Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/447 E. 2020/381 K. 06.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2019/447
KARAR NO: 2020/381

DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/07/2019
KARAR TARİHİ: 06/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında reklam hizmeti alım satımına ilişkin ticari iş ilişkisi kurulduğunu, bu iş ilişkisi gereğince sunulan hizmet karşılığında kesilen faturalara dair ödemelerin tahsil edilemediğini ve davalı şirket adına …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe konu borca, faizleri ile borcun tüm ferilerine itirazı üzerine takibin durduğunu, davacı şirket tarafından düzenlenen irsaliyeli faturaları davalı şirketin kabul ettiğini ve itirazda bulunulmadığını, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, takip bedelinin %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Dava dilekçesi davalı şirkete usulüne uygun olarak tebliğ olunmuş, davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; İİK 67. maddesine dayanan itirazın iptali davasıdır.
… Vergi Dairesi’nden davalı şirketin 01/01/2017-01/10/2018 dönemlerine ait KDV beyannameleri ile BA formları getirtilmiştir.
Dosya mali müşavir bilirkişiye tevdi olunmuş, düzenlenen 20/03/2020 havale tarihli raporda; davacı şirketin 2017-2018 yıllarına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davacı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz 2017-2018 yılına ait ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde sonucunda davalı şirketten 38.164,61 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, dosya kapsamında yerinde inceleme talebinde bulunmadığı, taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin mevcut olmadığı, takibe konu alacağa ilişkin sunulan faturaların eklerinde bulunan mail yazışmalarından taraflar arasında hizmete ilişkin ordino düzenlendiğinin tespit edildiği, düzenlenen ordinolara konu reklam hizmetinin davalıya verilip verilmediği hususu uzmanlık alanı dışında olduğundan tespit yapılamadığı, davacı tarafından davalı şirkete düzenlenen 2018/02-03-04-05-08-09 aylarına ait faturaların KDV hariç toplam bedelinin 5.000,00 TL’nin altında olduğu, BA-BS beyan sınırını taşımadığından davalı şirket tarafından beyan edilmediği, davalı şirketin 2017 yılına ait BA formunda “… A.Ş.”den 7 adet fatura karşılığı KDV hariç 16.145,00 TL tutarında alım yaptığına dair beyanda bulunduğu, hizmetin verildiği hususunu mahkemenin kabulü halinde ve izah edilen nedenlerle davacının davalıdan 38.164,61 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili 03/07/2020 tarihli dilekçesi ile; dava dilekçesinde talep ettikleri 44.513,51 TL alacaklarının kısmi feragat yolu ile 6.348,9 TL düşülerek toplamda 38.164,61 TL’nin hükmen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacının iddiaları, toplanan deliller, icra dosyası ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Taraflar tacir olup davacı tarafından delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 maddeleri uyarınca ticari defter ve belgeler nezdinde mali yönden bilirkişi incelemesi yapılması yoluna gidilmiştir.
Yapılan bilirkişi incelemesi ile davacının usulüne uygun olarak tutulan delil vasfına haiz ticari kayıtlarına göre davalıdan takip miktarınca alacaklı olduğu, davalının yapılan ihtarata rağmen, ticari defterlerini dosyaya sunmadığı, incelemeye katılmadığı, davalı tarafça faturalara süresinde içinde itiraz edilmediği, her ne kadar davalı vekili tarafından icra takip dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde borcun ödendiği iddia edilmiş ise de, borcun ödendiğine dair dosyaya yazılı bir delil sunulmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin kısmi feragat dilekçesi doğrultusunda davacının sübut bulan davasının kabulüne karar vermek gerekmiş, cari hesap – fatura alacağı kapsamında kabul edilen miktar likit ve belirlenebilir olduğundan (emsal için bknz. Yargıtay 19. H.D. 2016/5503 E. 2017/3917 K. Sayılı ilamı) kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatiyle neticeden aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile,
1-)…İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın İPTALİ ile, takibin 38.164,61-TL asıl alacak üzerinden takip talebindeki kayıtlarla DEVAMINA,
2-)İİK.67/2 maddesi uyarınca asıl alacak miktarının %20.si oranında hesaplanan 7.632,92-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-)Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 2.607,02 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 760,18 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.846,84 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-) Davacı tarafından yapılan; 810,98 TL harç, 800 TL bilirkişi ücreti, 112,40 TL tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 1.723,38 TL yargılama masrafının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-)Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden, kabul edilen dava değeri itibariyle AAÜT uyarınca 5.724,69 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-)6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
7-)Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.06/07/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır