Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/398 E. 2023/320 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/398
KARAR NO : 2023/320

DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/06/2019
KARAR TARİHİ : 17/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalının sözleşme konusu mallarını 24 yıl boyunca münhasır dağıtım hakkına sahip olarak Edirne ve Tekirdağ çevresinde belirlenen geniş dağıtım bölgesinde pazarladığını, bu dağıtım faaliyetleri sonucunda davacının, davalının malları için geniş bir müşteri çevresini sıfırdan başlayarak oluşturduğunu, davacının oldukça başarılı olduğundan zaman içinde sözleşme bölgesinin genişletildiğini ve birçok kere davalı tarafından ödüllerle taltif edildiğini, davalının sözleşme süresinin sona erdiği gerekçesiyle dağıtım ilişkisini sona erdirdiğini ve sözleşme bölgesine yeni dağıtıcı atadığını, yeni dağıtıcının davacının müşterilerini kendi müşterileri haline getirerek sözleşme bölgesinde dağıtım faaliyetlerine devam ettiğini, bu suretle davalının, davacının yarattığı müşteri çevresiyle dağıtım faaliyetlerine devam ettiğini ve bu müşteri çevresinden önemli bir menfaat elde ettiğini, 1999 yılından 2018 yılında sözleşmenin feshine kadar taraflar arasında tek satıcılık ilişkisi bulunduğunu ve sözleşme bölgesinde tek satıcı olarak dağıtım faaliyetlerine bulunulduğunu, davalı şirketin tek satıcılığının davacı şirketin tek yetkilisi…’ın babasına ait…isimli işletme ile başladığını akabinde davacının babasının vefatı üzerine kurulan ve tek yetkilisinin …olduğu…Ltd.Şti.ile devam ettiğini ve daha sonra davalının talebi üzerine sadece davalı şirket için kurulan davac… Tic.Ltd.Şti.ile toplamda 24 yıl boyunca devam ettiğini, davacı şirketin sahibi ve yetkilisi olan… ve babasının 1999 yılından 30/04/2018 tarihine kadar ilk önce Edirne
ili Keşan, İpsala, Uzunköprü, Meriç ile tüm ilçeleri ve Tekirdağ Malkara ve Şarköy ilçelerinde ve daha sonra davacı şirketin bölge birinciliklerinden dolayı Edirne merkez ile Lalapaşa, Süloğlu, Havsa, Kırcasalih, Enez ilçeleri de eklenerek tek satıcılığını devam ettirdiklerini, davalının Üsküdar…Noterliğinin 13/04/2018 tarihli …8 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile 30/04/2018 tarihi itibarı ile sözleşmenin 10.1.1 maddesi ve taraflar arasında imzalanan ek protokol uyarınca başkaca ihbara gerek kalmadan sözleşmenin sona ereceğini ihtar ederek sözleşmeyi sona erdirdiğini, sözleşmenin tek satıcının kusuru dışında bir sebeple sona erdiğini, davacının tek satıcılık sözleşmesinin ifası sırasında sözleşme konusu ürün için müşteri çevresi oluşturduğunu ve müşteri çevresini önemli ölçüde geliştirdiğini, davalının sözleşmenin sona ermesinden sonra davacının oluşturduğu müşteri çevresinden yararlanmaya devam ettiğini, sözleşmenin 8.12, 8.13 ve 8.14 hükümlerinin uygulanması sonunda sözleşme süresi içinde davacının kendi oluşturduğu müşteri çevresine ait bilgileri davalıyla paylaştığını, davalının sözleşmeyi feshettikten hemen sonra aynı sözleşme bölgesinde sözleşme konusu aynı ürünleri dağıtması için …i Gıda San.Tic.A.