Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/519 E. 2020/583 K. 19.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/519
KARAR NO:2020/583

DAVA:İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:16/08/2019
KARAR TARİHİ:19/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı banka ile davalı … arasında 15/06/2017 tarihinde akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca şahsa ticari kredi kullandırıldığını, diğer davalı …’in ise sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, adı geçen borçluların geri ödemelerini zamanında yapmaması üzerine kredi hesabının kat edildiğini, ödeme yapılmaması üzerine ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, tarafların itirazı üzerine takibin durduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Dava dilekçesi davalılara usulüne uygun olarak tebliğ olunmuş, davalılar tarafından davaya süresi içinde cevap verilmemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava İİK.’nın 67. Maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Anılan maddede “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. “hükümlerine amirdir.
….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip sayılı dosyasının taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu icra takibi olduğu, borçlunun itirazını 7 günlük yasal süre içinde yaptığı, iş bu davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı bankadan davaya konu Genel Kredi Sözleşmesi ve ödeme planı getirtilmiştir.
Dosya bankacılık alanında uzman bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 05/03/2020 tarihli raporda; davacı bankanın takip tarihi itibarı ile toplam 152.835,31 TL alacağı olduğu, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla bu miktar üzerinden davalıların borca ve eklentilerine itirazının iptaline karar verilebileceği, takip tarihinden itibaren taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi hükümlerine uygun olarak ve serbestçe belirlendiği şekilde asıl alacak 130.359,75 TL’ye yıllık %50,16 oranında temerrüt faizi işletilebileceği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ olunmuş, taraf vekilleri tarafından rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri dosyaya ibraz edilmiştir.
Davalılar vekili 19/06/2020 tarihli dilekçesi ile, dosya kapsamında davalılara yapılan tebligatlar usulsüz olduğundan işbu tebligatların hükümsülüğüne, davaya 15/06/2020 tarihinde muttali olduklarının kabulüne karar verilmesini, davaya konu icra takibine yapılan itirazın icra müdürlüğünün yetkisi ile borcun esasına ilişkin olduğunu, alacaklı vekilinin kabulü ve talebi üzerine yetkisizlik kararı ile … İcra Tevzi Bürosu’na gönderilen dosyanın ….İcra Müdürlüğünün … esas numarasını aldığı, yetkili icra dairesindeki borçlunun kabulü dışındaki hiçbir takip işleminin yetkili icra dairesince geçerli sayılamayacağını, alacaklı vekilinin ….icra Müdürlüğü dosyasından ödeme emirlerinin tebligatlarını yaptırmak zorunda olduğunu, bu nedenle geçersiz hale gelen ….İcra Müdürlüğünde yapılan takibe dayalı olarak koşulları oluşmayan itirazın iptali açılamayacağından davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Öncelikle belirtilmelidir ki itirazın iptali davaları, yapılan takibe itiraz üzerine duran takibin devam etmesini sağlamak amacıyla açılan davalardır.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada belirlenecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığıdır.
Uyuşmazlığın çözümü için icra dairelerinin yetkisine ilişkin açıklama yapılmasında da yarar vardır. Bilindiği üzere icra takiplerinde yetki hususu, 2004 sayılı İİK’nın 50. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) hükümlerine göre yapılmaktadır.
İİK’nın 50. maddesi “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir.
