Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/475 E. 2021/986 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/475 Esas
KARAR NO:2021/986

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/02/2018
KARAR TARİHİ:15/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu Yönetim Sözleşmesi gereğince davalı şirket bünyesinde profesyonel yönetim hizmetleri 9 ay boyunca sunduğunu, davacının davalı şirket ile imzalanan 31/03/2017 tarihli sözleşme öncesinde davalı şirketin bordrolu çalışanı olup İş Kanuna göre taraflar arasında yazılı olmayan sözleşme ilişkisi feshedilerek taraflar arasındaki ticari ilişki Borçlar Kanununda tanımlı bulunan hizmet sözleşmesine dönüştürüldüğü ve bu şekilde devam ettiğini, taraflar arasında yapılan Yönetim Sözleşmesi 2/5 madesinde davacıya ödenecek ücretin ve ödeme şekli düzenlendiğini, davacının bu hüküm gereğince sözleşme ilişkisinin feshedildiği günü kadar yüzde yüz hissedarı ve mesul müdürü olduğu … A.Ş.isimli şirkette davalıya hizmet faturaları kesildiğini, bu faturaların tamamının gerek davalı şirketin gerekse de müvekkiline ait şirketin ticari kayıtlarına işlenerek vergi dairesinde her türlü vergilendirilmesinin yapıldığını, davalı şirket ile davacıya ait şirketin ticari kayıtları incelendiğinde bu hususun teyit edileceğini, davalı şirketin davacı ile olan yönetim sözleşmesini 13/12/2017 tarihinde e posta adresinden davacının kullanımında olan e-posta adresine fesih bildirimi ile feshedildiğini, yapılan bu fesih bildirimine karşılık davacının sahibi olduğu … … İnşaat A.Ş. ile davacı şahsın namına … 57. Noterliği 22/12/2017 tarihli … yevmiye sayılı ihtarname ile davacının tahakkuk etmiş oludğu ve sözleşmeden kaynaklı tahakkuk edecek tüm hak ve alacaklarını ödenmesi konusunda temerrüt ihtarı gönderildiği, bu ihtara karşılık davalı tarafın … 22. Noterliği aracılığıyla davacının alacaklarını kabul etmediklerini, Yönetim Sözleşmesine aykırı davrandığı gerekçesi ile davacıya herhangi bir ödeme yapılmayacağını cevaben ihtar ettikleri, davalı tarafın davacının taraflar arasındaki 2/10 madde gereğince erken fesih nedeniyle hak ettiği bakiye 36 aylık alacak hakkını inkar ettiği gibi aktif çalışma süresi içesinde ve taraf şirket yetkilileri ile hesap mutabakıtına varılan ve davacının sahibi olduğu şirket adına faturalandırılan alacaklarının 122.440,00 TL’lik kısmını da kabul etmeyerek inkar ve itirazlarını sunduğunu, davalı tarafın davacının alacaklarına dair bu yöndeki itirazları üzerine taraflarca hesapta mutabakata varılan 122.400,00 TL alacak yönünden davacıya ait şirket nam ve hesabına …. İcra Müdürlüğüne … Esas sayılı takip dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, davalı tarafın bu takibe haksız şekilde itirazı sonucunda itirazın iptali ve takibin devamı için …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile dava açıldığı ve davanın halen derdest olduğunu, davalı taraf ile davacı arasında imzalanan 31/03/2017 tarihli Yönetim Sözleşmesinin ücret kısmını düzenleyen 2/5 maddesine istinaden davacının ücret miktarının ve ne şekilde ödeneceğinin sözleşmenin feshi halinde davacıya ödenecek tazminatın tartışmaya yer vermeyecek şekilde kayıt altına alınmasına rağmen davalı taraf gönderilen ihtara vermiş olduğu cevapta davacının alacağını kesin bir dille inkar ederek mevcut davaların açılmasını sebebiyet verdiğini, mevcut davada taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin feshedilmesi nedeniyle davacının hak ve alacaklarının hüküm ve kayıt altına alınması için işbu davayı sözleşmenin tarafı olarak görünen … adına açma zaruretinin doğdunu belirterek taraflar arasındaki erken fesih nedeni ile faturaya bağlanmamış olan davacının sözleşmeden kaynaklı alacaklarının tespit edilerek hüküm altına alınması için işbu belirsiz alacak davasını açtıklarını ve davanın kabulünü talep etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili vermiş olduğu 24/12/2021 tarihli dilekçesi ile davalarını 725.000,00TL olarak ıslah etmiş olup, işbu tutarın davalıdan en yüksek banka mevduat faiziyle tahsilini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davalının TTK’da tanımlanan sözleşme uyarınca tüzel kişi olduğunu, davanın dayanağını oluşturan yönetim sözleşmesinin de davalı ile alakalı bulunduğundan davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmasının hukuka aykırı olduğunu, TTK’nın 3. Maddesi hükmüne göre bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiilerin ticari iş kapmasında olduğundan iş alanı itirazlarının kabulü ile dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesini, davacı tarafın bu davaya açmadan önce aynı sözleşmeyi dayanak almak suretiyle …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası kayıtlı itirazın iptali davası açıldığını, bu davaya karşı taraflarınca karşı dava açıldığını, davacının davanın dayanağını oluşturan sözleşmeden dolayı edimlerini ifa etmediği belirtilerek daha önce yapılan ödemelerin geri alınması talebinde bulunulduğunu, her ne kadar anılan dava dosyasında davacı … … ve Tic A.