Ş.isimli şirket ile çalışmaya başladığını ve davacının edindiği müşterilerinden gelir elde etmeye devam ettiğini, davacının 24 yıl boyunca oluşturduğu müşteri çevresinden artık istifade edemediğini, yarattığı müşteri çevresine artık ürün veremediğini, tek satıcılık sözleşmesi sözleşme süresinin sona ermesinden dolayı sonlandırıldığından tek satıcı olan davacıya uygun bir tazminat ödenmesinin yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere hakkaniyet gereği olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile 1.500.000,00 TL denkleştirme portföy tazminatının arabulucuya başvuru tarihi itibarı ile ticari reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların 16/11/2017 tarihinde bir araya gelerek bir protokol düzenlediklerini ve sözleşmenin yanlızca 6 ay süre için yani 30/04/2018 tarihine kadar uzatılması ve bu tarihte sona ermesi hususunda mutabık kaldıklarını, tarafların ortak iradelerinin sonucu olarak taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 30/04/2018 tarihinde sona erdiğini, davalının keşide ettiği Üsküdar …Noterliğinin 13/04/2018 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesinin fesih bildirimi olmayıp zaten davacının da bilgisi dahilinde olan bazı hususların bir kez daha hatırlatılmasından ibaret olduğunu, taraflar arasındaki mevcut bayilik ilişkisinin ilk olarak 26/11/2014 tarihinde başladığını ve yanlızca 26/11/2014-30/04/2018 tarihleri arasında geçerli olduğunu, davacının önceki bayiler ile aynı şirketler topluluğu içinde yer alıyor olmasının davacıya 03/11/2014 tarihinden önce diğer şirketlerle akdedilmiş bayilik sözleşmelerine dayanak bir talepte bulunma hakkını vermediği gibi davacının 1999 yılınan bu yana davalı şirket ile bayilik ilişkisi içerisinde bulunduğu anlamına da kesinlikle gelmediğini, portföy tazminatının bir bayinin yanlızca kendisinin bulduğu yahut kazandırdığı müşteriler nedeniyle talep edebileceği bir tazminat türü olduğunu, taraflar arasında bir bayilik ilişkisinin bulunmasının davacının mutlak surette portföy tazminatına hak kazandığı anlamına gelmediği gibi bu hususta ispat yükünün de davacıya ait olduğunu, somut olayın koşulları değerlendirildiğinde ve tütün sektörünün kendine has özellikleri dikkate alındığında davacının bulmuş olduğu ve/veya davacı tarafından kazandırılmış herhangi bir müşterinin söz konusu olmaması nedeniyle davacının portföy tazminatına hak kazanmasının mümkün olmadığını, davacının satış yaptığı bakkal, büfe, tekel bayi, market gibi satış noktalarının davacı daha henüz kendilerine ulaşmadan evvel aldıkları satış ruhsatları mukabilinde davalı şirketin otomatikman birer müşterisi haline geldiğini, tütün sektörünün kendine has özelliği kapsamında davacının kişisel gayreti yahut çabası ile oluşturduğu bir müşteri çevresinden bahsetmenin zaten mümkün olmadığını, davacının aksini iddia etmesi halinde ancak davalıya ait tütün mamüllerini satma iradesi daha önce hiç olmamasına rağmen kendi kişisel gayret ve çabası ile satış ruhsatı almasını sağladığı ve buna mukabil satış yapmaya başladığı müşterileri açıkça ortaya koyması gerektiğini, bir satış noktasının yanlızca belirli firmalara ait tümün mamullerinin satışı yapamayacağını, satış noktaları ile bu yönde anlaşmalar yapılamayacağını, satış noktaları tarafından farklı firmalara ait tümün mamullerinin satışının yapılmasının zorunlu olduğunu, davalıya ait ürünlerin piyasaya yeni yahut ilk kez davacı ile birlikte giren ürünler olmayıp davacının bayilik sözleşmesini devraldığı tarihten çok daha öncesinden bu yana zaten bilinen ve satış noktalarınca tercih edilen ürünler olduğunu, davacının her ne şekilde olursa olsun reklam ve tanıtımı yasak olan ürünlerin satışını yaptığını, davacının yükümlülüğünün aslında sadece bayilik sözleşmesi ile belirlenen coğrafi bölgede satış noktalarından gelen tümün mamulü taleplerini karşılamak olduğunu, var olan müşterilerle olan ilişkilerin korunması ve geliştirilmesinin de davalı şirket çalışanlarınca sağlandığını, bu nedenlerle davanın
reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilmiş olup, Üsküdar …Noterliğinin 13/04/2018 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi, bayilik sözleşmeleri ve protokoller, ürünlerin pazar payları ile marka değerlerini ve satış rakamlarını gösteren tablo, belge ve kayıtları, davacı şirketin 2015-2016-2017 yıllarına ait kurumlar vergisi ve 2018 yılı 1.dönem kurum geçici vergisi beyannameleri, yatırım faturaları, …Tic.Ltd.Şti.ye ait 2014 yılı kurumlar vergisi,
Davalının ticari defter ve kayıtlarının İzmir/Torbalı’da olduğu bildirilmekle İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak taraflar arasında yapılan bayilik sözleşmesinin sona ermesi ile tek satıcı yetkisinde olan davacının, davalıdan aldığı komisyon oranının 2013-2018 yılları arasında beş yıllık ortalaması alınarak 1 yıla denk gelen kısmının hesaplanarak rapor tanzimi istenmiş, İzmir …ATM … talimat sayısı ile alınan 23/03/2022 tarihli raporda; davacı firmanın 1993 yılında sigara satışını devlet tarafından TEKEL eliyle yapmış olduğu, 1994 yılında yapılan özelleştirme ile … firmasının ilk bayisi olarak ticari ilişkilerinin başladığı, davacının faaliyet gösterdiği coğrafi bölgede , davalı…’ ya sıfırdan başlayarak müşteri kazandırdığı ve 2018 yılı Nisan ayı sonuna kadar 2.360.916 adetlik karton satışına ulaştığı, son yılda (bir takvim yılı) 2.360.916 adet karton sigara satışına ulaştığı ve davalı firmanın, davacının kazandığı 150 bayisine satış yapmaya devam ettiği, bu karton satış rakamının artış göstermiş olabileceği, ancak hesaplamada son bir takvim yılında yapılan karton satış adedi baz alınarak bir takvim yılı için ortalama ürün başına elde edilen karın aritmetik ortalamasının 0,66 TL olduğu, satışa devam eden davalı firmanın, davacının ortalama 2.360.916 adet kartonx0,66 TL =1.558.204,56 TL yıllık gelir kaybına neden olduğu, bu değerin tazminat hesaplamasında birinci kriter olarak alınması gerektiği, davacının teknoloji alt yapısı ve sistem geliştirme için yaptığı yatırımların ise son dört yıl için toplam 1.654.982,00 TL olduğu, bu masrafların toplamının tazminat bedelinde ikinci kriter olarak hesaplamada kullanılması gerektiği, tek satıcı müşteri tazminat talebinin hesaplanmasında kullanılması gereken yöntemin sözleşme süresince yani 24 yıl 120 gün olarak yapılması gerektiği, davalının tek satıcısı olarak faaliyetini sürdürmesi ile ürün satışını ve müşteri edimini davacıya bırakması ile kendi çabası olmadığı gözönüne alınarak buna göre hesaplamanın son beş yıl için ortalama yıllık gelir/komisyon oranı hesaplamasına ilişkin olması nedeni ile 1.558.2014,46 TL olarak bulunduğu, dağıtılan ürünlerden davacı taraftan ürün alan bayilerin 1.330.431 TL hediye puan kazandığı, 115.226 TL hediye puanının sözleşme bitiş tarihine kadar dağıtıldığını, 10/05/2018 tarihine kadar 27.223 adedinin dağıtıldığını, hediye puanların TL karşılığının (1 puan 0,21 TL olarak belirlenmekle) 279.390,51 TL olduğu ve bu bedelin davalı firma tarafından karşılandığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ olunmuş, taraf vekilleri rapora karşı beyan ve itiraz dilekçelerini dosyaya ibraz etmişlerdir.
Davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının Keşan’da olduğu bildirilmekle Keşan Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak mali müşavir, sektör bilirkişisi ve nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetine dosya tevdii edilerek aynı hususta rapor tanzimi istenmiş, Keşan …Asliye Hukuk Mahkemesinin… talimat sayısı ile alınan raporda; Sözleşmenin 30.04.2018 tarihinde sonlanmasından geri doğru 5 yıllık dönemler karı için 2017, 2016, 2015, 2014, 2013 yılları için kesinleşmiş bilançoları ve kurumlar vergisi beyanlarının esas alındığı, davacı şirketin 2018 yılı ara dönem yani 30.03.2018 bilançosu sadece 3 aylık dönemi gösterdiğinden ve kesinleşmemiş olduğundan dolayı geriye doğru 5 yılın içine dahil edilmediği, 5 yıllık toplam karın 6.563.954,67 TL olduğu, davacı şirket bayiliği 03.11.2014 tarihinde devraldığından ve sözleşme 30.04.2018 tarihinde sonlandığından davacı şirketin 2015,2016,2017 yılları kesin bilanço karlarının hesaplamaya dahil edildiği, dava dışı… Ltd. Şti. Firmasının ise 2013 ve 2014 yılları karının ortalamaya alındığı, tüm bunlarla birlikte karın 5 yıllık ortalamasının 1 yıla tekabül eden kısmının 1.312.790,93-TL olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ olunmuş, Davacı vekili 23/06/2022 tarihinde sunduğu dilekçesi ile delil ıslahı talebinde bulunarak bir kısım deliller ibraz etmiş, davalı vekili 24/06/2022 tarihli dilekçesi ile, davacı vekilinin delil ıslahı dilekçesine itiraz ettiklerini beyanla sonradan sunulan delillerin dikkate alınmamasını talep etmiştir.
Talimat aracılığı ile aldırılan her iki bilirkişi raporu arasında uygulanabilecek portföy tazminatının tavan miktarı konusunda farklılık bulunması, ayrıca raporların hüküm vermeye elverişli olmaması sebebiyle dosya mali müşavir, sektör bilirkişisi ve nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilerek talimat mahkemelerince yaptırılan incelemeler dikkate alınarak ve taraflar beyan ve itirazları gözönünde bulundurularak rapor tanzimi istenmiş, düzenlenen 13/02/2023 tarihli raporda; denkleştirme istemi bakımından taraflar arasındaki ticari ilişkinin 01.11.1999 tarihine kadar
geriye götürülemeyeceği, 26.11.2014 tarihli sözleşme devir protokolünün BK m. 205 anlamında sözleşmenin devri niteliği taşıması,…Ltd. Şti. ile tek satıcılık ilişkisinin 11.05.2009 tarihinden
itibaren kesintisiz bir şekilde devam ettiği nazara alındığında denkleştirme isteminde değerlendirmeler bakımından 11.05.2009 tarihinin başlangıç tarihi olarak
değerlendirilebileceği, davanın tarafları arasındaki Bayilik Sözleşmesinin tek satıcılık sözleşmesi niteliğinde olduğu, TK m. 122 hükümleri nazara alındığında denkleştirme isteminin şartlarının oluştuğu,
sözleşmesel ilişkinin davacının kusuruna dayanmaksızın kendiliğinden sürenin dolmasıyla sona erdiği, davalının marka bilinirliği ve sektördeki yasaklar savunmalarının ancak talep tutarında
indirim şeklinde dikkate alınabileceği, davacı tarafça gerek daha önce grup şirketi olduğu ileri sunulan …Ticaret Limited Şirket (davacı tarafça davalı ile imzalanan sözleşmenin devralındığı şirketle) ile akdedilen ve öncesinde …Ticaret… ile akdedilen sözleşmelerle (sözleşme ilişkisinin 1999 yılında başladığı varsayımı ile yapılan hesaplamada Davacının 1.019.237 TL denkleştirme tazminatı talep edebileceği, davalı iddiası gibi bayilik ilişkisinin davacının sözleşmeyi devraldığı, 26/11/2014 tarihinde devraldığı, 31/11/2014 tarihli sözleşme ile başladığı varsayımı dikkate alınarak yapılan
hesaplamada 1.167.690 TL denkleştirme tazminatı talep edebileceği, davacının markanın tanınmışlığını sağladığı ve bayilik hizmetinin noksansız olarak verildiğinden hesaplanacak tazminat kalemlerinden bir indirim talebinin yerinde olmayacağı kanaati belirtilmiştir.
