Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/431 E. 2021/85 K. 03.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/431 Esas
KARAR NO:2021/85

DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 05/10/2011
KARŞI DAVA TARİHİ:23/01/2012

BİRLEŞEN DAVA (….Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyası)

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:05/10/2011

BİRLEŞEN DAVA (….Asliye Ticaret Mahkemesi … E sayılı dosyası)

DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:05/10/2011
KARAR TARİHİ:03/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin alacağını tahsil etmek amacıyla, davalı borçlu aleyhine ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, ancak davalı borçlu şirketin fatura koınusu malların ayıplı olduğunu, davacı şirkete borçlarının bulunmadığını ileri sürerek icra takibine itiraz ettiğini, davalı tarafın yetki itirazlarının reddi gerektiğini, davacının faturada belirtmiş olduğu … mallarının dikimini yaparak eksiksiz ve sağlam bir şekilde davalı şirkete teslim ettiğini ve karşılığında 110.701,25 Euro hizmet bedelinin kendisine ödenmediğini, dava konusu … mallarının standartlara uygun olarak dikildiğini ve dikim sonrası tüm kontrollerinin yapıldığını, mallarda herhangi bir ayıba rastlanmadığını, bu nedenle davalının itirazlarının yerinde olmadığını, anılan nedenlerle davalının icra dosyasına yaptığı itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalının %40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmisini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında 27/01/2011 tarihinde sözleşme düzenlendiğini, sözleşme düzenlenirken davacının malların kalitesi hakkında garanti verdiğini, davacının davalı şirket tarafından alınan malların ihracatta kullanılacağını bildiğini ve malların kalitesi hakkında garanti verdiğini, ancak davacı taafından üretilen malların dikişlerinin yanık olduğu, dikiş atmaları olduğu, ürünlerin köprü ölçülerinde farklılıklar ve eşitsizlikler olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle ….Sulh Hukuk mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyası ile ayıp tespitinin yaptırıldığını, aypılı malların ihraç edilememesi nedeniyle davalı şirketin büyük zarara uğradığını, bu nedenle davacı şirketin davalı şirkete zarar nedeniyle borçlu olduğunu, bu nedenle ….Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyasındaki bilirkişi raporu ile tespit edilen ayıplı mallar nedeniyle davalının 191.860,15 TL davacıdan alacaklı olduğunu, anılan nedenlerle davacının davasının reddi ile fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile karşı davalarının kabulü ile davalının 191.860,15 TL’lik zararının dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davacıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin alacağını tahsil etmek amacıyla ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını davalının itiraz dilekçesinde takibin yetkisiz icra dairesinde yapıldığını, fatura konusu malların ayıplı olduğunu, alacaklıya borçlarının olmadığını ileri sürerek yetkiye, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, belirterek haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 19/12/2011 tarihli duruşmada, davayı ve duruşma gününü tesadüfen öğrendiğini, henüz dava dilekçesi, ön inceleme tensip tutanağı ve davacı delil listesinin taraflarına tebliğ edilmediğini, tebliğ edildiği takdirde cevap ve karşı delillerini sunacağını, bu dava ile birlikte davacı tarafça aleyhlerine 3 dava açıldığını, karşı tarafla sulh olup olmayacağına ilişkin tebligat parçalarının dosyaya girişinden sonra beyanda bulunacaklarını, tahkikat aşamasının başlamasını talep ettiği anlaşılmıştır.
Mahkemece hukuki ve fiili irtibat ve tarafların aynı oluşu dikkate alınarak dosyanın mahkememizin … Esas (Eski … Esas) sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin alacağını tahsil etmek amacıyla ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını davalının itiraz dilekçesinde takibin yetkisiz icra dairesinde yapıldığını, fatura konusu malların ayıplı olduğunu, alacaklıya borçlarının olmadığını ileri sürerek yetkiye, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, belirterek haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 19/12/2011 tarihli duruşmada, davayı ve duruşma gününü tesadüfen öğrendiğini, henüz dava dilekçesi, ön inceleme tensip tutanağı ve davacı delil listesinin taraflarına tebliğ edilmediğini, tebliğ edildiği takdirde cevap ve karşı delillerini sunacağını, bu dava ile birlikte davacı tarafça aleyhlerine 3 dava açıldığını, karşı tarafla sulh olup olmayacağına ilişkin tebligat parçalarının dosyaya girişinden sonra beyanda bulunacaklarını, tahkikat aşamasının başlamasını talep ettiği anlaşılmıştır.
Mahkemece hukuki ve fiili irtibat ve tarafların aynı oluşu dikkate alınarak dosyanın mahkememizin … Esas (Eski … Esas) sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen davalar, … dikim işi nedeniyle eser sözleşmesi ilişkisi kapsamında cari ilişkiye dayalı ve faturaya bağlanan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptaline; karşı dava ise ayıplı işler bedeli ile yapılan masrafların tahsili talebine ilişkin olup; Mahkememizin … Esas … esas sayılı 17/10/2018 tarihli kararı ile, asıl ve birleşen (… Esas) davaların kısmen kabulüne, birleşen (… Esas) davanın reddine; karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen karar asıl ve birleşen davalar davalısı karşı dava davacısı vekili tarafından usulünce istinaf edilmiş, İstanbul BAM 15.Hukuk Dairesinin 02/07/2019 tarihli 2019/327 Esas 2019/841 Karar sayılı ilamı ile;
“Mahkemece, asıl ve birleşen davalara konu, takip dayanağı fatura alacaklarının muaccel olduğu belirtilerek asıl ve birleşen (… Esas) sayılı davaların kısmen kabulüne, birleşen (… Esas) sayılı davaya konu takip dayanağı fatura konusu işlerin ayıplı olduğunu belirterek bu davanın reddine, karşı davaya konu fatura konusu işlerden 500 adedi hariç diğerlerinin ayıplı olduğu ve iade edildiği belirtilerek karşı davacının yapmış olduğu ödemenin kısmen iadesine, gümrükten çekme masrafı olarak talep edilen alacak kalemi isbat edilemediğinden reddine dair karşı davaya ilişkin kısmen kabul kararı davalı-karşı davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık asıl ve birleşen davalara konu takip dayanağı fatura konusu alacakların takip tarihi itibariyle muaccel olup olmadığı noktasındadır. Davalı taraf sözleşmedeki ilgili düzenleme gereği kendi müşterisinden ödeme alamadığı için takip edilen alacakların muaccel olmadığını ileri sürmüştür. Taraflar arasında ihtilafsız olan 27.01.2011 tarihli yazılı sözleşmenin satış ve ödeme koşulları başlıklı bölümün 3.bendinde aynen “mal bedelinin ödemesi nihali müşteriden geldiği günkü döviz kurundan yapılacak Merkez Bankası esas alınmaktadır ve imalatçının fatura kestiği tarihteki döviz kuru üstünde değişiklik olduysa kur düzeltme faturası kesilecektir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Belirtilen madde metni içeriği ve düzenlenen sözleşme hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, davalı ödemesinin nihai müşterisinin ödemesinden sonra yapılacağı kararlaştırılmış olduğunun kabulü gerekir. Mahkemenin aksi yöndeki kabulü ve buna ilişkin karar gerekçesi sözleşme ve dosya kapsamına uygun değildir.
O halde; mahkemece, sözleşmenin belirtilen hükmüne göre davalı ödemesinin nihai(asıl) müşterisinin ödemesinden sonra yapılacağının kabulü ile tüm davaların bu kabule göre incelenip değerlendirilerek sonucuna göre yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekir. ” gerekçesiyle mahkememiz kararı kaldırılarak dosya mahkememize gönderilmiş ve mahkememiz esasının 2019/431 esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, tarafların iddia ve savunmaları, İstinaf kararı nazara alınarak dosya bilirkişi SMMM …’ye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından tanzim olunan 07/05/2020 tarihli bilirkişi raporunda; davacı ile davalı arasında 27/01/2011 tarihinde … sözleşmesinin akdedildiğini, akdedilen bu sözleşmede davacı şirketin imalatçı konumunda olduğunu ve her iki tarafın da kaşe ve imzasının bulunduğunun görüldüğünü, davacının 2011 yılına ait ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda davalı şirketten 01/08/2011 tarihi itibari ile 438.245,15TL alacaklı olduğunu, davalı … … Şti’nin ise 01/08/2011 tarihi itibari ile 492.157,75TL borçlu olduğunu, taraflar arasında 01/08/2011 tarihindeki cari uyuşmazlığın dövizli cari hesaptan kaynaklı kur farkından ve davacının sunulan ticari defterlerinde ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına konu… numaralı 55.902,01TL tutarındaki faturasının sehven başka bir cari hesaba kaydetmesinden kaynaklı olduğunu, akdedilen sözleşmenin satış ve ödeme koşulları başlığı altında 3.maddede “Mal bedelinin ödemesi nihai müşteriden geldiği günkü döviz kurundan yapılacak, merkez bankası esas alınacaktır ve imalatçının fatura kestiği tarihteki döviz kuru üstünde değişiklik olduysa kur düzeltmesi faturası kesilecektir.” denildiğini, 4.madde “Yukarıda maddede açıklanan ödeme koşulunun … tarafından yerine getirilmesi ancak aşağıda aşıklanan belgelerin sözleşme tarihinden itibaren 10 gün içinde imalatçı işbu belgeleri tamamlamadan ödeme talebinde bulunamaz. İmalatçının imza sirküleri, imalatçının vergi levhası sureti, imalatçının ticari sicil gazetesi, imalatçının ödeme yapılacak kişinin imza beyannamesi yada belgesi, imalatçının işçilik ödemeleri ve aksesuar vs.ödemeleri ve borçlarını gösteren çizelgeler ve de belgeler” şeklinde tanzim edildiğini, davacı şirketin icra takiplerine konu faturaların; … esas sayılı icra dosyası yönünden 30/07/2011 fatura tarihli … fatura nolu, … irsaliye nolu … cinsinde 264.354,59TL (110.701,25Euro x 2,388 kur) olup, toplam tutarının 285.502,96TL olduğunu, … esas sayılı icra dosyası yönünden 03/08/2011 fatura tarihli … fatura nolu, … irsaliye nolu, … cinsinde 2.359,91TL (1.506,59USD x 1,6917) olup, toplam tutarın 2.548,70TL ve 25/07/2011 fatura tarihli … fatura olu … … Kumaş cinsinde 51.761,12TL(33.536,51USD x 1,6669) olup, toplam tutarın 55.902,01TL olduğunu, … esas sayılı icra dosyası yönünden, 17/03/2011 fatura tarihi, A-… fatura nolu … irsaliye nolu … cinsinde 159.782,30TL ( 72.309,50Euro x 2,2097) olup, toplam tutarın 172.564,88TL olduğunu,
…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 30/07/2011 tarihli … fatura nolu 110.701,25Euro tutarlı fatura ile ilgili olarak, fatura konusu ürünlerin davalı şirket tarafından dava dışı … firmasına ihraç edildiğini, incelemeye sunulan gümrük çıkış beyannamelerine göre gümrük beyanname numarasının … olduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 3.maddesi gereği faura konusu malın sevk edildiği müşteriden gelen ödeme neticesinde imalatçıya (davacıya) ödeme yapılacak şeklinde tanzim edildiğini, dava dışı şirketten davalı şirkete 07/09/2011 tarihinde 109.469,42Euro ödeme geldiğini ve borcun muacceliyet şartlarının oluştuğunu, davalı … …’in gelen bu ödemeden 44.996,31Euro tutarında kısmi ödemeyi davacı şirkete 14/09/2011 tarihinde ödediğini, borcun 07/09/2011 tarihinde muaccel hale geldiğini, davacı tarafın icra takibinden önce davalı şirketin 1 gün öncesinde ödeme aldığını, davacı şirkete aldığı ödemeyi 1 hafta sonra kısmi ödeme olarak yaptığının görüldüğünü, davalı şirketin iddiası alacağın muaccel olmadan takip başlatıldığı yönünde olup, yapılan incelemelerde ise davalı şirkete dava dışı şirketten ödeme gelmesi sonrasında takibin başlatıldığının tespit edildiğini,
…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında muacceliyet konusunda,03/08/2011 fatura tarihli … fatura nolu 1.506,59USD tutarlı fatura ve 25/07/2011 fatura tarihli … fatura nolu 33.536,51USD tutarlı faturalar ile ilgili olarak, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 3.maddesi gereği fatura konusu malın sevk edildiği müşteriden gelen ödeme neticesinde imalatçıya (davacıya) ödeme yapılacak olup, borcun muaccel hale geldiği tarih ödemenin dava dışı şirketten geldiği tarihe ilişkin incelemeye evrak sunulmadığını, davalı şirketin ticari defterlerinden ve sunulan banka dekontu fotokopisinden 25/07/2011 tarihli … nolu fatura ve 03/08/2011 tarihli … nolu fatura ödemesinin 34.854,75USD olarak 14/09/2011 tarihinde davacı şirkete ödendiğinin tespit edildiğini, davalı şirketin fatura konusu ürünlerin kumaş olduğunun 27/01/2011 tarihli sözleşme kapsamı dışında olduğunu ve ödeme vadelerinin 60 gün olduğu yönünde dosya kapsamında beyanlarının olduğunu, bu beyanı destekleyici sözleşmenin mevcut olmadığını ve dosya kapsamında da bu yönde belge sunulmadığını, ilgili faturaların 27/01/2011 tarihli sözleşmenin 3.maddesi gereği muacceliyetine dair inceleme evrak sunulmadığını, bununla beraber davalı şirketin bu 2 faturadan kaynaklı davacı şirkete 188,35Euro borcu olduğunu, davalının davacı şirkete 14/09/2011 tarihinde ödeme yapmak suretiyle muaccel olan borca karşılık davacının icra takibinde bulunduğunu,