Ş. … olarak görünmekte ise de şirket ünvanı taraflar arasındaki sözleşmenin 2.6 maddesi hükmüne dayalı olarak kurulmuş olan şirket adına fatura tanzim edildiğinden bu şekilde davacı adının farklılık arz ettiği dikkate alınması gerektiğini, netice itibariyle her iki davanın dayanağının taraflar arasındaki 31/03/2017 tarihli yönetim sözleşmesi olduğundan hukuki ve fiili irtibat sebebiyle davaların birleştirilmesi gerektiğini, zira her iki davanın akıbeti birbirini etkileyecek mahiyette olduğunu, davanın dayanağını oluşturan sözleşmenin 2. Maddesinde davacı …’un … isimli ticari gayrimenkulün kiralama, kiracı ilişkileri ve belediye parselerde yer olan Nar’a ait gayrımenkullerin satış ilişkilerinin ve finansal ilişkilerin yönetilmesini üstlendiğini, aynı maddede aylık bazda yapılan işlere dair her ay için bir sonraki ayın ilk haftasında rapor verilmesi görevinin de Erolsun’a ait olmakla birlikte bu maddede yazılı olan ödevlerini hiçbir şekilde ifa edilmediğinin açık olduğunu, davacının dava dilekçesinde sözleşmenin erken feshedildiği bildirilmiş ise de davalı şirketin hizmet almamış olması nedeniyle davacıya yapılan ödemeleri kestiğini ve sözleşmeden doğan ödevlerini ifa etmeyen davacıdan önceki dayanaksız ödemelerini iadesini istediğini, burada temerrüde düşenin davacı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesine talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
İstanbul 10.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/63 esas 2019/149 karar sayılı 16/04/2019 tarihli görevsizlik kararı verilmiş, kararın istinafı üzerine İstanbul BAM 19.Hukuk Dairesinin 2019/1668 esas 2019/1522 karar sayılı 28/06/2019 tarihli ilamı ile görevsizlik kararının hukuka uygun olduğu anlaşıldığından istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş, dosya mahkememizin 2019/475 esas sırasına kaydedilmiş ve taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının UYAP sureti, yönetim sözleşmesi, cari mutabakat, ihtarnameler, Ba-Bs formları, vergi dairesi kayıtları, bilanço, beyanname, ticari defter ve kayıtlar celp olunmuştur.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı … … ve Tic AŞ tarafnıdan davalı … AŞ aleyhine davalının ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali talebine ilişkin olduğu görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak dosya rapor tanzimi için bilirkişiye gönderilmiş, bilirkişi SMMM … tarafından tanzim olunan 19/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda; davacının icra takibine ve dayaya konu etmiş olduğu faturaların ticari defterlerinde, tek düzen hesap planına ve muhasebe sistemi uygulama tebliğlerine uygun olarak kısa vadeli alacak olarak kayıtlı olduğu, davalı nezdindeki davacının cari hesap hareketlerine göre ise davalının davacıyı Diğer Ticari Borçlar hesabında takip ettiği ve 122.400,00TL borçlu olduğunun görüldüğünü, davalının 8 günlük yasal süresi içerisinde faturaya itiraz ve iade etmediğini, davalı tarafın 2017 yılı hesap dönemine ilişkin tutulması zorunlu ticari defterlerinin, kanuna uygun eksiksiz olarak tutulduğunu, açılış ve kapanış onaylarının yetkili makamlarca zamanında yapıldığını, davacı vekilinin defter ve belge ibrazının söz konusu olmadığını, sözleşme feshinden kaynaklı bir alacağın ve davalı tarafın gelirinde prim şeklinde bir dava olduğunu ifade ettiğini, dolayısıyla davacının yerinde incelemelik bir durumunun söz konusu olmadığını, davalı şirketin sahibi lehine delil niteliğinde bulunun 2016 yılı ticari defterlerine göre, davalı şirketin takip tarihi itibariyle davacı şirkete 123.900TL borçlu olduğu, davacı tarafın dava dilekçesinde erken fesih için 9.000,00TL talep ettiği, davacının, tek taraflı fesih bildiriminin mahkemece kabul edilmesi halinde fesih bildirim tarihi olan 13/12/2017 tarihi itibariyle 36 ay – 7 ay= 29 ay üzerinden 29 x 25.000TL = 725.000TL almayı hak ettiğini, davacı tarafından hak edilen prim alacağının verilip verilmeyeceği hususunun mahkemenin takdirinde olduğunu belirtmiştir.