Dava, taraflar arasında akdedildiği belirtilen tek satıcılık sözleşmesinin feshi sebebiyle TTK 122.maddesi uyarınca denkleştirme tazminatı talebinden ibarettir.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı ile ilk olarak dava dışı …Ticaret-…arasında 01/11/1999 tarihinde bayilik sözleşmesi düzenlendiği, …’ın ölümü üzerine 11/05/2009 tarihli sözleşme ile dava dışı…Ltd.Şti.ile bayilik ilişkisinin devam ettiği, son olarak davacı ile 03/11/2014 tarihli sözleşmesinin akdedildiği, davalının keşide ettiği Üsküdar …Noterliğinin 13/04/2018 tarih …sayılı ihtarnamesi ile bayilik sözleşmesinin 30/04/2018 tarihinde sonlandırıldığı, taraflar arasındaki sözleşme konusunun bayinin davalının ürünlerini perakende satıcılara satış, pazarlama ve dağıtım faaliyetlerini tüm ticari risk, masraf ve faydaları üstlenmek üzere bağımsız bir tüzel kişi olarak kendi nam ve hesabına yürütmesi olduğu, akdedilen sözleşme-yetki belgesi ve protokoller ile Tekirdağ ve Edirne olmak üzere 11 ayrı noktaya dağıtımın davacı tarafından yapıldığı-yapılacağının kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Davalı şirketin 01/11/1999 tarihinde…Ticaret-… ile başlayan tek satıcılık ilişkisinin …’ın vefat etmesi ve akabinde ticaret sicil müdürlüğünden kaydının silinmesi ile sona erdiği, ticari işletme sahibinin ölümü halinde mirasçıları ticari işletmeyi devam ettirebilir. Bu durumda külli halefiyet ilkesi gereği sözleşme ilişkileri de mirasçılara geçer. Taraflar arsındaki sözleşmeler incelendiğinde sözleşme hükümlerinin, içeriğinin ve sözleşme ekinde yer alan bölge sınırlarının aynı olduğu, buna göre taraflar arasındaki tek satıcılık ilişkisinin 01/11/1999 tarihli Bayilik Sözleşmesi ile başladığı, sonrasında ise devam ettirilerek 20/12/2004, 11/05/2009 ve ek protokolü, 21/12/2009, 29/06/2010 tarihli ek protokol, 30/04/2014, 03/11/2014, 26/11/2014 tarihli sözleşme devir protokolü, 16/11/2017 tarihli protokol yapıldığı ve tek satıcılık ilişkisinin kesintisiz devam ettirildiği anlaşılmakla davaya konu denkleştirme istemi bakımından başlangıç tarihinin 01/11/1999 tarihi olduğu değerlendirilmiştir.
Tek satıcılık sözleşmesi, ticari hayatın gerekleri doğrultusunda, sözleşme serbestisi ilkesi çerçevesinde ortaya çıkmış bir sözleşme olup, tek satıcılık sözleşmesinin, yapımcı ile tek satıcı arasındaki hukuki ilişkileri düzenleyen, çerçeve niteliğinde, sürekli edimli bir sözleşmedir. Bununla yapımcının, mamullerinin tamamını veya bir kısmını belirli bir bölgede tekel hakkına sahip olarak satmak üzere tek satıcıya bedeli karşılığında düzenli olarak göndermeyi, buna karşılık tek satıcının da sözleşme konusu
malları kendi adına ve hesabına satarak bu malların sürümünü arttırmak için faaliyette bulunmayı üstlenir. Tek satıcının hukuki bakımdan bağımsız olarak kendi adına ve hesabına hareket etmesi, ancak ekonomik bakımdan yapımcının satış organizasyonuna bağlı olması, satılacak mal miktarının başlangıçta kesin olarak saptanamaması ve yapımcının mallarının sürümünü artırma yükümlülüğünün tek satıcı üzerinde olması gibi hususlar, tek satıcılık sözleşmesinin kendisine özgü yapısının başlıca göstergeleridir.
Portföy tazminatının ise kural olarak acenteye özgü olup, bununla birlikte TTKnun 122/5.maddesi kapsamında tek satıcılık ile benzeri diğer tekel hakkı veren sürekli sözleşme ilişkilerinin sona ermesi halinde de portföy tazminatı talep edilebilir.
Denkleştirme talebi (portföy tazminatı) TTK madde 122.’de hüküm altına alınmıştır. Bu hükme göre, acentenin davacıya sağladığı müşteriler veya davacının sözleşme sona erdikten sonra bu müşterilerden sağlamaya devam ettiği faydaya karşılık olmak üzere, acenteye uygun bir tazminat talep etme hakkı tanımıştır. Denkleştirme talebi olarak TTK’da düzenlenen acentenin bu hakkı, doktrinde müşteri tazminatı, portföy tazminatı veya portföy hakkı olarak da adlandırılmaktadır.
