Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/448 E. 2021/136 K. 19.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/448 Esas
KARAR NO:2021/136

DAVA:İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/04/2016
KARAR TARİHİ:18/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçluya karşı …. İcra Müd. … E. Sayılı dosyasında başlatılan ilamsız icra takibine borçlunun yetki itirazında bulunduğunu ancak … … ilçesine … tüm mahallerinin … … Adliyesi yetki çevresinde olması nedeniyle davalının yetki itirazının reddini, davalı …. tarafından keşide edilen müvekkili bankanın … Şubesi … seri nolu 13/03/2010 keşide tarihli 40.000-TL bedelli çekin bankaya 15.03.2010 tarihinde ibraz edilmesi sonrası … ATM. … E. Sayılı dosyasından tedbir kararına istinaden çeki ibraz eden dava dışı … Ltd. Şti.’ne ödeme yapıldığını, ihtiyati tedbir kararı gereğince ödeme yapılamayan çek hamilinin banka aleyhine …. İcra Müd. … E. sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını ancak takibe itiraz üzerine … ATM. … E. sayılı dosyasından itirazın iptali davasının açıldığını, yapılan yargılama sonucunda takipten itibaren 40.000-TL bedelli çekin yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, …-. ATM. Tarafından verilen karara müteakip çekin asıl borçlusu olan davalıya …. Noterliğinin 15/05/2013 tarihli … yevmiyeli ihtarnamesinin keşide edilerek bankaca yapılacak ödemelerden davalı/borçlu şirketin sorumlu olacağının ihtarı yapıldığını ancak ihtara her hangi bir cevap verilmediğini, müvekkili banka tarafından yapılan toplamda 70.784.63-TL masraf ve giderlerin davalı/borçludan talep edildiğini ve davalının banka nezdindeki hesabında bulunan 22.610.54-TL mahsup edildikten sonra 14/04/2015 tarihti bakiye zararın 39.525.18-TL yönünden icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin çek bedelini ödememesi nedeniyle banka aleyhine girişilen icra takibi ve davalar neticesinde oluşan bakiye 39.390.77-TL’nin tahsilini teminen başlatılan …. İcra Müd. … E. sayılı icra takibine asıl alacak ve ferilerine vc yetkiye yapılan itirazın iptalini, takibin devamını ve asıl alacağın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhine başlatılan icra takibine görev ve yetki itirazlarının tekrarıyla davanın … Adliyesinde görülmesi gerektiğinden huzurdaki davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafın asıl alacağın sebepsiz zenginleşmeden mi yoksa istirdat talebinden mi kaynaklandığının dile getirilmediğini ve uyuşmazlık konusunun açıklanmadığını, davacının başlattığı icra takibine konu alacakların takip tarihi de dikkate alınarak zamanaşımına uğradığını, istirdat taleplerinin 1 yılla ve sebepsiz zenginleşmeden doğan alacakların 2 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, her ne kadar dava dilekçesindeki anlatım ile davacı bankanın mağdur olduğu dile getirilse de gerçek mağduriyetin müvekkili şirket adına ortaya çıktığını, davacının bahsettiği tedbir kararlarına istinaden yargılama … ATM. … E. Sayılı dosyasıyla görüldüğünü ve müvekkili şirkete ait olan ve işbu davanın da kısmen konusunu oluşturan 5 adet çekle ilgili iptal kararının çıktığını ve kararın kesinleştiğini, davacının müvekkili adına ödeme yaptığı ileri sürülen …. İcra Müd. … E. Sayılı takip dosyasıyla müvekkili şirketin bir ilgisinin bulunmadığı, müvekkile ait çekin takibe dayanak yapılmadığını ve takibin bir kambiyo takibi olmadığını, dolayısıyla müvekkili şirketin taraf olmaması nedeniyle herhangi bir şekilde itiraz ve defi hakkının bulunmadığını, takipten dolayı müvekkili şirketin sorumlu olduğu iddiasının hukuki dayanaktan yoksun ve yersiz olduğu, yargılamalar yapılırken müvekkiline davanın ihbarının yapılmadığını, müvekkil şirketin hesabından 22.610.54-TL’nin müvekkilden habersiz banka tarafından el konularak alındığı, haksız ve yetkisiz mahkemede açılan davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER :
(1)Taraflara usulüne uygun olarak tebligatlar yapılmış olup; …. İcra Müd. … E. sayılı dosyası, …. İcra Müd. … Esas sayılı dosyası (uyap üzerinden) Mahkememiz dosyası arasına alınmıştır.
(2)Tarafların iddia ve savunmaları, dosyada toplanan deliller nazara alınarak, bankacı bilirkişi …’a tevdii edilen dosyada tanzim olunan 04/05/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı bankanın takip tarihi (01/03/2016) itibariyle …. İcra Müd. … E sayılı dosyasından tahsilde tekerrür olmamak üzere davalı borçludan yapılan kısmi tahsilat da dikkate alınmak suretiyle talep edebileceği asıl ve işlemiş faizi ile birlikte 21.619.46-TL asıl alacak (kısmi tahsilat sonrasında 40.000-TL bedelli çekten bakiye kalan) 1.745.77-TL işlemiş faiz (kısmi tahsilat / takip arası) 23.365,23-TL toplam alacak talebinin yerinde olduğunu, takip tarihinden itibaren 21.619,46-TL asıl alacak için talebe uygun olarak yasal faiz (%9) işletilebileceğini, diğer tespit ve hesaplanandan fazladan taleplerin yerinde olmadığını davacı banka tarafından …A.Ş. tarafından 13/03/2010 keşide tarihli … seri no’lu 40.000,00-TL tutarlı çek ile ilgili olarak çek bedeli dışında (…. İcra Müd … E. Ve … İcra Müd. … E. Sayılı dosyaları) yapmak zorunda kaldığı dava takip masrafları vekalet ücreti faiz gibi harcamaları talep etmesinin yerinde olmadığı, Mahkemenin davacı bankanın ilgili takip dosyalarından ödemek zorunda kaldığı vekalet ücreti, işlemiş faiz, dava ve takip masraflarının talep edilebileceği yönünde kanaate varılması halinde ise davacı tarafından takipte talep edilen asıl alacak ve işlemiş faiz olarak toplamda 42.945.65-TL alacak talep edebileceği yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; banka tarafından davalı aleyhine başlatılan ilamsız takibe vaki itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizin … Esas, … Karar sayılı, 20/06/2018 tarihli kararı ile davada mahkememizin yetkisizliği nedeniyle dava şartı gerçekleşmediğinden davanın usulden reddine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesinin 2018/1694 Esas, 2019/913 Karar sayılı ilamı ile; “Davalı takibe yapmış olduğu itirazında icra dairesinin yetkisine itiraz ederek, müvekkilinin adresi itibariyle … İcra Dairelerinin yetkili olduğunu bildirmiştir. Yine, davalı taraf davaya cevap dilekçesinde de icra dairesi yetkisine ileri sürdüğü itirazı açıklamış; ancak mahkemenin yetkisine açıkça ve yetkili mahkemeyi göstererek itiraz yöneltmemiştir. Mahkemece öncelikle İcra Dairesinin yetkisi incelenerek, icra dairesinin yetkili olması itirazın iptali davaları için dava şartı olduğundan bu hususta karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkemenin yetkisi değerlendirilerek karar verilmesi doğru olmamıştır. Ayrıca, ilk derece mahkemesince duruşma açılmış ve yargılama duruşmalı olarak yürütüldüğü halde ve son celsede duruşmanın 20.12.2018 gününe ertelenmiş olmasına rağmen duruşma günü beklenilmeksizin ve ara karar başlığı ile 08.06.2018 tarihli olup dosya üzerinden verilen kararla mahkemenin yetkisiz olduğu gerekçesiyle davadan el çektiği anlaşılmaktadır. Ön inceleme aşamasında ilk itirazlar ve dava şartları hakkında dosya üzerinden karar verilmesi mümkün ise de; duruşma açıldıktan sonra artık dosya üzerinden karar verilmesi mümkün olmayıp, bu şekilde karar verilmesi HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkını da ihlal eder niteliktedir. Bu nedenle taraf vekillerin diğer istinaf nedenleri incelenmeksizin İlk derece mahkemesinin istinafa konu kararının HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca kaldırılarak, öncelikle davalının icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazın deliller ışığında değerlendirilerek oluşan sonuca göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” denilerek Mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizde görülen itirazın iptali davasına konu icra takibi …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı ilamsız takip dosyasıdır. Davacı banka tarafından davalılar aleyhine …. İcra Dairesi nezdinde icra takibi yapılması neticesinde davalı öncelikle icra dairesinin yetkisine, yetkili icra dairesini de göstererek usulüne uygun itiraz ettiği anlaşılmıştır. Genel yetki kuralına göre yetkili mahkeme ve icra daireleri davalının ya da borçlunun yerleşim yeri mahkemesidir. Para borçlarında ise, para borçlarının götürülecek borçlardan olması sebebiyle alacaklının yerleşim yeri mahkemesi ile icra daireleri de yetkilidir. Böyle bir durumda alacaklı dilerse kendi yerleşim yeri icra dairesinde ya da dilerse borçlunun yerleşim yeri icra dairesinde de borçlu aleyhine takip talebinde bulunabilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.10.2004 tarih 2004/19-410-471 sayılı Kararında belirtildiği üzere; itirazın iptali davasının görülebilmesi için, öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Bir icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise, bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece, açıklanan nitelikte bir icra takibinin varlığından söz edilemez. Bu nedenle, itirazın iptali davasını gören mahkeme, öncelikle bu yönü inceleyip karara bağlamalıdır. Esasen, itirazın iptali davasına bakma yetkisi takibin yapıldığı yer mahkemesine ait olduğundan, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik  itirazı  incelemesi  zorunludur.  İtirazın iptali davasını gören mahkeme, kendi yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, öncelikle icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazı incelemek ve sonuçlandırmak zorundadır. İstanbul BAM 14. HD.’nin kaldırma kararında da değinildiği gibi somut olayda davalı mahkememizin yetkisine açıkça itiraz etmemiş, icra dairesinin yetkisine itirazda bulunmuş olup, bu itiraz itirazın iptali davalarında dava şartı olarak incelenmesi gerekmektedir.
Olayımızda davacının adresinin Ataşehir/İstanbul, borçlunun yerleşim yerinin ise …/… olduğu, davacının ilamsız icra takibini …. (…) …. İcra dairesi nezdinde yaptığı bu haliyle yetkili icra dairesinde takip talebinde bulunmadığı, tarafların yerleşim yerlerine göre alacaklının bulunduğu … İcra Dairelerinin ve davalının bulunduğu … İcra Dairelerinin yetkili olduğu anlaşılmıştır. Ancak alacaklı her iki icra dairesinde de takip yapmamış olup, yetkiye ilişkin seçimlik hak davalıya geçmiş, davalı itirazlarında … icra dairelerinin yetkili olduğunu belirtmiştir. Dosya kapsamında ne davacının ne de davalının yerleşim yerinin … … adliyesinin bulunduğu yargı çevresi değildir. Bu sebeple İstanbul İcra Daireleri yetkili olmadığından davalı aleyhine usulüne uygun bir icra takibinin mevcudiyetinden söz edilemez. Somut olayda yetkisiz icra dairesinde yapılan takip bakımından takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunmadığı anlaşıldığı, itirazın iptali davalarında mahkemece yetkili icra dairesince takip yapılması dava şartı olarak nitelendirildiği, davalı hakkında usulüne uygun icra takibi bulunmadığı anlaşıldığından; davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7/2 maddesine göre “Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur.” Mahkememizce dava şartı yokluğu nedeniyle usulden red kararı verildiğinden tarifenin 2. kısmının 2. bölümünde yazılı ücretleri geçmemek üzere 3. kısma göre davalı yararına vekalet ücretine hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davalı hakkında usulüne uygun icra takibi bulunmadığı anlaşıldığından davanın USULDEN REDDİNE,
(2)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesi gereği alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 518,68 TL’den mahsubu ile bakiye 459,38 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
(3)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 7/2. Maddesi gereği 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
(4)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
(5)Davalı tarafından yapılan posta, tebligat ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 80,10-TL yargılama masrafının davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine,
(6)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, 5235 sayılı Kanun’un 33-(1), 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341-(1) ve devamı maddeleri uyarınca, gerekçeli kararın usulen taraflardan her birine tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre dahilinde, Mahkememize dilekçe ile başvurmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/02/2021

Katip …
✍e-imzalıdır.

Hakim …
✍e-imzalıdır.