Bilirkişi raoporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyanlar ve itirazlar dosyaya ibraz edilmiş, itirazlar üzerinde tanzim olunan ek raporda ise; davacının fesih bildirimi ve cezai şart sebebiyle 13/12/2017 itibariyle 36 ay – 7 ay = 29 ay üzerinden 725.000TL alacaklı olduğunu, davalı tarafın mali tablolarından tespit edildiği üzere davalı şirketin öz kaynaklarının artıda olup, herhangi bir borca batıklığın söz konusu olmadığını, davacı ile davalı arasında akdedilmiş olan sözleşmede yer alan cezai şartın, bahsi geçen yıllardaki öz kaynakların 0,007’sine tekabül ettiğini, aktif büyüklüğünde ise 0,002 gibi bir orana tekabül ettiğini, taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmedeki cezai şart isteminin, davalı tarafın mali tablolarındaki tutarlar ve büyüklüklere oranlandığında, şirketin ekonomik olarak mahvına sebep olmasının mümkün olamayacağını belirtmiştir. Bilirkişi ek raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Dava; hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası niteliğindedir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, davalının savunmaları, tanzim olunan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı şirket arasında 31/03/2017 tarihinde yönetim sözleşmesi imzalanarak, davalı şirket bünyesinde profesyonel yönetim hizmetlerinin sunulması hususunda anlaşıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalı tarafın sözleşmeyi feshi nedeniyle davacının sözleşmeden doğan prim alacaklarının ve erken fesih nedeniyle ödenmesi gereken ücret alacaklarının davalıdan tahsili noktasında toplandığı tespit edilmiştir. Taraflar arasında davacının davalı şirkete profesyonel yönetim hizmeti verdiği ve bu konuda sözleşme yaptıkları konusunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davacının bu sözleşmenin feshedilmesi sebebiyle davacının davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, faturaya bağlanmamış ve davacının sözleşmeden kaynaklı alacağının bulunup bulunmadığı hususudur.
31/03/2017 tarihli yönetim sözleşmesinin incelenmesinde, Sözleşmenin 2.5.maddesinde; davalının, davacı tarafından sözleşme öncesinde sağlanan/verilen hizmetler ve her türlü işçilik alacakları da içerisinde olmak üzere ve ayrıca işbu sözleşme süresince verilecek olan hizmetlerin de karşılığı olmak üzere oluşan/oluşacak olan davacının alacağının karşılığı olmak üzere, 01/04/2017’den başlamak üzere aylık yönetim ücreti tanımlaması ile davacıya 25.000,00TL + KDV tutarında ödeme yapmayı kabul ve taahhüt ettiği, davacının ödenecek bu bedel için her ayın sonunda fatura düzenleyeceği, Sözleşmenin 2.6.maddesinde; davacının davalıya vereceği yönetim hizmetlerini dilerse kendisi tarafından kurulacak şirket üzerinden ve/veya ortağı olduğu bir şirket üzerinden faturalayabileceği, Sözleşmenin 2.10.maddesinde ise; sözleşmenin taraflarca 36 ay boyunca tek taraflı olarak fesih edilemeyeceği, buna rağmen işbu sözleşmenin davalı tarafından 36 aylık sürenin öncesinde fesih edilirse 2.5.maddede belirtilen ödeme hükümleri dikkate alınarak, davalının, fesih tarihinden 36 ay sonuna kadar kalan süreye dair davacının hak edeceği aylık yönetim bedeli tutarlarının toplamını tazminat olarak davacıya ödeyeceği düzenlenmiştir.