TTKnun 122.maddesinde ” (1) Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra; a) Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa, b) Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve c) Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa, acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir. (2) Tazminat, acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamaz. Sözleşme ilişkisi daha kısa bir süre devam etmişse, faaliyetin devamı sırasındaki ortalama esas alınır. (3) Müvekkilin, feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan, acente sözleşmeyi feshetmişse veya acentenin kusuru sebebiyle sözleşme müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmişse, acente denkleştirme isteminde bulunamaz. (4) Denkleştirme isteminden önceden vazgeçilemez. Denkleştirme istem hakkının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde ileri sürülmesi gerekir. (5) Bu hüküm, hakkaniyete aykırı düşmedikçe, tek satıcılık ile benzeri diğer tekel hakkı veren sürekli sözleşme ilişkilerinin sona ermesi hâlinde de uygulanır.” denilmektedir.
Somut olayın şartları dikkate alındığında, bu tazminatın ödenmesinin hakkaniyete uygun düşmesi gereklidir. Bu şartı kanun koyucu acentenin gayretleri ile işletmeyi ve ürününü tanıtma ve imaj yaratma ve rekabet piyasasında pay alma çalışmaları olarak tanımlamaktadır. Ürünün veya işletmenin bilinen ünlü bir marka olması acentenin gayretlerinin göz ardı edilmesine sebebiyet vermemekte ve hakkaniyetin varlığına engel oluşturmamaktadır. Ancak talep edilebilecek bu tazminat, acentenin son beş yıllık faaliyeti neticesinde aldığı yıllık komisyon ve diğer bedellerin ortalamasını aşamaz. Bunun yanında, sözleşme ilişkisinin beş yıldan daha az sürmüş olması durumunda faaliyetin devamı sırasındaki ortalama değer esas alınacaktır. Sözleşmenin feshinde acentenin hiçbir kusurunun bulunmaması gereklidir. Ancak taraflar aksini sözleşme ile kararlaştırabilirler. Portföy tazminatı talep edilebilmesi için acente tarafından işletmeye kazandırılmış olan yeni müşterilerin varlığı ve sözleşmenin devam etmesi halinde kazandırdığı yeni müşteriler dolayısıyla ücrete hak kazanacak olması aranmaktadır.
Tüm dosya içeriği dikkate alındığında, taraflar arasındaki bayilik sözleşmeleri ile yapılan görevlendirmede davacının görevinin sadece dağıtım değil aynı zamanda pazarlamada da olduğu, davacının Tekirdağ ve Edirne olmak üzere 11 ayrı noktada 1999 yılından sözleşmenin sona erdiği 2018 yılına kadar dağıtım ve pazarlama yaptığı, sözleşmelerde satışların artırılması, asgari satış hacimlerine ulaşılmasından bahsedildiği, davalı tarafça davacı bayiiye başarı ödülleri verildiği, sözleşme süresinin sonra ermesi ile sonlandırıldığından davacının kusuru ile sözleşmenin sonlanmadığı, sözleşme süresinin bitmesi ile sonlandırılmasından sonra davacının yıllardır süregelen müşteri portföyünün davalı şirketin yeni tek satıcısı üzerinden devamlılığının sağlandığı anlaşılmakla davalı sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra önemli menfaatler elde etmeye devam etmiştir. Yine tek satıcının müşterileri ile davalının çalışmaya devam ettiği yaptırılan incelemelerden anlaşılmaktadır. Bu da davalının sözleşme ilişkisi sona erdikten sonra davacı tarafından oluşturulan müşteri portföyü ile çalışmaya devam ettiğinin ve bu nedenle bayinin müvekkiline devrettiği müşteri çevresinden gelir elde etme imkanından yoksun kaldığının da göstergesidir. Bütün bu
hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacıya portföy tazminatı ödenmesi hakkaniyete uygun düşmektedir.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi ile, her iki şirketinde ibraz ettiği satış grafikleri arasında ciddi bir farklılığın olmadığı, davacı şirketin …Ltd.Şti.’den devir aldığı tek satıcılık sözleşmesi ile devam ettiği faaliyette…Ltd.Şti.’nin sadece sigara satışları ve bu satışlardan elde ettiği faaliyet karı dikkate alınarak yapılan hesaplamada 2013-30/04/2018 dönemi arasında davacı şirketin toplamda 3.892.299,00 TL faaliyet karı elde ettiği, Yargıtay kararında belirtilen 5 yıllık süre sınırlaması dikkate alındığında 2013 yılının ortalama 8 aylık faaliyet karının 974.211,00/12 ayx8ay=649.474,00 TL olduğu, 5 yıllık faaliyet karının 649.474,00+554.411,00+1.414.257,00+1.773.333,00+1.324.072,00+619.363,00=5.096,184 TL olarak hesaplandığı, bu tutarın 5 yıllık ortalamasının ise 1.019.237,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar bilirkişi raporları arasında davacının talep edebileceği portföy tazminatı miktarlarında farklılık var ise de, davacı ile davalı arasındaki tek satıcılık ilişkisinin uzun yıllar önce başladığı, …Ltd.Şti.ile devam ettiği, …Ltd.Şti.ile kurulan tek satıcılık ilişkisinin 2014 yılında davacı şirkete devredildiği, dolayısıyla tek satıcılık ilişkisinin 5 yıldan fazla sürdüğü, bu nedenle portföy tazminatı hesaplamasında 5 yıldan fazla tek satıcılık ilişkisinin sürmesi esas alınarak hesaplama yapıldığı, ayrıca daha önce yaptırılan incelemelerde 1.Ocak tarihleri esas alınarak portföy tazminatı hesaplaması yapıldığı, oysa karara esas alınan son bilirkişi raporunda 30/04/2018 tarihinden (yani sözleşmenin sona erdiği tarihten) geriye doğru 30/04/2013 tarihinden başlayan 5 yıllık sürenin dikkate alınması gerektiği, bu nedenle son bilirkişi raporundaki bu hesaplamanın hükme esas alındığı, ancak davalı markanın da bilinen bir marka olması, müşterilerin tercihinde davacı acentenin davalıya kazandırdığı müşteri portföyü yanında bizzat davalı markanın bilinen bir marka olması, davacının tekel konumunda satışlarını yaptığı, bu kapsamda davacı lehine hükmedilecek portföy tazminatından %30’luk bir hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği anlaşılmakla portföy tazminatı yönünden açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 713.465,00 TL portföy tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, ayrıca takdiri indirim nedeniyle reddedilen kısım üzerinden davalı tarafa vekalet ücreti takdir edilemeyeceği de gözönüne alınarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur. (Davacı tarafından dava başlangıcında 1.500.000,00 TL portföy tazminatı talep edildiği, davacının TTK 122.maddesi gereğince talep edebileceği toplam portföy tazminatı üst sınırının 1.019.237,00 TL olduğu, hakkaniyet indirimi yapılmadan reddedilecek kısmın 480.763 TL olduğu, bunun üzerinden davalı vekili lehine vekalet ücretine hükmedildiği, ancak hakkaniyet indirimi yapılan %30’luk kısım için ayrıca vekalet ücretine hükmedilmediği)
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABUL – KISMEN REDDİ ile. 713.465 TL portföy tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Kalan kısımlar yönünden davanın reddine,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 48.736,79 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 25.616,25 TL+80,70 TL ıslah olmak üzere toplam 25.696,95 TL ‘nin mahsubu ile bakiye 23.039,84 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan; bilirkişi ücreti, tebligat, posta ve müzekkere masraflarından oluşan toplam 15.605,90 TL yargılama masrafının davanın kısmen kabul ve red oranına göre yapılan hesaplama neticesinde 7.422,84 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, ayrıca bu dava nedeniyle yatırılan 25.616,25 TL peşin + 80,70 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 25.696,95 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından belgelendirilen bir yargılama masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 96.481,15 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile kendini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 70.306,82 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak kendini vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine,
8-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 627,84 TL’sinin davalıdan, 692,16 TL’sinin davacıdan tahsili ile Hazine adına gelir kaydına,
9-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/05/2023

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır

İşbu evrak, 5070 Sayılı Elektronik İmza Yasası kapsamında imzalanmıştır.