Somut olayda, taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinin “61.Yetki” başlıklı maddesinde aynen “Bu sözleşmenin uygulanmasından ve yorumlanmasından doğan uyuşmazlıklarda, HMK’nın 10.maddesi uyarınca sözleşmenin ifa yeri Bankanın ticari merkezinin bulunduğu … ve/veya banka şubesinin bulunduğu yer mahkeme ve icra müdürlükleri ile sözleşme tahtında kullandırılan kredinin başka bir şubeye nakledilmesi durumunda kredinin nakledildiği şube ve/veya şubenin bağlı bulunduğu bölge adli mercilerinin yetkili kılınmıştır…” şeklinde düzenlendiği anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde, davacının ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 25/04/2019 tarihinde takip başlattığı, davalı vekilinin 29/04/2019 tarihli dilekçesi ile yetkiye, borca ve faize itiraz ettiği, icra müdürlüğünce 02/05/2019 tarihinde takibin durdurulmasına karar verilmesi üzerine 16.08.2019 tarihinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı, alacaklı vekilinin 23/08/2019 tarihli dilekçesi ile borca yapılan itiraz ile ilgili hakkını saklı tutmak kaydı ile borçluların yetki itirazlarını kabul ettiğini bildirerek icra dosyasının 27.08.2019 tarihinde … İcra Müdürlüğüne gönderilerek takibe devam edildiği anlaşılmış olup, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda işbu itirazın iptali davasının açıldığı tarihte ortada geçerli ve yetkili yer icra müdürlüğünde yapılmış bir icra takibi bulunduğu anlaşılmakla davalının bu yönden itirazının reddine karar verilerek yargılamada gecikmeye sebebiyet verilmemesini teminen/usul ekonomisi ilkesi uyarınca davaya devam edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; Bankacı bilirkişi tarafından banka kayıtları yerinde incelenmek ve sunulan evraklar bu surette tevsik edilmek suretiyle hazırlanan raporda; davalı asıl borçlu … ile davacı banka arasında imzalanan 15/06/2017 tarih 500.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesini diğer davalı Raman Taşdelen’in sözleşme limitinde olmak üzere müteselsil kefil olarak imzaladığı, davalı asıl borçlu lehine taksitli ticari kredi kullandırıldığı, ancak kredi hesaplarının taksitlerin süresinde ödenmemesi sebebiyle 10/04/2019 tarihi itibariyle kat edildiği, hesap kat ihtarnamesinin tebliğ şerhi sureti bulunmaması sebebiyle davalılara tebliğ edilip edilmediği bilinmemekle birlikte davalı asıl borçlunun gecikmede olduğu, davalı kefilin ise takip tarihinde temerrüde düşeceği, yapılan mali inceleme ile davalının davacı bankaya olan borcunun hesaplama yöntemince hükme esas alınması gereken bilirkişi raporu dahilinde taleple bağlı kalınarak ve tahsilde tekerrür olmamak üzere davalı Raman Taşdelen’in kefalet hükümlerinin geçerli olduğunun kabulüyle davalı kefilin müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla toplam borçtan sorumlu olduğu anlaşılmış, yine davalılar tarafından davacı banka hesaplarına yansıyan herhangi bir tahsilat bulunmadığı gibi davalılar tarafından borcun ödendiğine dair herhangi bir belge, dekont vs.de sunulmadığı, bu itibarla davacı banka alacağının sabit olduğu anlaşılmakla davacının davasının kabulüne, 130.359,75 TL asıl alacak, 6.532,54 TL takip öncesi işlemiş akdi faiz, 14.663,30 TL işlemiş temerrüt faizi, 123,90 TL ihtiyati haciz masrafı, 606 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 223,20 TL masraf, 326,62 TL vergi olmak üzere toplam 152.835,31 TL üzerinden takibin devamına karar verilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/11340 Esas 2017/6361 Karar sayılı ilamında da ifade edildiği üzere alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan icra inkar tazminat bedelinin de davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesi gerekmiş ve neticeden aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile, (tahsilde tekerrüre yer bırakmamak kaydıyla)
1-….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında (…. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyası) davalı borçlular tarafından yapılan itirazın İPTALİ ile,
2-Taksitli Ticari Kredisi hesabından kaynaklanan alacağın; takip tarihi itibarı ile 130.359,75-TL asıl alacak, 6.532,54-TL takip öncesi işlemiş akdi faizi, 14.663,30-TL işlemiş temerrüt faizi, 123,90-TL iht.haciz masrafı, 606,00-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 223,20-TL masraf, 326,62-TL vergi olmak üzere toplam 152.835,31-TL üzerinden DEVAMINA, Taksitli Ticari Kredisi hesabından kaynaklanan alacağın anapara tutarına takip tarihinden tahsil tarihine kadar 5464 Sayılı Kanun çerçevesinde % 50,16 oranında ve TCMB tarafından belirlenen değişen oranlarda temerrüt faizi ile faizin % 5 BSMV’si olmak üzere uygulanmasına,
3-İİK.67/2 maddesi uyarınca asıl alacak miktarının %20.si oranında hesaplanan 30.567,06-TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 10.440,18 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.845,87 TL + 764,18 TL icra veznesine yatan olmak üzere toplam 2.610,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.830,13 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
6- Davacı tarafından yapılan; 1.896,67 TL harç, 800 TL bilirkişi ücreti, 244,30 TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 2.940,97 TL yargılama masrafının davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 18.469,35 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır