olup olmadığı, ayıbın niteliğine yönelik yapılan teknik bilirkişi incelemesi yol göstericidir. Araç motorunda meydana gelen ve zaman aralıklarıyla tekrarlanan arızanın kullanım hatasından değil, üretimden kaynaklandığı, satın alınırken tespit imkanı bulunamadığından gizli ayıp mahiyetinde olduğu rapor kapsamında açıkça tespit edilmektedir. Teknik incelemeye iştirak edilmekle birlikte, dava konusuyla alakasız 6502 Sayılı Yasaya yapılan atıflara dayanılarak malın ücretsiz değişimi hakkının bulunmadığı veyahut da kullanımdan kaynaklı bedel indirimi yoluna gidilmesi gerektiği yönünde kendi inceleme alanları dışında kalan ve dosya içeriğiyle uyumlu görülmeyip hakimliğimizce takdir edilmesi gereken sair tespitler ise kabul edilmemiştir.
Gizli ayıp nedeniyle alım – satım akdinin tarafları olan davacı ve davalının aldıklarını iade ile yükümlü olduğunun kabulü gerekir. Bu aşamada tarafların birbirlerinden kar kaybı veya gelir kazancı talep edemeyeceklerinden ve davacı TBK 227/4 maddesi uyarınca seçimlik hakkını satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesi yönünde kullandığından dosya içeriğine göre istem haklı görülerek davanın kabulüyle neticeden aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
(IV) HÜKÜM SONUCU:
(1)Davanın KABULÜ ile;
Davacı seçimlik hakkını aracın misliyle değiştirilmesi yönünde kullanmakla;
… mode…, … tipi motor no: … şase no: … özellikli aracın davalılara iadesiyle aynı özellikteki kullanılmamış yeni aracın davalılar tarafından davacıya verilmek suretiyle misliyle değiştirilmesine,
(2)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 12.286,91 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.071,73 TL harçtan mahsubu ile bakiye 9.215,18 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
(3)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri üzerinden AAÜT uyarınca yapılan hesaplama neticesinde 16.742,20 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
(4)Davacı tarafından yapılan; 3.071,73 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı, 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 218,00 TL posta, tebligat ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 5.125,63 TL yargılama masrafınının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine,
(5)Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
(6)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK yönetmeliğinin 47/1 maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır
“5070 Sayılı Kanun hükümlerince elektronik imza ile imzalanmıştır.”