…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında muacceliyet konusunda, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 3.maddesi gereği fatura konusu malın sevk edildiği müşteriden gelen ödeme neticesinde imalatçıya (davacıya) ödeme yapılacak olup, borcun muaccel hale gelmesi için fatura ödemesinin dava dışı şirketten davalı şirkete gelmesi gerektiğinin belirtildiğini, 17/03/2011 tarihli A-… fatura nolu 72.309,50Euro tutarlı fatura konusu ürünlerin davalı şirket tarafından dava dışı … firmasına ihraç edildiğini, incelemeye sunulan gümrük çıkış beyannamelerine göre gümrük beyanname numarasının … olduğunu, yapılan bu hizmete ilikin davacıya KDV dahil 1.615,04TL fatura tanzim edildiğini ve faturanın davalı taraftan davacıya tebliğine ilişkin dosya kapsamında belge sunulduğunu ve davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun tespit edildiğini, davalı şirketin ilgili faturaya istinaden 31/03/2011 tarihinde davacı şirkete 46.267,03Euro tutarında kısmi ödeme yaptığının tespit edildiğini, davalı tarafından yapılan bu ödemenin sözleşmenin 3.maddesine uygun olmadığ, ön ödeme şeklinde gerçekleştirildiğinin tespit edildiğini, dava dışı … firmasının fatura konusu ürünlerin bir kısmını davalı şirkete iade ettiğinin tespit edildiğini, davacı şirketin icra takibine konu fatura tarihinin 17.03.2011 olduğunu, ilgili ürünlerin davalı tarafından 17.03.2011 tarihinde ihraç edildiğini, davalı şirketin sözleşme gereği dava dışı … firmasından ödeme almadan önce diğer bir iade ile muacceliyet oluşmadan önce davacı şirkete 46.267,03 Euro ön deme yaptığını, dava dışı şirketten fatura konusu ürünlerin iade edildiğini ve sadece 500 adetlik ürün ödemesinin 29.09.2011 tarihinde gerçekleştirildiğini, yapılan icra takibinin muacceliyet şartı oluşmadan gerçekleştirildiğinin tespit edildiğini bildirmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyan ve itirazlar dosyaya ibraz edilmiş, mahkememizce bilirkişi raporuna itirazların değerlendirilmiş oluşu, ek rapora yönelik yapılan itirazlar hususunda da mahkememizce karar verilebileceği anlaşılmakla, ek rapor aldırılması yada yeni bir heyetten rapor aldırılması taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Asıl ve birleşen davalar, … dikim işi nedeniyle eser sözleşmesi ilişkisi kapsamında cari ilişkiye dayalı ve faturaya bağlanan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptaline; karşı dava ise ayıplı işler bedeli ile yapılan masrafların tahsili talebine ilişkindir.
Değerlendirme ve Kanaat:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın 3 farklı icra dosyasında takibe konu edilen farklı fatura alacaklarına dayalı icra takiplerine yapılan itirazların iptaline yönelik olması ayrıca davalı tarafça karşı dava açılmış olması sebebiyle hem delillerin daha sağlıklı değerlendirilmesi hem de birleşen dosyalar açısından her bir birleşen davanın ayrı bir dava olması sebebiyle önce taraflar arasındaki ilişkinin genel bir anlatımı ve uyuşmazlık noktaları üzerine durulacak daha sonra her bir dosya üzerinden ayrı ayrı değerlendirme yapılacaktır.
Davacı ile davalı arasında … Dikim sözleşmesinin imzalandığı, söz konusu … Dikim Sözleşmesi uyarınca davacı tarafından davalıya her bir icra dosyasında farklı takibe konu edilen faturalar yönünden değişik hizmetlerin verildiği mahkememizin asıl dosyası olan … E. Sayılı dava dosyasına konu olan …. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasındaki takibin 30/07/2011 tarih … seri nolu faturaya ilişkin başlatıldığı, söz konusu faturanın davacı tarafından dikimi yapılarak davalıya satılan erkek pamuklu dokuma pantolonlarına ilişkin olduğu, birleşen … E. Sayılı dosyaya konu olan …. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasında takibe konu olan faturaların ise 25/07/2011 tarih … seri nolu ve 03/08/2011 tarih … seri nolu faturalara ilişkin olduğu ve pamuklu dokuma kumaşa yönelik olduğu birleşen … E. Sayılı dosyada ise …. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasında takibin 17/03/2011 tarih … seri nolu toplam bedeli 72.309,50 EURO karşılığı 172.564,88 TL’lik fatura olduğu ve bu faturanın kadın pamuklu dokuma pantolona yönelik olduğu, takibin de bu faturadan bakiye alacak kalan 20.052,10 EURO’ya ilişkin olduğu görülmüştür.
Yine karşı dava yönünden ise davalı-karşı davacı tarafından davacı-karşı davalının ürettiği pantolonların ayıplı olduğu ve bu nedenle zararının doğduğu iddia edilmiştir. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemeleri, davalı-karşı davacının iddiaları göz önüne alındığında ayıp iddialarının Mahkememizle birleşen kapatılan …. ATM … E. Sayılı dosyasındaki takibe konu edilen faturaya ve bu faturada satışı yapılan kadın dokuma pantolonlarının ayıplı olduğunun iddia edildiği, asıl davamıza konu olan erkek dokuma pantolonları ile birleşen … sayılı dosyada takibe konu edilen faturalarda satışı yapıldığı belirtilen dokuma kumaşlar yönünden ise herhangi bir ayıp iddiasında bulunulmadığı görülmüştür. Bu bağlamda ayıbın bulunup bulunmadığı ile ilgili iddia ve değerlendirmeler birleşen … E. Sayılı dava dosyasında söz konusu fatura bedelinden kalan kısım için yapılan icra takibi ile karşı dava kapsamında aşağıda birlikte değerlendirilecektir.
Yine davalı tarafından takipten sonra yapılan ödemelerinde Borçlar Kanunu 100. maddesi uyarınca düşülmesi gerekmiş, söz konusu düşüm yapılırken bilirkişiler tarafından vekalet ücreti ve işlemiş faiz hesaplarının yanlış yapıldığı göz önünde tutularak söz konusu işlem yeniden bir rapor almayı gerektirecek nitelikte olmaması sebebiyle mahkememizce resen yapılmıştır.
Buna göre;
1-Asıl davaya konu …. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyası yönünden: Söz konusu dosyada …. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasında takibe konu edilen 30/07/2011 tarihli … seri nolu 110.701,25 EURO karşılığı 285.502,96 TL’lik fatura için takip yapıldığı, bu faturada takibe konu olan fatura ve takip miktarı fatura bedeli için taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlığın bulunmadığı yine faturaya konu malların teslimi hususunda da herhangi bir anlaşmazlığın bulunmadığı görülmüştür. Söz konusu dosyada 110.701,25 EURO asıl alacak, 738,01 EURO işlemiş faiz talebinde bulunulmuştur.
Her ne kadar davalı tarafça ödeme süresinin henüz gelmediği, ödemenin nihai müşteriden ödeme geldiği gün yapılması gerektiği noktasında bir itiraz ileri sürülmüş ise de ihraç ettiği ürün bedellerinin nihai müşteriden daha sonra geldiğine ilişkin dosyaya herhangi bir belge ve delil ibraz etmemiştir. Dolayısıyla davalının takip sırasında henüz alacağın muaccel olmadığı yönündeki iddialarına değer verilmemiştir. Kaldı ki sözleşmedeki satış ve ödeme koşullarının 3. Maddesinde “mal bedelinin ödemesi nihai müşteriden geldiği günkü döviz kurundan yapılacak, merkez bankası esas alınacaktır ve imalatçının fatura kestiği tarihteki döviz kuru üstünde değişiklik oldu ise kur düzeltme faturası kesilecektir.” şeklinde bir düzenlemenin bulunduğu, burada ödemenin nihai müşteriden ödeme geldiği tarihteki kur değerinin esas alınacağının düzenlendiği, yoksa ödemenin nihai müşteriden ödeme geldikten sonra yapılacağı anlamını taşımadığı, bunun dışında davacı ile davalı arasında ödemenin hangi tarihte yapılacağına yönelik bir sözleşmenin bulunmadığı, dolayısıyla edimlerin birlikte ifa kuralı gereği davacının fatura kestiği tarih itibariyle davalının ödeme borcunun doğduğu görülmüştür. Davacı tarafından 08/09/2011 tarihinde takip başlatılmış 14/09/2011 tarihinde davalı tarafından 44.996,31 EURO’luk ödeme gerçekleştirmiştir. Takip çıkışı 111.439,26 EURO olup, takip tarihindeki kur üzerinden takip miktarının değeri 273.549,95 TL’dir. Söz konusu miktarı A.A.Ü.T gereği icra dosyası vekalet ücreti olarak 22.363,00 TL icra vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmektedir. Söz konusu vekalet ücretinin 14/09/2011 tarihi itibariyle EURO karşılığı değeri, 9.110,27 EURO’dur. Dolayısıyla kısmi ödemenin yapıldığı, 14/09/2011 tarihi itibariyle davacı alacağı 110.701,25 EURO asıl alacak, 738,01 EURO işlemiş faiz, 9.110,27 EURO icra vekalet ücreti alacağı olmak üzere toplam alacak miktarı 120.549,53 EURO’dur.
Davalı tarafından 14/09/2011 tarihinde 2 ödeme yapılmıştır. Bunlardan bir tanesi bu takibe konu olan fatura karşılığında yapılmış olup, ödeme dekontlarına ve davalının davacı nezdinde tutmuş olduğu cari hesabına 44.996,31 EURO olarak işlenmiştir, yani yapılan bu ödemenin bu dosyada takibe konu olan fatura için yapıldığı, davalı defterlerinden anlaşılmış yine davacıya bu hususta beyanda bulunması için süre verilmiş, davacı da bu ödemeyi bu dosya da takip ve davaya konu edilen 110.701,25 EURO’luk faturadan mahsup ettiğini belirtmiştir. Bu bağlamda 14/09/2011 tarihinde yapılan bu ödeme 120.549,53 EURO’luk toplam alacaktan 44.996,31 EURO düşüldüğünde takibin 75.553,22 EURO asıl alacak üzerinden devam etmesi gerektiğine, itirazın bu miktar üzerinden iptali ile takibin 75.553,22 EURO asıl alacak üzerinden devamına karar vermek gerekmiş, yine takibe ödemenin yapıldığı 14/09/2011 tarihinden itibaren kamu bankalarının EURO cinsine uyguladığı en yüksek 1 yıllık mevduat faiz oranının uygulanmasına karar vermek gerekmiş. Ayrıca İİK’nun 67/2 maddesi uyarınca alacağın faturaya dayanması ve likit olması sebebiyle takip ve itiraz tarihindeki şekline göre kabul edilen 75.553,22 EURO’nun takip tarihindeki değeri olan 185.460,49 TL’nin %40’ı oranında olmak üzere 74.184,20 TL icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş, yine Borçlar Kanunun 100. Maddesi uyarınca davacı lehine icra dosyasında takip çıkışı üzerinden ve 14/09/2011 tarihine kadar vekalet ücretinin takdir edildiği ve davalı tarafından yapılan kısmi ödemede Borçlar Kanunun 100. Maddesi uyarınca öncelikle faiz vekalet ücreti gibi ferilerinden düşüm yapıldığı, bu bağlamda takip çıkışı üzerinden davacı tarafın icra dosyasında talep edebileceği vekalet ücretinin tahsilinin kısmi ödeme ile sağlandığı anlaşıldığından icra müdürlüğü tarafından mükerrer bir vekalet ücreti hesaplanmaması için hükmün gerekçesine bu açıklamayı yapmak gerekmiştir.
Mahkememizce verilen ilk karardan sonra İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15.Hukuk Dairesinin 2019/327 esas 2019/841 karar sayılı hükmü ile taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 3.bendinde mal bedelinin ödemesi nihai müşteriden geldiği günkü döviz kurundan yapılacak, Merkez Bankası esas alınmaktadır ve imalatçının fatura kestiği tarihteki döviz kuru üstünde değişiklik olduysa kur düzeltme faturası kesilecektir düzenlemesinin bulunduğu, belirtilen madde metni içeriği ve düzenlenen sözleşme hükmü birlikte değerlendirildiğinde davalı ödemesinin nihai müşteriden para geldikten sonra yapılacağının kararlaştırılmış olduğu, bu nedenle alacağın takip tarihi itibariyle muaccel olup olmadığı hususunun irdelenmesinin gerektiğinden bahisle dosyamızda verilen karar kaldırılmış, kaldırma kararı doğrultusunda mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde davalı şirketin icra takibinden 1 gün önce nihai müşteriden ödeme aldığı, bu itibarla borcun icra takibinden önce 07/09/2011 tarihinde muaccel olduğu, bu kapsamda kaldırma kararı doğrultusunda yapılan inceleme sonrası da eksikliğin giderildiği, ancak alacağın takipten önce muaccel olduğunun tespit edildiği, bu bağlamda mahkememizce bu dosya yönünden önceki verilen hükümde herhangi bir değişiklik yapmanın gerekmediği görülmüştür.