Davacının kurmuş olduğu … … İnş AŞ tarafından davalıya 22/12/2017 tarihinde ihtarname gönderilerek davacının alacağının ödenmesinin istendiği, davalı tarafın 02/01/2018 tarihinde davacının sahibi olduğu … … İnşaat AŞ’ye gönderdiği ihtarnamede ise davalının borçlu bulunmadığını ve sözleşmenin feshi nedeniyle davacının kullanımında bulunan aracın iadesinin istendiği, davacı tarafından davalıya hizmet karşılığı düzenlenen faturaların davalı tarafından itiraza uğramadığı, taraflar arasındaki yönetim sözleşmesinin 31/03/2017 tarihinde imzalanarak 36 ay boyunca fesih edilemez nitelikte olduğunun düzenlendiği ancak davalı tarafından sözleşmenin 36 aylık süre dolmadan feshedildiği, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tanzim olunan ve mahkememizce de kabul gören bilirkişi raporuna göre, davacının 13/12/2017 tarihi itibariyle 36 ay – 8 ay= 28 ay üzerinden 28 ay x 25.000TL = 700,000TL alacaklı olduğu (her ne kadar raporda bakiye süre 29 ay alınmış ise de sözleşme süresinin toplam 36 ay süreli olduğunu, bu süreden 8 aylık kısmının sözleşme feshettirilmeden geçtiği ve sözleşme feshedilmeden geçen sürede ki davacı tarafın hizmet bedellerinin bir kısmının davalı tarafından ödendiği, bir kısmının ise …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından davacının sahibi olduğu … … ve Ticaret A.Ş tarafından davalı …Ş aleyhine düzenlenen faturalara istinaden …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında yapılan takibe ilişkin açılmış bulunan itirazın iptali davasında dava konusuyla ilgili ve bu mahkemece bu kalan aylara ilişkin hüküm tesis edildiği dolayısıyla mahkememizdeki davanın fesihden sonraki 28 aylık dönem için ön görülen cezai şart alacağına yönelik olduğu, davacı ve davalının tacir oldukları, her iki tarafı tacir olan bu sözleşmede ön görülen cezai şart tutarının davalıyı bağladığı, öngörülen bu cezai şartın davalı şirketin ekonomik olarak muafına da sebep olmasının mümkün olmadığı, ancak davacı tarafca herhangi bir emek sarf edilmeden cezai şartın tamamına hükmedilmesinin de hakkaniyete aykırı olduğu, bu bağlamda sözleşmeye göre davacı ödemekle yükümlü olduğu 700.000,00 TL’lik cezai şart tutarından takdiren 200.000,00 TL’lik indirim yapılması gerektiği anlaşıldığından bu kısım için davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, her ne kadar davacı tarafca prim alacağı için dava açılmış ise de davacının sözleşme gereği, gerek sözleşmenin ayakta kaldığı süre içerisinde prim alacağını hakettiğini ispatlayamamış olması, gerekse sözleşmenin feshinden sonra prim alacağını hakedeceğine yönelik dosyaya bir delil sunulmaması sebebiyle prim alacağı istemiyle açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş, yine cezai şart alacağına dair açılan dava da hakkaniyet indirimi gereği davacı alacağından takdiri indirim yapıldığından, takdiri indirim yapılan 200.000,00 TL için davalı vekili lehine nispi vekalet ücreti yerine maktu vekalet ücreti takdir edilmiş ve aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davacının davasının KISMEN KABUL – KISMEN KABULÜ ile, 500.000,00TL’nin dava tarihi olan 07/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Prim alacağı ve kalan kısımlar yönünden davanın REDDİNE,
3-)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 34.155,00TL nispi karar harcından peşin alınan (170,78TL dava açılırken + 12.210,40TL tamamlama ile) 12.381,18TLden mahsubu ile bakiye 21.773,82TLnin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 42.050,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 5.100,00TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak vekil ile temsil edilen davalıya verilmesine,
6-) Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti, tebligat tezkere giderleri olmak üzere toplam 1.905,60TL yargılama giderinin kabul ve red oranına (%68) göre hesaplanan 1.295,80TLsının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Ayrıca davacı tarafından bu dava nedeniyle yatırılan 12.381,18TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-)Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/12/2021

Başkan …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Üye …
E-İMZALI
Katip …
E-İMZALI