2-Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası yönünden: Söz konusu dava dosyasında …. İcra Müdürlüğünün … T. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptalinin talep edildiği, bu takip dosyasında yukarıda bahsedildiği üzere 25/07/2011 tarih … sıra nolu 33.355,43 USD’lik 55.902,01 TL’lik fatura ile 03/08/2011 tarih … sıra nolu 1.500,36 USD karşılığı 2.548,70 TL’lik pamuklu dokuma kumaşlara ilişkin faturalar olduğu, bu faturaların içeriğindeki mal, fatura bedeli ve değeri malların teslim edilip edilmediği vs. gibi konularda taraflar arasında herhangi bir ihtilafın bulunmadığı, söz konusu takip başlatıldıktan sonra ödeme emrinin 14/09/2011 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, aynı tarihte borçlu tarafından davacıya 34.854,75 USD ödemenin yapıldığı, bu hususun davalı defterleri ve davacı beyanından anlaşıldığı görülmüş olup … sayılı dosyada takip başlangıcının 34.855,79 USD asıl alacak, 259,17 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 35.114,96 USD üzerinden başlatıldığı, takip tarihine göre takip miktarının Türk Lirası karşılığının 61.310,72 TL olduğu, A.A.Ü.T göre davacı tarafın talep edebileceği icra vekalet ücretinin 7.094,18 TL olduğu, bunun USD karşılığının 4.063,10 USD olduğu, kısmi ödeme tarihi itibariyle toplam alacağın 34.855,79 USD, asıl alacak 259,17 USD işlemiş faiz, 4.063,10 USD vekalet ücreti alacağı olmak üzere toplam 39.177,76 USD olduğu, bundan 34.855,75 USD’lik kısmi ödeme düşüldüğünde takibin 4.322,00 USD yönünden itirazın iptali ile takibin devamına karar vermek gerekmiş, yine takibe 14/09/2011 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4a maddesi uyarınca kamu bankalarının USD cinsinden uyguladığı en yüksek mevduat faiz oranından uygulanmasına karar vermek gerekmiş Ayrıca İİK’nun 67/2 maddesi uyarınca alacağın faturaya dayanması ve likit olması sebebiyle takip ve itiraz tarihindeki şekline göre kabul edilen 4322,00 USD’nin takip tarihindeki değeri olan 7,546,21 TL’nin %40’ı oranında olmak üzere 3,018,48 TL icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş, yine Borçlar Kanunun 100. Maddesi uyarınca davacı lehine icra dosyasında takip çıkışı üzerinden ve 14/09/2011 tarihine kadar vekalet ücretinin takdir edildiği ve davalı tarafından yapılan kısmi ödemede Borçlar Kanunun 100. Maddesi uyarınca öncelikle faiz vekalet ücreti gibi ferilerinden düşüm yapıldığı, bu bağlamda takip çıkışı üzerinden davacı tarafın icra dosyasında talep edebileceği vekalet ücretinin tahsilinin kısmi ödeme ile sağlandığı anlaşıldığından icra müdürlüğü tarafından mükerrer bir vekalet ücreti hesaplanmaması için hükmün gerekçesine bu açıklamayı yapmak gerekmiştir.
Bu dosya yönünden davalı taraf satılan ürünlerin kumaş olduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında bulunmadığı, ancak ödeme vadesinin 60 gün olduğunu ileri sürmüştür. Davalı tarafın ödeme vadesinin 60 gün olduğuna ilişkin dosyaya vadenin 60 gün olduğu hususunda beyanlarını destekleyici herhangi bir sözleşme, anlaşma ve yazışma sunmadığı, bu nedenle bir an için söz konusu kumaşların sözleşme kapsamı dışında olduğu değerlendirilse dahi, vadenin 60 gün olduğu yönündeki iddianın davalı tarafça ispat edilemediği, bu nedenle alacağın icra takip tarihi itibariyle muaccel olduğu , yine alacak miktarının hesaplamasında önceki kararımızdaki hükmedilen alacak miktarından herhangi bir fark bulunmadığı anlaşıldığından, bu dosya yönünden de önceki hükmün aynısı kurulmuştur.
3-Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ve karşı dava yönünden değerlendirme;
Birleşen …. ATM’nin … E. Sayılı dava dosyasında takip konusu olan …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında davacı tarafından davalıya kesilen 17/03/2011 tarihli … sayılı 72.309,50 EURO karşılığı 172.564,88 TL’lik faturanın dava konusu edildiği, söz konusu faturada satışı yapılan malzemenin kadın pamuklu dokuma pantolonuna ilişkin olduğu ve bu faturadan kalan kısmi alacağa yönelik olduğu, yine davalı-karşı davacı tarafından malların ayıplı olduğuna ilişkin iddianın da bu faturada satışı yapılan pamuklu kadın pantolonlarına yönelik olması sebebiyle her iki davaya yönelik değerlendirmenin birlikte yapılması gerekmiş, ancak gerek dava konusu takip ve itirazın iptali davası, gerekse karşı davanın ayrı bir dava olması sebebiyle her biri için ayrı ayrı hüküm tesis edilmiştir.
Her iki dosya yönünden çözüme ulaşabilmek için öncelikle davacı tarafından satışı yapılan kadın dokuma pantolonlarının ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise davalının söz konusu ürünlerin ayıplı olarak kabul etmiş sayılıp sayılmayacağı, ayıplı mal bedelinden davacının sorumlu olup olmadığı gibi hususların değerlendirilmesi gerekmiştir.
Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemelerinde düzenlenen raporlara göre davalı- karşı davacı tarafından yaptırılan delil tespiti dosyasında aldırılan bilirkişi raporunda davaya konu edilen pantolonların ayıplı olduğu, 6154 adet ayıplı ürünün ihraç bedeli olan 11,75 EURO’dan hesaplandığında delil tespiti talebinde bulunan davalı-karşı davacı şirketin toplam zararının 69.786,36 EURO olduğu, TL karşılığının 171.674,45 TL olduğu ve 20.185,70 TL delil konusu ürünlerin ihracı ve gümrükten geri çekilmesi için gerekli masraf bedeli olduğu, toplam zararın 191.860,15 TL olduğu bildirilmiş mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemelerinde ise aldırılan 17/03/2014 tarihli teknik bilirkişi raporunda bahse konu ürünlerin fiziksel görünüm olarak ve ölçüsel olarak herhangi bir sorunun bulunmadığı, sözleşmedeki özelliklere ve kumaşın niteliğine göre dikilecek bedenlerin + – 2 cm’lik hata payı ile dikildiğinin tespit edildiği, bunun da normal olduğu belirtilmiştir. 26/03/2015 tarihli bilirkişi raporunda ise pantolonların keşif sırasında tespit edilen ölçü değerlerinin talep edilen ölçü değerlerinden farklı olduğu, bu farkın kabul edilebilir tolerans değerleri sınır dışında olduğu, keşfen tespiti yapılan bu pantolonların müşteri tarafından kabul edilmeyecek uygun olmayan ürünler olduğu, söz konusu ayıbın basit bir ölçme işlemi ile saptanabilen dokuma kumaştan imal edilen 5654 adet bayan pantolonun açık ayıplı olduğunu, söz konusu pantolonların piyasada ikinci kalite ürün olarak uygun alıcı bulunduğu takdirde pazar malı veya ihraç fazlası şeklinde ticari olarak değerlendirilebileceği 5650 adet pantolonun iç pazarda değerlendirilmesi halinde tanesi 7,00 TL’den toplam 39.578,00 TL’ye satılabileceği, bu bedelin satış fiyatından indirilebileceği şeklinde rapor düzenlenmiştir. Bu iki rapor arasındaki çelişki dikkate alındığında dosya yeniden … Mühendisi Bilirkişi …’a tevdi edilmiş, her iki bilirkişi raporundaki çelişkinin giderilmesi ve davacı tarafından üretilip davalıya satışı yapılan 6154 adet kadın dokuma pantolonundan 500 adedinin satışının yapıldığı, kalan 5654 adedinin iade edildiği belirtilerek bu pantolonların ayıplı olarak üretilip üretilmediği, ayıplı üretim varsa bu ayıbın açık ayıp ya da gizli ayıp niteliğinde olup olmadığı, açık ayıp var ise davalı tarafın kontrol ve muayene yükümlülüğü ile taraflar arasında akdedilen sözleşmedeki hükümlere göre davalının kontrol ve muayene yükümlülüğünün olup olmadığı, kontrol ve muayene yükümlülüğü yok ise sözleşmedeki teknik şartlar uyarınca ayıptan davacının sorumlu olup olmadığı, davacı tarafça üretilen ürünlerde ayıp var ise bu ayıbın üretilen ürünün iadesini gerektirecek nitelikte olup olmadığı, söz konusu üründeki ayıbın iadeyi gerektirmeyecek tarzda ise bedelden indirim yapılmasının gerekip gerekmediği, bedelden indirim yapılacaksa indirim miktarının ne kadar olacağı hususunda rapor düzenlenmesi istenmiş, sunulan raporda bilirkişi tarafından daha önceki bilirkişi raporlarının arasındaki çelişkinin ölçümlerdeki tolerans farkından kaynaklandığı + – 2 cm’lik değerin beden farklılığına neden olacağı için kabul edilebilir bir değer olmadığı, dolayısıyla tolerans değerinin küçük tutulması gerektiği için ürünlerin ayıplı olduğunu iddia eden bilirkişi raporlarının daha doğru olduğu, yine davaya konu ürünlerde fazla iplik, leke ve ölçü hatalarının tespit edildiği, söz konusu hataların çıplak gözle incelenmesi halinde tespit edilebilecek nitelikte olduğu ve ürünlerin açık ayıplı olduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin b maddesine göre davacının ürünlerin istenilen şartlara uygunluğundan sorumlu olduğu, yine sözleşmenin g maddesine göre davalının üretimin her safhasında ürünlerin kontrol ve muayenesini yapabileceği, ancak bunda bir yükümlülük ve zorunluluk olmadığı, kendi isterse istediği zaman kontrol ve muayene etmeye izinli olduğu h maddesine göre ise davalı ürünleri kontrol etmeden teslim alsa da davacının ürünleri anlaşılmış olan şartlarda teslim etme yükümlülüğünün olduğu, yine mülkiyetin devri bölümünün 2. maddesine göre davalının kontrol ve muayene yükümlülüğünün olmadığı, ancak isterse kontrol ve muayene edebileceği, davacının ürünlerin kalitesini garanti verme yükümlülüğünün bulunduğu, ürünlerin ileride ayıplı çıkması halinde davacının mallar ile ilgili yapılan ihbarın yasal süre içerisinde olmadığını iddia edemeyeceğinin düzenlendiği, söz konusu ürünlerin yani ayıplı malların ihraç fazlası olarak iç piyasada 56.540,00 TL’ye satılabileceği şeklinde rapor düzenlendiği görülmüştür.
Mahkememizce gerek tespit raporu gerekse mahkememizce aldırılan 2. ve 3. Rapordaki tespitler göz önüne aldırıldığında davacı tarafından üretilen kadın pantolonların + – 2 cm miktarında ölçü farklılıklarının ve ölçü hatalarının tespit edildiği, aynı bedendeki 2 pantolondan birinin olması gereken beden ölçüsünden 2 cm daha kısa iken diğerinin 2 cm daha uzun olduğunu, dolayısıyla aynı bedendeki 2 pantolonda birbiriyle oluşan ölçü farklılıklarının 4 cm kadar çıkabildiği, ihraç edilen bu malların bu şekilde satılması halinde üretilen beden ile fiilen dikilen pantolon bedenin birbiriyle uyuşmadığı, bu kapsamda üretilen pantolonların ayıplı olarak üretildiği, aynı zamanda pantolonlarla yağ, kir, iplik fazlası gibi fazlalıkların oluştuğunun tespit edildiği, her ne kadar davacı tarafça yağ, kir ve iplik fazlası gibi ayıpların ürünlerin üretilmesinden sonra muhafaza sırasında oluşabileceği iddia edilmiş ise de ürünlerin kapalı koliler içerisinde ve poşet içerisinde bulunduğu gerek tespit ve gerekse mahkemece yaptırılan keşiflerde bilirkişi incelemelerini bu şekilde ürünlerinin sunulduğu dolayısıyla kapalı ve poşet içerisinde bulunan ürünlerdeki beden farklılıkları, ölçü farklılıkları, iplik fazlalıkları gibi ayıpların imalat sırasında oluştuğunun tespit edildiği, gene lekelerinde aynı şekilde imalat sırasında oluşma ihtimalinin daha yüksek olduğu (ürünlerin naylon poşet ve koliler içerisinde muhafaza ediliyor olması sebebiyle) bu nedenle ürünlerin davacı tarafça açık ayıplı olarak üretildiğinin tespit edildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi ve satış sözleşmesi özelliklerini içeren karma bir sözleşme olduğu, ancak eser sözleşmesinin daha ağır bastığı, gerek eser sözleşmesi olarak kabul edilsin (Borçlar Kanunun 477. Maddesi uyarınca) gerekse satış sözleşmesi olarak kabul edilsin (Borçlar Kanunun 219 ve 223 maddeleri uyarınca) davalının kendisine teslim edilen ürünün kontrol mükellefiyetinin bulunduğu ayrıca açık ayıplı ürünleri teslim aldıktan sonra süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunması gerektiği aksi takdirde malı ayıplı olarak kabul etmiş sayılacağının düzenlendiği, ancak tarafların buna ilişkin düzenleme yapabileceği yani satıcı ya da yüklenicinin açık ayıplardan da garanti süresi boyunca sorunlu olduğunun kararlaştırabileceği gibi ihbar şartının da ortadan kaldırılabileceği gerek eser sözleşmesinde gerekse satım sözleşmelerinde yüklenici ya da satıcının sorumluluğunu daraltan sözleşmelerin ağır kusur halinde geçersiz sayıldığının düzenlendiği, ancak bu düzenlemelerin satıcı ya da yüklenicinin sorumluluğunu kısıtlayan anlaşmalar için geçerli olduğu, yüklenici ya da satıcının sorumluluğunu genişleten sözleşmeler yönünden yasada kısıtlayıcı bir hükmün bulunmadığı bu bağlamda satıcı ya da eser sahibi yüklenici tarafından açık ayıplardaki sorumluluğu genişleten sözleşmelerin geçerli kabul edildiği, nitekim davacı ile davalı arasında akdedilen sözleşmenin hükümleri incelendiğinde davalının kontrol yükümlülüğünün ortadan kaldırıldığı gibi ürünlerin satış aşamasından sonra dahi nihai üreticiye satılması aşamasında iade edilmesi halinde dahil davacı üretici firmanın hatalı ayıplı üretimden sorumlu olduğunun düzenlendiği, …’nın yani davalının düzeltilemeyecek ürünleri almama hakkının bulunduğu düzenlenmiştir. Tüm bu hususlar dikkate alındığında davacı tarafından davalı adına üretilen 6154 adet kadın pantolonundan 500 adedinin davalı tarafından yurt dışına ihraç edildiği ve burada satışının yapıldığı, kalan 5654 adedinin ise nihai satıcı tarafından ürünlerin ayıplı olması sebebiyle davalı şirkete iade edildiği mahkememizce yaptırılan inceleme sonucunda da ürünlerin açık ayıplı olduğu, sözleşme ile davalı tarafın kontrol ve ihbar yükümlülüğünün ortadan kaldırıldığı, satılan malların nihai tüketiciden dahil iade edilmesi halinde sorumluluğun üretici olan davacı … … Ltd. Şti.’ne ait olduğunun belirtildiği, söz konusu 6154 adet pantolonun davacı tarafından davalıya 72.309,52 EURO’ya satışının yapıldığı, bu bedelden 52.825,68 EURO’nun ödendiği, kalan 19.483,82 EURO yönünden davacı tarafından davalı aleyhine birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasında dava konusu edilen …. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasında icra takibinin yapıldığı, söz konusu ürünlerin ayıplı olduğu ve sözleşme hükümlerine göre davacının bu ayıptan sorumlu olduğu, her ne kadar bilirkişiler tarafından ayıplı olarak üretilen ürünlerin iç pazarda satılabileceği belirtilmiş ise de ihraç etmek amacıyla ürün alan davalının iç piyasada bu ürünleri satma yükümlülüğü bulunmadığından ve ürünlerin ayıplı olması davacının da bu ayıptan sorumlu olduğu göz önünde tutularak davalının eserin reddini talep edebileceği bu kapsamda bakiye alacak için davacı tarafından başlatılan icra takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın haklı olduğu anlaşıldığından birleşen ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davacı tarafın davasının reddi gerekmiştir.
Bu dava yönünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesin 15.Hukuk Dairesi tarafından bu dosyaya yönelik herhangi bir kaldırma kararı verilmemiştir. Burada kadın pantolonları için 72.309,52Euroluk fatura kesilmiş, davalı tarafından bu bedelden 52.825,68Euro kısmı ödenmiştir. Kalan 19.483,82Euro yönünden davacı tarafından İstanbul 7.İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasında icra takibi başlatılmış, davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine bu dosya ile birleşen ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında dava açılmıştır. Yukarıda ayrıntılı olarak anlatıldığı üzere davacı tarafından üretilen kadın pantolonları ayıplıdır ve sözleşme içeriğine göre söz konusu ayıplardan davacının sorumlu olduğu ve davalının bu ürünleri iade hakkının bulunduğu anlaşılmış, dolayısıyla davacının davalı tarafından ödenen bedel dışında (ki ödenen bu bedelin iadesi karşı dava kapsamında istenildiğinden, ödenen bedelin iadesine ilişkin değerlendirme karşı davada yapılmıştır) kalan kısım için başlatılan icra takibi ve itirazın iptali davası yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Karşı dava yönünden ise yukarıda da gerekçelendirilen şekli ile davalı-karşı davacının ayıplı olan bu ürünleri kabul mükellifiyetinin bulunmaması taraflar arasında akdedilen sözleşme gereği ürünlerdeki açık ayıptan dahil davacının sorumlu olduğu, sözleşme ile davalının ihbar yükümlülüğünün ortadan kaldırıldığı, nihai tüketiciden dahil iade edilen pantolonlardaki ayıplardan üretici konumunda olan davacının sorumlu olduğu görülmekle davalının davacı tarafından kendisine teslimi yapılan toplam 6154 adet kadın pantolonundan 500 adedinin satışının yapıldığı, 5654 adedinin ise ihraç edilen ülke tarafından iade edildiği, davalının bu ürünler sebebiyle davacıya fatura bedeli olan 72.309,50 EURO’dan 52.825,68 EURO’sunu ödediği, kalan 19.483,82 EURO yönünden davacı tarafından başlatılan takip sebebiyle birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası sebebiyle davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla davalı – karşı davacı tarafından davacıya yapılan ödeme miktarının 52.825,68 EURO olduğu, faturadaki birim fiyat üzerinden hesaplandığında davalı tarafından 3. Şahıslara satışı yapılan 500 adet ürün bedelinin ise karşılığının 5.875,00 EURO olduğu, dolayısıyla bu rakamın davalı-karşı davacı tarafından davacı-karşı davacıya ödenen 52.825,68 EURO’dan düşülmesi halinde davalı- karşı davacının 46.950,00 EURO zararının kaldığı, davalı-karşı davacı tarafından dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan kur üzerinden alacağın Türk Lirasına sabitlendiği ve Türk Lirası üzerinden karşı dava açıldığı için taleple bağlı kalınarak 46.950,00 EURO’nun karşı dava tarihindeki 2,46 TL’lik kur üzerinden paraya çevrilmesi halinde davalı-karşı davacının zararının 115.497,00 TL olduğu ve bu bedelin tespit dosyasındaki delil dilekçesinin davacıya tebliğ ve istem tarihi olan 19/11/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacı-karşı davacıdan tahsili gerektiği, TBKnun 99/2.fıkrası uyarınca ülke parası dışında başka bir para birimi ile ödeme yapılması kararlaştırılmışsa da, sözleşmede aynı ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça, borç ödeme günündeki ülke parası ile de ödenebileceği, yine 99/3 fıkrasında ise ülke parası dışında başka bir para birimi ile belirlenmiş ve sözleşmede aynı ödeme yada bu anlama gelen bir ifadede bulunmadıkça borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı bu alacağını aynen veya vade yada fiili ödeme günündeki rayiç üzerinden ülke parası ile ödenmesini isteyebilecektir hükmü mevcuttur. Burada karşı davacı karşı dava tarihi itibariyle muaccel olan alacağının dava tarihindeki kur üzerinden TL’ye çevirmiş ve dava dilekçesinde TL’ye çevirdiği bu bedeli avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Davalı-karşı davacı alacağı TL’ye çevirip, TL olarak tahsilini talep ettikten sonra yani başka bir anlatımla vade tarihindeki kuru seçip bunu talep ettikten sonra artık ıslah sureti ile dahil yeniden alacağını yabancı para ile ödenmesini yada fiili ödeme tarihindeki karşılığının ödenmesini isteyemeyecektir. Nitekim Yargıtay’ın mezkur içtihatları da aynı yöndedir. Davalı-karşı davacı karşı dava dilekçesi ile 6154 adet ürünün ihraç bedeli olan 11,75 Eurodan karşılığı olan 69.786,36Euronun dava tarihindeki kur olan 2,46TL’den değeri olan 171.674,45TL olarak istemiştir. İkinci istemi ise delil konusu ürünlerin ihracı ve gümrükten çekilmesi ile ilgili yapılan masraf bedeline ilişkindir. Davacı tarafından davalı-karşı davacıya satılan ürün bedeli 72.309,52Eurodur. Bu bedelden davalı-karşı davacı tarafından davacı-karşı davalıya 52.825,68Euro ödenmiş olup, yine davalı -karşı davacı tarafından 500 adet ürün üçüncü şahsa satılmış ve bunların bedeli tahsil edilmiştir. Üçüncü şahıslara satışı yapılan 500 adet ürün bedeli olan 5.865.000Euro düşüldüğünde davalı – karşı davacının ödediği ve iade alması gerektiği bedel 46.950Eurodur. Yukarıda bahsedildiği üzere davacı taraf BKnun 99.mad uyarınca yabancı para cinsinden olan alacağını vade tarihi (muaccel olduğu tarih olan dava tarihi itibariyle) itibariyle TL cinsinden seçimini yapıp, bu miktar üzerinden dava açtığı, dolayısıyla davanın TL üzerinden açıldığı, davalı-karşı davacı tarafından söz konusu seçim yapıldıktan sonra yabancı paranın değer kazanması sebebiyle her ne kadar sonradan ıslahla alacağını yabancı para cinsinden ödenmesi talep edilmiş ise de, bu seçim yapıldıktan sonra dövizin düşüp artması ile orantılı olarak ilgili talebin bu talebini ıslahla dahi değiştiremeyeceği, bu nedenle ayıplı mal bedeli olan 46.950Euro karşılığı 115.497TLyönünden karşı davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, yine her ne kadar tespit dosyasında davacı zararı olarak bilirkişi tarafından ürünlerin gümrükten geri çekilmesi masrafı olarak 20.185,70 TL’yi aşkın bir bedel gösterilmiş ise de gerek tespit dosyasında gerekse mahkeme dosyasında gümrükten geri çekmeye ilişkin yapılan masraflara yönelik herhangi bir belge ibraz edilmediği ve bunu aşan zararın delillendirilmediği anlaşıldığından karşı dava yönünden davalı tarafından davacıya ödenen 52.825,68 EURO’dan 500 adet pantolonun satış bedeli olan 5.875,00 EURO düşüldükten sonra kalan miktar olan 46.950,00 EURO’nun o tarihteki kur üzerinde değeri olan 115.497,00 TL yönünden karşı davanın kabulüne karar verilmiş kalan kısımlar yönünden dava reddedilmiş yine karşı dava bakımından davalı-karşı davacının ayıplı ürünlerin bedelinin iade alması sebebiyle birlikte ifa kuralı gereği ayıplı ürünlerinde davacıya teslimi gerektiğinden davalı-karşı davacı tarafından davacı-karşı davalı tarafından teslimine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Asıl davada;
a) Davalı tarafından …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın 75.553,22 € asıl alacak üzerinden itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, takibe 14/09/2011 tarihinden itibaren kamu bankalarının Euro cinsine uyguladıkları 3095 sayılı yasanın 4a maddesi uyarınca en yüksek 1 yıllık vadeli mevduat faiz oranının uygulanmasına,
b) İİK’nun 67/2. Maddesi uyarınca hükmedilen 75.553,22 € alacağın takip tarihindeki TL değeri olan 185.460,49 TL’nin itiraz ve dava tarihindeki şekline göre %40’ı oranında olmak üzere 74.184,20 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine, bunun davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-Kabul edilen dava yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 21.432,23TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d-Red edilen dava yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 12.251,63 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
e-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 12.668,80TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 4.062,25TL ( bu davada 2.694,55TL + icrada 1.367,70TL)nin mahsubu ile bakiye 8.606,55TLnin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
f-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 2.694,55TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
g-Davacı tarafından yapılan 2.293,00TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına (0,67) göre hesaplanan 1.536,31TLsinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın kendi üzerinde bırakılmasına,
2-Birleşen …. ATM’nin … Esas sayılı dosyasında;
a)Takibe konu olan …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yapılan itirazın 4.322,00 USD yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, takibe 14/09/2011 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4a maddesi uyarınca USD cinsine kamu bankalarının uyguladığı en yüksek 1 yıllık mevduat faiz oranının uygulanmasına,
b) İİK’nun 67/2. Maddesi uyarınca 4.322,00 USD’nin takip tarihindeki karşılığı olan 7.546,21 TL’nin takip tarihindeki ve dava tarihindeki şekline göre %40’ı oranında olmak üzere 3.018,48TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine, bunun davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-Kabul edilen dava yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 4.080,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d-Red edilen dava yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 7.789,39TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
e-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 515,48TL karar ve ilam harcının peşin olarak alınan 910,50TL (604,00TL bu davada + 306,50TL icrada)den mahsubu ile fazla alınan 395,02TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
f-Davacı tarafından bu dava nedeniyle yatırılan 515,48TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Birleşen …. ATM”nin … Esas sayılı dosyası yönünden açılan davanın REDDİNE,
a-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30TL karar harcından peşin olarak alınan 730,95TL(dava açılırken 484,85TL+ icrada 246,10)TLden mahsubu ile fazla alınan 671,65TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
b-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince; 7.198,85TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
c-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
4-Karşı dava yönünden açılan davanın KISMEN KABULÜ ile, 115.497,00TL’nin 19/11/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacı karşı davalıdan tahsili ile davalı karşı davacıya verilmesine, birlikte ifa kuralı gereği ayıplı olduğu belirtilen söz konusu 5654 adet 17/03/2011 fatura tarihli … seri nolu faturaya konu olan kadın dokuma pantolonun davalı karşı davacı tarafından davacı karşı davalıya teslimine,
a-Kabul edilen dava yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 14.922,22TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine,
b-Red olunan dava yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 33.359,48TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine,
c-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 7.889,60TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan (karşı dava ile 2.849,15TL + ıslah ile 5.200,26TL) 8.049,41TLden mahsubu ile fazla alınan 159,81TLnin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı-karşı davacıya iadesine,
d-Davalı-karşı davacı tarafından bu dava nedeniyle yatırılan 7.889,60TL harcın davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine,
e-Davalı-karşı davacı tarafından yapılan toplam 4.970,00TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına (0,24) göre hesaplanan 1.192,80TLsinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya tarafa verilmesine, bakiye kısmın kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kalan kısımlar yönünden hem asıl, hem birleşen, hem de karşı dava yönünden taleplerin REDDİNE,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/02/2021

Başkan …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Üye …
e-imzalı
Katip …
e-imzalı